Dünyaya örnek olan kazanımlarımız

5 Aralık 1934'de, kadının milletvekili seçme ve seçilme hakkı Anayasa’ya girdi. Bu, Türkiye'ye özgü bir tarihtir. Büyük Mustafa Kemal Atatürk'ün yaptığı devrimlerin en önemlilerinden! Türk kadınının dünyadaki hemcinslerine armağan ettiği bir gün olarak kabul edilmelidir

Seçme ve seçilme ile ilgili ilk adım 5 Kasım 1930’da atıldı. Seçim Kanunu’nda yapılan değişiklikle kadınlara belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı verildi.

Dünyanın ilk teşkilatı olarak kayda geçmiş “Anadolu Kadınları Bacıyân-ı Rûm Teşkilatı” 13. yüzyıl Anadolu’sunda kurulmuştur. Üyeleri göçmen Türk hanımlarıdır ve kadınların teşkilatlanıp gelişmesi için Ahi Evran'ın eşi Fatma Bacı tarafından kurulmuştur. (1)

Topraklarımız düşman işgali altındayken, kadınlarımız yurdun her yerinde teşkilatlar kurarak miting ve çeşitli organizasyonlar düzenlemişler, bizzat cephede savaşmışlar, düşmanı yurdumuzdan kovarken erkeklerle omuz omuza mücadele etmişler, şanlı Cumhuriyetimizin harcını karmışlardır. “Dünyadaki her şey kadının eseridir”,

“Dünyada hiç bir milletin kadını ben Anadolu Kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar emek verdim diyemez.” Mustafa Kemal Atatürk(2)

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, tüm dünyaya örnek olacak adımlarla kadına yeni bir bakış açısı kazandırdı. Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren kadınların sosyal ve siyasal yaşama katılmaları yönünde bir dizi değişiklik yapıldı.

MEDENİ KANUN’UN KABULÜ

Kadınların aile ve sosyal hayatta fiili eşitliğinin sağlanmasını sağlayan önemli yasaların başında gelir. (17 ŞUBAT 1926)

  • Eşit Miras Hakkı (Madde 485): Türk Medeni Kanunu, kadın ve erkekler arasında miras hakkında eşitliği tanır. Dolayısıyla kız ve erkek çocuklar arasında miras paylaşımında ayrımcılık yapılamaz.

  • Boşanma Hakkı (Madde 161): Medeni Kanun, kadınların da erkekler gibi boşanma hakkına sahip olduğunu belirtir. Kadınlar, uygun şartlar altında evliliklerini sonlandırabilirler.

  • Evlilikte Eşitlik (Madde 136): Medeni Kanun, evlilikte eşitlik ilkesini vurgular. Eşler, aile işlerini ve sorumluluklarını birlikte paylaşmalıdır.

  • Maddi ve Manevi Tazminat (Madde 174 ve 175): Boşanma durumunda, kadınlar maddi ve manevi tazminat talep edebilirler. Bu, ekonomik bağımsızlıklarını koruma ve aile içi şiddete karşı korunma açısından önemlidir. (Ailenin korunması ve Kadına karşı şiddeti önleme yasası olan 6284 Sayılı ulusal yasa, ulusal mevzuatımızın kadına yönelik en önemli yasasıdır.)

  • Eşit Velayet Hakkı (Madde 337): Medeni Kanun, çocukların velayetinin annede veya babada olabileceğini belirtir. Bu, kadınların çocukları üzerinde eşit derecede hak sahibi olmalarını sağlar.

  • Mal Rejimleri (Madde 202-217): Evlilikte mal rejimleri, kadınların ve erkeklerin mülkiyet haklarını düzenler. Tarafların mal rejimini seçme hakkına sahip olmaları, kadınların ekonomik bağımsızlıklarını koruma açısından önemlidir.

  • Soyadı Değiştirme Hakkı (Madde 28): Medeni Kanun, evlenme sonucu kadının soyadının değişmesine ilişkin kuralları düzenler. Kadınlar, evlenme sonrasında soyadlarını değiştirme veya değiştirmeme hakkına sahiptir.

  • Kişisel Haklar (Madde 10): Kadınların ve erkeklerin kişisel hakları konusunda eşit haklara sahip olduğunu belirten bir genel ilke içerir. Bu, cinsiyet ayrımcılığını yasaklar.

Türk Medeni Kanunu’ndaki madde ve hükümler 600 yıllık Osmanlı Saltanatı boyunca kadın hakları açısından yaşanan gerilikleri ortadan kaldırıp, Türk kadınını önce birey ve sonra Türk vatandaşı olarak erkeklerle eşit haklara kavuşturmuştur.

İLK KADIN BELEDİYE BAŞKANI: SADİYE HANIM

Seçme ve seçilme ile ilgili ilk adım 5 Kasım 1930’da atıldı. Seçim Kanunu’nda yapılan değişiklikle kadınlara belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı verildi.

