Doğu Perinçek, Erdoğan'ın açıklamalarını değerlendirdi: Türkiye'nin güvenliği doğru mevziye oturdu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Hala Esad’dan umutluyum.’ sözlerini değerlendiren Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek, Cumhurbaşkanı’nın ‘İsrail'e cephe tutuğunu’ ve ‘müttefikini doğru belirlediğini’ vurguladı. Dr. Doğu Perinçek’in açıklamalarını aynen yayımlıyoruz...

“Sayın Cumhurbaşkanımız bu açıklamasıyla kamuoyunun bir kaygısını ve merakını gidermiş oldu. Cumhurbaşkanımız tarihe geçecek bir konuşma yapmıştır. En önemlisi Suriye ve Türkiye'ye karşı ortak tehdidi vurgulamıştır. Bu İsrail tehdididir. İsrail'in arkasında Amerika Birleşik Devletleri var. Cumhurbaşkanımız Türk Devleti’ni ve Türk Devleti’nin güvenliğini doğru bir konuma oturtmuş oluyor. Suriye'ye de tehdit İsrail'den geliyor. Dolayısıyla onlar da bu tehdidin arkasında ABD ve Atlantik Sistemi’nin bulunduğunu bilmektedir. Bu tehdit karşısında dünya kamuoyunun beklentisi, Türkiye ile Suriye’nin teröre karşı işbirliği yapması ve İsrail tehdidine karşı doğrudan doğruya belli başarılar kazanmasıdır. O konuda da Sayın Cumhurbaşkanımız, Sayın Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'la olduğunu söylüyor. Bu çok çok önemli. Suriye ile Türkiye arasındaki işbirliği umut vadediyor.

‘İSRAİL'E CEPHE TUTUYOR MÜTTEFİKİNİ DOĞRU BELİRLİYOR’

“Cumhurbaşkanımız konuşmasının 2-3 yerinde PYD/YPG diye terör örgütlerinin isimlerini sayıyor. Konuşmanın bir yerinde de yine İslam bayrağı altında, İslam'a düşman olan DEAŞ terör örgütünü anıyor. Dolayısıyla toplam olarak baktığımız zaman Cumhurbaşkanımızın uçakta basın mensuplarına yaptığı açıklamada doğru bir mevzi var. İsrail'e cephe tutuyor, müttefikini doğru belirliyor. Beşar Esad'dan umut duyuyor. Hem İsrail vurgusu yapıyor hem de İsrail'in olduğunu belirtmemekle beraber Türkiye'nin hedef aldığı terör örgütlerini açık bir şekilde ifade ediyor.

‘DOĞRU STRATEJİ’

“Bunlara ek olarak yine mevzilenme ile çok önemli vurguları var. Sayın Cumhurbaşkanımız Türkiye'nin, Suriye'nin toprak bütünlüğünden yana olduğunu ve bu toprak bütünlüğünü tehdit edenlerin de İsrail ve terör örgütleri olduğunu belirtiyor. Dolayısıyla Sayın Cumhurbaşkanımız aslında uçakta basın mensuplarıyla yaptığı söyleşide bir strateji kuruyor ve bu strateji doğrudur. Türkiye'ye ve Suriye'ye ortak bir tehdit var. Bu tehdit İsrail merkezlidir. Bu tehdidin aletleri, PKK gibi terör örgütleri ve DEAŞ'tır.

‘KONUŞMANIN DOĞASINDA SİLAHLI İŞBİRLİĞİ VAR’

“Artık burada beklenen Türkiye ile Suriye'nin askeri işbirliğidir. Gerçi Sayın Cumhurbaşkanımız bu işbirliğinin askeri işbirliği olacağını ifade etmedi ama konuşmanın doğasında bu var. Zaten terör örgütlerinden ve İsrail'in silahlı saldırganlığından Cumhurbaşkanımız söz etmektedir. Bu silahlı saldırganlığa ve silahlı teröre ancak silahla karşı konulabilir. Sonuç itibarıyla Türkiye kendisine yönelen tehdide yönelmektedir. Bu tehdit İsrail ve onun arkasındaki kuvvetlerdir. Bu cephe tutulduğu zaman dostlarımız Rusya, İran, Irak'tır. Hatta biraz daha halkayı genişletirsek Yemen'dir, Azerbaycan’dır, Türk Cumhuriyetleri’dir, daha derine indiğimiz zaman Çin’dir.

