Dolar hakimiyeti çökerken Yuan yükseliyor

Çin dış ticarette kademeli olarak yuana geçiyor. Mayıs ayında yuan, Rusya'da en çok işlem gören para birimi oldu, toplam borsa ticaretinin yüzde 53,6'sına ulaştı. Diğer taraftan avronun da dünya çapında döviz rezervlerindeki payı yüzde 20'ye düştü, daha da düşebilir.

Doların küresel çapta hakimiyetinin çöktüğü artık Batılılarca da kabul ediliyor. Bu çöküş ekonomik krize paralel olarak ilerliyor. Avrupa Parlamentosu (AP) seçimleriyle ortaya çıkan yeni durum ve Fransa’nın kaosa sürüklenmesi Avrupa’yı telaşlandırdı. Atlantik merkezi Avrupa’yı toparlamak için Almanya’yı öne sürmektedir. 75. yılında toplanan NATO zirvesinde, soğuk savaşa dönüş hareketliliği gözlendi. ABD Almanya’ya, Rusya’yı vurabilecek silah üretim merkezi kuruyor.

AVROYU DA BİRLİKTE GÖTÜRÜYOR

Rusya’ya karşı Batı’nın yaptırımları, kendilerini vurduğu gibi, ABD dolarını küresel çapta etkisizleştirdi. Dolar hakimiyeti yıkılırken avroyu da birlikte götürmektedir. Küresel döviz rezervlerindeki payı zaten az olan avro, gittikçe gerilemektedir. Objektif olmaya çalışan batılı dış politika bültenleri özetle şu görüşü paylaşıyorlar:

“Batılı ülkelerin Rusya'ya uyguladığı yaptırımlar, ABD dolarının küresel hakimiyetini ve avronun (euro) döviz rezervlerindeki konumunu zayıflattı. Gözlemcilere göre ABD'nin, Moskova Menkul Kıymetler Borsası ve diğer Rus finans kurumlarına yönelik yaptırımları, Çin Yuan’ını Rusya'da döviz ticaretinde ana para birimi haline getiriyor. ABD Carnegie Endowment’in analizine göre Rus-Çin ticareti giderek artan bir şekilde Çin para birimi ile gerçekleştiriliyor. Çin, diğer ülkelerle ticarette ABD dolarından vazgeçiyor ve aynı zamanda bir dereceye kadar SWIFT'e bağlı olan, ancak gelecekte tamamen bağımsız hale gelebilecek olan Çin ödeme sistemi CIPS'i güçlendiriyor. Uzmanlar, ABD dolarının ancak kısa bir süre güvence altında kalabileceğini öngörüyor. Avro zaten rezerv para birimi olarak önemini kaybediyor. AB'deki Rus varlıklarının dondurulmasının, yatırımcıları caydıracağı ve Avronun düşüşünü hızlandıracağı öngörülüyor.” (1)

Dolar hakimiyetinin çökmesi sürerken, ABD Rusya'ya karşı yeni yaptırımlar kararlaştırdı. Amerika gerilemesini; saldırganlığını ve savaş kışkırtıcılığını artırarak önlemeye çalışmaktadır. ABD yönetimi 12 Haziran'da, Moskova Menkul Kıymetler Borsası'na, Rus ödeme işlemcisi NSD'ye (Ulusal Uzlaşma Deposu) ve Rus takas odası NCC'ye (Ulusal Takas Merkezi) cezai tedbirler uyguladı. Bunun üzerine borsa (Rusya) derhal ABD doları ve avro ile ticaretini askıya aldı. “Rusya'da döviz işlemleri sadece yaptırıma tabi olmayan bankalar aracılığıyla mümkün. Bazı Rus finans kurumlarına ek olarak, Raiffeisen ve Unicredit gibi henüz Rusya'dan çekilmemiş olan Batı bankalarıdır.

