DOĞU PERİNÇEK/ ABD emperyalizmi Kızıl Elma’ya niçin düşman? -(TAMAMI)
2002 yılından bugünlere uzanan süreci, CHP anlayamadı. CHP yönetimi vatansız-liberal sözde solcuların etkisi altında kaldı ve o nedenle bocalıyor.
Son Haçlı seferinin hedefleri
Bu sürece damgasını vuran, ABD’nin Ortadoğu’ya saldırısıdır. AKP, bu Haçlı seferinde piyon göreviyle iktidara getirildi. Saldırının hedefleri, ABD emperyalistleri ve AKP tarafından açıkça belirlendi:
- Türk milleti
- T.C.
- Atatürk.
- Hepsinin temelinde Kemalist Devrim.
Saldırıya uğrayan, tek sözcükle millî olandı.
Savaş küresel ile millî arasında idi. Cepheler hâlâ bu eksendedir.
Haçlı seferine direnecek güçler
Haçlının bu saldırısına Millî Güçlerle direnilebilirdi.
2002 yılından beri, Türkiye halkının geleceğini kurtaracak olan programın merkezinde Millî Devlet, Millî Ekonomi, Millî Bağımsızlık, Millî Birlik, Millî Egemenlik vardı.
İşçi Partisi’nin kavradığı gerçek
Bir tek İşçi Partisi bu olayı kavradı. Ve şu gerçeği de saptadı: MHP’nin milliyetçi tabanı, bu süreçte Haçlı saldırısına karşı koyacak eğilimlerin yoğun olduğu bir güçtü. Nitekim sürecin özellikle sonlarında milliyetçi kesim, Türkiye’nin bölünmesine ve Bölücü Anayasaya karşı gittikçe daha kararlı bir tavır aldı.
ABD’nin büyük korkusu
ABD, 1990’dan, özellikle 2002’den sonra yaşanan süreci elbette herkesten berrak görüyordu. Milliyetçilik artık yıpratılmalı, esir alınmalı ve mümkün olduğu kadar denetim altında tutulmalıydı.
ABD’nin en çok korktuğu olay, Millî Güçlerin birleşmesiydi. Bu yöndeki her çaba, Kızıl Elma damgasını yedi. ABD’nin büyük korkusu, Kızıl Elma idi!
Ergenekon-Balyoz dizisindeki tertiplere bakınız, ABD’nin kontrolündeki milliyetçiler hedef değildir; ABD emperyalizmine karşı duran milliyetçiler ise İşçi Partisi ile birlikte hedef alınmıştır.
ABD’nin düşman tanımı, özetle Kızıl Elma’dır. Bu düşmanlık ABD kaynaklarında, daha 2003 yılında Kızıl Elma diye adlandırıldı.
MHP’deki kafa karışıklığı
30 Ağustos 2003 günü İşçi Partili ve Ülkücü gençlerin birlikte yaptıkları “Mehmetçik Coni’ye kalkan olamaz” mitingi, Türkiye tarihinde bir dönüm noktasıdır. İstanbul’da Ülkücü gençler ABD emperyalizmini hedef alan bu mitinge katıldı. Ancak MHP yönetimi, o buluşmaya o gün de soğuk davrandı ve bugün de sahip çıkmıyor. Ergenekon Mahkemesi’ne yolladıkları yazı, utanç vericidir. İstanbul Emniyeti’nin yolladığı görüntülerde, Ülkücü gençler ve MHP’nin gençlik kolları bayrak ve flamalarıyla ordadır. MHP Genel Merkezi, “yokuz” demektedir. Onların olmadığı doğrudur!
Kızıl Elma fırtınası
Haziran 2013 Halk Ayaklanmasına dikkatli bakın, bir Kızıl Elma fırtınası başlamıştır.
MHP yönetimi yine soğuk ama cepheden tavır alamıyor, çünkü milliyetçi taban, gittikçe daha büyük dalgalar halinde bu Halk İsyanına katılıyor. Türk milletinin bütün değerleri ayaklanmıştır. Bayrak, milletin bayrağıdır. Program, milletin devrimdir, Atatürk Devrimidir.
Çarşı Grubundan, mahalle gençliğine kadar herkes Kırmızı-Beyaz’da birleşiyor.
CHP’deki kafa karışıklığı
CHP yönetimi sürece hâlâ kuşkuyla bakıyor. Çünkü Kemalist Devrim, Atatürk, Türk milleti, ülke bütünlüğü konusunda kafalar karmakarışıktır. Bir kısmı ise, Soros’a bağlanmıştır ve BDP ile ittifak eğilimindedir. Bu siyaset, “Kürtleri kazanma” adına kabul ettirilmiştir ve Kürt yurttaşlarımızın PKK’nin kucağına itilmesine hizmet etmiştir.
Kürdümüzü kazanan siyaset
Halk fırtınası kanıtlamıştır ki, Kürdü kazanan siyaset, Türk milleti siyasetidir. Kürt, Türk bayrağıyla ve Atatürk’le kazanılır. Bölücülüğün kuyruğuna takılanlar, Kürdümüzü bölücülüğün kucağına iter. Artık o dönem bitti!
Bu toprakların yasasıdır: Yaşadığımız coğrafyada devrim, Türk bayrağıyla yapılır.
Devrimin tanımı ise, Atatürk’ün adıyla yapılır. Çünkü Kemalist Devrim yarım kalmıştır.
Eşitleyen birliktelik
Haziran Ayaklanması, milliyetçiler ile BDP’ye oy vermiş olan yurttaşları aynı safta toplamaya başladı. İşte bu, büyük çözümdür. Türkiye halkı, Türk bayrağı altında eşit yurttaş oluyor ve özgürleşiyor. Yetenekli sanatçımız Oğuzhan Uğur son şarkısında “Allahımız bir” diyerek, halk içindeki eşitlik tanımına vurgu yapıyor.
AKP iktidarından kurtulmak istiyor muyuz?
Kızıl Elma, bir efsanedir, bir ütopyadır. Ancak bugün gerçekleşebilir bir Hükümet Tasarımıdır.
AKP iktidarından kurtulmak istiyor muyuz, o zaman önümüzdeki Yerel Seçim, Cumhurbaşkanı Seçimi ve Meclis seçiminde geçerli bir tasarım üreteceğiz.
Somut konuşalım, tek çözüm CHP+MHP+İP’nin oluşturacağı Milli Güçbirliği’dir.
Milli Güçbirliği neleri başarır
Milli Güçbirliği,
Bir: Yerel seçimleri kazanır, ülkeyi AKP’li belediyelerden kurtarır. CHP ve MHP, tek başına kazanma şansları olmayan çok sayıda belediye başkanlığını kazanırlar. Her iki parti, Millî Güçbirliğine mecburdur.
İki: Çankaya, ABD ile “2 sayfa 9 maddelik gizli sözleşme” yapanlardan kurtarılır, yeniden Atatürk’ün Çankayası olur.
Üç: Millet Meclisi seçiminde AKP bozguna uğratılır, Milli Meclis ve Milli Hükümet kurulur.
Kızıl Elma’ya yan bakanlar kimlerin hizmetinde
Bu üç maddelik çözümü kim istemez?
Kızıl Elma’nın düşmanı, dün olduğu gibi bugün de ABD emperyalizmidir, AKP’nin Haçlı irticasıdır ve bölücülüktür!
Kızıl Elma’ya yan bakanlar kimlerin hizmetinde, farkındalar mı?