Eğitimde harcamaların yüzde 14’ü cepten

Milli Eğitim Şurası Eğitimde Fırsat Eşitliği teması ile 1 Aralık'ta toplanıyor. TEDMEM , OECD’nin Bir Bakışta Eğitim 2021 raporunda yer alan verileri inceleyerek değerlendirme ve çözüm raporu hazırladı. Raporda fırsat eşitliğine ilişkin veriler de yer alıyor. OECD verilerine göre son 10 yılda ortaöğretim mezunu bile olmayan genç yetişkinlerde kadın ve erkek arasındaki fark, OECD ortalamasında benzer düzeyde kalırken Türkiye için bu fark 12 yüzde puandan 4 yüzde puana geriledi. Ancak OECD ortalamaları ile kıyaslandığında kadınların eğitime katılımdaki dezavantajlı durumları devam ediyor.

BÖLGESEL EŞİTSİZLİK

Türkiye, son 10 yılda yükseköğretim mezunlarının en fazla arttığı ülkeler arasında yer alıyor. 2010 yılında 25-34 yaş aralığında yüzde 17 olan yükseköğretim mezunu oranı, 2020’de yüzde 35’e yükseldi. Cinsiyet dağılımına bakıldığında, OECD ülkelerinde yükseköğretim düzeyinde kadınların oranı erkeklerden daha yüksek. Türkiye’de kadınlarla erkekler neredeyse başa baş gidiyor. Bölgesel dağılımda ise eşitsizlikler ciddi boyutta. Türkiye’de 25-64 yaş aralığındaki yükseköğretim mezunu nüfus oranı Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yüzde 13 iken başkent Ankara’nın da içinde bulunduğu Orta Anadolu’da bu oran yüzde 32’ye ulaşıyor.

Türkiye’de ilköğretim ve ortaöğretim kademeleri için yapılan harcamaların yüzde 14,1’ini hane halkı harcamaları oluşturuyor. OECD ortalaması ise yüzde 7,9. Yükseköğretimde ise hane halkının yaptığı eğitim harcaması OECD ortalamasında yüzde 21,6 iken Türkiye’de bu oran yüzde 12,2.

ÖZEL KESİMİN PAYI ARTIYOR

2012-2018 yılları arasında eğitimde belediye ve devlet harcamalarının oranının azaldığı buna karşılık hane halkı, şirket ya da vakıfların eğitime yönelik harcamalarının arttığı görülüyor. 2012’de kamu harcamaları yüzde 75,1 paya sahipken 2018’de bu oran yüzde 72,9’a düştü. Bununla beraber, özel kesimin payı 24,9’dan 27,1’e çıktı. TEDMEM raporunda bununla ilgili, şu öneri yer aldı: “Zorunlu eğitim kapsamında parasız ve nitelikli eğitimin temel sağlayıcısı olması beklenen kamunun toplam eğitim harcamaları içindeki payının artması önem taşımaktadır. Öğrencilerin sosyoekonomik arka planlarından bağımsız olarak nitelikli eğitime erişimlerinin ve eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması açısından eğitime yönelik hane halkı harcamalarının payını azaltıcı yönde kamu politikalarının hayata geçirilmesine ihtiyaç vardır.”

ÖZELLE KAMU ARASINDAKİ FARK

Özel okullardaki sınıf mevcudu ile devlet okullarındaki sınıf mevcudu arasındaki farklılık da fırsat eşitliğinin önündeki engellerden biri. 2019 verileri, Türkiye’de devlet okulları ve özel okulların sınıf mevcutları arasındaki farkın, OECD ortalamasına kıyasla daha fazla olduğunu gösteriyor. OECD ortalamasına göre devlet okullarda sınıf mevcudu 21, özel okullarda ise 20. Türkiye’de ise devlet okullarında sınıf başına 23 öğrenci düşerken özel okullarda 17 öğrenci düşüyor. İlkokul kademesinde bu fark ortalama altı öğrenci iken ortaokul kademesinde ortalama dokuz öğrenciye yükseliyor.

Sonraki Haber