ABD YAPTIRIMLARI YUANA YARIYOR

“Rus ihracatçıların maliyetlerini ve ithalat fiyatlarını gözle görülür şekilde artıracakları ve yabancı mal alan Rus vatandaşlarına eskisinden daha büyük yük getirecekleri açıklandı. Böylece Rus sermayesinin çıkışını zorlaştıracak ve Rus ekonomisi desteklenecektir.” (2)

ABD yaptırımları sonuçta yuana yarıyor. Mayıs ayında yuan, Rusya'da en çok işlem gören para birimi haline geldi ve toplam borsa ticaretinin yüzde 53,6'sına ulaştı. ABD’li Carnegie Endowment tarafından yapılan analize göre, Moskova Menkul Kıymetler Borsası, NSD ve NCC'ye karşı cezai tedbirlerin uygulanmasından sonra, yuan Rus borsa ticaretinde herkes için ana para olacak. Sorunlar olmakla birlikte, Moskova-Pekin, ABD'nin cezai önlemlerini aşmanın yollarını buluyorlar.

BRICS ÜLKELERİ DE DOLARDAN UZAKLAŞIYOR

Haziranın sonunda, Washington merkezli Atlantik Konseyi'nin Jeoekonomi Merkezi, ABD doları hakimiyetinin mevcut gelişimini ele alan bir rapor sundu: Batı'nın Rusya'ya yönelik yaptırımları Moskova'yı yalnızca Batı para birimlerinden uzaklaştırmakla kalmadı, BRICS ülkelerinin de ABD dolarından uzaklaşmasını sağladı. Çin, CIPS (Sınır Ötesi Bankalararası Ödeme Sistemi) ödeme sistemi ile ilerleme kaydetmeyi sürdürdü; CIPS şu anda Belçika merkezli ödeme sistemi SWIFT'e bağımlı olsa da uzun vadede onun yerini alma potansiyeline sahiptir.

Çin, 2010'da sınır ötesi ticaretinin yüzde 84,3'ünü ABD doları ile ve sadece yüzde 0,3'ünü yuan cinsinden gerçekleştirdi.

HIZLA GELİŞEN YENİ EĞİLİMLER

Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından yakın zamanda yapılan bir analize göre, küresel döviz rezervlerinde geleneksel olmayan para birimlerinin payı, 2000 yılında yüzde iki iken 2022'de yüzde on birin üzerine çıktı. ABD dolarının payı yüzde 70'ten yüzde 60'ın altına düştü ve düşüş devam ediyor. Ayrıca Çin, dış ticarette kademeli olarak yuana geçmektedir; 2010'da sınır ötesi ticaretinin yüzde 84,3'ünü ABD doları ile ve sadece yüzde 0,3'ünü yuan cinsinden gerçekleştirdi. Mart 2024'te doların payı yüzde 42,8 iken, yuanın payı zaten yüzde 52,9 çıktı ve yükselme eğilimi devam ediyor. BRICS ülkeleri, ticaretlerini ulusal para birimleriyle çözmeyi amaçlamaktadır.

Rusya’ya yaptırımlarla batının durumu daha da kötüleşirken, avro da kaybediyor. Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) açıkladığı gibi, yüzde beş oranında çöktü. ECB bir süredir AB'nin Rusya merkez bankasının 210 milyar avro değerindeki varlıklarını dondurdu. Şimdi bundan elde edilen faiz gelirini kamulaştırmak ve Ukrayna'ya fayda sağlamak istemesinin yatırımcılar üzerinde caydırıcı bir etkisi olacağı ve avrodan çekilmeye yol açacağı konusunda uyarıyor. Avronun dünya çapında döviz rezervlerindeki payı yirmi yıl önce yüzde 25 iken, şimdiden yüzde 20'ye düştü ve daha da düşebilir - özellikle AB, bazılarının talep ettiği gibi 210 milyar avroluk Rus varlıklarına tamamen el koymaya karar verirse. Muhtemelen bu bir Pirus zaferi olacaktır. (3)

DOLAR HAKİMİYETİNE KARŞI ÇIKIŞLAR RUSYA’YA YAPTIRIMLARLA HIZLANDI

Berlin Uluslararası İlişkiler ve Güvenlik İşleri Enstitüsü'nün (SWP) yakın tarihli bir araştırması Pekin’in, yuanın küresel role kavuşması, ABD dolarından bağımsız olması ve ABD ve AB'nin Rusya'ya uyguladığı Batı yaptırımlarına karşı silahlanmak istiyor. SWP'ye göre, “Batılı devletlerin yaptırım uygulamalarına olumsuz bakan Küresel Güney ülkeleri de vardır. ABD dolarının hakimiyetini kırma arayışı eskidir; ancak Rusya'ya yönelik aşırı yaptırımlar nedeniyle yeni bir ivme kazanmıştır ve BRICS ittifakında olası bir örgütsel çekirdeğe sahiptir.” (4)