Artvin’in Yusufeli ilçesine bağlı Kılıçkaya beldesinde kadın belediye başkanı seçildi. Sadiye Hanım, Türkiye’nin ilçede seçilen ilk kadın belediye başkanı olarak adını tarihe altın harflerle yazdırdı.

1933 yılında ise kadınlara muhtar olma ve köy heyetini seçme hakkı tanındı. Türkiye’nin ilk kadın muhtarı, Aydın’ın Çine ilçesine bağlı Demirdere Köyü’nde seçimi kazanan Gül Esin Hanım oldu.

TÜRKİYE, AVRUPA’YA ÖRNEK OLDU

Kadınlarımıza 5 Aralık 1934’te Anayasa ve Seçim Kanunu’nda yapılan yasa değişikliği ile milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanındığında, onlar bu hakkı İsviçreli kadınlardan 36, Fransız hemcinslerinden 11, Belçikalılardan ise 14 yıl önce elde etmiş bulunmaktaydı.

1934 yılından önce kadınların seçme ve seçilme hakkına kavuştuğu ülke sayısının 28, fiilen milletvekili seçildiği ülke sayısının 17 olduğu göz önüne alındığında, Atatürk döneminde elde edilen bu hakkın kıymeti daha net olarak ortaya çıkıyor.

Türkiye, 1 yıl sonra kadın milletvekili sayısıyla dünyada ikinci sıradaydı. 1935 yılındaki ilk seçimlerde seçilen Meclis’teki 395 vekilin 18’i kadın vekili, yüzde 4,6’lık bir oranla dünyada ikinci sıraya karşılık geliyordu.

İlk kadın milletvekilleri arasında Hatice Özgener, Ferruh Güpgüp, Şekibe İnsel, Sabiha Gökçül, Mihri Pektaş, Nakiye Elgün gibi isimler öne çıktı. Sonraki yıllarda, Halide Edip Adıvar gibi milletvekilleri de Meclis kürsüsünde siyaset yapmaya devam etti.

İLK KADIN İL BELEDİYE BAŞKANI MÜFİDE İLHAN

3 Eylül 1950 tarihinde yapılan yerel seçimlerde 27 üyesi bulunan Mersin Belediye Meclisine seçilen Müfide İlhan, ilk kadın il belediye başkanı oldu. Çok partili siyasal yaşama geçildikten sonra ilk kez bir şehirde kadın belediye başkanı seçildi.

ULUSLARARASI İLK KADIN KONGRESİ

“Türk Kadınlar Birliği”nin kurucuları Şukûfe Nihal, Latife Çeyrekbaşı ve Nezihe Muhiddin’dir. Birlik, Cumhuriyet’in ilanından sonra 1924'te kurulan Türk kadının her türlü hakkı ve geleceği için yapılan faaliyetlere katılır. Türk Kadınlar Birliği, 18-24 Nisan 1935'te yapılan ve 39 ülkeden 300'den fazla delegenin katıldığı “12. Dünya Kadınlar Kongresi”ne ev sahipliği yapar. Bu kongre, Türkiye'de yapılan ilk uluslararası kadın kongresidir.(3)

Türk Kadının ilk kez Meclis’te yer almasından beş ay sonra, Virginia Woolf bu kongrenin İstanbul'da toplanma nedenini “Türk kadınının seçme ve seçilme hakkını kazanmasının uluslararası ses getiren bir gelişme olması”na bağlar.

Aralarında dünyanın ilk kadın milletvekili ve senato üyesi Leydi Astor ve iki Nobel ödülü sahibi kadın kimyacı Madam Curie'nin de bulunduğu delegelerin sloganı “Kadınlar için Özgürlük, İnsanlık için Barış” sloganıdır. Leydi Astor İstanbul'da olmalarının nedenini “Türk kadınının hikâyesinin haklarını alamamış kadınlara cesaret vereceğine inanmaları” olarak açıklar. Kongrede Türkiye 24 delege ile temsil edilir. İlk kadın milletvekillerimiz de bu kongrede yerlerini almışlardır.

Uluslararası Kadın Birliği Merkez Büro Sekreteri Catrina Bompas “Biz Avrupalı kadınlar Türk kadınlarına gıpta ediyoruz” der. Bu kongre sırasında, Fransa, İsviçre, Bulgaristan, Mısır, Jâmaika ve daha birçok ülkenin kadınına henüz seçme ve seçilme hakkı tanınmamıştı.

Uluslararası Kadın Birliği Başkanı Cardel Oliver konuşmasında şöyle der: “Bugün Türkiye gerçekten dünyanın ilgisini çekmiş bulunuyor. Özelikle kadın hakları alanında birçok Avrupa ulusunu geride bırakan son hamleleri, bizi İstanbul'a getiren en büyük etkendir. Bütün dünya kadınları, Türk kadınlarının bugünkü haklarına erişebilirlerse gerçekten kendilerini talihli sayacaklar.”

