'East-Med'i bıraktıklarını itiraf ettiler
Türk kamuoyuna ilk kez Aydınlık'ın duyurduğu ABD'nin 'East-Med' mektubunun ardından resmi açıklamalar gelmeye başladı. ABD'nin Atina Büyükelçiliği, projeye desteğini kestiklerini yalanlamadı, 'Odağımızı elektrik bağlantılarına kaydırıyoruz.' açıklaması yaptı.
ABD yönetimi geçen günlerde Ankara, Atina ve Tel Aviv'e birer mektup göndererek East-Med doğal gaz boru hattı projesini desteklemeyeceklerini bildirmişti. Mektupta projenin Doğu Akdeniz'de gerginlik kaynağı olduğu vurgulanmıştı. Uzmanlar bu gelişmeye Türkiye'nin kararlı duruşunun sebep olduğunu belirtirken, Yunan tarafı da “East-Med projesi bitti! Türk politikası zafer kazandı!” yorumunda bulunmuştu.
Türkiye'yi bypass ederek İsrail gazını Kıbrıs ve Girit üzerinden Avrupa'ya götürmeyi hedefleyen proje, yaklaşık 15 milyar dolarlık devasa maliyeti ile dünyanın en pahalı doğal gaz boru hattı olacaktı. 2 bin metre uzunluğunda ve yer yer 3 bin metre derinliğe inen hattın fizibilite sorunlarının yanı sıra, Türk kıta sahanlığından izinsiz geçiyor olması da bölgedeki yeni bir gerginliğin sebebiydi. Türkiye, hem izinsiz şekilde kendi kıta sahanlığından geçirilen hem de KKTC'nin ada üzerindeki eşit haklarının yok sayıldığı projeye ilişkin şu açıklamayı yapmıştı:
“Doğu Akdeniz'de en uzun kıyı şeridine sahip olan Türkiye'yi ve Kıbrıs adasının doğal kaynakları üzerinde eşit haklara sahip olan Kıbrıs Türklerini yok sayan hiçbir proje başarılı olamayacaktır. Bu hususu bir kez daha uluslararası toplumun dikkatine getiriyoruz. Doğu Akdeniz'de bulunan doğal kaynakların değerlendirilmesinde ve ülkemiz dahil Avrupa'daki tüketim pazarlarına iletilmesinde en ekonomik ve güvenli güzergah Türkiye'dir. Buna rağmen hem bize hem Kıbrıs Türklerine iş birliği kapılarının kapatılması, aslında bazı ülkelerin iş birliği yerine kısır siyasi hesaplar peşinde koştuğunun açık göstergesidir. Bu tür kirli hesapların geçmişte olduğu gibi gelecekte de tutmayacağını proje sahiplerine hatırlatırız.”
'ODAĞIMIZI KAYDIRIYORUZ'
Türkiye'nin East-Med'e yönelik sert yaklaşımı, ABD'nin de geri adım atmasını sağladı. Türkiye, Yunanistan ve İsrail'e birer mektup gönderen ABD yönetimi, bu projenin Doğu Akdeniz'de gergnilik kaynağı olduğunu ve bu nedenle desteklerini çekeceklerini bildirdi. Yunanistan'da yoğun tepkilerin ardından da ABD'nin Yunanistan Büyükelçiliği bir açıklama yayınladı. Açıklamada şunlar kaydedildi:
“Avrupa'nın enerji güvenliğinin –her zamankinden fazla– bir ulusal güvenlik meselesi olduğu bu dönemde, bölgesel ilişkilerimizi derinleştirmeye ve temiz enerji teknolojilerini teşvik etmeye kararlıyız.
“Amerika Birleşik Devletleri, Kıbrıs Cumhuriyeti, Yunanistan, İsrail ve ABD'nin yer aldığı 3+1 mekanizması da dahil olmak üzere iş birliğini ve bölgesel istikrarı geliştiren bölgesel çabaları güçlü bir şekilde desteklemeye devam ediyor.
“Doğu Akdeniz enerjisini Avrupa ile fiziksel olarak birbirine bağlama taahhüdümüze bağlıyız.
“Odağımızı hem gaz hem de yenilenebilir enerji kaynaklarını destekleyebilen elektrik enterkonnekte bağlantılarına kaydırıyoruz.
