Dünyanın en eski 4 fıkrası! Bu fıkraların cevabını bulabilecek misiniz?
Mizah, zamanın başlangıcından beri insanın dayanaklarından biridir. Peki dünyanın en eski fıkralarını hiç merak ettiniz mi? Dünyanın en eski 4 fıkrasını yanıtlamanız için derledik. İşte detaylar...
Mizah, ister entellektüel ister düpedüz kaba olsun, dünya genelinde ve zaman içinde neredeyse her toplumun önemli bir parçasıdır. Peki bir fıkrayı komik yapan nedir? Ve neden insanları güldürmeye çalışırız? Araştırmacılar, var olan en eski 4 kayıtlı fıkrayı ortaya çıkararak bu soruları yanıtlama yolunda önemli bir adım attılar. Bu fıkraların yanıtlarını bulabilecek misiniz? İşte o fıkralar...
DÜNYANIN EN ESKİ 4 FIKRASI
1. Berberler hakkında bir şaka, MS 300-400
Bu şaka, dünyanın günümüze ulaşan en eski şaka kitabının sayfalarından, dördüncü yüzyıla ait "Philogelos", yani Kahkaha Aşığı adlı metinden alınmıştır. Metin, Antik Yunan karikatürist ve yazarları Hierocles ve Philagrius'a atfedilmektedir.
"Saray berberinin saçının nasıl kesilmesini istediğini sorması üzerine kral şöyle cevap vermiş: "Sessizlik içinde."
2. Klasik bir eşek şakası, Antik Yunan, MS 300-400
Philogelos'tan bir başka fıkra olan bu fıkra, Antik Yunanlıların en sevdiği komedi konularından birini ele almaktadır: aptallık.
"Eşeğine yemek yememeyi öğretmek isteyen bir bilgiç, ona hiç yiyecek vermemiş. Eşek açlıktan ölünce ise şöyle demiş: "Büyük bir kayıp yaşadım! Tam yemek yememeyi öğrenmişken öldü!"
3. Klasik bir zeka fıkrası, Antik Yunan, MÖ 429
Yunan oyun yazarı Sophokles'in bir oyunu olan 'Oedipus Tyrannus'tan biraz daha üst düzey bir şaka geliyor. Eğer bilmeceleri seviyorsanız, bugün bile neredeyse aynı şekilde tekrarlanan bu ünlü cümleye aşina olabilirsiniz. Antik trajedi sırasında bir karakter şu repliği söyler:
"Soru: Hangi hayvan sabah dört, öğlen iki ve akşam üç ayağı üzerinde yürür?
Cevap: İnsan. Bebekken dört ayak üzerinde, erkekken iki ayak üzerinde yürür ve yaşlılıkta baston kullanır."
4. Bir başka zeka sorusu, Sümer, MÖ 1200
Antik dünyanın komedisi her zaman bizim modern şaka yapımızı takip etmez ve şakaların her zaman bir can alıcı noktası yoktur. Aslında, bu 'şakaların' çoğu daha çok bilmeceye benzemektedir. Bu Sümer bulmacasını çözebilir misiniz?
"Adab'dan üç öküz sürücüsü susamıştı: Birinin öküzü, diğerinin ineği ve diğerinin de arabanın yükü vardı. Öküzün sahibi su almayı reddetti çünkü öküzünün bir aslan tarafından yenmesinden korkuyordu; ineğin sahibi reddetti çünkü ineğinin çöle kaçabileceğini düşünüyordu; arabanın sahibi reddetti çünkü yükünün çalınmasından korkuyordu. Böylece sürücülerin hepsi gitti. Onların yokluğunda öküz inekle çiftleşmiş ve inek bir buzağı doğurmuş, buzağı da arabanın yükünü yemiş.
Peki Buzağı kime ait?"