Dr. Mehmet Perinçek Putin'in konuşmasını değerlendirdi: "Dünyanın çok kutuplu bir hale geldiğinin göstergesi"

Rus lider Putin’in Ukrayna’nın 4 bölgesinin Rusya’ya bağlanmasına ilişkin anlaşmaları imzalama töreninde yaptığı konuşmayı Moskova Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Mehmet Perinçek değerlendirdi.

Putin’in yaptığı bu konuşmanın en kritik ve önemli konuşmalarından biri olduğunu söyleyen Dr. Mehmet Perinçek “Bu konuşmalardan birincisi 2007 yılında Münih Güvenlik Konferansı’nda yaptığı konuşma. Bir de bugün gerçekleştirdiği konuşma. Ancak bu konuşma Münih Güvenlik Konferansı’nda yaptığı konuşmadan çok daha önemli bir konuşma oldu. Çok daha net ve sert ifadeler kullandı. Münih Güvenlik Konferansı’nda yaptığı konuşmada Putin, Batı’nın çifte standartlarına, Batı hegemonyasına belki de Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra ilk önemli çıkışını yapmıştı. Bugün yaptığı konuşmayı ise, o konuşmanın ötesinde bir meydan okuma olarak görmek lazım. Bu oldukça programatik bir konuşmaydı. Yani sadece belli başlı jeopolitik konularla, Ukrayna meselesi ile ilgili değil, ekonomiden kültüre ve toplumsal hayata kadar birçok noktaya değindi. Doların dünya hakimiyetinde oynadığı rolden tutun da LGBT konusuna kadar, nükleer silahları şimdiye kadar sadece ABD’nin kullanmasından tarih, edebiyat konularına kadar farklı farklı yerlerde Batı’yla Avrasya coğrafyası arasındaki çelişmeyi ortaya koymuş oldu. Burada Avrasya ve Rus medeniyeti ile Atlantik’in saldırgan politikalarının karşı karşıya geldiğini net bir şekilde anlattı” dedi.

DÜNYA DEVRİMCİ BİR DÖNÜŞÜM İÇİNE GİRDİ

Perinçek konuşmanın en çarpıcı noktasının ‘dünyanın devrimci bir dönüşüm içine girdiğini’ söylediği yer olduğunu ifade ederek “Bütün anlattıklarını ve söylediklerini özetleyecek cümlesi, ‘dünya artık devrimci bir dönüşüm içerisinde’ idi. Bu devrimci dönüşüm ise şu anlama geliyor; dünyanın artık tek kutuplu bir dünya olmaktan çıktığı ve çok kutuplu bir dünya haline geldiğini gösteriyor. Doların saltanatının bittiğini gösteriyor. Atlantik’in hem askeri hem siyasi hegemonyasının yerine alternatif güçlerin ortaya çıktığını bu söz anlatıyor. Bu tabii, Rusya’nın önümüzdeki süreçte de kararlılığını net bir şekilde ifade etmektedir. Sadece Ukrayna meselesinde değil, önümüzdeki süreçte Atlantik ile karşı karşıya geldiği her noktada hiçbir şekilde geri adım atmayacağını ve Atlantik saldırısına karşı da kendi hak ve hukukunu kararlı bir şekilde savunacağına karşı önemli bir ifadesiydi” diye konuştu.

KİEV REJİMİ DERS ÇIKARMIYOR

Perinçek sözlerine “Ukrayna’nın bu gelinen durumda Amerika’nın gemisine binerek nasıl büyük bir hata yaptığını görmesi gerekir. 2014 darbesi sonrası Kırım ellerinden çıktı. Arkasından da ABD’nin saldırgan politikalarına tam anlamıyla angaje olarak 4 bölgeyi daha kaybetti. Ama Kiev rejimi öyle bir bataklığın içerisine girmiş durumda ki, bundan ders çıkarmak yerine bir eroin bağımlısı gibi altın vuruşa hızlı bir şekilde ilerliyorlar. NATO’ya acil olarak girmek için bir başvuruda bulundular. Bu da bir ders çıkarmadıklarını, tam tersine içine düştükleri bataklıkta çok daha olumsuz bir duruma ilerlediklerini gösteriyor” şeklinde son verdi.

Sonraki Haber