Prof. Dr. Funda Başaran Yavaşlar: Lüks tüketime vergi artırılmalı

Şirketler dahil çok kazanan gelir grubuna yönelik gelir üzerinden alınan geçici bir vergi getirilmesini öneren Prof. Dr. Funda Başaran Yavaşlar, ayrıca sadece lüks tüketim malları üzerindeki dolaylı vergi yükününün artırılmasının daha doğru bir çözüm olacağını söyledi.

Torba yasa vergilerle doldu. Seçim harcamaları ve Kahramanmaraş merkezli depremlerin etkileri bütçe dengesini fena halde bozdu. Cari açığın da yüksek seyretmesi yüzünden ikiz açık sorunu gündeme geldi. Yerel seçimler yüzünden kemer sıkma programı uygulayamayan ekonomi yönetimi çareyi bazı vergilerin artırılmasında buldu. Torba yasada yer alan teklife göre; motorlu taşıtlar vergisi (MTV), bir sefere mahsus olmak üzere, yıl sonuna kadar yeni tescil edilecek araçlar ve mevcut trafiğe kayıtlı araçlar için iki katına çıkarıldı. Kurumlar vergisi yüzde 25’e çıktı, bankalar ve finans kurumları için oran yüzde 30 oldu. Yine akaryakıt ve doğal gazın içinde yer aldığı I sayılı ÖTV listesine, maktu vergi tutarlarının 6 aylık yurt içi üretici fiyatları endeksi oranında otomatik olarak artırılmasını öngören bir madde mevzuata girdi. Bazı cezalarda Cumhurbaşkanı'na iki kat artırma yetkisi de verildi. Kanun teklifinin önümüzdeki günlerde yasalaşması bekleniyor.

MTV İNDİRİMİ GERİ ALINMIŞ OLDU

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, torba yasasıın Meclis'e sunulduğu ve enflasyon verisinin açıklandığı saatlerde, Twitter'dan yaptığı paylaşımda, “Programımızın üç temel bileşeni var: -Mali disiplinin yeniden tesis edilmesi; yani deprem etkisi hariç, bütçe açığının Maastricht kriterleri ile uyumlu bir seviyeye çekilmesi, -Enflasyonun orta vadede tek haneye düşürülmesi için kademeli parasal sıkılaştırma ve enflasyon hedefi ile uyumlu gelirler politikası, - Makro finansal istikrarı ve diğer tüm kazanımları kalıcı hale getirecek yapısal reformlar.” dedi.

MTV zaten yeniden değerleme oranında alınacakken seçim öncesi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın aldığı kararla yarı yarıya uygulanmıştı. Torba yasa ile esasen alınması gereken orana getirildi. 2023 bütçe öngörüleri temelinde hem MTV hem de kurumlar vergisi özelinde baktığımızda bütçeye yaklaşık 200 milyar liralık ilave bir gelir sağlanması mümkün olacak.

AÇIĞI DENGELEME YETMEZ

İstanbul Kültür Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Funda Başaran Yavaşlar'a, “Sizce 5 puanlık artış bütçe açığını dengelemeye yetecek mi?” diye sorduğumuzda, “Yetmeyecek. Daha rakamsal hesaplara gitmeden, bunu bize zaten gelen torba paketin içinde Cumhurbaşkanı’na özel tüketim vergisi ile ilgili olarak verilen yetki hemen söylüyor. Bu paket ile, izlenen hatalı ekonomi politikalarının, çıkarılan afların ve depremlerin bütçeye getirdiği yükün faturasının üç kesime çıkartılmak istendiği anlaşılıyor: birincisi şirketlere, daha doğru bir deyişle kurumlara, ikincisi kara ve hava motorlu taşıtı sahiplerine, üçüncüsü de özel tüketim vergisi konusu mallardan hangisinin seçileceğine bağlı olarak topluma. Örneğin, burada akaryakıt seçildiğinde, akaryakıt tüm malların maliyetini etkileyen bir iktisadi kıymet olduğundan toplumun tamamına.” dedi.