Mısır delegesi Şaravi, Şarkta kadın haklarını ilk tanıyan ülke olduğumuzu ifade ederek, “Bizler Atatürk'ü çok severiz, onun açtığı yolda yürümeyi şeref biliriz. Hatta siz ona Atatürk dersiniz, biz ona Ata Şark deriz. Çünkü o yalnızca Türk'ün değil bütün Şark'ın, bilhassa kardeş Mısır'ın atası”der.

Romanya Delegesi Prenses Aleksandra şöyle der: “Atatürk dünyada yepyeni bir dönem başlatmıştır. Türk kadınına haklar vererek yeni bir devir başlatmıştır. Bir ülkedeki konumlarını yakışır olduğu yüceliğe eriştirip Batı'ya ders verdiğini nasıl unuturum.”

Türk kadınının haklarını, iğne ile kuyu kazarcasına başlattıkları mücadeleler sonucunda, bir lütuf değil bir hak ediş olarak gören Büyük Atatürk'ün kongreye çektiği telgrafta “İnsanlığın iyiliği ve mutluluğu için Türk Kadınlarına tanınan hakların, yeryüzündeki kadınların tümüne genişletilmesi ve kadının toplumsal siyasal haklarını kullanması insanlığın mutluluğu ve prestiji için gereklidir.” yazar.

5 ARALIK MİLLETVEKİLİ SEÇME VE SEÇİLME GÜNÜMÜZDÜR

5 Aralık, “Dünya Kadın Hakları Günü”müdür, “Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkı Tanınması’nın günü müdür?
Bu sorunun cevabını birlikte vereceğiz.
İnternet çağına girdik ve her konuda ciddi bir bilgi kirliliği, yanlışlığı olabiliyor.
Bu bilgi kirlilikleri ve yanlışları hayatın her alanında hızla yayılıp kabul görebiliyor.
“5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü” buna bir örnek ve yazımızın konusu.
Bazı çevrelerin iddiası Olympe de Gouges'in 7 Eylül 1791 yılında kaleme alıp yazdığı ve okuduğu "Kadın ve Yurttaş Hakları Bildirgesi"ne dayandırıyor. ;
İnternet üzerinden dünyaya yayılan anma kutlama günleri, toplumun her kesimine günü birlik ulaşıyor ve içi boşaltılmış halde bir sonraki yıla kadar unutuluyor.
Son yıllarda bu yanlış bilgiler, kurumsal alanla ve devletin bildirilerinde yerini almış bulunmakta.
Örneğin, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı. Bakanlık internet sitesinde şu şekilde yayınlanmıştır:
“5 Aralık Dünya Kadın Hakları günü ve Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkı Tanınması yıl dönümü kutlu olsun.” (5 Aralık 2022) 5 Aralık 2022 HAK-İŞ Basın Bülteni (4 Aralık 2021).
Galata Üniversitesi Basın bülteni (5 Aralık 2022).
Burada üç örnekle sunduğumuz bilgiyi birçok kurum ve kuruluşun ilanında bulmak mümkündür. Türkiye'nin pek çok eğitim kurumu sitesinde görebilirsiniz. İlk ve ortaokul, lise kademesinde eğitim kurumlarımız buna dâhildir.
5 Aralık'ın Dünya Kadın Hakları Günü olduğu iddiası uydurmadır. Böyle bir bilgiye uluslararası kaynaklarda rastlamadık. Bazı kaynaklar bu günü Olympe de Gouges'in İnsan Hakları Bildirgesi üzerine yayınladığı Kadın Hakları Bildirgesi’ne bağlıyorlar, ama bildirgenin 1791'de hangi gün yayımlandığı belli değildir.
Her konuya “Dünya” başlığını koymak, konuyu evrensel boyuta taşımak, kendi içinde belki daha büyük, daha görkemli gösterme çabası ve iyi niyetini(!) barındırabilir. Her iyi şeyin(hak-hukuk) batıdan geldiğini düşünmek, kendi gerçeğimizi yadsımak ve konuyu başka mecralara yaslamak, kolaycılık, daha doğrusu kendi tarihimize yabancılaşmak anlamına gelir.
5 Aralık 1934'de, kadının milletvekili seçme ve seçilme hakkı Anayasa’ya girmiştir. Bu, Türkiye'ye özgü bir tarihtir. Büyük Mustafa Kemal Atatürk'ün yaptığı devrimlerin en önemlilerindendir. Türk Kadınının dünyadaki hemcinslerine armağan ettiği bir gün olarak kabul edilmelidir.

DİPNOTLAR (1) “Meclisin yurttaş ve kadın hakları bildirgesi” çevirisi Araştırma Görevlisi Ece Göztepe. (2) Türk Tarih Kurumu Yayınları. (3) Düşten Düşünceye Zamansız kadınlar, İlknur Güntürkün, Epilson Yayınevi.

Sonraki Haber