Beyaz önlüklü mücahidenin tanıklığı ile Yavru Vatan

Beyaz Önlüklü Kahraman olarak anılan KKTC’nin yaşayan değeri Dr. Ayten Salih Berkalp'ın bizzat tanık olduğu Kıbrıs'ın bağımsızlık mücadelesini anlatan belgesel hazırlandı. Senaryo kalitesi, çekimleri, kurgusu ve özgün müzikleriyle öne çıkan belgeseli, filmin yönetmeni Mehmet Yayınoğlu ile konuştuk

Kıbrıs’la ilgili çok az belgesel var. Çekilenlerin birçoğu da genellikle savaş görüntülerinden oluşuyor. Kıbrıs’ın bağımsızlık savaşına tanıklık eden kahramanların hikâyelerini hep merak ettik. Sadece Kıbrıs’a gittiğimizde, o dönemi yaşayanlardan dinledik. Kıbrıs’ta yaşayan vatandaşlarımızın bir kısmı, konu açıldığında halen içlerinde o dönemin acılarını taşıdıkları için pek de konuşkan olmuyorlar.

“Dr. Ayten’in Tanıklığı İle Kıbrıs Meselesi” belgeselini 15 Haziran 2024’de Ulusal Kanal’da izledik. Halen KKTC’de yaşayan, Kıbrıs’ın bağımsızlık savaşı mücadelesinde bizzat yer alan Dr. Ayten Salih Berkalp’ın anlattıklarından Kıbrıs’ın bugüne nasıl zorluklarla geldiğini daha iyi anladık. Ulusal Kanal’da filmin 90 dakikalık kısmını izledik ama belgeselin tamamı 10 saate yakın sürüyor. Belgeselin yönetmeni O. Mehmet Yayınoğlu ile sohbet ettik.

1964-1967 Kıbrıs, Boğaz ve Beşparmak dağlarında görev

- Belgeselinizde adı geçen Dr. Ayten kimdir? Kıbrıs’ın bağımsızlık mücadelesinde nasıl bir rol almış?

Ayten Salih Berkalp, Kıbrıs'ta İngiliz sömürge yönetimi ve Rum toplumunun baskısı altında, her an öldürülme tehlikesiyle karşı karşıya, 1960 - 1975 tarihleri arasında doktorluk yapmış bir Türk kadını. Mücahide Dr. Ayten, kendisini ülkesine, Türklüğe ve mesleğine adayan korkusuz ‘beyaz önlüklü’ kahramandır. Kuzeye ancak geçebildiği 20 Temmuz 1975 tarihinden sonra da doktorluk, başhekimlik ve adada sağlık alanında ilkleri yarattığı Sağlık Bakanlığı Müsteşarı olarak görev yapmıştır.

SAHALARA AŞIK VATANSEVER SPORCU

Dr. Ayten Berkalp; Türkiye’de konforlu bir hayat yaşamak yerine kendini, İngiliz sömürge yönetiminin cesaret verdiği Rumların kanlı baskısı altında, tarihinin en zorlu savaşını veren Kıbrıs’taki binlerce vatandaşının kaderini değiştirmeye adar. Bugün hala gönülden bağlı olduğu vatanında yaşamını sürdüren Dr. Ayten, başarılı spor kariyerinin yanı sıra mesleğine sadık bir hekim olarak Kıbrıs tarihinde sayısız unvanla topluma katkıda bulunmuş bir isimdir. Azmi, cesareti, vatan sevgisi ve eşine az rastlanır alçakgönüllülüğü ile Türk Kurtuluş Savaşı’ndaki kahraman Türk kadının son temsilcilerindendir.

Ayten Berkalp, Fenerbahçe Kadın Voleybol

1959-1960 Şampiyonu

FEDAKÂR İDEALİST BABA

- Dr. Ayten, Kıbrıs'ta hangi döneme tanıklık etmiş? Kıbrıs’ta bu kadar sevilmesinin ve saygınlık kazanmasının sebebi nedir?

