Doğu Perinçek: Zorluklardan Üretim Devrimi ile Çıkarız

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in katılımıyla düzenlenen Kozan ve Zağarlı Üretim Devrimi Kurultayları tamamlandı.

Vatan Partisi’nin Adana’nın Kozan ve Zağarlı ilçelerinde düzenlediği kurultayda üreticinin sorunlarına karşı çözümler tartışıldı. Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, kurultayda yaptığı konuşmada bir tek Vatan Partisi’nin çözüm sunduğunu belirterek üreticilere seslendi. Perinçek, “Artık hükümetten bir şey istemeyelim. Biz üreticiler hükümeti olalım. Zorluklardan Üretim Devrimi ile çıkarız. Sizi ağırlığınızı koymaya, siyaset meydanına ve Vatan Partisi’nde olmaya davet ediyorum.”dedi.

Kozan Belediye Sineması’nda düzenlenen kurultayda, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Muhtarlar Derneği Başkanı Salim Açıkgöz, Arıcılar Birliği Başkanı Yunus Kılıçkaya, üretici Ethem Pazarcı ve Fırıncılar Odası Başkanı Muhammet Yorulmaz konuşma yaptı.

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek,kurultay sonrasında katılımcılarla sohbet etti ve yeni çıkan kitabı “ABD’de Yol Ayrımında”yı imzaladı.

TÜRKİYE BÜYÜK ÇÖZÜMLERİN EŞİĞİNDEDİR

Kurultay’da konuşan Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, büyük üretici geleneği olan bu topraklarda çaresizliklerin dile getirildiğini belirterek şunları söyledi: “Burada çok büyük bir çelişme var. En verimli toprak diyoruz ama sıkıntılardan bahsediyoruz. Sıkıntılar büyüdü mü büyük çözümler gelir. Çiftçimizin madencimizin işçimizin, esnafımızın zorluklarını diye getiriyoruz. Feryat şu: Böyle gitmez. Her yerde aynı saptama var. Türkiye, büyük çözümlerin eşiğindedir. Vatan Partisi’nin farkı burada, Vatan Partisi çözümü gösteriyor.”

‘ÜRETİCİ BAŞ TACI’

Perinçek, iflasın 1980’lerde başladığını ve çiftçinin Türkiye’nin sırtında kambur ilan edildiğini belirterek, “Milletin efendisi kambur ilan edildi. Türkiye, üreticimizi mahkûm eden, suçlayan bir sistemle buraya geldi. Üretici kambur değil, üretici baş tacı. Siyasetin kilitlendiği nokta burasıdır. Üretici kambur mu üretici baş tacı mı? Üreticiyi kambur ilan ederseniz Türkiye’nin kaynaklarını dışardan dolar getiren vurguncularına kaynak akıtırsınız, büyük tefecilere kaynak aktarırsınız. ‘Üretici baş tacı’ derseniz, Türkiye’nin ekonomi politikaları, üreticinin hizmetine girer ve Türkiye, kaynaklarını üretime ayırır. O zaman topraklar şenlenir. Elektrik faturası kapınıza haciz olarak dayanmaz. Her şey karar merkezlerinde düğümlenir.”dedi.

‘TÜRKİYE KARAR NOKTASINA GELDİ’

Türkiye’nin ithal ettiği doğalgaz ve petrol fiyatları yükseldiği için Türkiye’deki üretim fiyatları maliyetlerinde de önemli yükselişler olacağına dikkat çeken Perinçek, 2022 yılının Türkiye için zorluklar yılı olacağını söyledi. Perinçek, herkesin bir şeyler vaat ettiğini ama nereden vereceğini açıklayamadığını bir tek Vatan Partisi’nin bunu açıkladığını söyledi.

Perinçek, “Bakın biz başkaları gibi biz şunları vaad etmiyoruz, çiftçiye bunu vereceğiz, sanayiciye şunu vereceğiz, esnafa bunu vereceğiz, emekliye, memura bunu vereceğiz demiyoruz Nereden vereceksin? Vatan Partisi bu soruya cevap veriyor: “Sıcak para komisyoncusuna vermeyeceğim, çiftçiye vereceğim. Dolar- borsa vurguncusuna akan kaynakları keseceğim. Çiftçiye, işçiye, emekliye, sanayiciye çevireceğim. Üreticiye çevireceğim. Tefeciye, bankalara giden kaynakları çevireceğim, üreticiye vereceğim.” Hem faizcilerle beraber olacaksınız, hem bankalarla beraber olacaksınız hem de dışarıdan sıcak para getirip buradan komisyon alacaksınız ondan sonra da üreticilere bol keseden palavralar atacaksınız, vaatlerde bulunacaksınız. Artık bu devir bitti. Türkiye bir karar noktasına geldi.”dedi.

’ÇİFTÇİMİZİN GÜVENLİĞİ KOMŞULARIMIZDA’

Enerji güvenliği ile gıda güvenliği konusunda komşularla işbirliğine dikkat çeken Perinçek,” Doğalgazımızı ve petrolümüzü en çok Rusya’dan alıyoruz, ikincisi İran’dan, sonra Azerbaycan’dan ve Cezayir’den alıyoruz. Bunların hepsi bizim komşularımız. Rusya, İran, Irak, Azerbaycan. Yani bizim enerji güvenliğimiz komşularımızda, çiftçimizin güvenliği de komşularımızda, sanayicimizin güvenliği de komşularımızda çünkü onlardan aldığımız doğalgazı, petrolü kullanıyoruz. Öyleyse dış politikada, güvenlik politikasında çiftçimizi, sanayicimizi, esnafımızı, halkımızı düşünüyorsak güvenlik ve dış politikada da Rusya’yla, İran’la, Irak’la, Suriye’yle, Cezayir’le ve bu gibi komşularımızla iyi ilişkiler geliştirmemiz lazım. Bu da bir politik karar meselesi. Görüyorsunuz, dış politika, güvenlik politikası, terörü bitirmek, çiftçinin üretim yapabilmesi konuları siyasette düğümleniyor, iktidarda düğümleniyor, hükümette düğümleniyor. Onun için dönüp dolaşıp geldiğimiz yer şudur, hükümet olmak ve bu biten sistemin yerine üreticilerin sistemini getirmek! Onun için üreticilerin sistemini getireceğiz.”diye konuştu.

