Doğu Perinçek: 'Türkiye çıkmazdan duvarı yıkarak çıkacak'

Sistemin Amerika’nın aleti olanları ve Amerika’dan korkanları dayattığını söyleyen Perinçek ‘Her ikisinin de Türkiye'nin sorunlarını çözmesi mümkün değil.’ dedi. Perinçek, Vatan Partisi’nin Türk Milletinin eğilimlerini tutarlı bir şekilde temsil ettiğini vurguladı

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, dün Ulusal Kanal'da Gülşah Ekinci'nin sunduğu özel yayında gazeteciler Güngör Yavuzaslan ve Çağlar Cilara'nın sorularını yanıtladı.

“Halkımıza şu uyarıyı yapmak istiyoruz; Kafamızı sandıktan çıkaralım ve 14 Mayıs sonrasına bakalım.” diyenh Perinçek, Türkiye'nin önündeki zorluklara ve sorunlara dikkat çekti: “50 gün var ama 50 gün sonra da Dünya, Güneş'in etrafında dönmeye devam edecek. Vatan Partisi Türkiye'nin önünde zorluklar olduğunu saptıyor ve pembe bir tablo çizmiyor. Türkiye büyük zorluklarla karşı karşıya. 500 milyar dolar dış borca batmış, yılda 50 milyar dolar ödemeler açığı...

“Amerika Birleşik Devletleri Yunanistan kıyılarına getirmiş namlularını, Türkiye'ye yöneltmiş. O üsleri kurmuş.

İKİ ÇÖZÜMSÜZLÜK İKİ DUVAR

“Türkiye içeride de iki tane çözümsüzlükle yüz yüze. Birisi doğrudan doğruya ABD'nin aleti olan Altılı Masa diye anılan grup. Öbür tarafta da Cumhurbaşkanımız Sayın Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde Amerika'dan korkan bir grup var. AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi, Büyük Birlik Partisi şimdi Yeniden Refah Partisi'ni de bu o gruba dahil ettiler, onların da özelliği Amerika'dan korkuyorlar. Ve sistem bu iki dayanak, bu iki duvar üzerinde duruyor; Bir Amerika'nın aleti olan, sistemin tamamen merkezinde yer alan Altılı Masa, bir de Amerika'dan korkanlar... Aslında Amerika'dan korkanlar da sistemin bir parçası. Onlar olmasa sistem yine yıkılacak. Dolayısıyla Vatan Partisi bu gerçeği saptıyor ve Türkiye'nin ufuklarına, geleceğine bakıyor. Türkiye çıkmazlarda kalamaz. Bir çözüm üretmek zorunda. Onun için biz diğer partilerden farklı olarak kafamızı kaldırıyoruz. Ve 14 Mayıs sonrasına bakıyoruz. Hatta 2024, 2025 yılına bakıyoruz.

Vatan Partisi o zorlukları yenecek birikimiyle Türk milletine sesleniyor. Ve Türk milletinin gözlerini daha uzak bir geleceğe çevirmesi için gayret ediyor. Bir öncü görev, bir kurmay görevi yapmaya çalışıyor. Ve güveniyor Vatan Partisi. Önümüzdeki süreçte biliyor, çözüm gelecek, Vatan Partisi'nin programına dayanacak. Çünkü süreç belli. Bu sürecin önündeki program da belli. Aslında

“2014 yılından beri Vatan Partisi'nin programı Türkiye'nin önünde. Gündeme gelmeye başladı. İktidar da kendi siyasetlerini değiştirmek zorunda kalıyor ve Vatan Partisi'nin programına yöneliyor ama olmuyor. Yalpalayarak, bocalayarak tutarsız bir şekilde...

“Yani özeti biz Türkiye'nin yakın geleceğinde varız. Hükümet görevleri, sorumlulukları üstleneceğiz. Halkımıza da bugün bunları anlatmaya çalışıyoruz ve Türkiye'nin geleceğinde olduğumuzun bir ifadesi olarak da Vatan Partisi olarak cumhurbaşkanı adayı çıkarttık. Şimdi imza topluyoruz.”