Kıbrıs, İngiliz yönetimi altında tarihinin en zorlu sınavını vermektedir. Bir yanda İngiliz sömürge yönetimi, diğer yanda bu yönetimin arka çıktığı Rumlar; adayı Türklerden arındırmak için sonu katliamlar ve sürgünlerle bitecek bir politika sürdürmektedir. Ayten, tam da bu zamanlarda, 1934’te Magosa’da polis bir babanın kızı olarak dünyaya gelir.

Kalabalık nüfuslu aile, bir memur maaşıyla ancak geçinmesine rağmen idealist baba, kızının eğitimi için hiçbir fedakârlıktan kaçınmaz. Ayten, Lefkoşa’daki Viktorya Ortaokulu’ndan sonra İstanbul’a gelir. Başarılı lise yıllarından sonra burada tıp eğitimine başlayan Ayten, Kıbrıs’ta başladığı spor hayatını da ihmal etmez. Türkiye’nin ilk kız voleybol, basketbol, atletizm ve kürek takımlarını kuran kişi olarak tarihe geçer. Artık Türkiye’nin ve özellikle yaşamı boyunca hiç kopmayacağı Fenerbahçe’nin yıldızıdır. Türkiye’de geçirdiği 11 yıl içinde girdiği her branşta sayısız şampiyonluk kazanarak Türk spor tarihine adını altın harflerle yazdırır.

Ocak 1991, Cumhurbaşkanı Denktaş ve
Sağlık Bakanlığı Müşteşarı Dr. Ayten Berkalp

‘ÖNCE VATAN’

- Yurtdışından gelen bir takım Türkiye’de Galatasaray’la dostluk maçı yapmak ister. Fakat Galatasaray’ın voleybol takımı yok ki. Kulüp okulları arayarak kendilerine yardımcı olunmasını ister. Sonunda bir maç için Galatasaray voleybol takımı kurulur. Ve o takımda Fenerbahçe’nin voleybol kaptanı Ayten Berkalp Galatasaray forması giyer. Bu hikayeyi öğrendiğimde çok etkilenmiştim.

Etkileyici evet… Ayten Berkalp her zaman “önce vatan” demiş. Sağlık personeli son derece sınırlı olan adanın Türkleri, Doktor Ayten'in bir an önce Kıbrıs'a dönmesini bekler.

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olduğunda, şehrin en iyi hastanelerinde yeri hazır olmasına, Fenerbahçe Spor Kulübü’nden ve Almanlardan antrenör ve kaptanlık teklifleri almasına rağmen o bunları kabul etmez. Vatanına döner.

YEMİNİNE SADIK

- Ayten Berkalp, bilincinde hep vatan sevgisini yaşamış, örnek davranış sergilemiş değil mi?

Evet, hep yaşamış. Dr. Ayten ölüm tehlikesi ve zalimce cinayetlerin bitmeyeceği hekimlik yaşamına hızlıca girer. EOKA (Rum tedhiş ve toplu katliam örgütü) silahları altında görevini yapar; cesur ve kararlıdır. Yeminine sadık kalarak Rum, Türk demeden hizmet eder.

Defalarca kurşuna dizilmek istenen Ayten, artık yeminini etmiş bir Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT)’nda mücahidedir. Gizlilik derecesi yüksek mücahitlik görevini de, doktorluğu gibi ustalıkla ve bu görevde hiç hayır demeden kurtuluşa kadar sürdürecektir. Yaralılara bakar, tedavi eder, ameliyatlara girer, deşifre olanları ve kocaları öldürülen kadınları güneydeki Rum tarafından kuzeydeki Türk tarafına kaçırır. Köylere ve esir kamplarına şifa götürür.

