Dünya Uygur Kurultayı 8. kongresini yapabilecek mi?

Yeni başkanını ve yönetimini belirlemek için 24-27 Ekim tarihleri arasında Saray Bosna’da toplanacağını duyuran Dünya Uygur Kurultayı'nın, Genel Kurulu'nu yapıp yapamayacağı belirsizliğini koruyor.

ABD fonlarıyla, Almanya merkezli faaliyet yürüten Dünya Uygur Kurultayı (WUC), yeni başkanı ve yönetimini belirlemek için 24-27 Ekim tarihleri arasında Bosna Hersek'in başkenti Saray Bosna'da toplanacağını duyurmuştu. Ancak Genel Kurul'un yapılıp yapılmayacağı belirsizliğini koruyor. WUC, 176 delegeyle toplanacak 8. Genel Kurul öncesinde yönetici ve delegelerine yönelik saldırı ve tehdit içeren agresif bir kampanyanın hedefi haline geldiğini duyurdu.

'DERİN ENDİŞE DUYUYORUZ'

WUC, internet sitesinden 18 Ekim'de yayınladığı "Dünya Uygur Kurultayı Artan Tehdit ve Tacizlerle Karşı Karşıya" başlıklı basın bülteninde "Dünya Uygur Kurultayı, artan taciz ve tehditlerden derin endişe duymaktadır" ifadelerine yer verdi. WUC'un açıklamasından bazı vurgular şöyle:

"Olaylar, Genel Kurul yaklaştıkça hem ölçek hem de karmaşıklık açısından artmıştır. Bu tehditler, aşağıdakiler de dahil olmak üzere çeşitli şekillerde gerçekleşmiştir:

* Çin Büyükelçiliği'nin Alman vatandaşı olan Dolkun İsa'yı Saraybosna'da tutuklama tehdidi.

* Özellikle Çin ile Bosna Hersek arasındaki Suçluların İadesi Anlaşmasına atıfta bulunarak katılımcıların güvenliği konusunda korku ve belirsizlik yaymak.

* Fiziksel zarar tehditleri.

* Saraybosna'daki Genel Kurul'u aksatmaya yönelik tehditler, kavgaları kışkırtmak veya kasıtlı aksamalara neden olmak için davetsiz kişilerin gönderilmesi olasılığı.

* Konferans sırasında elektrik kesintisi tehditleri de dahil olmak üzere konferansı kasıtlı olarak aksatmaya yönelik sabotaj planları.

* WUC delegelerini ve liderlik pozisyonu adaylarını hedef alan kişisel tehditler, katılımdan çekilmeleri için baskı yapılması. Bu tehditler, Çinli yetkililerin delegelere akrabaları üzerinden baskı yapmasını ve Genel Kurul'a delege veya aday olarak katılmamaları konusunda onları uyarmasını içeriyor."

CİNSEL TACİZ GÖLGESİ

WUC'un 2017'den bu yana başkanı olan Dolkun İsa'nın ismi Türk kızı Esma Hazal Gün'e cinsel taciz olayına karışmıştı. Cinsel tacizi nedeniyle Uygurların ve uluslararası toplumun eleştirilerini uzun süre görmezden gelen ve sonrasında bastırmaya çalışan Dolkun İsa, geçtiğimiz ay görevden çekilmek ve genel kurul kararı almak zorunda kalmıştı.

Cinsel taciz skandalı patlamasaydı Dolkun İsa'nın tüzükteki '2 dönem' sınırına rağmen yeniden aday olması ve yeniden seçilmesine kesin gözüyle bakılıyordu. Nitekim, görevinden istifa etmesine rağmen Dolkun İsa, WUC'un internet sitesinde hâlâ "Başkan" olarak yerini koruyor. Bu bakımdan 8. Genel Kurul eğer olabilirse, Genel Başkanın cinsel tacizi gölgesi altında gerçekleşecek.