'ARTIK İDDİA DEĞİL, YAPTIK'

“Bizim Türkiye'yi yönetme iddiasının ötesinde, gerçekleşmiş olan iddialarımız var. 2014 öncesinde Vatan Partisi'nin Türkiye'yi yönetme iddiaları vardı. 2014'te bizim Silivri duvarını yıkmamızdan sonraki sürece bakalım. FETÖ'yle birlikte Türkiye'yi yöneten bir AK Parti vardı. O FETÖ'den koptu. Nereye geldi? Vatan Partisi'nin bulunduğu yere geldi. Vatan Partisi. Bin dokuz yüz yetmişlerden beri kırk yıldır FETÖ'yle mücadele ediyordu. 2010 yılında AK Parti bir Kürt açılımı yapmıştı. Vatan Partisi o planı da bozdu. 24 Temmuz 2015'te hükümet, Vatan Partisi'nin bulunduğu yere geldi. Dedi ki bu iş silahla olur.

“1980'lerdeki ekonomi programı iflas etti. Kendileri o iflası kabul etmeye başladılar. Dediler ki sıcak para peşinde koşarak artık bu ekonominin sorunları çözülmez. Ekonomide de Vatan Partisi'nin iddiası elimizi yarına uzattığımız zaman görülmeye başladı. Dokunacağız ona. Şuraya varıyorum. Bizim iddialarımız 2014 öncesiydi. Şimdi o iddialar Türkiye'nin hayatında yavaş yavaş uygulanmaya başlandı. Çünkü zaruret.

“Yani onlar bizim hayallerimiz, ümitlerimiz, beklentilerimiz değildi. Zorunlu olarak Türkiye oraya gelecek. Vatan Partisi'nin kurmaylık birikimi Türkiye'nin önündeki süreci önceden görüyor. Ona uygun programlar, stratejiler, siyasetler üretiyor. Ve Türkiye de eninde sonunda oraya doğru geliyor.”

“Millet İttifakı'nı Amerika'nın kurduğunu söylüyorsunuz. O zaman Cumhur İttifakı'nda olmanız gerekmiyor mu?” sorusu üzerine Perinçek şöyle konuştu:

“Türkiye'yi bu iki çözümsüzlüğe mahkum edemeyiz. Biz hiçbir şekilde geçmişte Tayyip Erdoğanları desteklemedik. Destek kelimesini hiçbir zaman kullanmadık. Ama ne yaptık? Biz kendi programımızın gereği olarak Amerika Birleşik Devletleri'nin planlarına karşı cephe tuttuk, vaziyete aldık. Tayyip Erdoğanlar FETÖ'yle mücadele ettikleri zaman, PKK'nın üzerine yürüdükleri zaman Vatan Partisi tabii kendi program siyaseti olduğu için 'bu doğru' diyor. Yani hiçbir zaman Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanımızın ve Cumhur İttifakı'nın yaptığı doğru şeylere tavır almadık veya geçmişle ilgili tespitlerimizi de gündemden çıkarttık. Yani siz şunu yaptınız, bunu yaptınız falan. Bıraktık onları. Şimdi siz diyorsunuz ki Millet İttifakı tamamen Amerika'nın planları içerisinde. Siz de öbürüyle beraber olun. Ha. Ben de orada şu yanıtı veriyorum; Amerika'dan korkanlarla o Amerika'nın Türkiye'ye dayattığı programın üstesinden gelmek mümkün değil.

MUHARREM İNCE'YE HAVUZLAMA GÖREVİ

“Türkiye bu iki çözüm arasına sıkıştırılıyor şimdi, bütün basınıyla... Hatta bu iki çözüm yetmiyor. Üçüncü mesela Muharrem İnce çıktı. Muharrem İnce de, her iki tarafa da itirazı olan için. Sistemin buna da ihtiyacı var. Çünkü sistem de görüyor. Amerika'nın aletleri ve Amerika'dan korkanlar, ikisinden de memnun olmayan çok büyük bir kitle var. Anketlerde hiçbiri diyen yüzde 47 oranında bir kesim var. Ondan sonra ne oluyor? Sistem oraya da hitap edecek adamlarını sahneye sürüyor. Vatan Partisi'ne olan yönelişi başka tarafa havuzlama rolü veriliyor.”

“Bu iki taraftan biri kazanırsa Türkiye'yi bir ya da iki yıl içinde yeni bir seçim bekliyor. İster ister Sayın Tayyip Erdoğan kazansın ister kılıç Sayın Kılıçdaroğlu kazansın. Çünkü çıkmazdalar. Her ikisinin de Türkiye'nin sorunlarını çözmesi mümkün değil. Bir sene, iki sene içerisinde Türkiye o çıkmazdan, o duvarı yıkarak çıkacak. Onu görüyorum.”

