Perinçek'ten 10 Kasım öncesi Atatürk dersi

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, AKİT TV'de yayınlanan Kırmızı Masa programının konuğu oldu. Perinçek, gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulunurken sunucu Muharrem Coşkun'un Atatürk'le ilgili eleştirileri karşısında tansiyon yükseldi.

Perinçek, DEM Partili bazı belediyelere kayyım atanmasına ilişkin soruları yanıtlarken partinin kapatılmamasını eleştirdi. Ardından başlayan tartışmayı aynıyla yayımlıyoruz...

İŞTE O TARTIŞMA

Doğu Perinçek: Atatürk zamanında partiler kurulabiliyor muydu?

Muharrem Coşkun: O diktatörlük dönemiydi

Perinçek: Bakın, Atatürk'ün dönemi vatanı koruma dönemiydi. Diktatörlük diye suçlamak çok büyük yanlış. Yarın onu kaybettiğimiz (10 Kasım) büyük gün... Ne diktatörlüğü?

Coşkun: Atatürk kendisi de diyor, benden sonraki manzara dikatatörlük manzarası diyor zaten

Perinçek: O dönem halkçı bir “diktatörlük”, düşmana karşı bir “diktatörlük”

Coşkun: Atatürk halktan korkan bir lider mi?

Perinçek: Hayır

Coşkun: O zaman parti kurulmasına izin verirsiniz. Korkmuyorsanız halk seçer istediğini

Perinçek: Bakın, bölücünün parti kurmasına izin vermezsiniz.

Coşkun: Bölücü yok ki. Kazım Karabekir'e bile izin vermemişsin parti kurmak için. Milli mücadelenin en ünlü komutanı Karabekir'e bile yasak getirmişsin.

Perinçek: Çünkü onlar da Cumhuriyet'i yıkacak güçlerle ilişkiye girdiler.

Coşkun: Rauf Orbay gibi, Ali Fuat Cebesoy gibi, Karabekir gibi herkesi tehlikeli görmüşsün

Perinçek: Onlar o tehlikeyi temsil ediyor. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, o zaman Şeyh Saitlerle bile bir takım ilişkilere girmiş. Ben kitaplarını yazdım. Bütün belgelerini biliyorum.

Coşkun: Ya Fethi Okyar'ın partisini kapattırdı ya.

Perinçek: Elbette kapatacak. Serbest fırka, liberal fırka... Sen bir devrim yapmışsın, devletçiliği, halkçılığı uyguluyorsun. Liberal fırka ne demek? Daha o zamandan Turgut Özal'ı getirmek demek...

Coşkun: O zaman hiç parti kurmadan devam etseydik biz

Perinçek: O ayrı bir şey... Tarih oysayla, buysayla yazılmıyor. Ama Atatürk'ün 1938'e kadar yaptığı çok doğruydu. Türkiye diye yeni bir Cumhuriyet kuruldu.

Coşkun: Halksız bir Cumhuriyet

Perinçek: Halk padişahı mı seçsin? Halk İngilizleri mi seçsin? Atatürk'ün yaptığı çok doğruydu. Bir devrim yapıyor. Cumhuriyet'i kuruyor. Eğer Atatürk olmasaydı siz mi kuracaktınız Cumhuriyet'i? Padişah mı kuracaktı Cumhuriyet'i?

Coşkun: Padişah mı kalmış artık Doğu Bey? Milli mücadelenin komutanları var

Perinçek: Orada da ne var? Kazım Karabekirler Cumhuriyet kuracağız dediği zaman tereddütler halindeler. Yapmayalım, etmeyelim falan diyorlar. Olur mu yapmayalım, etmeyelim? Düşmanla işbirliği yapan bir padişah var. Saltanat tarihi var. Bugün şimdi artık burada Cumhuriyet'i mi tartışacağız? Cumhuriyet böyle kurulurdu Muharrem Bey, Cumhuriyet Atatürk'ün yaptığı gibi kurulurdu! Cumhuriyet 'Ya Kazım Karabekir ne diyorsun?', 'İstanbul'daki saltanatçılar Cumhuriyet'i kuralım mı?' diye kurulmazdı.

Coşkun: Ben bu tarz yaklaşıma şunu diyorum. Mustafa Kemal Paşa da yetim biriydi. Babası yoktu. Fakir bir ailenin çocuğuydu. Ama buna rağmen Abdulhamit döneminin okullarında okudu ve general olabildi. O zaman şunu mu dememiz lazım; Atatürk de varlığını, tahsilini Abdulhamit'e borçlu?

Perinçek: Atatürk varlığını Türkiye'nin birikimine borçlu... Türk devrimine borçlu. 1850'lerin ortalarından başlayarak bir Türk devrimi yükseliyor. Aydınlanma, özgürlük, demokrasi... Abdulhamit de ve o zamanki padişahlar da bu yükselişin karşısına cepheden tavır alamıyor. Onlar da yanında sürükleniyor. Çünkü sen o zaman askeri okul açmadan, mühendis okulu açmadan, tıbbiye açmadan yaşayamazsın ki. 1908'in Hürriyet İhtilali olmasaydı biz Çanakkale Savaşı'nı yapamazdık.