‘KAYGILARI BERTARAF EDEN AÇIKLAMA’

“Bu arada kamuoyunda Beşar Esad’a yönelik bazı tehditler ifade edilmektedir. Cumhurbaşkanımız bu konuşmasında bu senaryolara değer vermiyor. Yani Suriye'yi bölmek, Beşar Esad'ı devirmek, Suriye'ye bir anayasa yapması konusunda baskılarda bulunmak ve bunları Suriye'den istemek… Cumhurbaşkanı’nın ifadeleri bu şartlardan tamamen uzakta. Bu konudaki kaygıları da bertaraf eden bir açıklama olmuştur. O bakımdan Türkiye kamuoyunu memnun etmiştir. Türkiye'yi birleştirecek, iç cepheyi birleştirecek bir açıklamadır bu. Türkiye kamuoyu, yapılan anketlere göre yüzde 80-90 oranında Suriye ile işbirliği istiyor. Türkiye kamuoyu Batı Asya'daki cepheleşmede İsrail'e karşı, Amerika Birleşik Devletleri’ne karşı Türkiye'nin komşuları olan Suriye, Irak, Azerbaycan, Rusya Federasyonu, İran ile işbirliğinden yana. Asya'nın Çin’e kadar uzanan büyük birikimiyle güvenliğimizi sağlama, Türkiye kamuoyunun isteğidir. O bakımdan Sayın Cumhurbaşkanı bu açıklamaları kamuoyuna ferahlık getirmiştir.

‘İŞ EYLEME KALMIŞ DURUMDA’

“Şimdi artık iş eyleme kalmış oluyor. Sayın Cumhurbaşkanı Beşar Esad'a bu konuşmasıyla da umutla bir el uzatmış oluyor. Uzatılan eli benimseyeceğini, el uzatacağını biliyoruz. Vatan Partisi bu çalışmaların içinde, Suriye ile ortak silahlı işbirliğinin mimarıdır. Bu konuda biz hem Suriye Devleti’yle hem İran Devleti’yle devamlı görüşmeler halindeyiz. Rusya'nın ve Suriye'nin, Sayın Cumhurbaşkanımızın bu umut veren konuşmasını çok iyi değerlendireceğini bekliyoruz.

‘TOKALAŞMAYA ODAKLANMAK DOĞRU DEĞİL’

“Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'ın Beşar Esad ile buluşmasına, tokalaşmasına odaklanmak doğru değil. Buraya odaklanmayalım. Ulusal Kanal’ın da Aydınlık’ın da buna odaklandığını görüyorum. İki devlet başkanının buluşması şart değil. İki devletin başka organları var, istihbarat organları var. Uygulamaya yönelik çeşitli örgütleri var. Onların buluşmaları ve silahlı işbirliğini hayata geçirmeleri önemlidir. Yoksa buluşur, buluşmaz o ayrı bir konudur. Biz atların önüne arabayı koşmayalım, arabanın önüne koşalım.

‘TÜRKİYE-SURİYE İŞBİLİĞİ FİLİSTİN’E BORCUMUZDUR’

“Bu basit bir bölge çözümü değildir. Dünya ölçeğinde sonuçları olacak bir beraberliktir. Aynı zamanda İsrail’in önünü kapatacak beraberliktir ve Filistin haklının mücadelesine gösterilecek en büyük destektir. Türkiye-Suriye işbirliği Türkiye'nin aynı zamanda Filistin halkına bir borcudur, ödevidir, görevidir. O bakımdan Sayın Cumhurbaşkanımızın konuşmasını olumlu karşıladığımızı, Vatan Partisi olarak buradan belirtiyoruz.

‘GÜVENLİK KORİDORUNDA ISRAR ETMİYOR’

“Cumhurbaşkanımız, dikkat ederseniz konuşmasında güvenlik koridorunda ısrar etmiyor. Biz o güvenlik koridorunu Suriye'nin de toprak bütünlüğüne hizmet edecek bir şekilde anlatıyoruz. Bu da çok çok önemli. Çünkü Amerika ve İsrail, Türkiye'yi, o Suriye topraklarının bir kısmında egemenlik kurmaya kışkırtıyor. Türkiye 40-50 km güneye doğru insin ve orada bir güvenlik koridoru kursun. Suriye’de ve diğer bölge ülkelerinde bu konuda kaygılar vardı. Yani ‘Türkiye gelecek orada kalıcı bir egemenlik mi kurulacak?’ gibi. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu konuşmasıyla bu düşünceler bertaraf ediliyor. Amerika’nın Türkiye-İsrail ittifakı projesine karşı, Türkiye-Suriye askeri işbirliğinin kapısını açıyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın konuşması stratejik değerdedir. Önemlidir. Türkiye’nin bağımsızlığının, bütünlüğünün, egemenliğinin çıkarınadır.”

Sonraki Haber