'DAYANACAĞIMIZ TEK GÜÇ TÜRK MİLLETİ'

Genç seçmene ve Türk milletine mesajı sorulan Perinçek şöyle konuştu:

“Önce bir kere Türk milletine güveniyoruz. Çünkü bizim dayanacağımız, önümüzdeki programını, programı uygulayacağımız, başka bir güç yok. Türk milletiyle bu program uygulanabilir. Ona sonuna kadar güveniyoruz. Ama çok iyi biliyoruz. Türk milleti de başka halklar gibi çeşitli tecrübelerle, sınama, yanılma yöntemleriyle en sonunda hakikatlere ulaşıyor. Ama biz Vatan Partisi olarak Türk milletine önümüze bakmayı öneriyoruz. Yani kafamızı kaldıralım. Sandıktan çıkaralım. 14 Mayıs'ın sonrasına bakalım. Türkiye'nin gidişatını değerlendirelim.

“Vatan Partisi devletin de önüne geçmiş olan Türk milletinin eğilimlerini tutarlı bir şekilde temsil ediyor. Cesaretle, kararlılıkla temsil ediyor. Milletimize de cesur olmasını, vicdanının sesini dinlemesini ve gönlündeki partiye oy vermesini ve gönlündeki partiyle birlikte Türkiye'nin önündeki sorunları çözmesini, zorlukları aşmasını öneriyoruz. Önermenin ötesinde milletimize bu mücadelede bu çetin koşullarda önderlik etmek için her türlü göreve, sorumluluğa hazırız. Yedi ateşten geçtik, yetmiş yedi ateşten de geçeriz. Türk milletinden sorumluluk, görev, yetki istiyoruz.”

BATI'YA BOYUN EĞMEYEN TÜRKİYE

Avrupa ile ilişkiler konusunda politikaları sorulan Perinçek şu yanıtı verdi: “Biz Vatan Partisi olarak Batı'dan kopmayı savunmuyoruz. Kararlar Brüksel'den geliyor. Boynunuzu eğiyorsunuz, uyguluyorsunuz. Amerika'dan geliyor. Boynunu eğiyorsun. Biz bu ilişkiye karşıyız. Yani Türkiye Ankara'dan yönetilecek. Türkiye'nin çıkarlarını savunan ve karşılıklı menfaate dayanan ilişkiler yürütülecek. Bir Türkiye'nin Amerika'yla ilişkilerini düzeltecek partiyiz. Yani çünkü sonuç itibariyle teslim olduğunuz zaman o da dayatıyor.”

'DÜŞMAN HAZIRLAN DİYE BEKLEMEZ'

İktidarın Suriye ile ilişkileri düzeltmede de yavaş davrandığını belirten Perinçek ABD tehditlerinin ise beklemediğini vurguladı: “Bu sürecin tehditleri 'Aman Türkiye usulüyle görüşsün, tedbirlerini alsın. Türkiye muharip uçak yapıyormuş. Bekleyelim. Ondan sonra mertçe Türkiye'yle savaşalım.' Böyle bir şey var mı? Yani karşı taraf 'fırsat bu fırsat' diyor. Yunanistan Genelkurmay Başkanı birkaç hafta önce ne dedi? 'Fırsat bu fırsat. Deprem de oldu Türkiye'de. Karasularını 12 mile çıkartalım' dedi.

“Biz sürekli Sayın Cumhurbaşkanımızın, diğer yetkililerin, Cumhur İttifakı'nın önüne bunu koyuyoruz. Diyoruz ki adamlar karasularını 12 mile çıkarttıkları an Türkiye'nin buna karşı ne yapacak? Çünkü bir Türk Yunan savaşı senaryosu gerçekçi değil. Amerika Birleşik Devletleri Dedeağaç, Kavala, Selanik, Larissa, Stephanovic'te, Girit'in kuzeyi, Kıbrıs'ın güneyinde üsler kurdu. Demek ki Ege'de veya Doğu Akdeniz'de bir hesaplaşma olacak. Demek ki Ege'de ve Doğu Akdeniz'de bir Türkiye-Yunanistan savaşı olmayacak. Çünkü o kuvvet dengesi yok, Türkiye'nin üstünlüğü var. Amerika'da oraya resmi geçit, tören yapmaya gelmedi.

