20 kurumdan zeytinyağı için ortak bildiri: İhracat yasağı kaldırılsın
Dökme zeytinyağı ihracatındaki yasağın kalkması için Egeli 20 kurumdan ortak çağrı geldi. Bildiride, yeni sezonla birlikte 650 bin ton zeytinyağı varlığıyla karşı karşıya kalınacağı belirtildi
Aralarında Tariş, Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi, ticaret ve sanayi odalarının bulunduğu 20 kurum ortak bildiri yayımlayarak 10 aydır dökme ve varilli zeytinyağında uygulanan ihracat yasağının kaldırılmasını istedi.
Ege Bölgesi’ndeki kuruluşların ortaklaşa imzaladığı bildiri şöyle:
“1 Ağustos 2023 tarihinde dökme ve varilli zeytinyağı ihracatına getirilen tedbir kararı yaklaşık 10 aydır devam etmektedir.
“2023/24 sezonunda; Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi’nin belirlediği 185 bin ton rekolte ve bir önceki rekor üretimin olduğu yıldan 170 bin ton devir stoku ve Suriye’den gelen 30 bin ton ile beraber 385 bin ton zeytinyağı arzı oluşmuştur. Tahmini 60 bin ton zeytinyağı ihracatı ve 125 bin ton iç tüketim ile önümüzdeki sezona 200 bin ton zeytinyağı stoku devredecektir. Bu miktar, iç piyasanın talebini rahatlıkla karşılayacağı gibi ihracat yapılmasına da imkân sağlayacaktır.
KAYBIMIZ 400 MİLYON AVRO
“İspanya ve diğer üretici ülkelerde yaşanan rekolte kayıpları ve ülkemiz üretimindeki artış ülkemizin ihracat yapması için önemli bir fırsat sundu. Dünya fiyatları 10 avro seviyesindeyken ve bu yüksek fiyatlarla ihracat yapabilecekken fırsat kaçırılmaya devam etmektedir. Zeytinyağı ihracat kısıtlaması zeytinyağlarının uygunsuz koşullarda stoklanmasını ve kalite kaybını beraberinde getirdi. Bu süreçteki kaybımız 400 milyon avro civarında oldu.
“Tedbir kararı alındığında 180 TL olan zeytinyağı tüketici fiyatı düşmek bir tarafa 350 TL seviyelerine çıkmıştır. İhracatımız 2022/23 sezonunda 150 bin ton iken, 2023/24 sezonunda yüzde 70 civarında kan kaybetmiştir.
400 BİN TON ÜRETİM BEKLENİYOR
“Tedbir kararı nedeniyle zarar gören sadece ihracatçı olmadı. Üretici, ürünlerini ihracatçılara satamadığı için gelir kaybına uğradı. Her şeyden önce Türkiye ve Türk zeytinyağı ihracatçıları, ihraç pazarlarında itibar kaybetti.
“Türkiye’de, 2024/25 sezonunda 400 bin tonun üstünde bir rekolte beklenmektedir. 2023/24 sezonundan 200 bin ton civarı devir stok ve 50 bin ton Afrin zeytinyağını dikkate aldığımızda 650 bin ton zeytinyağı varlığıyla karşı karşıyayız. Bu zeytinyağını koyacak depolama kapasitemiz bile yok. Bu şartlarda zeytinyağlarımız hızla değer kaybedecek ve sızma zeytinyağlarımız rafinajlığa dönüşecektir.
“Türkiye zeytincilik sektörüne son 25 yılda yaptığı yatırımlarla zeytin ağacı varlığını 200 milyona çıkarmıştır. Ağaçlar tam verime geçtiğinde 650 bin ton zeytinyağı ve 1 milyon 200 bin ton sofralık zeytin rekoltesi öngörülmektedir. Bu rekoltenin katma değere dönüşmesi için ihracatçılarımız ve üreticilerimizin teşvik edilmesi büyük önem ve öncelik taşımaktadır.
ÜLKE KAYBEDER
“2024/25 sezonunda, dünyadaki üretimin 3,5 milyon ton olacağı öngörülmektedir. Rekolte dünya genelinde de yüksek olduğu için ihracat fiyatlarının düşmesi söz konusu olacaktır. Tedbir kararı devam ettiği takdirde sektörün tüm paydaşları ve ülkemiz kaybedecektir.
