Donetsk’teyiz! Top mermilerinin altında günlük yaşam

2014’te Ukrayna’dan tek taraflı bağımsızlığını ilan eden Donetsk Halk Cumhuriyeti’ndeyiz. İnsanlar sokakta yürüyor, çocuklarını parklarda gezdiriyor. Ama aynı yerlere sürekli top mermileri ya da füzeler düşüyor. Bu durum ise onlar için ‘olağan.’

Sivil yerleşim yerlerine düşen top mermisi ve füze parçalarından yapılan haykel

Zaporojiye’den ayrıldık. Kara yoluyla Rostov, ardından Donetsk Halk Cumhuriyeti’ne (DHC) doğru yola çıktık. Rostov’dan Donetsk’in merkezi yaklaşık 3 saat sürüyor. Vitorio adında Rus/İtalyan bir gazeteci arkadaşım bana eşlik ediyor. 2015’ten beri Donetsk’te yaşıyor. DHC’deki programın nasıl olduğunu sordum, “Haritada istediğin yeri seç seni oraya götüreceğim.” yanıtını aldım.

‘ŞARAPNEL PARÇALI MİNİBÜS’

Rostov’dan sınırı geçtik ve DHC’ye girdik. Oradan bizi bir minibüs alacak ve Donetsk şehrine götürecek. Valizleri aracın arkasına yükledik. Tam binecekken araca, kapının oradaki delikleri gördüm. Ne olduğunu sordum, şoför şu yanıtı verdi: “Geçen hafta seyir halindeyken 20 metre yanıma top mermisi düştü, şarapnel parçaları minibüste delikler açtı.” Bir şehre girerken böyle bir yanıt almak tabi insanı biraz geriyor…

Yanına top mermisinin düşmesi sonucu olay yerinde hayatını kaybeden
kış çoçuğunun ayakkabısı ve oyuncakları.

‘KALACAĞIN OTEL İKİ KERE FÜZE YEDİ AMA RAHAT’

Yaklaşık bir buçuk saatlik yolculuktan sonra Donetsk’e vardık. Araç bizi bir otelin önüne bıraktı. Otelin girişi patlamalar ve şarapnel parçalarıyla zarar görmüş. Cam çerçeve inmiş. Vitorio, otelin daha önce iki kere füzeyle vurulduğunu söyledi. Tabi ben Vitorio’nun dediklerini şaşkınlıkla dinlerken içimden “Herhalde burada kalmayacağım.” diyordum. Ta ki Vitorio valizimi alıp otele girene kadar. Ardından “Merak etme içi konforludur” deyip gülmeye başladı.

Füze düşmesi sonucu olay yerinde hayatını kaybeden bir başka kız çocuğunun oyuncağı.

BURADA EMNİYET KEMERİ TAKMAK GÜVENLİ DEĞİL

Otelden çıktık ve Vitorio’nun arabasına bindik. Haliyle ön koltuğu oturduğum için emniyet kemerimi taktım. O sırada gazeteci arkadaşım, “Bence emniyet kemerini takma.” dedi. “Neden” diye sorduğumda, “Biz genelde burada emniyet kemerini takmıyoruz. Çünkü olası bir top mermisi ya da füze saldırısında araçtan kaçmak için hızlı hareket etmemiz gerekiyor. Bu yüzden emniyet kemeri takmak güvenli değil.” yanıtını aldım. O dakikadan sonra ara ara “Acaba top mermisi düşer mi?” diye mantıksız şekilde havaya bakıyordum. Çünkü normalde yaşadığımız şehirlerde böyle bir tehlike yok.

Bir başka alışık olmadığımız durum daha var Donetsk’te. Kışın arabanın camlarını tam kapatmıyorlar. Çünkü olası bir top mermisi saldırısında, merminin düşmeden önce birkaç saniyelik düşüş sesini duyabilmek için camları hafif açık şekilde bırakıyorlar. Birkaç saniyelik hayatta kalma şansı…

Donetsk’te dükkanlar olası top mermisi ya da füze saldırılarına karşı kum torbaları ile korunuyor.