Fransa'daki parlamento seçimlerinin sonucuna bakıldığında, etkili Alman politikacılar, ülkenin ve AB'nin zayıflayacağını öngörüyor. Seçimin ikinci turunda, üç büyük bloktan hiçbiri mutlak çoğunluğu elde edemedi. Hükümet kurulamıyor. Alman dış politika uzmanları, Fransa'nın "tıkanma ve bölünme" ile karşı karşıya olduğu konusunda uyarıyor; Macron böylece "tüm Avrupa'yı bir krize" sürükleyebilir. Almanya artık "Avrupa'da liderlik sorumluluğu" göstermeli. Marine Le Pen'in Ulusal Birlik Partisi'nin (RN) Paris'te hükümet kurmak için yeterli oya sahip olmaması, CDU Genel Başkanı Friedrich Merz'in gelecekte bir RN hükümeti altında bile Fransa ile işbirliği yapma talebini önemsizleştirdi.

İlk tur oylamanın hemen ardından, CDU/CSU dış politikadan sorumlu meclis grubu başkan yardımcısı Johann Wadephul da karamsarlığını dile getirmişti; ülke yıllardır "tıkanma ve bölünme" tehdidi altında. Wadephul, "Macron tüm Avrupa'yı bir krize sürüklüyor" dedi. CDU dış politika uzmanı, "Almanya için bu, artık Avrupa'da daha fazla liderlik sorumluluğu göstermesi gerektiği anlamına geliyor" diye devam etti. CDU'nun dış politika uzmanı ve Federal Meclis Dış İlişkiler Komitesi üyesi Norbert Röttgen de RN'nin mutlak çoğunluğu alamaması durumunda Fransa'nın "yönetim boşluğu" ile karşı karşıya kalacağı uyarısında bulunmuştu. Röttgen, "Ülke sağcı ve solcu radikaller arasında bölünmüş durumda, merkez azınlıkta" dedi: "Macron başarısız oldu ve tecrit edildi". "Macron ve Biden'ın davranışı" da eklenirse, "Batı'nın kendi kendine zarar verdiği bir zayıflama" söz konusudur. Röttgen ayrıca Başbakan Olaf Scholz'un "nihayet liderlik göstermesini" talep etti; bunu başaramazsa, "o zaman Batı'nın zayıflığına da katkıda bulunur." (5)

SOĞUK SAVAŞ GERİ DÖNÜYOR

Almanya’nın AB liderliğinde pekişmesi için bir diğer adım da ülkeye Rusya’yı vuracak menzili olan silah fabrikası kurmak. ABD Ukrayna’nın doğuya doğru kuşatma harekatında bütün AB’yi ileri sürerken özellikle Almanya’ya liderlik rolü biçilmektedir. Bunun bir parçası olarak Almanya’ya Rusya’yı vurabilecek silahları üretecek tesisler kurmak. NATO’nun 75. yılında bu adıma Rusya çok sert tepki verdi. Avrupa Basınına da yansıdığı gibi bu girişim soğuk savaşın geri dönmesi olarak yorumlandı. (6)

DİPNOT:

1. German Foreign Policy-GFP- 05.07.2024

2. Katharina Wagner: Kein Handel mehr mit Dollar und Euro an Moskauer Börse. Frankfurter Allgemeine Zeitung-faz.net 13.06.2024.

3. Martin Arnold: ECB flags euro risks from Russia as global forex reserves dip. ft.com 12.06.2024.

4. Hanns Günther Hilpert: Chinas währungspolitische Offensive. swp-berlin.org 07.03.2024.

5. Paul-Anton Krüger: “Damit zieht Macron ganz Europa in eine Krise”. sueddeutsche.de 01.07.2024

6. Alman Basın Ajansı, dpa, 11.07.2024

Sonraki Haber