Dr. Öğretim Üyesi Tuğrul Çakır: Uzayda hukuk politikamızı belirleyelim

Dr. Öğretim Üyesi Tuğrul Çakır, "Türkiye, uzay alanındaki hukuk politikalarını belirlemeli ve Yeni Uzay’ın ruhuyla uyumlu olarak rekabetçi politikalar geliştirmelidir. Türkiye’nin uluslararası antlaşmalardan doğan yükümlükleri de göz ardı edilmemelidir." ifadelerini kullandı.

Adalet Bakanlığı Eğitim Dairesi Başkanlığı tarafından çıkarılan "Adalet" Dergisinin yeni sayısına "Türkiye’nin Uzay Alanındaki Hukuk Politikalarına Yön Vermesi Gereken Temel İlkeler" başlıklı yazı yazan Dr. Öğretim Üyesi Tuğrul Çakır yazısında, "Türkiye, uzay alanındaki hukuk politikalarını belirlemeli ve Yeni Uzay’ın ruhuyla uyumlu olarak rekabetçi politikalar geliştirmelidir. Türkiye’nin uluslararası antlaşmalardan doğan yükümlükleri de göz ardı edilmemelidir." ifadelerini kullandı.

Adalet Bakanlığı Eğitim Dairesi Başkanlığı tarafından çıkarılan "Adalet" Dergisinin yeni sayısı yayımladı. Dergide Dr. Öğretim Üyesi Tuğrul Çakır'ın, "Türkiye’nin Uzay Alanındaki Hukuk Politikalarına Yön Vermesi Gereken Temel İlkeler" başlıklı yazısı da yer aldı. Çakır yazısında, şu ifadeleri kullandı: “Türkiye, uzay alanındaki hukuk politikalarını belirlemeli ve Yeni Uzay’ın ruhuyla uyumlu olarak rekabetçi politikalar geliştirmelidir. Türkiye’nin uluslararası antlaşmalardan doğan yükümlükleri de göz ardı edilmemelidir. Geliştirilecek hukuk politikalarının başarısı ikisi arasında güçlü bir dengenin bulunmasıyla doğrudan alakalıdır. Bu noktada Türkiye Uzay Ajansı’na önemli bir görev düşmektedir. 23 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 4. maddesinde ifade edildiği üzere, Ajans’ın görevlerinden birisi uzay hukukuna ilişkin mevzuat dahil her türlü çalışmayı yürütmektir.”

'DEVLETLER İÇİN BİR FIRSAT'

Türkiye’nin sürece uyum açısından belirli oranda geciktiğini belirten Çakır şöyle sürdürdü:

“Yeni Uzay, özellikle uzay alanında gelişmekte olan devletler için bir fırsat olarak değerlendirilmelidir. Her ne kadar Türkiye açısından bir gecikme hali mevcut olsa da, Yeni Uzay aynı zamanda gecikmeyi hızlı bir şekilde telafi etmenin anahtarlarını da içinde barındırmaktadır. Bu bağlamda, Milli Uzay Programı’nda en fazla ciddiyetle yaklaşılması gereken stratejik hedef uzay sanayi ekosisteminin geliştirilmesidir.”

'DEVLETLERİN GELİŞİMİNE KATKI'

Uzay faaliyetlerinin yönetimi bağlamında uluslararası işbirliğinin önemli bir araç olduğunu kaydeden Çakır yazısına şöyle devam etti:

"Türkiye’nin ihtiyaçları doğrultusunda, uzay alanındaki hukuk politikalarımıza işbirliğinin güçlü bir biçimde entegre edilmesinin yerinde olacağı kanaatini taşıyoruz. Uzay faaliyetlerinin sürdürülebilirliğinin sağlanması, hiç şüphesiz uluslararası iş birliğini gerektiren başka bir meseledir. Türkiye, uzay faaliyetlerinin sürdürülebilirliği konusunda gereken hassasiyeti göstermeye devam etmeli ve sürdürülebilirliğin geliştirilmesine katkı sunmalıdır. Örneğin, Türk şirketlerinin çevresel sorumluluklarını geliştirmeleri teşvik edilmelidir. Uzay teknolojilerinin devletlerin gelişimine ve refah seviyesine olan katkısı tartışılmaz bir gerçektir.

'FARKINDALIK ARTIRILMALI'

“Bu noktada, Türkiye’de kamuoyunun uzay alanındaki farkındalığının artırılması önemli bir hedef olmalıdır. Bu sayede hem nitelikli insan gücünün yetişmesi mümkün olacak hem de halkın uzay alanındaki yüksek maliyetli yatırımlara desteği artacaktır. Farkındalığın sağlanmasıyla birlikte, uzay alanının siyaset üstü bir alan olması temin edilmelidir ve uzay projelerine halkın ezici çoğunluğunun desteği alınmalıdır. Uzayın askeri anlamda her geçen gün önem kazanması ve artış gösteren uzay-tabanlı tehditler dolayısıyla askeri ayrımına gidilmeden bütüncül bir uzay anlayışının geliştirilmesi hiç şüphesiz Türk uzay endüstrisinin büyümesini ve rekabetçi olmasını kolaylaştıracaktır.”

Sonraki Haber