“Mısır'dan Girit'e ve Yunan anakarasına götürülmesi planlanan EuroAfrica enterkonnekte bağlantısı ile İsrail, Kıbrıs ve Avrupa elektrik şebekelerini birbirine bağlamak için önerilen EuroAsia enterkonnekte bağlantısı gibi projeleri destekliyoruz. Bu tür projeler sadece hayati enerji piyasalarını birbirine bağlamakla kalmayacak, aynı zamanda bölgenin temiz enerji geçişine hazırlanmasına da yardımcı olacaktır.”
EUROAFRICA VE EUROASIA
EuroAfrica enterkonnekte hattının inşasına ilişkin memorandum, 7 Şubat 2017'de Kahire’de imzalandı. Güney Kıbrıs, Yunanistan ve Mısır arasındaki anlaşmaya göre Doğu Akdeniz'de 1397 kilometrelik bir denizaltı elektrik kablo hattı döşenecek. En düşük deniz seviyesi 3 bin metrede olacak elektrik hattı, Mısır'da Damietta yakınlarından başlayarak Kıbrıs'ta Geçitkale istasyonundan Girit'teki Korakia noktasına uzanacak. Avrupa'ya 2 bin MW enerji sağlaması planlanan hattın fiili inşaatının 12-24 ay sürmesi bekleniyor. EuroAsia enterkonnekte hattı ise İsrail'de Hadera yakınlarından başlayarak yine Geçitkale ve Korakia rotasını izleyecek. Bu hattın uzunluğu ise 1208 kilometre olarak hesaplanıyor.
TÜRK KITA SAHANLIĞINI İHLAL EDİYOR
İki elektrik hattı da KKTC'nin ada üzerindeki eşit haklarını ihlal etmekle birlikte, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki kıta sahanlığının içinden geçiyor. Rum-Yunan ikilisi Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi (BMDHS)'ne göre kablo ve boru döşeme hakkı olduğunu savunsada, Sözleşme'nin 79'uncu maddesi, “sahildar devletin haklarının ve yükümlülüklerinin göz önünde bulundurulması gerektiğini” belirtiyor.
Zaten uygulamalar da bunun Rum-Yunan iddiasıyla uyuşmadığını gösteriyor. Mesela Malta, kıta sahanlığından geçen denizaltı kabloları için vergi alınması yönünde 2014 tarihli bir kanun çıkardı. Çin, Hindistan ve Rusya da kablo döşeme ve onarım faaliyeti öncesinde izin alma şartı getirdi. Daha da ilginci, GKRY bile 2004 ve 2014 yılında çıkardığı “Birleştirilmiş Kıta Sahanlığı ve Münhasır Ekonomik Bölge Yasası”nda, ilgili rıza rejimini kendi iddia ettiği deniz alanları için zorunlu kılıyor. Fakat iş Türkiye'ye gelince rıza istemekten imtina ediliyor. Çünkü böyle bir başvuru, her şeyden önce Türkiye'nin deniz yetki alanlarını tanımaları anlamına gelecek.
SÖZLEŞME'DE KABLO VE BORU HATTI DÖŞEME HAKKI
1. Bütün devletlerin kıt'a sahanlığı üzerine işbu maddeye uygun olarak denizaltı kabloları ve petrol boruları döşemeye hakkı vardır.
2. Kıta sahanlığı üzerinde araştırmalar yapmak, bu alandaki doğal kaynakları işletmek, petrol boruları ile kirlenmeyi önlemek, azaltmak ve kontrol etmek amacıyle makul tedbirler alma hakkı saklı kalmak üzere sahildar devlet, bu kabloların ve petrol borularının döşenmesini veya bakımını engelleyemez.
3. Kıta sahanlığına döşenen petrol borularının takip edeceği hat sahildar devlet tarafından kabul edilmelidir.
4. İşbu kısmın hiçbir hükmü, sahildar devletin, ülkesine veya karasularına giren kablolara veya petrol borularına uygulanacak şartları tespit etme hakkına; ve kendi kıta sahanlığının araştırılmasına veya kaynaklarının işletilmesine; veyahut da kendi yetkisi altındaki sun'i adaların, tesis veya yapıların işletilmesine ilişkin olarak yerleştirilmiş bulunan veya bu amaçlarla kullanılan kablo ve petrol boruları üzerindeki yetkisine halel getirmez.
5. Denizaltı kabloları veya petrol boruları döşerken, devletler daha önceden mevcut olan kabloları ve petrol borularını gerektiği şekilde göz önünde bulunduracaklardır. Devletler özellikle, bunların tamir imkanını tehlikeye düşürmemeye dikkat edeceklerdir.