Yıllarca görev yaptığı koşullar altında, gerçek bir yatakta uyuma olanağı bile bulamadan hizmetlerini sürdüren Ayten, doktorluk görevini gerekçe göstererek dağlarda mücahitlerin yanında yer alır. Ailesinden ve çevresinden kayıplara rağmen acılarını kalbine gömerek çelik iradesiyle görevini yapar, uzmanlığını alır, başhekim olur.

Ağustos 1974’te Sancaktar (Bölge Mücahit Komutanı) olarak görevlendirilir. Ada’nın Kıbrıs Türkleri arasından çıkan ilk ve tek sancaktarıdır. Türkiye'den gizlice gelip TMT’nin yönetimini sürdüren Bayraktar, Sancaktar ve 1974 Yılında Barış Kuvvetleri Komutanları ondan bölge istihbarat görevlerini de ister ve Ayten, bu görevleri 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan sonra da 1975 Temmuz’una kadar sürdürür.

Rauf Denktaş ve Rum lider Klerides arasındaki görüşmelere katılarak güneyde kalan son Türk ailelerin kurtarılmasında payı büyüktür. Dr. Ayten, 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan bir yıl sonra gelebildiği kuzeyde, yeni kurulan Türk Devleti’nin Sağlık Bakanlığı’nda üst düzey görevlere gelerek verem, sıtma gibi salgınları ve Kıbrıs Türk toplumunda yaygın görülen Akdeniz anemisini (thalassemia) ortadan kaldıran projeleri başarıyla yürütür. Kanser merkezleri, sağlık ocakları, laboratuvarlar ile hayati önem taşıyan teşhis ve tedavi ünitelerinin hizmete girmesini sağlar.

Dr. Ayten Berkalp, anestezi uzmanı hekim olarak hizmet verdiği Kıbrıs’ta Türk toplumunun, EOKA ve Rum Yönetimi’nin içinde olduğu katliamlar karşısında gösterdiği savunma ve hayatta kalma mücadelesine dair onlarca olayı belgesel boyunca ayrıntılarıyla anlatıyor.

Kıbrıs 2019, Lapta'da çekim esnasında

- Belgeselde de adı geçen TMT hangi amaçla kurulmuş, 1974 te Türkiye'nin Ada’ya müdahalesine kadar yeraltı faaliyetleri ve kurtuluşa giden yoldaki rolü nedir? Türkiye'nin bu örgütle ilgisi nedir?

TMT, 1955 yılının Nisan ayında kurulmuş olan EOKA adlı terör ve tedhiş örgütünün cinayetlerine karşı kurulmuş savunma amaçlı bir örgüt. Daha önce Rumların cinayetlerinden korunmak ve bir cevap vermek amacıyla Türkler tarafından kurulmuş “Volkan ve 9 Eylül” adlı iki gizli örgüt mevcuttu. Bunlar ancak Rumlar bir şey yaparsa cevap verirlerdi. Türkler için yeterli değildi. 1957’de Rauf Denktaş, Dr. Burhan Nalbantoğlu ve Türkiye Büyükelçiliği Ateşesi Kemal Tanrısevdi bir gece Rum tarafındaki büyükelçilik binasında bir araya gelirler ve daha büyük, eğitimli, disiplinli ve silahlı bir örgütün kurulmasına karar verirler.

Dr. Fazıl Küçük'e daha sonra haber verilir. Rauf Denktaş ve Dr. Küçük Türkiye'ye gider. Zamanın Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ile görüşürler. 1Ağustos 1958’de örgütün başına Türk Silahlı Kuvvetlerinden Albay Rıza Vuruşkan ve yardımcısı Mehmet komutan gelir. Türkiye Cumhuriyeti İş Bankası müfettişi olarak görünmektedirler ama asli görevleri olan TMT’nin lideri ve yardımcısı olarak göreve başlarlar.