“Bu nedenlerle, Türk zeytinyağı sektöründe üretici, sanayici, ihracatçı tek ses olarak; Dökme ve varilli zeytinyağı ihracatındaki tedbir kararı yarına bırakılmadan bugün kaldırılmalıdır, diyoruz. Unutulmamalıdır ki tarım ürünlerinde ihracat, çiftçinin sigortasıdır. Zeytinyağı başta olmak üzere birçok tarım ürününde fiyat istikrarı, ihracat sayesinde sağlanmaktadır. Üreticinin sigortası elinden alınmamalıdır.”
YENİ PAZARLAR BULALIM KOOPERATİFLERİMİZİ GÜÇLENDİRELİM
Aydınlık’a konuşan Anamur ve Samandağ Ziraat Odası Başkanları da dökme zeytinyağı ihracatı yerine kutulu ihracat için adımlar atılmasını istediler. İhracat kısıtlamalarının pazar kaybına neden olduğunu belirten oda başkanları, tarımsal üretimde kooperatifleşme ve sanayileşme vurgusu yaptılar.
Anamur-Bozyazı Ziraat Odası Başkanı Ahmet Şeref Gümüş, tarım ürünlerinde her zaman ihracat kısıtlamalarının doğru olmadığını belirtti. Gümüş, şöyle konuştu: “Ülkenin kalkınabilmesi için ihracat hacminin yüksek olması lazım. Bizim şu anda en iyi ihracatımızın olacağı alan tarım. Limon mesela. ‘Benim ülkemin limon ihtiyacı var’ dediler, depolardaki limonu çürüttüler. Eğer biz karşı tarafın talebini karşılamazsak önümüzdeki yıl satacak yer ararız, dedik. Bizi kimse duymadı ihracatı kapattılar. Limon, portakal 1 liraya satılmaz oldu. Pazar payımız yok oldu.
“Bu ülkenin planlı bir tarım politikası yok. Hiçbir ürünün ihracatı engellenmemeli, teşvik edilmeli. Bizim tüketici zor durumdaysa o zaman ihracattan aldığımız payı dolaylı bir şekilde tüketiciye geri iade etmeliyiz.”
‘AVRUPA BİZİ KÖLE GİBİ ÇALIŞTIRIYOR’
Zeytinyağında hedefin kutulu ihracat olması gerektiğini de belirten Gümüş, “Mermer yataklarımızdan mermeri bedava alıp gidiyorlar. Aynı taşı bize parayla satıyorlar. Bu ülkede bu işi yapacak insan yok mu? Zeytinyağını Avrupa’ya satacağız diye bir şey de yok. Avrupa bugün bizi köle gibi çalıştırıyor. Bu zinciri kırmalıyız. Kırabilmemiz için de paketlemeye geçmeliyiz. Tarımın sanayisi oluşturulmalı. Zeytinyağı çok değerli ama bizim üretici bundan istifade edemiyor.” dedi.
‘KAMU ELİYLE YAPALIM’
Samandağ Ziraat Odası Başkanı Selim Kamacı da katma değerli ürün sağlayacak işletmelere ihtiyacımız olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
“Bu işi kamusal olarak yapmak lazım. Çiftçi zaten mağdur, anında malını satmak zorunda. Küçük çiftçinin elinde şu anda yağ yok. Zeytin konusunda örgütlenme modelini gözden geçirmek lazım. Ziraat odaları var, zeytin birlikleri, kooperatifler var. Çiftçisine fabrika kuracak durumu yok, kredi verecek durumda değil hiçbiri. Tarım Kredi Kooperatifleri mafya gibi olmuşlar, çiftçinin üzerine çöreklenmişler.”
‘SURİYE KAPILARI AÇILMALI‘
Avrupa’nın, dökme zeytinyağını bizden alarak kutulayıp para kazandığını belirten Kamacı, “Zeytinyağı ihracatında Çin’i keşfetmemiz, Hindistan’ı keşfetmemiz lazım. Bizim Türkiye’yi temsil eden ticari ataşelerin daha aktif olması lazım. Oturarak olmuyor bu iş. Biz Avrupa’ya yetişmek yerine Avrupa’yı sollayacak pazarlar bulabiliriz. Arap ülkelerine yıllardır yağ ihraç ediyoruz. Kapılar kapanınca ihracat azaldı. Bu kapıların kapalı olması ticaretin de darbe alması demek.” diye konuştu.