DONETSK’İN ‘SU GÜNLERİ’

Ukrayna savaş zamanında Donetsk’e giden su kanallarını patlattığı için şehre su tedariki zor yapılıyor. Don nehri üzerinden şehre su sağlanmaya çalışılıyor. Hanelere üç günde bir birkaç saatliğine su verilebiliyor. Donetskliler suyun verildiği günlere ‘su günleri’ diyor. O gün herkes genel olarak bir plan yapmıyor ve evinde eşya yıkamak, yıkanmak gibi ihtiyaçlarını karşılıyor.

YAMAYLA KAPATILAN BOMBALANMIŞ YOLLAR

Şehrin merkezini gezmeye başladık. Birçok noktada Vitorio, “Tam burası topçu mermisiyle vuruldu şu kadar sivil öldü…” cümlelerini kuruyor. Çünkü Ukrayna ordusu her gün rastgele şehrin çeşitli yerlerini topçu atışlarıyla vuruyor. Yaşamanız bu yüzden biraz şans eseri. Fakat Donetskliler bu duruma o kadar alışmış ki, daha önce defalarca top mermisi düşen parkta çocuklarını gezdiren ailelere bile rastlayabiliyorsunuz.

Vurulan yollar hemen işçiler tarafından temizlenip asfaltla yama şeklinde kapatılıyor ve trafiğe açılıyor. Donetsk’in işçileri için, bombalanmış yolları asfaltla kapatmak rutin bir iş haline gelmiş.

Park halinde iken top mermisi ile vurulan sivil araç.

ÇOCUKLARIN VURULDUĞU ŞEHİR

Donetskin caddelerinde yürürken bazı yerlerde oyuncak, çocuk ayakkabısı ya da çiçek bırakılmış yerler görüyorsunuz. Maalesef buralar Ukrayna tarafından atılan top mermisi ya da füzelerden dolayı ölen çocukların “anıtları”. Kimisi 7 yaşında, kimisi 13 yaşında, kimisi 4 yaşında. O sırada bulundukları yere düşen top mermilerinden dolayı hayatlarını kaybettiler. Oyuncak gördüğünüz yerler normalde mutluluk vermesi gerekirken, bu şehirde oyuncakların olduğu caddeler çocuk ölümlerini yansıtıyor.

Amerikan yapımı HIMARS füzeleri ile vurulan pazar. Saldırı sonucu siviller hayatını kaybetti

‘BURADA KALIP SONUNA KADAR SAVAŞACAĞIZ’

Donetsk’i bir kelimeyle özetleyin deseniz irade kelimesini tercih ederdim. 9 senedir savaşan ve her gün top mermisi ya da füzeyle ölme riski taşıyan insanlar kesinlikle şehri terk etmiyor. “Neden Rusya’ya gitmiyorsunuz? Orası daha güvenli.” diye sorduğumda, “Biz burada doğduk büyüdük, topraklarımızı asla terk etmeyiz. Gerekirse ölürüz.” yanıtını alıyorum. Donetsk’e gelmeden böyle bir şey duysam muhtemelen “Yapmacık bir propaganda” der geçerdim. Fakat gözlerimle gördüm ki bu insanlar top mermilerinin altında inanılmaz bir irade göstererek yaşıyorlar.

PATLAMALAR ALTINDA ALIŞVERİŞ

Donetsk’te yolda yürürken topçu atışlarının seslerini duyuyorsunuz. Özellikle tren istasyonunun olduğu yer cepheye birkaç kilometre yakınlıkta ve kendinizi savaşın ortasında hissediyorsunuz. Tam tren istasyonunun yanında bir pazar var. Pazar daha önce füzelerle vurulmuş ve birçok insan hayatını kaybetmiş. Röportaj yapmak için pazarcılarla iletişime geçmeye çalışıyorum. En sonunda Vitorio bir pazarcıyı röportaj için ikna etti. Pazarcı abimiz Azerbaycan Türkü çıktı. Tabi öyle olunca hemen birbirimize sarıldık ve başladık Türkçe konuşmaya. O anlattıkça arkadan top mermileri sözümü kesiyordu. 15 yıldır Donetsk’te yaşıyor. Meyve sebze satıyor. Daha önce Türkiye’de de çalışmış. Haliyle savaş başladığından beri işlerin Donetsk’te kötü olduğunu söylüyor ama “yine de yaşıyoruz” diyor. Türkiye’ye de selamlarını söyledi. Zor şartlar altında olsa da birkaç kilo meyve alırken paramızı kabul etmedi. Biz de bunu kabul edemezdik ve tezgahının altına o görmeden koyduk parayı. Ayrılmak gerçekten zor oldu Azerbaycan Türkü abimizin yanından…

