‘Dünyayı artık üreten yönetecek’
Tarım, sanayi ve turizm şehri Sakarya’nın Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Genç ile tarımı konuştuk. Tarımın son iki krizle birlikte öne çıktığını belirten Genç, çiftçiliğin bir meslek olduğunu ve bunu gençlere aktarmak gerektiğini vurguladı...
Sakarya Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Genç, Sakarya’nın hem tarım hem sanayi hem de turizmin merkezlerinden olduğunu söyledi. Dünyayı artık petrol şirketlerinin değil tarım şirketlerinin yöneteceğini belirten Genç, tarıma daha çok destek verilerek genç çiftçilerin artırılması çağrısı yaptı. Mustafa Genç’le tarımı konuştuk.
Tarımda iki dönüm noktası olduğunu belirten Mustafa Genç, şöyle konuştu:
“Birincisi, pandemi süreciydi. Bir buçuk yıl boyunca tüm dünyanın derdi aynı oldu. Sanayi durdu, insanlar eve kapandı. Ama bir şey devam etti: Yeme ve içme. İkincisi, Rusya ve Ukrayna Savaşı. Savaş, dünyanın tahıl ambarı Rusya’yla Ukrayna’nın olduğunu dünyaya bir kez daha gösterdi. Şunu anladık: Gıda çok önemli. Gıda da bir ülkenin milli savunmadaki bağımsızlığı kadar önemli. Bir savaşta askerin gıda tedarikini kestiğiniz anda askerin mermisi bir işe yaramaz. O yüzden gıda ve dolayısıyla tarım çok önemli. Benim şahsi görüşüm şöyle ki, son 200-300 yıldır, petrol şirketleri, enerji şirketleri, finans şirketleri, dünyayı yönetti. Ama bundan sonra tarım üretimi, tarım şirketleri dünyayı yönetecek.”
‘HAYVAN SAYIMIZ DÜŞTÜ’
Mustafa Genç, Sakarya’nın tarımsal üretimdeki yeri ile ilgili olarak da şu bilgileri verdi:
“Sakarya, hayvan üretimi, süt üretimi, et üretimi yapılan bir havza idi. Bugün ciddi anlamda hayvan sayımızda bir düşme var ve yüzdelik payımız eskisi gibi değil. Bunun yanında, patates, soğan ve ayçiçeği üretimimiz vardı. Şu an geldiğimiz noktada Sakarya hem tarım şehri hem sanayi şehri hem de turizm şehri durumunda. 280 bin dönüm yerde mısır üretimi ve fındık arazisinin de 330 bin dönümü Batı Karadeniz’de. Batı Karadeniz’de de en çok arazi Sakarya’da. Fındık üretiminde Ordu ve Samsun’dan sonra Sakarya geliyor. 700-800 bin ton fındığın 100-120 bin tonu Sakarya’da üretiliyor. Şeker pancarı da var ama maliyetlerin yüksek olması nedeniyle üretici mısır ve fındığı tercih ediyor.
Sakarya tarımsal ürün ihracatı açısından da ortalama olarak yüzde 3 dolayında bir paya sahip. Bu oran, Türkiye’deki diğer illere göre ortalamanın üzerinde. Biz tarım ve hayvan ürünlerini alıp satanların STK’sıyız. Ve derdimiz bu oranları daha da yukarılara çıkarmaktır.”
Karasu Limanı’nın Sakarya’nın dünyaya açılan bir kapısı olduğunu hatırlatan Genç, “Ankara’ya üç saat uzaktasınız. Yani bizim lokasyonumuz çok iyi bir yerde. Tarım ve hayvancılığın yanında bu avantajları da öne çıkarmamız lazım.” değerlendirmesinde bulundu.
‘SU SORUNU ÇÖZÜLMELİ’
Arazi toplulaştırmasına da değinen Genç şunları söyledi:
“Sakarya’da Akçakamış Mahallemizde pilot bölge uygulaması var. Şu anda gayet güzel de devam ediyor. Bir an önce arazi toplulaştırması yapılması lazım. Toplulaştırmadan sonra su sorununu da bir an önce çözmeliyiz. Tarımda kullanılan su önemli, miktarı önemli, nasıl kullandığınız önemli. Örneğin vahşi sulama yapmayacaksınız. Toplulaştırma yaptıktan sonra sulamayı, kanal sistemiyle mi borulama sistemiyle mi yapacağız, bunu da planlamamız lazım.
Beş parça ya da on parça araziniz bir araya geldiği zaman siz her zaman kârlı olursunuz. Yaptığınız iş kolay olur. Toplulaştırma olduğu zaman, teknolojiyi de daha rahat kullanabiliriz. Bunlardan sahada önemli bir şey daha var. Bilinçli üretici yetiştirmek. Ya da üreticiyi bilgilendirmek.”
‘ÇİFTÇİLİK MESLEKTİR’
“Köyde herkes yaşayabilir ama çiftçilik meslektir.” diyen Genç, gençlerin teşvik edilmesini gerektiğini belirtti:
“Köylü olmayla, çiftçi olmanın arasında büyük bir fark var. Çiftçilik bir meslektir. Doktorumuz da avukatımız da emekli olur; bir köye yerleşebilir. Bugün ben köy yerindeki marketlerin, bakkalların raflarında süt satıldığını, yoğurt satıldığını tereyağı satıldığını görüyorum. Şu anda çarşıda yaşayan bir insanla, köyde yaşayan insanın gider maliyetinin arasında sadece ev kirası olduğunu düşünüyorum. Ben çiftçiysem kendi yumurtamı, yağımı, yoğurdumu üretmem gerekir. Gençlerimizi çiftçiliğe teşvik edecek yöntemler bulmak lazım. Teşviklerle, desteklerle, eğitimle ya da başka yöntemle, çiftçiliği meslek haline getirmek lazım. Hem çiftçi hem doktor ya da mühendis olunmaz. Hobi başka bir şey. Boş zamanı değerlendirmek başka bir şey. Ama çiftçilik bir meslektir. Onu korumak ve geliştirmek gerekir.”