Musluk kapandı konkordato kapıda

Ekonomiyi soğutma tedbirleri, faiz artışı ve bankaların muslukları kapaması yüzünden şirketler zor durumda. Adli muhasebe ve hile denetimi uzmanı Aslan, konkordatoların artacağına işaret ederek, 'Kendini çeviremeyen firma konkordato ilan eder.' dedi

Seçimlerin hemen ardından üst üste üç ayda yapılan faiz artışı ile politika faizi yüzde 25'e çekildi. Bu faizin de yabancı girişi için yeterli olmayacağı yüzde 35'in talep edildiği öne sürülüyor. İç piyasaya yönelik düzenlemeler kemer sıkma tedbirleri olarak yorumlanıyor. Faiz artışları yüzünden kredi maliyetleri de yükseldi. Piyasada çarklar yavaşlamaya başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın atadığı ekonomi yönetimi bütçeyi dengelemek ve iç talebi kısmak için temmuz ayında vergi zamları da yaptı. Bundan sonra enflasyonun ateşi iyice harlandı. Bu durum ekonomideki güveni iyice bozdu. Dün TÜİK tarafından açıklanan ağustos ayı ekonomik güven endeksine göre, ekonomik güven temmuz ayında 99.3 iken ağustos ayında yüzde 5.2 oranında azalarak 94.1 değerini aldı. Endeks mayıs ayında ise 100.3 ile iyimser seviyede idi. Endeksteki en ağır çöküş tüketici tarafında yaşandı. Özellikle vergi zamları ve seçim sonrası döviz fiyatlarının serbest bırakılarak kurların 30 TL'ye yönelmesi yüzünden mayıs ayında 91.1 olan tüketici güveni ağustosta 68'e düştü.

KURULUM AZ KAPANIŞ ÇOK

Gelişmeler güven endeksleri ile de sınırlı değil. TOBB'un kurulan kapanan şirket verileri temmuz sonuçlarına baktığımızda temmuz ayında kurulan şirket sayısı yüzde 1.1 azalırken, kapanan şirket sayısında yüzde 10 artış oldu. Bu veriler haziran ayına kıyasla olanlar. Geçen yılın temmuz ayı ile kıyasladığımızda kurulan şirket sayısı yüzde 11.7 artarken, kurulan gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 19.7 düştü ve kapanan şirket sayısında ise yüzde 30.3'lük artış oldu. Kapanan gerçek kişi ticari işletme sayısı ise yüzde 86.5 arttı. Yılın ilk yedi ayında da kurulan şirket sayısında yüzde 1.8'lik azalma olurken, kurulan gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 16.4 azaldı. Kapanan şirket sayısı binde 1 artışla hafif seyretse de ilk yedi ayda kapanan gerçek kişi ticari işletme sayısındaki yüzde 23.8'lik artış dikkat çekiyor. Limited ve anonim şirketler kriz derinleştikçe etkilenmeye başlarken gerçek kişi ticari işletmeler ekonomik değişimden hemen etkilenen kesim olduğundan TOBB verileri gelmekte olanın habercisi diyebiliriz. Nitekim BloombergHT'den Cemre Nur Karaca'nın 24 Ağustos tarihli haberine göre, “Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi tarafından yayımlanan verilere göre karşılıksız çek adedi temmuzda aylık yüzde 85 artarak 18 bin 426 oldu. Artan finansman ihtiyacı nedeniyle çareyi çek yazmakta bulan sanayi sektörü temsilcileri karşılıksız çek oranlarındaki artışın piyasayı nakde döndürdüğünü ve önlem alınmazsa ticaretin durma noktasına geleceği uyarısı yaptı.”

BANKALAR İNSAFLI DAVRANMALI

Bu ortamda adli tatilin bitmesi ile birlikte konkordato başvurularının patlama yapabileceği öne sürüldü. Geçen günlerde sohbet etme fırsatı bulduğumuz adli muhasebe ve hile denetimi uzmanı Fikriye Aslan, firmaların bankalara olan kredi borçlarını ödemekte zorlandıkları için konkordato yoluna gittiklerini söyledi. Firmaların konkordato hazırlıkları yaptığına ilişkin duyumlar olduğunu belirten Aslan, şunları aktardı: “Adli tatilin bitiminden önce piyasaya çok şehir efsanesi de gelir. Konkordatoyu haklı yapanlar da var ama kötü niyetine çare olarak kullananlar da. Bankaya borcun vardır. Anlaşabilirseniz ancak vadeyi uzatırsınız. Ticari borç vardır ama karşılığında mal da vardır. Elindeki malını alacaklıya verirsin. Bankalarda o yok. Kesinlikle ödeyeceksin diyorlar. Üçüncü taksitten sonra parayı istiyorlar. Şirketler de bunun üzerine basıyor konkordatoyu. Şirket bunu yaparken ekonomik zorluklar yüzünden yapıyor. Şirketin yaşaması için konkordato imkan sağlıyor. Önümüzdeki günlerde bu tür gelişmelerin çok olacağı kesin. Bugün bu ortamda kendini çeviremeyen firma konkordato ilan eder. Tabi suistimaller ve şirket soymalar da çok oluyor.”