YÜZDE 30'UN EMSALLERİ VAR

“Kurumlar vergisinin finansal kiralama, faktoring, sigorta şirketleri, elektronik ödeme şirketleri, sermaye piyasası kurumları için yüzde 30 olarak uygulanması kararlaştırıldı. Büyüme verilerinde finans ve sigorta tarafında büyüme söz konusu idi. Yüzde 30'luk oran dünya ile kıyaslandığında adil mi?” şeklinde sorumuzu yanıtlayan Prof. Dr. Funda Başaran Yavaşlar, şunları söyledi: “Kurumlar vergisi, sabit oranlı bir vergidir. Matrahı yüksek olan kurum, daha fazla vergi öder. Bunun anlamı, bir banka örneğin gıda alanında çalışan bir anonim şirketten daha fazla kazanıyorsa, zaten daha fazla kurumlar vergisi ödeyecektir. Dolayısıyla, sektöre göre farklılaşan vergiler (maddi) eşitlik ilkesine aykırıdır. Türkiye şu anda, sabit oranlı çoklu sistem uygulayarak dünyadaki pek çok ülkeden ayrışmakta. Yüzde 30’un yüksek bir oran olup olmadığına gelince, OECD ülkelerine baktığımızda ortalama oranın yüzde 20’ler civarında olduğunu görmekteyiz. En yüksek oran yüzde 35 ile Kolombiya’da. Yüzde 30 kurumlar vergisini Portekiz’de, Kosta Rika’da ve Meksika’da görüyoruz. Buna yakın oranlar olarak, Yeni Zelenda’da kurumlar vergisi oranı yüzde 28, Şili’de ise yüzde 27. Eğer ulusal bir vergi türü olan kurumlar vergisi nezdinde meseleye yaklaşmayıp, işletme kazançlarına uygulanan yerel vergileri de hesaba katarsak, Almanya’da ve Japonya’da da yaklaşık olarak yüzde 30’u ve İtalya’da yüzde 27’yi görüyoruz. Dolayısıyla, yüzde 30 yüksek ama emsali olmayan bir oran değil.”

ANAYASA MAHKEMESİ'NE GİDER

Prof. Dr. Funda Başaran Yavaşlar'ın, “Seçimler öncesi iktidar ve muhalefete yönelik vergisel düzenlemeler anlamında önerileriniz vardı. Hem vergi adaletinin sağlanması hem de bütçe dengesi anlamında ilave hangi tedbirler alınmalı?” sorumuzu ise şöyle cevapladı: “Getirilen torba kanun kabul edilecek olursa, Anayasa Mahkemesi önüne gitmesi kaçınılmazdır. Getirilmek istenen düzenlemeler hukuki güvenlik ilkesi ve bu bağlamda yasallık ilkesi ile maddi eşitlik ilkesine (verginin mali güçle orantılı olması ilkesi) aykırı oldukları gibi, mülkiyet hakkını da ölçülülük ilkesine ihlal eder şekilde sınırlandırmaktadır. Anayasa Mahkemesi’nin bu düzenlemeleri iptal etmesi gerekir. Bu tür hukuka aykırılığı baştan açık olan düzenlemeler getirmek yerine, sadece çok kazanan gelir grubuna (şirketler dahil) yönelik gelir üzerinden alınan geçici bir vergi getirilmesi, ayrıca sadece lüks tüketim malları üzerindeki dolaylı vergi yükünün artırılması daha doğru bir çözüm olur.”

PARA BASILARAK ÖDENECEK

Kur Korumalı Mevduat (KKM) uygulamasında Hazine desteği uygulaması Merkez Bankası'na devredildi. Konu iktisatçılar tarafından eleştirildi. Böylece Hazine'nin buradaki maliyetinin Merkez'e yüklenerek, bir anlamda bütçe tarafında bir gider kaleminin silindiği, para baska yoluyla bunun finansmanının önünün açıldığı ifade edildi. Söz konusu kararı da yorumlayan Prof. Dr. Funda Başaran Yavaşlar, “Seçim sonrasında döviz kurları ve bununla birlikte Hazine’nin KKHM kaynaklı yükü arttı. Oysa, bütçe zaten açık; yani giderler gelirlerden fazla. Hazine desteği uygulaması Merkez Bankası’na devredilerek Merkez Bankası’nın yetkisi dahilinde olan çözümlerle bu sorun çözülmeye çalışılıyor. Merkez Bankası’nın 'para basma' yetkisine sahip olduğu düşünüldüğünde, para basılarak ödemelerin yapılacağını beklemek yanıltıcı olmaz.” diye konuştu.