“Seçime ekonomik zeminlerde müdahale olabilir, güvenlikle ilgili zeminlerin de hesaba katılması lazım. Karasularını 12 mile çıkarttıkları zaman Türkiye'nin silahlı güçleri, donanması veya uçakları o 12 milin içine girecek. Girdiği zaman da yani biliyorsunuz Meclisin “casus belli” (savaş nedeni) kararı var. Öyle bir durumda zaten seçim olmaz.

ALINTERİMİZLE KAZANILAN KAYNAĞIMIZ VAR DEVLET OTORİTESİ GERİ GETİRECEK

“Yurt dışı bankalarından 300 milyar doları geri getireceğiz” sözü sorulan Perinçek şu ifadeleri kullandı: “Şimdi bakın deprem oldu. Hükümet dedi ki 103 milyar dolarla o yıkılan kentlerimizi imar ederim. Peki nereden bulacak? Vatan Partisi diyor ki Türkiye'de yaratılmış servetler var. Bunlar kıyı bankalarına, İsviçre bankalarına, işte bilmem Londra bankalarına yatırılmış. 300 ila 500 milyar dolar. Bunların kayıtları Hazine Bakanlığında, Ticaret Bakanlığında var. Vatan Partisi hükümetini ne yapacak? 'Gelin arkadaşlar bu 300-500 milyar doları, bu serveti Türkiye'de yaptınız. Türkiye emekçisinin alın teriyle, Türkiye girişimcisinin gayretiyle bu servetleri biriktirdiniz. Tamam o sizin servetiniz. Saygımız var. Ama siz götürüp bu bunu başka bankalara yatırarak ne yapıyorsunuz? Üç ay içerisinde getiriyorsunuz. Türk bankalarına yatırıyorsunuz veya bizim planımızda gösterdiğimiz yatırım yerlerine diyelim bu deprem bölgelerinin imarına kullanacaksınız. Bunlar gelecek, burada devletin otoritesi ve gücü size bunu söylüyor.

“Bütün sınırlara da emir veriyoruz. Artık Türkiye'den çıkamazsınız. Aileleriniz de çıkamaz. Yani Türkiye'nin ihtiyacı olan yatırım sermayesi var ama olmayan ne? Güçlü devlet yok. Devlet zaaf içinde.

“Bankaların kârları dört kat büyüyor, çiftçinin borcu da dört kat büyüyor. O kâr çiftçinin borcuyla büyür. O zaman buralara devlet müdahalesi gerekli. Diyorum ki kurumlar vergisiyle sizin kârınızın yüzde 80'ini alıyoruz. Yine size 152 milyar lira kalıyor.”

'ALTILI MASA KAOS VADEDİYOR'

Altılı Masa'nın Türkiye'ye kaos vadettiğini vurgulayan Perinçek “Hapiste FETÖ ve PKK'lılar var. Diyor ki 'Bunları oradan çıkartacağız.' KHK'lılar var. Bunları çıkartacağız diyor.” ifadelerini kullandı. Altılı Masa'daki partilerin tabanlarında itirazların süreceğini belirten Perinçek şöyle devam etti: “2017’de yapılan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Kongresi'nde Avrupa özerklik şartıyla ilgili karar geldi ve 1200 delegenin 1200'ü de el kaldırdı. Cumhuriyet Halk Partisi'nin programına baktığımız zaman bunların çok önemli bir kısmı PKK'yla örtüşüyor. 'Kayyumu kaldıracağız' diyor, 'yerel yönetimleri kuvvetlendireceğiz' adı altında özerkliğe yöneliyor. Avrupa'nın özerklik şartıyla ilgili çekinceleri kaldıracağız diye Yunus Emre Bey açıkça söylüyor. Bütün bunlara baktığımız zaman bunlar zaten PKK'nın programı. Bunların hepsi kaos. Bunu bu kadar şehit vermiş bir ülkeye, Amerika tehdidi altında olan bir ülkeye, huzur ve barış içinde yaşamak isteyen bir ülkeye, Kürt vatandaşlarımıza kabul ettiremezler.”

Sonraki Haber