Soçi'nin gündemi: Genel stratejide ortaklık

Dünyanın gözü Cumhurbaşkanı Erdoğan’la Rusya Devlet Başkanı Putin’in bugün Soçi'de yapacağı görüşmede. Masada esas olarak ‘genel strateji’nin ele alınacağı, anlaşma sağlanırsa Suriye, Libya, ikili ilişkiler gibi konuların hızla çözülebileceği ifade ediliyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bugün Soçi’de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir araya geliyor. Tahran buluşmasından 15 gün sonra yapılacak görüşmede ele alınacak çok sayıda başlık var. Ancak görüşmenin ana ekseninin Türkiye ve Rusya’nın “genel strateji”de anlaşması üzerinde olacağı bildiriliyor. Özellikle görüşmenin baş başa yapılacak olan bölümünde bu noktanın öne çıkacağı vurgulanıyor.

Bölgemizde yaşanan sorunlara dikkat çeken Türk ve Rus kaynaklar, “Karadeniz’de, Doğu Akdeniz’de, Suriye’de, Libya’da, Kafkaslarda Türkiye ve Rusya’nın çıkarları ortak. Türkiye’nin Kurtuluş Savaşı'ndaki ortama benzer bir durum var. Bu da Türkiye ile Rusya arasında işbirliği ve ortaklığı zorunlu kılıyor. Rusya’ya yönelik Batı yaptırımları da Türkiye-Rusya işbirliğini hızlandıran bir etki yapıyor. Bu iki ülke arasında önemli fırsatlar yaratıyor.” değerlendirmesinde bulundular.

PESKOV: ASKERİ-TEKNİK İŞBİRLİĞİ ELE ALINACAK

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, görüşmeye dair yaptığı açıklamada, Putin ve Erdoğan'ın kısa süre önceki temaslarında askeri-teknik işbirliği konusunu farklı boyutlarıyla istişare ettiğini anımsatarak neredeyse her görüşmede farklı boyutların ele alındığını ve askeri-teknik işbirliğinin Soçi'deki görüşmede de istişare edileceğini kaydetti. Peskov, Soçi’de tahıl koridorunda yaşanan gelişmelerin de masaya yatırılacağını, buluşmanının bunun için iyi bir fırsat olacağını bildirdi.

'GENEL STRATEJİ ÇÖZÜMÜ HIZLANDIRIR'

Moskova Devlet Üniversitesi Misafir Öğretim Üyesi Mehmet Perinçek, Soçi Zirvesi'yle ilgili olarak Aydınlık’a yaptığı değerlendirmede, Türkiye ve Rusya’nın “genel strateji”de anlaşmasına dikkat çekti. Perinçek, “Genel stratejide anlaşılırsa çözüm hızla gelir. Rusya’nın beklentisi genel stratejide anlaşma. Bu gerçekleşirse Rusya, diğer ekonomi, enerji ve silah sanayi gibi konularda Türkiye’ye kapıları ardına kadar açmaya hazır.” dedi.

Rusya'nın Türkiye'nin Suriye’nin kuzeyine operasyonuna ilkesel olarak karşı olmadığını belirten Perinçek, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Rusya, Türkiye’nin Suriye harekatlarıyla ABD’yi ve piyonlarını hedef aldığını biliyor. Ancak Türkiye’nin operasyonunun desteklemesi için Ankara’nın operasyonu Şam’la işbirliği içinde yapması gerekiyor. Erdoğan, Soçi’de bunu net bir şekilde söylerse Rusya sadece Türkiye’nin operasyonuna gözünü kapatmaz, fiili olarak da destekleyecektir. Hatta Türkiye’nin 30 kilometrenin ötesinde teröristleri takip olanağı da doğacak. Ana hedef Amerika’nın Fırat’ın doğusundan çıkarılması. Bu temelde Vatan Partisi’nin Rusya’ya yaptığı ziyaret çok önemli oldu. Rusya’nın kafasının açılmasını sağladı.”

DOĞU AKDENİZ’DE FIRSAT

Doğu Akdeniz’le ilgili olarak Rusya açısından yeni gelişmelere de vurgu yapan Perinçek, şunları söyledi:

“Birincisi, Rusya’nın Yunanistan’ı ‘dost olmayan ülke’ ilan etmesi. İkincisi, Rusya’nın Atina Büyükelçisi'nin yaptığı açıklamalar: Atina-Moskova ilişkilerinin sıfırlandığını belirtmesi. Üçüncüsü, Rusya’nın yeni askeri deniz doktrini. Bu doktrinde Doğu Akdeniz'in Rusya’nın milli güvenliği açısından kritik noktalar arasında sayılması. Dördüncüsü, Yunanistan Başbakanı'nın önümüzdeki günlerde Ukrayna’yı ziyaret edip silah tedariki taahhüdünde bulunması.