Ukrayna ordusunun hedef aldığı opera binası

EVİ VURULAN AİLENİN SOĞUKKANLILIĞI

Vitorio ile şehri gezerken kendisine bir haber geldi. Yaklaşık 1 saat önce bir ev topçu mermisiyle vurulmuş. “Gidelim mi?” diye sordu Vitorio. “Gidelim” dedim. Vurulan evin olduğu yer cepheye yakın bir bölgede ama şehrin de merkezi sayılabilecek bir yer. Müstakil bahçeli bir ev. Kapıyı çaldık 50 yaşlarında bir karı koca kapıyı açtı. Geçmiş olsun diyerek gazeteci olduğumuzu söyledik, röportaj almak istedik. Kadın, büyük bir soğukkanlılıkla şu şekilde olayı anlattı: “Evde oturuyorduk, bir anda top mermisi düştü. Oğlum başka bir odadaydı. Bacağından yaralandı şimdi hastanede ayağını ameliyatla aldılar artık tek bacakla yaşayacak.” Bu anlatılanlar benim için şok ediciyken, savaşta yaşayan insanların soğukkanlılığı karşısında şaşkına dönmüştüm.

KAHVECİDE KOMUTANA RASTLAMAK

2014’te Ukrayna’dan ayrılan Donetsk’te halk milisleri 9 senedir savaşıyor. Ciddi bir tecrübeye sahipler. Sokakta da yer yer asker üniformalı milisler görüyorsunuz. Donetsk’teki milisler kendilerine Sparta Taburu ismini vermişler. Her sabah kahve içmek için uğradığımız kahvecide, Spart Taburundan üst düzey bir komutana rastlıyoruz. Kahvesini içip cepheye gidecek. O sırada hemen bir iki soru araya sıkıştırmak istedim. Son durumun nasıl olduğunu sordum. “Ukraynalılar saldırılarını arttırdı daha fazla tank ile saldırıyorlar fakat savunmamızı hala yaramadılar.” yanıtını aldım. Kahvesini içtikten sonra işe gider gibi cepheye savaşmaya gitti.

‘BİZDEN DAHA MOTİVE ŞEKİLDE KİMSE SAVAŞAMAZ’

9 yıldır Donetsk, oranın yerlileri tarafından savunuluyor. Rusya’nın Ukrayna’ya başlattığı özel operasyon sonrasında Rus ordusundan askerler gelse de şehri genel olarak yerel milisler koruyor. Motivasyonlarının ise çok yüksek olduğunu söylüyorlar. Çünkü 9 yıldır kendi topraklarını, evlerini, ailelerini savunduklarını söyleyen Donetskliler, Rusya’nın herhangi bir yerinden gelen bir askerden daha motive bir şekilde savaştıklarını belirtiyorlar.

ERDOĞAN’I SORAN SOKAK SATICISI

Donetsk’te kaldığımız otelin girişi

Rusya’daki 20 günlük gezim seçim öncesine denk gelmişti ve ikinci tur için sayılı günler kalmıştı. Beni top mermileri altında yaşayan insanlar kadar şaşırtan bir şey daha oldu. Bir sokak satıcısından Türkiye’deki arkadaşlarıma hediyelik bir şeyler alıyordum. O sırada bana nereli olduğumu sordu satıcı. “Türküm” dedim. Hediyelerimi aldım birkaç metre uzaklaştım ve sokak satıcısı arkamdan koşar adımlarla gelerek bana “Erdoğan kazanacak mı?” diye sordu. Ben de büyük ihtimalle ikinci turda kazanacağını söyledim. “Erdoğan’ın kazanması iyi olur, onu destekliyorum dedi.” Bu cevap beni haliyle şaşırtmıştı. Fakat bu durum sadece o satıcı ile sınırlı değildi. Bana nereli olduğumu soran birçok Rus’tan hep, “Erdoğan kazanmalı.” yanıtını alıyordum. Çok net olarak gördüm ki Ruslar Türkiye’yi dost ülke olarak görüyor.

Yarın: Donetsk Halk Cumhuriyeti Başkanı Denis Puşilin ile özel röportaj

Sonraki Haber