'DEMOKRATİK BİR GENEL KURUL OLMAYACAK' ELEŞTİRİLERİ

Uygurlar içinde 'demokratik bir genel kurul olmayacağı'na yönelik eleştiriler dillendiriliyor. Bunun birkaç nedeni bulunuyor. Öncelikle, Dolkun İsa muhtemel karşıtlarının Genel Kurul’a delege seçilmesine ya da aday olmasına izin vermedi.

İkinci olarak, görevinden istifa etmesine rağmen Dolkun İsa başkanlığında toplanan 25 kişilik bir heyet tarafından, Dünya Uygur Kurultayı seçimleri için yeni başkan ve yönetim adaylarının kimlerden oluşacağı kararlaştırıldı. Bu liste 23 Eylül'de WUC'un YouTube kanalından ilan edildi. Adayları önceki yönetim belirlemiş oldu.

İlan edilen listeye göre 8. Genel Kurul'a başkanlığa Almanya'da yaşayan Turgunjan Alawdun, başkan yardımcılıklarına Abdureshit Abdulhamit, Arkin Akhmetov, Zumretay Arkin, yürütme kurulu başkanlığına Amerika'da yaşayan Rushan Abbas aday gösterildi. Genel Başkanlığa ve Yürütme Kurulu Başkanlığına yalnızca birer aday olması dikkat çekti.

Üçüncü olarak, seçim sonuçlarına erişecek ikinci bir taraf bulunmuyor. Bu da sürecin ne kadar şeffaf olduğu yönünde kuşku uyandırıyor.

Bütün bunlar genel kurulun demokratik olmayacağı yönündeki eleştirilere neden oluyor.

WUC İSRAİL'İ DESTEKLİYOR BAŞKAN ADAYI İMAM

WUC’un mevcut yönetimi, bir sonraki lider olarak kamuoyunun pek tanımadığı birini belirledi. Başkanlığa aday gösterilen Turgunjan Alawdun, aynı zamanda Küresel İmamlar Konseyi'nde ‘danışman’ olarak görev yapan bir imam. Mısır El-Ezher Üniversitesinde eğitim almış. El-Ezher, "Sünni İslam'ın en prestijli üniversitesi" olarak ünlenmiş bir üniversite.

WUC'un, İsrail'in yanında yer aldığı ve hatta Siyonist Yahudi örgütlerinden yüklü miktarda para ve ödüller aldığı biliniyor. Bunu da gizleme gereği duymuyor.

New York merkezli Yahudi Elie Wiesel Vakfı, geçtiğimiz yıl Dünya Uygur Kurultayı ile Uygur İnsan Hakları Projesi (UHRP) kuruluşlarına toplam 420 bin sterlinlik hibe tahsis ettiğini duyurdu.

WUC, 7 Ekim Gazze olayından iki gün sonra, 9 Ekim'de Hamas'ı kınayan bir bildiri yayınladı. WUC'un mevcut Yürütme Kurulu Başkanı ve aynı zamanda UHRP'nin İcra Direktörü olan Omer Kanat da, Hamas'ın eylemlerini kamuoyu önünde kınadı ve Hamas saldırılarında mağdur olan İsraillilerin yanında olduğunu açıkladı. Omer Kanat, Siyonist örgütler tarafından düzenlenen etkinliklerin aktif katılımcısı. 7 Ekim 2023'te Washington DC'de Adas İsrail Cemaati tarafından düzenlenen bir etkinliğe katılan Kanat, 25 Ekim 2023'te de Lantos Vakfı tarafından düzenlenen törende temel haklar ödülü aldı.

(9 Ekim 2023 tarihli açıklama şu başlığı taşıyor: WUC, HAMAS’ın sivillere yönelik saldırılarını kınıyor ve yanında duruyor)

Her ne kadar belirsizliğini korusa da WUC 8. Genel Kurulu'nun yeni adayı El-Ezher mezunu ve Küresel İmamlar Konseyi İmamı Turgunjan Alawdun'un, Amerika'daki Siyonist örgütlerle arası hayli iyi olan WUC'a nasıl başkanlık yapacağı çelişkili ve merak konusu olarak değerlendiriliyor.

Sonraki Haber