Ekonomik kriz sağlıklı beslenmeye izin vermiyor
Türkiye'de ekonomi kötüleştikçe vatandaşın yeme alışkanlıkları da değişiyor. Yağsız süt marketlerdeki raflarda neredeyse yok satıyor. Zeytinin sabun için kullanılan ham maddesi pirinadan yağ yapılıyor. Ekmek arası pilav da sosyal medyada gündem oldu
Sağlıklı gıdaya ulaşmanın en büyük düşmanı ekonomik kriz oldu. Marketlerde bütçeye uygun alışveriş yapmak isteyen vatandaş, zeytinyağı yerine zeytinin posasından kimyasalla ayrıştırılan prina yağını almak zorunda kalıyor. Tam yağlı diye adlandırılan uygun fiyatlı peynirin içindeki süt yağı alınıyor yerine bitkisel yağlar ekleniyor. Yağsız sütün marketlerde kapış kapış gitmesinin sebebi ise daha uygun olması. Bir süt markasında tam yağlı süt 29 lira 35 kuruşken yağsız süt 16 liraya satılıyor. Vatandaşın cebinde para yoksa sağlıklı gıdaya ulaşmak imkansız oluyor. Konuyu Aydınlık’a değerlendiren Gıda Güvenliği Uzmanı ve Gıda Mühendisi Nurten Sırma, en büyük aldatmacanın ambalajlarda olduğunu söyledi. Pirina yağı ve zeytinyağı arasındaki en büyük benzerlik ise iki ürünün ambalajında da zeytin görselleri kullanılıyor.
‘BÜYÜK ALDATMACA’
Nurten Sırma, şöyle konuştu:
“Zeytinyağı son derece faydalı bir yağ türüdür. Ama tabi onun da kalitesi var. Asitlik seviyesine göre 01-08 asitlik derecesi arasında satılan piyasada satılan yağlar. Fakat pirina yağı, zeytin meyvesinden elde edilen ancak zeytinyağı sınıfında sayılmayan bir yağdır. Rafine edildiği için yani insani tüketime uygun hale getirildiği için eğer o sınıflandırmadaysa yani zeytinyağı ve prina tebliğine uygun olarak üretilmişse sahaya sürülmüşse satılabilir, yemeklerde kullanılabilir. Ancak zeytinyağı algısıyla satılıyorsa büyük aldatmaca var. “Yani şöyle düşünün pirina yağının üzerinde kocaman zeytin ağacı görseli var işte zeytin meyvesi var. Vatandaş pirina yağının ne olduğunu da bilmiyor. Dolayısıyla alışveriş yapmaya gittiğin zaman tenekenin veya şişenin üzerinde koca bir zeytin ağacı, zeytin meyveleri, akan bir yağ görüyor. Diyor ki bu zeytinyağı o zaman.”
BAKANLIK GEÇMİŞTE MÜDAHALE ETMİŞTİ
Sırma, Bakanlığın aldığı kararla söz konusu ambalaj aldatmacılığının bazı gıdalarda önüne geçildiğini belirterek şu ifadeleri kaydetti: “Aslında etiket üzerinde, görsellerde yanıltıcı ifadelerin kullanılması niteliğin dışına çıkarıyor. Sorun tüketicinin alışveriş yaptığı esnada başlar. Görsellerle, etiket beyanıyla, ürünün üzerinde yazan isimle tüketici aldatılıyor. Bunu nerede görüyorduk bal aromalı sosla bal karışıyordu. Nar ekşisiyle nar ekşisi aromalı sos karışırdı. Limon suyu ile limon aromalı su karışırdı. Bakanlık buna müdahale etti.”
ZEYTİNYAĞI ÇOK PAHALI VATANDAŞ NE YAPSIN?
Sırma, pirina yağının sahada satışa sunulmasının en büyük sebebi olarak ekonomik krizi işaret etti:
“Pirina yağının şu an sahada olmasının sebebi tamamen yüksek zeytinyağı fiyatlarının uzun süredir sahada olması. Vatandaş, aslında zeytinyağı alımını da azalttı. Eskisi kadar satışı da yok çünkü hem bunun uluslararası nedenleri var hem ulusal nedenleri var.
Dünya genelinde zeytinyağında aslında bir kriz yaşanıyor. Panama kanalında iklim krizinden dolayı sevkiyat aşaması yavaş ilerlediği için dünya çapında zeytinyağının arzıyla ilgili bir problem de var. Dünyanın en büyük zeytinyağı üreticileri İspanya, Yunanistan, İtalya. İhracat anlamında da önemli bir oyuncu olan Türkiye var. Dünyada böyle bir artımız varken bir yandan da bizim ülkemizde uzun süredir.
Devam eden yüksek gıda enflasyonu var. Aylık bazda ve yıllık bazda yükseliş devam ediyor. Zeytinyağı da pahalı ürünler sınıfında olduğu için gıda da aslında üzerine en fazla sahtecilik yapılan ürünlerin başında da geliyor.”
EKMEK ARASI PİLAV SATILIYOR
Bir işletmenin sosyal medyada reklamını yaptığı ucuza sattığı "ekmek arası pilav", tartışmalara neden oldu. Pilavın ekmek arasına konularak satılması, sosyal medyada kısa sürede gündeme otururken, kullanıcılar iki karbonhidrat içeren ürünün sağlığına olan zararını vurgulayarak, böyle sunumların gereksiz olduğunu savundu. Bazı kullanıcılar da ekmek arası etin artık cep yaktığını, ekonomik krizin bu yiyeceği meşhur ettiğini bildirdi.
TAM YAĞLI PEYNİR ALDATMACASI
Gıda Güvenlik Uzmanı ve Gıda Mühendisi Nurten Sırma, süt ürünlerinde de büyük sahteciliğin olduğunu söyledi. Sırma, yağsız ürünün sorun olmadığı asıl sorunun söz de yağlı ürün olduğunu anlattı:
“Hani gıda sahteciliği en fazla nelerde yapılır diye bana sorsanız söyleyeyim, zeytinyağı ve süt ürünleri. Sütün yağı kıymetlidir. Aslında süt ürünlerini kaliteli yapan içindeki süt yağı miktarı ve sütten gelen faydalı bir besleyici değeri süt yağı ile elde ederiz. Ama yüzde 0 yağ oranında satılan sütü sahte olarak sayamayız. İçinde olan dışında da yazıyorsa yasalar da izin veriyor. Yağsız ürün sorun değil. Sorun şu, mesela tam yağlı beyaz peynir diye satıyor. Onun içerisinde olması gereken yağ miktarını birazını çalmış. İçine sütün yağı olmayan bitkisel yağları ilave etmiş ve orada bu peyniri satan maliyeti düşürmüş oldu. Tüketiciyi aldatırken cebine daha fazla para koydu.”