Dolaylı vergi yükü ücretlinin üstünde
TÜMTİS, artan enflasyon ve zamlar karşısında, gelir dağılımı adaleti için yeni mekanizmalara ihtiyaç olduğuna dikkat çekti. Genel Başkan Öztürk, dolaylı vergilendirmenin ücretli kesimi vurduğunu belirterek vergi basamağının yüzde 10 ile sabit tutulması gerektiğini söyledi
Tüm Taşıma İşçileri Sendikası (TÜMTİS), Genişletilmiş Başkanlar Kurulu toplantısında değerlendirmeye aldığı "dolaylı vergiler yoluyla zengin ve yoksuldan aynı oranda vergi alınmasına dayalı adaletsiz vergi sistemi”nin ortadan kaldırılması gerektiğine dikkat çekti.
TÜMTİS Genel Başkanı Kenan Öztürk, konuya ilişkin Aydınlık’ın sorularını cevapladı. Öztürk, uygulanan vergi politikalarının ücretli çalışanlar üzerinde ağır bir vergi yükü oluşturduğunu, ücretli çalışanların vergi yükünden kurtulamadığını vurguladı. Kamuda ve özel sektörde çalışan ücretli çalışanların gelir vergisi hasılatının en önemli kısmını oluşturduğuna dikkat çeken Öztürk şunları söyledi:
"Ülkemizde gelir vergisinde uygulanan politikalar nedeniyle ücretli çalışanlar üzerinde ağır bir vergi yükü bulunuyor. Kamuda ve özel sektörde çalışan ücretli çalışanlar gelir vergisi hasılatının en önemli kısmını oluşturuyor. Yıllardan beri sendikaların vergi adaleti sağlanması konusunda, en azından asgari ücretin vergi dışı bırakılmasına ilişkin talepleri vardı. Bu mücadele kısmen de olsa sonuç verdi. Asgari ücretten gelir vergisi yapılmamasına ilişkin düzenleme olumlu bir düzenleme olmuştur. Ancak bu sadece ücretin asgari ücrete tekabül eden tutarı üzerinde yapılan bir düzenlemedir. Dolayısıyla hala ücretli çalışanlar vergi yükünden kurtulmuş değil ve üstelik bu vergi kesintileri doğrudan kaynaktan alınıyor."
‘YÜZDE 10’DA SABİT TUTULMALI’
Devletin gelirinin, yüzde 65 ila 70 oranında dolaylı vergiler üzerinden sağlandığını belirten Öztürk, vergi basamağının yüzde 10 ile sabit tutulmasını önererek şunları kaydetti:
"Ücretli çalışanlara 2006’dan bu yana uygulanan gelir vergisi dilimi yüzde 15-20-27-35 olarak uygulanıyor. Bu çok yüksek bir oran ve ücretli çalışan ile işveren; yani gelir düzeyi düşük olanla yüksek olan aynı gelir vergisine tabi tutuluyor. Dolaylı vergilerin yükü de ücretli çalışanların üzerinde. Temel gıda ve tüketim vergisinde (ki her ne kadar bugün temel gıdada KDV oranı yüzde 1’e indirilmiş olsa da) vergi yükü sıfırlanmış değil. Devletin gelirlerinin önemli bir bölümünü dolaylı vergiler oluşturuyor. Bunun önemli bir bölümünü ücretli çalışanlardan alınan vergiler meydana getiriyor. Dolasıyla vergilendirme daha çok ücretli kesimi vurmaktadır. Bu da sosyal adaletsizliği beraberinde getiriyor. Vergide hedef az kazanandan az çok kazanandan çok ilkesinin esas alınması olmalıdır. Asgari ücretten itibaren vergi basamağı yüzde 10 ile sabit tutulmalıdır."
SÖZLEŞME GÖRÜŞMELERİ DEVAM EDİYOR
Ambarlar, kargo ve lojistik iş yerlerindeki Toplu İş Sözleşmesi (TİS) süreçlerine ilişkin sorularımızı yanıtlayan Öztürk, ambar iş yerlerinde, UPS Kargo, Aras Kargo'da ve TÜVTÜRK Araç Muayene'de, DHL Lojistik'te TİS'in imzalandığını; TİS'lerle birlikte taşımacılık işçileri açısından önemli kazanımlar elde edildiğini ifade etti. Öztürk, şöyle devam etti:
"Yaptığımız TİS’ler ile taşımacılık işçileri açısından önemli kazanımlar sağladık. Ücret ve sosyal haklarda önemli artışlar oldu. Enflasyonun 8-10 puan üzerinde ücret artışları sağladık. DHL’de ücretlere yüzde 63 ila 95 arasında zam alındı, 2 ücret tutarında olan ikramiyeler 3’e çıkarıldı. Her yıl için 75 TL kıdem zammı alındı. Yemek ücreti 55 liraya çıkarıldı. Yol harcırahı, öğrenim, evlenme, doğum, sakatlanma, yakacak yardımı gibi sosyal maddelerde yüzde 45 oranında zam alındı. TİS ile hafta sonu, bayram ve genel tatil çalışmalarında ücretlerin yüzde 100, fazla mesailerinse yüzde 65 zamlı olması sağlandı. İkinci yıl ücret artışları konusunda ‘açıklanan enflasyon oranının daha yüksek olması halinde enflasyon artış oranı, asgari ücret artış oranının daha yüksek olması halinde ise asgari ücret artış oranının uygulanması’ şeklindeki bir maddeyi hükme bağladık. Böylece toplu sözleşmelerin ikinci yıllarına ilişkin ciddi bir kazanım sağlamış olduk."
'İŞÇİLERİN KADERİ SENDİKAYLA DEĞİŞTİ'
İş yerinde sendikal ve sosyal güvenceden yoksun lojistik ve taşıma işçilerinin kaderinin sendikayla değiştiğini söyleyen Öztürk, "İş yerinde hiçbir söz hakkı olmadan, sendikal ve sosyal güvenceden yoksun, mesai ücreti dahi almadan günde 13-15 saat çalışan kargo, lojistik ve taşımacılık işçilerinin kaderi sendikal örgütlenme ile değişmiştir." dedi. Henüz sendikalaşmamış ve sendikalaşma mücadelesi veren örgütsüz durumdaki iş yerlerinde işçiler için örnek ve kılavuz olduklarını ifade eden Genel Başkan, sözleşme süreçlerinin devam edeceğini kaydetti.