Ekonomist Serhat Latifoğlu: Batı’daki merkez bankaları aynı yanlışı tekrar ediyor

ABD’de 3 gün içerisinde iki banka battı. Silikon Vadisi Bankası (SVB) ve Signature bankası iflaslarını açıkladı. Avrupa’ya da sirayet etmeye başlayan banka krizinin nereye gideceği merak konusu. Aydınlık Avrupa’ya konuşan ekonomist Serhat Latifoğlu yanlış faiz politikalarına dikkat çekti  

Avrupa’daki en büyük bankalardan biri olan Credit Suiss sermaye artırımı yapmadığını duyurdu. İsviçre bankası Credit Suiss’in olumsuz açıklaması Avrupa’da panik yarattı. Credit Suisse, İsviçre Merkez Bankasından (SNB) 50 milyar İsviçre frangına (yaklaşık 54 milyar dolar) yakın borçlanacağını açıkladı. ABD’nin ardından Avrupa’daki bankalarda da krizin işaret vermesini ekonomist Serhat Latifoğlu’na sorduk. Latifoğlu, Batı’daki merkez bankalarının geçmişten ders almadıklarını ve aynı hataları yaptıklarını belirtti.

‘BU BİR LİKİDİTE KRİZİ’

Amerika'daki krizin Avrupa'ya da yansıyacağını belirten Latifoğlu, “Çünkü bu kriz sadece Amerika'ya özgü bir kriz değil. Elbette Avrupa'daki banka regülasyonları daha sıkı. Devlet daha müdahil. Belki Amerika'daki kadar şiddetli olmayabilir ama Avrupa’ya da sirayet etmesi mümkün. Çünkü bu kriz esasen bir likidite krizi. Yani piyasada çok bol miktarda para var 2008 krizinden beri para basılıyor. Özellikle Kovid-19 salgını sonrası çok güçlü bir şekilde para basıldı. Şimdi bu paralar piyasadan çekiliyor.” ifadelerini kullandı.
Çekilen paranın yarattığı bir hasarın olduğunu söyleyen Latifoğlu,“Burada Merkez Bankalarının, FED'in ve Avrupa Merkez Bankası'nın genişlemeci para politikalarının sonucunu yaşıyoruz.” dedi.

‘KRİZİ ERTELEDİLER’

Latifoğlu, merkez bankalarının çok agresif bir şekilde krizi ertelediklerini belirtti. Şu an ertelenmiş bir krizin yaşandığını vurgulayan Latifoğlu, “Şimdi bildiğiniz gibi geçen yılın ikinci yarısından itibaren çok agresif bir faiz artışına geçilmişti. Daha düne kadar Avrupa Merkez Bankası bunun devam edeceğine dair işaretler veriyordu.” ifadelerini kullandı.
Fakat şimdi tablonun değiştiğini belirten Latifoğlu, “Şimdi dünyanın en büyük bankalarından biri olan 1,4 trilyon dolar büyüklüğündeki Credit Suisse birkaç gün önce olumsuz bir rapor açıkladı. Yani raporlamayla ilgili birtakım sıkıntıların yaşandığı gibi tuhaf bir açıklama yaptı. Bu, piyasaları epey tedirgin etti. Akabinde bugün BNP Paribas bankasında da büyük bir satış var. Yani bu kriz yavaş yavaş Avrupa bankacılık sistemine de gelmeye başladı.” ifadelerini kullandı.

HANGİ BANAKALAR OLUMSUZ ETKİLENECEK?

Latifoğlu hangi bankaların bu krizden etkileneceğini de açıkladı. Latifoğlu, “Bu genişleme zamanında yani salgın döneminde büyük miktarda uzun vadeli tahvil almış olan bankalar bu krizden etkilenecek. Daha doğrusu bu uzun vadeli tahvilleri sigortalamamış olan bankalar çok olumsuz etkilenecek. Bunun sonucunu da BNP Paribasve Credit Suisse ile de bunu görüyoruz.” Değerlendirmesi yaptı.

‘2008 KRİZİNDEN DERS ÇIKARAMADILAR’

Hangi bankanın ne durumda olduğunu kestirmenin çok mümkün olmadığını da belirten Latifoğlu sözlerini söyle sürdürdü: “Çünkü SVB battığı zaman FED bir açıklama yaptı. Banka battıktan neredeyse bir hafta sonra, ‘teftişle ilgili sorunların olduğunu, iyi denetlenip denetlenmediğini tekrar gözden geçireceğiz’ gibi bir açıklama yaptı. Bu durum, ‘Big Four’ olarak adlandırılan derecelendirme şirketlerinin hala 2008 krizinden ders almadığını gösteriyor. Hala aynı hataları yapmaya devam ediyorlar. FED ve Avrupa Merkez Bankası başarısız olmuş faiz politikalarını yani faizi indirip çıkararak, para arzını kontrol ederek ekonomiyi yönlendirmeye çalışıyorlar.”