“Bu dört madde Soçi görüşmesinde masaya yatırılacak. Türkiye doğru tavır alırsa, Doğu Akdeniz’de Rusya-Türkiye yan yana olur.”

Görüşmede Libya konusunun da gündeme geleceğini öngördüğünü ifade eden Perinçek, “Libya konusunda da Türkiye ve Rusya birlikte hareket edebilir. Emperyalist güçlerin Libya’dan çıkarılması sağlanabilir. Türkiye Batı Libya’yı, Rusya Doğu Libya’yı ikna ederse sorun çözülür. Rusya, Libya’nın petrol satışına karşı değil. Libya petrollerinin satışı ve Libya halkına kullanılmasının önü açılır.” diye konuştu.

HASAN ÜNAL: FIRSATLARA ODAKLANMA ZAMANI

Maltepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Uluslarararsı İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Hasan Ünal da Soçi buluşmasıyla ilgili olarak Aydınlık’a değerlendirmelerde bulundu. Türkiye-Rusya ilişkilerinin geçmişte Kırım konusuna sabitlendiğini, Ankara-Moskova hattında tansiyon oluştuğunu hatırlatan Ünal, 29 Eylül 2021’de iki liderin Soçi'de yanlarına kimseyi almadan yaptıkları görüşmenin buna son verdiğini söyledi. Ünal bugünkü görüşmenin 29 Eylül’ün devamı olduğunu belirtti:

“Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Putin ile bu defa yapacağı görüşmede yeni bir vizyon oluşturulması için şartlar çok daha uygun. Örneğin Rusya, Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi'ni düşman ülkeler olarak ilan etmiş durumda. Bundan faydalanmaz ve fırsatları kaçırırsak tarih bizleri affetmez. Rusya, KKTC'nin tanınması fikrine oldukça yaklaşmış görünüyor. Bu, sadece bu kriz vesilesiyle Yunanlara ve Rumlara duydukları kızgınlıkla alakalı değil.

“Meselenin Rusya açısından gayet stratejik bir de altyapısı bulunuyor. Kıbrıs sorununun herhangi bir anlaşmayla tek devlet esası üzerinden çözümünün, adayı otomatikman AB toprağı yapacağını hatta devamında adanın NATO'ya katılmasıyla sonuçlanacağını da biliyor ve görüyorlar. Böyle bir durumun Rusya’nın güvenliği açısından tehdit olduğunun farkındalar.

“Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Putin ile Suriye'de barış ve KKTC'nin Moskova tarafından tanınması üzerinden genel bir vizyon geliştirmesinin önünde hemen hemen hiçbir engel kalmamış görünmektedir. Böyle bir yeni ve kalıcı vizyona ABD başta olmak üzere Batı dünyasının karşı çıkma potansiyeli azalmıştır.

SURİYE'DE SORUNLU ALANLAR AZALDI

“Suriye'nin bütün toprakları üzerinde etkili egemenlik kuracak şekilde bir barışa kavuşturulması da Rusya açısından önem arz ediyor. Bu konuda Türkiye'nin ulusal çıkarları ile Rusya'nın Suriye politikaları arasında fazlaca sorunlu bir alan da kalmadı. Suriye Devleti ile ilişkiye geçerek 1998 yılında imzalanan ve 2010 senesinde gözden geçirilen Adana Mutabakatı günlerine geri döndüğümüz zaman neredeyse bütün güvenlik kaygılarımız ortadan kalkacaktır; çünkü o zaman Suriye ile Türkiye teröre (PKK/PYD ve türevleri) karşı ortak mücadeleye tekrardan başlamış olacaklardır.

Türkiye'nin Suriye topraklarına operasyon yapmasına, kontrolü altına aldığı topraklara bina yapmasına, nüfus yerleştirmesine vs. gerek kalmayacaktır. Amerika'nın Erdoğan liderliğindeki Türkiye'nin hiçbir zaman ve zeminde Suriye Hükümeti ile anlaşmayacağı varsayımı bitecektir. Bu da karşı tarafın psikolojisini altüst edecek ve çok kutuplu dünya düzeninde ABD, bu bölgede varlığını devam ettiremeyecektir.

RUSYA İLE YENİ VİZYON

“Rusya ile oluşturulacak yeni vizyon Kafkaslar'dan Orta Asya'ya önümüzü daha rahat görmemizi ve Moskova ile şeffaf ilişkiler içinde Türk Dünyası ile ilişkilerimize ivme kazandırmamıza sağlar. Artık fırsatlara odaklanma zamanı. Soçi zirvesinde ana konularda anlaşılırsa tarihi bir dönemeç olur.”

Sonraki Haber