ÜRETİCİLERE ÇAĞRI

Biten sistem yerine üreticilerin sistemini getireceklerini, Üretim Devrimi yapacaklarını belirten Doğu Perinçek, “Artık birilerinden çözüm beklemeyeceğiz. Türkiye’nin çalışanları, üreticileri olarak “Hükümet oluruz ve biz çözeriz!” diyeceğiz. Onun için sizi teşkilatlanmaya davet ediyorum. Ağırlığınızı koymaya, siyaset meydanında davet ediyorum, Vatan Partisi’ne davet ediyorum.”dedi.

‘LİMON ALICI BULAMIYOR’

Muhtarlar Derneği Başkanı Salim Açıkgöz, limon sezonunun başladığını maalesef piyasada alıcının bulunmadığını söyledi. Açıkgöz şöyle konuştu: “Tüccar, ‘ben limonun iyisini keserim yüzde 75’i kalır. Seçmece alırım onu da 1.50 TL’ye alırım’ diyor. Narenciye çok fazlaymış. Az ürettiğimizde az diyorlar çok ürettiğimizde de çok diyorlar. Biz yetiştiriyoruz satmak da devlete düşer. Şu anda hububat ekimi başlayacak ama maalesef vatandaşın tarlaya gübre atacak parası yok. Eğer çiftçiye gübre vermezsen çiftçi bu tarlaları boş bırakır. Vatandaş evindeki ineği satmak zorunda kalıyor.”

‘ARICILARIN BORÇLARI ERTELENSİN’

Arıcılar Birliği Başkanı Yunus Kılıçkaya da Adana’da 10 bin 500 ton bal ürettiklerini, 475 bin arı olduğu bilgisini verdi. Yangın ve kuraklıktan dolayı arıcıların zor durumda kaldığını belirten Kılıçkaya, taleplerini şöyle sıraladı: “Arıcıların borçlarının ertelenmesini, merdiven altı üretimin yasaklanmasını, tüketicinin gerçek balı tüketmesini, meralarımızın arıcılara açılmasını istiyoruz.” Kılıçkaya, tüketicilere de şöyle seslendi: “Marketlerden içeriğinde glikoz yazan olan balları almayın. Şu anda üreticiye bu darbe vuruyor.”

‘KÖYLÜ MARKETTEN SALATALIK ALIYOR’

Üretici Ethem Pazarcı, ülkenin efendisi zora düşmüşse milletin de zora düştüğünü söyledi. Üretilen malların en hızlı şekilde pazara ulaşmasını sağlayan bir yapının oluşturulması gerektiğini söyleyen Pazarcı, “Köy marketlerinde çiftlik yumurtası satılıyorsa, köylü çarşıdan salatalık alıyorsa bu işte bir yanlışlık var.” dedi.

‘HÜKÜMET DEĞNEKLE KAFAMIZA VURUYOR’

Fırıncılar Odası Başkanı Muhammet Yorulmaz da, “Girdi maliyetlerimiz çok yükseldi. Hükümet elinde değnekle sürekli kafamıza vuruyor ‘zam yapma’ diye. 10 torba un 200’e dayanmış, ekmeği 1.70’e satıyoruz. Akşam topladığımız paranın hepsini un için geri veriyoruz. Sadece kendimizi çevirebiliyoruz.” dedi.

Kurultayda söz alan muhtar Mehmet Özcan, inadına ve ısrarla üretmeye devam edeceklerini belirtti. Özcan “Bizleri temsil eden Ziraat Odalarını asli görevlerini yapmaya davet ediyoruz. Gübre ve zirai ilaç fiyatlarına müdahale edilmesini bekliyoruz. Köylerde genç nüfus kalmadı. Çiftçi sigorta primleri devlet tarafından karşılanmalı.”dedi.

MADENLERİ DEVLET İŞLETMELİ

Hem çiftçilik hem de maden işçiliği yapan Ali Yılmaz, defneyaprağının dalını kendisinden 50 kuruşa aldıklarını ama 2 liraya satıldığını belirtti. Yılmaz, “Bunu devlet alsa biz kazanırız. Şu anda tüccarlar kazanıyor. Sigortamın bir kısmını devlet karşılasa ben iş aramam. Yüzde 50 karşılasın diyoruz. Madenler özelleştirildi, madenleri devlet işletmeli. Özel sektör işine dikkat etmiyor.” dedi.

KOMİSYONCULARI BESLİYORUZ

Narenciye üreticisi Ercan Kösele, “Ürünümüzü tüccara satıyoruz. Üretici ne yapacağını şaşırıyor. Böyle giderse ne ticaret olur ne de üretim. Komisyoncuları besliyoruz. Üreticinin ürettiği malı alan komisyoncu veya aracı zamanla üreticinin elindeki tarlaları da satın alır. Büyük muz seraları yaptılar bizim köyde. Köylüler de bu tarlaları kiraya vermeye başladılar. 12 sene bu adam, burayı kiraladı. Seralara baktı. 12 yılın sonunda burayı tekrar köylüye bırakacak mı belli değil.”dedi.

Sonraki Haber