‘DOGMATİZM İÇİNDELER’

Latifoğlu, Batı’nın bir dogmatizm içinde olduğunu belirtti. Batı’nın ısrarla kamucu politikaları izlemediğini vurgulayan Latifoğlu, “Tabii ki bu durum onları vuruyor ve finansal krizi derinleştiriyor. Şimdi bir finansal krize doğru sürükleniyor dünya. Bunu göz göre göre yapıyorlar ve enflasyon da bir yandan artmaya devam ediyor. 14 Mart’ta gelen FED'in açıklamasından sonra Avrupa'da enflasyon hala düşmüyor ve yüksek.” ifadelerini kullandı.

‘AVRUPA’NIN HALİ: KIRK KATIR MI, KIRK SATIR MI?’

Latifoğlu, faiz oranlarının enflasyona yaklaştığını belirtti. Oranın 4,5-6 arasında olduğunu söyleyen Latifoğlu, “Artık çok büyük bir makas yok. Yani enflasyon hızı artış gösterirse yeniden artırmak zorunda kalacaklar. Tabii bu neoliberal politikaya göre bir hareket. Şimdi Avrupa'da durum daha vahim. Avrupa'daki makas daha açık. Yani Avrupa'nın durumu kırk katır mı, kırk satır mı? Bir tercih yapmak zorunda kalacaklar. Çünkü Merkez Bankası'nı merkeze oturtan bir politika izliyorlar. Fiyat kontrolleri gibi daha değişik etkin maliye politikaları yani kamucu politikalar izlemiyorlar. İkincisi de ve tabii en önemlisi Merkez Bankaları şu gerçeği kabul etmiyor: Enflasyonun kaynağı arz yönlüdür. Yani maliyet yaşanılan durum maliyet enflasyonu. Bunu hem FED hem de Avrupa Merkez Bankaları kabul etmiyor. Oysa istatistikler açık bir şekilde ayan beyan ortada. Çekirdek enflasyonu, yani enerjiden ve gıdadan arındırılmış enflasyonu hesaplayarak onu hedefleyerek başarılı olamazsınız. Önümüzdeki süreçte bunu göreceğiz.” dedi.

‘EN BÜYÜK ETKEN RUSYA’YA UYGULANAN AMBARGO’

Maliye enflasyonun en temel sebebinin Kovid-19 zamanında tedarik zincirinin kırılması ve
emtia fiyatlarının artması olduğunu söyleyen Latifoğlu, şimdiki durumda ise en büyük etkenin Rusya’ya uygulanan ambargolar olduğunu belirtti. Latifoğlu, Avrupa’nın enerji fiyatlarını kontrol altına alamadığı takdirde bu maliyet enflasyonunun her yere sirayet edeceğini vurguladı.

‘EMTİA FİYATLARINDA ARTIŞ BEKLENİYOR’

Dünyanın en büyük bankalarından ABD’li Goldman Sachs bankası bu yıl için yüzde 45 emtia fiyatlarında artış öngördüğünü belirten Latifoğlu, henüz daha bu artışın gerçekleşmediğini söyledi. Latifoğlu,“Yılbaşından itibaren yüzde 7-8 civarında bir artış var. Bu artışın üstüne merkez bankalarının dogmatik faiz artışları da eklenince çok ciddi bir kriz bizi bekliyor olabilir. Özellikle Avrupa için. Avrupa'nın ekonomik durumu Amerika'ya göre daha zayıf. Ama her ikisi birlikte bu finansal krize sürüklenirler. Bu sadece Amerika'yı etkileyecek bir finansal kriz değil, bütün dünyayı etkileyecek bir kriz.” ifadelerini kullandı.

BORÇ YÜZ TRİLYON DOLARA ÇIKTI

Latifoğlu, bu dönemde hem ülkelerin hem de şirketlerin borçlarını çok ciddi oranlarda artırdıklarını söyledi. Borcun yüz trilyon dolara çıktığını belirten Latifoğlu,“Yapılan stres testlerinde gelişen ülkelerin bankaların yüzde otuzunun stres testini geçemediğini görüyoruz.
Bunun anlamı batma riski yüksek. Çok sayıda banka var dünyada. Dolayısıyla da çok tehlikeli bir durum var. Bunu sadece ben söylemiyorum. Bu, IMF'nin Ekim 2022’deki raporunda
açıkça ifade edilmişti. Yani bankaların, Merkez Bankalarının agresif faiz artışı yapması durumunda dünyayı bir finansal kriz bekliyor diye açıkça ifade eden bir rapor var.” değerlendirmesinde bulundu.

Sonraki Haber