TMT, çok gizli yeraltı örgütü olarak faaliyet göstermek zorundadır. Bu sırada Ada’nın idaresini elinde bulunduran İngiliz yönetimi adayı çok sert kurallarla yönetmektedir. Bir bıçak dahi silah muamelesi görür. Bir mermi idamla cezalandırılmaktadır. Çünkü Rumlar önce İngilizlere tedhiş ve cinayetlerle saldırmışlar sonra tabii ki Türklere yönelmişlerdir. Bütün hedef ENOSİS, Yunanistan'a bağlanmaktır. Bu arada İngilizler hem Rumlara kızar, hem de sessiz duran, uslu çocuk durumundaki Türkleri yavaş yavaş eritmelerine göz yumar.

KIBRIS DAVASINDA TMT’NİN AKTİF ROLÜ

TMT, dünyanın çözülmesi en zor örgütlerinden biri olarak yıllarca yeraltında eğitim, silah temini ve savunma görevlerini sürdürür. Elde Ada’daki İngilizlerden arta kalan av tüfeği ve su borularından yapılmış bomba düzeneklerinden başka bir şey yoktur. Zorluklar içinde, Akdeniz'i fırtınalarla geçen kayıklar aracılığıyla elde edilen hafif silahlarla mücadeleyi sürdürür. Karşılarında ise EOKA, Rum Kuvvetleri ve Yunan silahlı Kuvvetlerinin, A4 A6, Bren, uçaksavar, yangın makineleri, T 34 tankları ve topları vardı. TMT, bu gizli savaşını 1974’te Türkiye'nin Kıbrıs Barış Harekâtı’na kadar azimle ve bin bir zorlukla sürdürdü.

Rumların katliamlarına, saldırılarına karşı durmadan, duraksamadan mücadele etti. Başında lider olarak Türkiye'den gelen albay rütbesinde bir “bayraktar”, şehir ve bölge komutanlıklarına ise yine Türkiye'den gelen binbaşı seviyesinde bir “sancaktar” bulunurdu. Kıbrıs Türkü Mücahitler de Sancaktar Yardımcısı “serdar” ve daha alt birlik komutanlıklarını yürütürlerdi. Rum ve Yunan Kuvvetlerine karşı 1/10 kuvvetinde olan TMT, büyük zafere götüren mücadelesini Magosa, Larnaka, Limasol, Baf, Erenköy, Lefkoşa, Girne ve Boğaz Mevkii (Beşparmaklar Dağ Bölgesi) mevzii ve cephelerinde, dehşet bir mücadele ile sürdürmüş ve hiçbir zaman alt edilememiştir. Rumlar ve Yunanistan bugün bile bu gerçeği acıyla itiraf ederler.

KİTAPÇIDAKİ ROMAN

- “Dr. Ayten'in Tanıklığı İle Kıbrıs Meselesi” adlı Sözlü Tarih Belgeseli nasıl ortaya çıktı ve amacı nedir?

Ben bir film yönetmeni, eski bir TRT’li ve emekli öğretim görevlisiyim. 2019 yılında Kıbrıs’ta bir üniversitede ders veriyordum. Kitapçıda ‘Dr. Ayten'in Romanı’ adlı bir kitap gördüm, çok ilgimi çekti, satın aldım. İki günde okuyup bitirdim. O tarihte, Kıbrıs Türk’ünün kurtuluş mücadelesinde çeşitli görev ve rütbelerde bulunmuş mücahit ve gazilere rastlıyor ve görüp geçirdiklerini kendi ağızlarından dinlemeyi istiyordum. Bu konuda yazılmış birçok anı kitabını da okuyarak bilgimi arttırmaya başladım.

Bu arada, diğer kitaplarda genellikle, Rum yönetimi ve EOKA’cılar tarafından tecrit edilmiş olan Türklerin belirli bir bölgede yaşanan olaylara tanıklık ve anıları bulunduğunu, Dr. Ayten hanımın tanıklığının hemen her cepheyi, bölgeyi, Kıbrıs Türk kurtuluş mücadelesinin daha geniş bir çerçevesini büyük maceralarla dolu şekilde resmedebildiğini fark ettim. Kitabın yazarı gazeteci Ahmet Tolgay da konuyu çok güzel kaleme almıştı. Dr. Ayten hanımın peşine düştüm; hayatta olduğunu öğrendim, bir arkadaşım sayesinde ona ulaştım. İleri yaşına rağmen dinç, dinamik ve anlatım gücü yüksek seviyede olan Dr. Ayten hanım beni Girne’deki evinde ağırladı.