MTV'DE KİRALAMAYA MUAFİYET GELEBİLİR

Türkiye Sanayici ve İş Adamları Vakfı (TÜSİAV) Vergi Platformu Başkanı Serkan Kumdakcı, yaptığı yazılı değerlendirmede, “2023 yılında ödeyeceğimiz MTV’leri bir defaya mahsus olmak üzere iki kat olarak ödeyeceğiz. Ancak vinç, iş makinası, beton mikseri gibi sadece imalatta kullanılan araçlardan alınacak ek MTV’nin ve araç kiralama firmalarına tahakkuk edecek ek MTV’nin Plan Bütçe Komisyonu’nda muafiyet kapsamına alınması hususunda yeniden değerlendirilmesi yerinde olabilir.” dedi.

CİRO DÜZENLEMESİ GELİR Mİ?

Kurumlar vergisi artışının, üretim maliyetleri ve şirketlerin kısa ve orta vadeli verilen yatırım kararlarını olumsuz etkileyeceğini savunan Kumdakcı, “Ayrıca yapılan bu vergi artışının piyasa fiyatlarına ve dolayısı ile enflasyona olan etkileri de yakından izlenmelidir. İhracatın teşvik edilmesi amacıyla ihracatçıların ihracattan elde ettikleri kazançlara kurumlar vergisi oranında uygulanan 1 puanlık indirim, 5 puana çıkarılıyor. İhracatçılara verilen bu desteğin sanayi üretimi yapan ve belli bir ciro üzerine çıkmış firmalara da uygulanması plan ve bütçe komisyonunda ele alınabilir.”

OTOMATİK ÖTV'YE DİKKAT

“ÖTV Kanununun 12. maddesine eklenen 5 numaralı fıkra ile ÖTV Kanunu eki (ı) sayılı listede yer alan petrol ürünleri, LPG, doğalgaz, madeni yağlar, solventler ve diğer ürünlerde uygulanan maktu ÖTV tutarları, her yılın ocak ve temmuz aylarında TÜİK tarafından açıklanan altı aylık ÜFE artışı oranında otomatikman artacak.” düzenlemesini de yorumlayan Kumdakcı, “Düzenli ÖTV artışı sonrası akaryakıt fiyatlarında meydana gelecek yükselişin tarımsal ve sanayi üretiminde maliyetlere ve dolayısı ile fiyat ve enflasyona olumsuz etkilerine karşı depremle ilgili yaraların sarılması ve bu konuda eksikliklerin giderilmesinden sonra tekrar eşel mobil sistemi ile akaryakıt fiyatlarının kontrol altına alınması değerlendirilebilir.” ifadelerini kullandı.

KÜÇÜK SANAYİCİ KAYIT DIŞINDAN ENDİŞELİ

Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği (TASD) Başkanı Berke İçten, TBMM’ye sunulan torba yasa teklifinde yer alan kurumlar vergisi düzenlemesinin kayıt dışılığı daha da artırma riskine dikkat çekti. İhracattan elde edilen gelire uygulanan bir puanlık indirimin beş puana çıkarılmasını olumlu bulduklarını vurgulayan Berke İçten, ithal ayakkabıda ek verginin yüzde 30’dan yüzde 50’ye çıkarılmasını önerdi. Yazılı bir açıklama yapan İçten, temmuz zammıyla birlikte asgari ücretli bir çalışanın işverene maliyetinin 700 doları bulduğunu bildirdi. İçten, sözlerini şöyle sürdürdü: “Rakibimiz olan bazı ülkeler 200 doların altında işçilik maliyeti ile üretim yapıyor. Bu koşullarda rekabetçiliğimiz her geçen gün biraz daha zayıflıyor. Pazar kayıpları nedeniyle üretimimiz yüzde 15-20 daraldı. Yeni ekonomi yönetiminin işe başlamasından sonra döviz kurunun rekabetçi bir düzeye yaklaşması hepimizi umutlandırdı. Ancak TBMM’ye sunulan torba yasa teklifinde kurumlar vergisinde beş puan artış öngören düzenleme işletmelerimizi endişelendiriyor. Nitekim maliyetlere dayanamayıp kapanan işletmelerimizin yerini Suriyeli üreticiler dolduruyor. Kayıt dışı üretim yapan bu işletmeler piyasanın yüzde 50 altında fiyat veriyor. Öyle ki kendi ellerimizle içimizde bir Çin yarattık.”

Sonraki Haber