Eczacılar eylemi gündemine aldı

Geçen temmuz ayında güncellenen ilaç fiyat kararnamesine tepki gösteren eczacılar, son aşamanın iş bırakmak olduğunu söyledi. Yapılan düzenlemeyle 200 TL olan ilaçların eczane karlılığı yüzde 12’den yüzde 13’e yükselirken, 100 liralık bir ilaçtan kar payı ise yüzde 25’ten yüzde 28’e çıktı. Bu iyileştirmenin yetersiz olduğu söyleyen Eczacılar, bir ay önce 54 eczacı odası ve Türkiye Eczacılar Birliği (TEB) ile yaptıkları bölgeler arası toplantıda, bir dizi eylem kararı aldıklarını açıkladı.

Aydınlık’a konuşan İstanbul Eczacılar Odası Başkanı Pınar Özcan, ilaç fiyatlarına 13 yıldır bir güncelleme gelmediğini ve bu düzenlemenin eczacıların masraflarını karşılamadıklarını söyledi. Özcan, şunları kaydetti:

'TL BAREMLERİ
13 YIL ÖNCESİNE AİT'

“İlaç fiyatına göre bir eczacı kârlılığı vardır. İlacın fiyatı arttıkça eczacı kârlılığı azalır, yani ters orantı vardır. 13 yıl önce bu kararname çıktığında belirlenen TL oranlarına göre bir eczacı baremleri yayınlandı. Ama TL baremleri 13 yıl öncesine ait. Her zamla o ilaçlar zam aldıkça, TL baremleri üst kademelere geçmeye başladı. Üst kademe dediğim nedir... Daha az kârlılık tarafı. Yapılması gereken neydi? İlaca zam yapıyorsanız o baremleri de enflasyon oranında hesaplama şeklini değiştirmeniz gerekirdi. O yapılmadığı için yıllar boyunca bir sürü ilaç zam ala ala bir üst kademeye çıkmaya başladı. İlk kararname çıktığında o baremler aşağı baremlerdi. Yani yüksek kârlılıkta ucuz ilaç çok fazla vardı. O zaman az kârlılık olan ilaç sayısı azdı, ama zamlarla ilaçların sayısı az kârlılıkta yüksek tarafa geçmeye başladı, enflasyon oranıyla baremler güncellenmediği için. Ucuz olan ama yüksek karlılıkta olan ilaçların sayısı çok çok azaldı. Dolayısıyla biz yüzde 13 kârlılıkla hiçbir masrafımızı, kiramızı, elektriğimizi ödeyememe durumundayız.”

'İLAÇ YOKLUKLARININ
SEBEBİ BU KARARNAME'

Yapılması gerekenin “bin 600 TL’lik ilaca yüzde 13 kârlılık oranı” olduğunu söyleyen Oda Başkanı Pınar Özcan, ilaç fiyat kararnamesiyle ile ilgili ciddi sıkıntılar olduğunu ifade etti. Özcan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Vatandaşa dokunan tarafında da şöyle bir durum var. İlaç fiyatının belirlenmesini de bu kararname belirliyor. Buna göre yapılan hesaplama ve maliyetler nedeniyle ilaç firmaları şu anda maliyetleri karşılanmadığı gerekçesiyle piyasaya bir sürü ilacı vermiyor ya da çok kısıtlı veriyor. İlaç yokluklarının da sebebi bu kararname. Devletin ilaç harcamasıyla alakalı, bunlarının hepsinin tasarruf mantığından bakıldığı için devlet tarafından yapılan şeyler. Ama şöyle de bir şey var, sağlık bir tasarruf kalemi olamaz.”

TEB'in konuyu defalarca bürokratik kanallardan ilgili bakanlıklara ilettiğini ve bir sonuç alamadıklarını aktaran Özcan, ekim ayında büyük bir miting yapmayı düşündüklerini söyledi. Çeşitli bürokratik görüşmelerin yapılacağını bildiren Özcan, “Son aşama da iş bırakma aksiyonu var ama onun için bir takvim belli değil.” ifadelerini kullandı.

"BIÇAK KEMİĞE DAYANDI"

İstanbul Eczacılar Odasına kayıtlı Eczacı Ömür Çakmak, eczacıların sorunlarının gün geçtikçe katlanarak büyüdüğünü söyledi. Çakmak, şu ifadeleri kullandı:
“Birçok başlık sayılabilir ama şu an 'bıçağın kemiğe dayanması' olarak çatı örgütümüz TEB'in ifade ettiği ve eylemselliğe dönüşecek durumun esasında, eczane ekonomilerinin bozulmuş olması yatıyor. Yani eczacıların derdi ekmek teknesini korumak. Toplum Eczacıları diye adlandırdığımız serbest eczanelerin ekonomileri ciroya bağlı. Yani eczaneler kamusal nitelikli hizmet vermelerine rağmen gelirleri ilaç satışı ve tüketimiyle ve sosyal güvenlik kurumunun ilaç geri ödeme politikasıyla doğrudan ilintili. İlaçta fiyatlandırmada kademeli karlılık var, kademe seviyeleri 2009 yılında belirlendi ve bugüne kadar da güncellenmedi. Sonuç olarak her yıl ilacın fiyatı artıp kademe atlayınca eczacının kar oranı dolayısıyla kazancı düşüyor. İlaca zam gelse kazanç oransal olarak düşüyor, zam gelmese ilaçlar yoka giriyor çünkü ilaçta avro kuru 7,86 TL olarak belirlendi, gerçek kur seviyesi ile makas açık.”