- Genellikle sizin çektiğiniz tek anlatıcıya dayanan tarih belgesel filmlerde, kahramanı ikna etmek ve böyle zorlu bir çalışmayı kabul etmesini sağlamak hiç de kolay değildir. Öyle değil mi?

Kendisinin bu geniş tarihi tanıklığının önemini, kitap olarak ulaşabileceği kitlenin dışında, filme alınacak sözlü bir tarih görüşmesiyle Kıbrıs meselesinin gerçek öyküsünü, karşı tarih yazan Yunan, Rum, İngiliz ve benzeri kaynaklara cevaben tarihe kayıt olarak geçirmenin yararından söz ettim. Üzerinde birkaç gün düşündükten sonra teklifimi kabul etti ve 2019 ortaları gibi görüşme ve çekimlere başladık.

FİLM İÇİN 71 MÜZİK BESTELEDİK

- Çekimlere nerede başladınız? Filminiz toplam 10 saat sürdüğüne göre, uzun bir çalışma olmalı…

KKTC’de, toplam on saatlik görüşme kaydı alarak dört ay sürdü. İlk çekim yerimiz, kendisinin doğum yeri olan Magosa oldu. Daha sonra Lefkoşa ve Girne’de, kimi zaman kendi evinde, kimi zaman yakın tanıdığının bahçesinin sessiz bir köşesinde çekimleri yaptık. Filmin kurgusunu ise 2024 yılının başında tamamladım. Çekimleri, kurgusu, film müzikleri dâhil olmak üzere filmin tüm aşamalarını kendim üstlendim. Film için 71 tane müzik parçası yaptım; dışarıdan hiçbir müzik kullanmadım.

- Filminiz jeneriğini okuduğumuz zaman hep Yayınoğlu soyadını gördük. Bütün film ekibi aile fertlerinden oluşuyor galiba.

Ekibim ben, eşim ve kızımdan oluşmakta. Yönetmenliğini ben Mehmet Yayınoğlu, yapımcılığını eşim Prof. Dr. Pınar Eraslan Yayınoğlu ve İngilizce çevirisini ise Zeynep Yayınoğlu üslendi. TRT kökenli ve film sektöründe 50 yıl çalışmış bir film yönetmeniyim. Aynı zamanda, esas olarak Marmara Üniversitesi ve çeşitli üniversitede 25 yıl görev yapmış bir öğretim görevlisiyim.

- Yeni projeleriniz var mı?

Bir milli projem var. Mavi Vatan. Bütçesini, ekibini oluşturmaya çalışıyorum.

DR. AYTEN'İN TANIKLIĞI İLE KIBRIS MESELESİ

1.Bölüm: Kıbrıs'ta Çocukluk - Türkiye'de Lise (1934-1954) - 43'.34"
2.Bölüm: Fenerbahçe'de Şampiyonluklar (1954-1960) - 1.05'.03"
3.Bölüm: Kıbrıs'a Doktor Olarak Dönüş (1960-1967 - 2.51'.47"
4.Bölüm: Cephede Doktor. Başhekim ve Sancaktar (1967-1975) - 3.10'.19"
5.Bölüm: 20 Temmuz 1975 Tarihinde Kuzeye Geçiş ve Görevler (1975-2004) - 1.45'.31"

Belgesel, ‘Kıbrıs Meselesi’ adlı youtube kanalında,

https://www.youtube.com/@draytentanikligiilekibris adresinden izlenebiliyor.

Sonraki Haber