İFLAS ERTELEMEYE DÖNDÜ

“İflas erteleme uygulamasının piyasada ortaya çıkardığı yıkıcı etkiyi düzenlemek amacıyla gündeme gelen konkordato uygulaması, dönüp dolaşıp iflas erteleme gibi kullanılmaya başlandı.” diyen Fikriye Aslan, “Gerçekte ödeme gücü olan firmalar, mali kayıtlar üzerinde kalem oynatarak ödeme sorumluluklarından kaçarken, işini hakkıyla yapmış firmalar alacaklarına ulaşamadıkları için sıkıntıya düşüyor. Piyasa barışını ve güveni bozarak orta vadede yıkıcı sonuçlar doğurabilecek bu yaklaşımı çok iyi izlemek ve hileli finansal raporlama yoluyla konkordato uygulamasının suistimal edilmesine engel olmak gerekiyor.” sözleri ile ilgilileri uyardı.

Enflasyonist ortamın getirdiği suistimale de dikkat çeken Aslan, “Piyasa borçlarını bir biçimde yöneten firmalar yüksek faiz, yüksek enflasyon baskısı altında bankalara olan taahhütleri karşısında sıkıntıya düşmeye başladılar. Bu durum kimi kötü niyetli firmaları konkordato yoluyla bankalara olan borçlarını yönetme eğilimine sokmuş olabilir. Niyetimiz kimseyi delilsiz suçlamak değil ama 30 senelik mesleki deneyimimiz ve piyasa tecrübemiz artan konkordato taleplerinin mali tablolar üzerinde yapılan manipülasyonlara dayanabileceğini bize söylüyor. Asıl amaç enflasyonist ortamın yarattığı belirsizlikte zaman kazanmak ve böylece faizden ve icra takiplerinden kurtulmak olabilir. Bu dönemde ticaret mahkemeleri heyetlerine ve komiserlere çok önemli bir görev düşüyor.” diye konuştu.

SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMENİN CEZASI YOK!

Adli muhasebe ve hile denetimi uzmanı Fikriye Aslan ile sohbetimizde gayrimenkuldeki rant ve ülkedeki fiyatlama davranışları da gündeme geldi. “Bugün pahalı dediğiniz şey yarın ucuz oluyor.” diyen Aslan, “Sebepsiz zenginleşmenin cezası yok. Hukuk var ama yaptırımı yok. Herkes birbirini nasıl boğarım derinde. Mal sahibi diyor ki; aşağıdaki 50 bine oturuyor, bizim ki 5 bine oturuyor. Gel bunu 20 yapıp ortada anlaşalım denmesi lazım.” ifadelerini kullandı.

KONKORDATO ŞİRKETLERİ YAŞATMAK İÇİN VAR

İflas erteleme 2018'de kaldırıldı. Çünkü uzayan yargı süreci başta olmak üzere birçok başka olumsuz neden bu müessesenin çökmesine neden oldu. Yerine konkordato kondu. Bir dönem ülkemizde konkordato furyası yaşanmıştı. Hatta vatandaşın da konkordato ilan edebileceği fakat maliyetlerin yüksek olduğu bilgileri basında yer aldı. Diğer yandan ticaret mahkemesinin bir firmanın konkordato talebini kabul etmesinden sonra bir anda haciz yoluyla yapılan icra takipleri ortadan kalkıyor. Borçlu aleyhine ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir uygulanamıyor. Borçlu bu dönemde görevlendirilen 'komiser heyeti' kontrolü altında işlerine devam edebiliyor.

KİRA DAVALARI DÖRT YILDA ZOR BİTİYOR!

Kira tespit davalarının çok uzun sürdüğüne de değinen Aslan, iki yılın sonunda ancak davanın bittiğini, eğer taraflardan biri istisnafa giderse dört seneye çıktığını bildirdi. Türkiye'de gurbetçilerin çok fazla yatırım amaçlı gayrimenkulü olduğuna dikkat çeken Aslan, kira anlaşmazlığında beş yıldan sonra emsal tespit davası açılabildiğini belirtti. Yakın zamanda uyarlama davalarının da gündeme geldiğini anlatan Aslan, bu yeni dava türünde henüz sonuç alınmadığını, en doğrusunun iki tarafın da mutabık kalacağı bir tutarda anlaşmak olduğunu ifade etti.

Sonraki Haber