Duyduğunuza inanamayacaksınız! Herkesin gerçek sandığı 8 tarihi efsane...

Yüzyıllar öncesine dayanan büyüleyici hikayeler, zaman içerisinde kolektif hafızamızın bir parçası olarak günümüze kadar ulaşıyor. Geçmişten bugüne değişiklik gösterse de günümüzde hala etkileyiciliğini sürdürmeye devam eden 8 efsaneyi sizler için haberimize taşıyoruz...

Çok eski tarihlerden bugüne halk arasında aktarılarak varlığını sürdüren efsaneler, aslında anonim halk edebiyatı ürünleridir. Efsanelerde her ne kadar doğa üstü olaylar yer alsa da bu durum onların inandırıcılığını çok fazla etkilemiyor. Bir kişinin veya bir olayın merkez alındığı efsaneler yüzyıllar içerisinde dilen dile dolaşarak günümüze kadar ulaşıyor. Peki, hala inandığımız en etkileyici 8 efsane hangileri? Bu haberimizde insanoğlunun binlerce yıldır inanmaya devam ettiği büyüleyici efsaneleri sizler için hazırladık…

PİRAMİTLERİN İNŞASINDA ÇALIŞAN KÖLELER

“Tarih’in babası” olarak bilinen Herodotos’a göre piramitlerin inşasında köleler çalışmıştı. Ancak son yıllarda yapılan kazılar bunun aksini ortaya çıkardı. Piramitte çalışan insanların mezarlarında yapılan araştırmalar sonucunda onların özgür insanlar olduğu ortaya çıktı. Dahası inşaat çalışanlarını Firavun’un mezarının yakınına gömdüler. Bu sıradan bir insan için oldukça büyük bir onurdu. Gündelik yaşamlarında ise sığır etiyle besleniyorlar ve tıbbi bakım olanakları bulunuyordu. Dolayısıyla piramitler köleler veya uzaylılar tarafından değil, özgür vatandaşlar tarafından inşa edildi.

300 SPARTALI

Birçoğumuz Zack Snyder’in “300 Spartalı” filmindeki destansı savaşa aşinayız. Filmin isminden de anlaşılacağı üzere 300 cesur Spartalı’nın Pers kralı Xerxes’in 100.000 kişilik devasa ordusuna karşı verdiği savaş günümüzde hala büyük bir efsane olarak biliniyor. Ancak bu mitteki 300 Sparta askeri gerçekte yalnız değillerdi. Nitekim Thespia ve Thebes halklarının da yardımlarıyla ortalama 6.000 kişilik bir müttefik ordusuna sahiplerdi. Yine de kazandıkları zafer Yunan topraklarını zalim bir tiranın elinden kurtardı.

SPARTALILARIN ÇOCUKLARI UÇURUMDAN AŞAĞIYA ATMASI

Spartalılar ile ilgili bir diğer mit de Yunan tarihçi Plütark’tan geliyor. Plütark’ın yazdığına göre Spartalılar o kadar sert ve acımasızlardı ki, yeterince güçlü ve sağlam olmayan bebekleri uçurumdan aşağıya atıyorlardı. Uzun yıllar boyunca inanılan bu efsaneyi de son yapılan arkeolojik kazılar yersiz çıkardı. Nitekim Spartalıların çocukları kasıtlı olarak öldürdüğüne dair bir kanıt olmadığı gibi bahsedilen Laconia kayalarının altında da hiçbir çocuk iskeletine rastlanmadı.

NERO VE ROMA YANGINI

Büyük Roma yangını en popüler mitlerden biri olarak varlığını sürdürüyor. Ancak yaygın olan kanının aksine Roma’yı İmparator Nero yakmadı. Büyük Roma yangınını çocukluğunda yaşayan tarihçi Publius Cornelius Tacitus’a göre Nero, yangını durdurmak için elindeki tüm imkanları seferber etti. Yangın söndürmek için çalışanların masraflarını kendisi tahsil etti ve yangında evsiz kalan insanlara sarayda barınma ve yiyecek hakkı tanıdı.

VİKİNGLERİN BOYNUZLU MİĞFERLERİ

Vikingler dendiğinde birçoğumuzun aklına büyük boynuzlu miğferler takan savaşçılar geliyor. Ancak gerçekte durum böyle değildi. Vikingler savaşlarda oldukça tehlikeli olabilecek boynuzlu miğferler kullanmadı. Bir savaşta stratejik olarak oldukça kullanışsız ve tehlikeli olabilecek boynuzlu miğferler, yalnızca bazı dini törenlerde simgesel olarak kullanıldı.

NAPOLYON’UN BOYU

Napolyon birçok karikatürde kısa boylu ve şişman bir şekilde tasvir edilir. Nitekim boyunun 1,55 cm olduğuna dair çok yaygın inanışlar var. Hatta “Küçük Onbaşı” ve “Napolyon kompleksi” gibi terimler de bu inançtan meydana çıktı. Ancak gerçekte Napolyon’un boyunun 1,69 cm olduğu biliniyor. Günümüzde dahi ortalama standartta bir boy.

MOZART’IN ZEHİRLENMESİ

Rus şair ve yazar Aleksandr Puşkin’in “Mozart ve Salieri” adlı trajedisi Mozart’ın zehirlenme hikayesini meşhur etti. Mozart’ın Salieri tarafından zehirlenmesi bir yana, aralarında oldukça olumlu bir iletişim bulunuyordu. Nitekim Salieri eserlerinde sık sık Mozart’tan bahsetmiş ve onu onurlandırmıştır. Mozart sanılanın aksine zehirlenerek değil hastalıktan ölmüştür.

KOVBOY ŞAPKASI TAKAN KOVBOYLAR

Kovboy denince herkesin aklında kovboy şapkalı, mahmuz çizmeli, kırbaçlı ve tabancalı bir erkek görüntüsü belirir. Bu imge öylesine yerleşmiştir ki adeta Vahşi Batı’nın sembolüdür. Ancak gerçekte durum hiç de böyle değil. Vahşi Batı sakinleri kovboy şapkası takmıyordu. Bu şapkalar 1865 yılında John Stetson tarafından icat edildi ve zamanla moda oldu. Vahşi Batı yerlileri gerçekte melon şapkalar, kunduz şapkaları ve kasketler taktı.

Sonraki Haber