El konulan Türk çocuğu sayısı korkuttu

Haksız yere aldığı çocuklarla adeta terör estiren Gençlik Dairesi bugüne kadar sayısız Türk ailesinin de mağdur olmasına neden oldu. Çocuklar için çalışmalar yürüten Umut Yıldızı Derneği yeni yeni projelerle çocuklara el uzatmayı amaçlıyor

Almanya’daki Gençlik Daireleri 5 bin civarındaki Türk çocuğunu anne ve babasından kopardı” bu iddianın sahibi Umut Yıldızı Derneği Başkanı Abdülkadir Bağcı. Kaç Türk kökenli ailenin çocuğuna el konulduğuna ilişkin resmi rakam yok. Ancak resmi olan rakamlar şu şekilde. 2022 yılında Gençlik Daireleri 37 bin 880 çocuğu anne babasından kopardı. Bu çocukların 13 bin 135’i ise göçmen kökenli. Dernek Başkanı Bağcı bu rakamları da göz önünde tutarak 5 bin civarında Türk çocuğunun alındığını öngörüyor. Çocuklar şiddet, cinsel istismar, ihmal gibi bir dizi gerekçe ile ailelerinden alınıyor. Ancak, haksız gerekçelerle alınan çocuklar ise kamuoyunun gündeminden hiç düşmüyor.


Umut Yıldızı Derneği Başkanı Abdülkadir Bağcı

Çocukları savunmak için Türk toplumu da çeşitli çalışmalar yürütüyor. Bu çalışmaları yürüten kurumlardan birisi de Umut Yıldızı Derneği. Psikolog, pedagog ve avukatlarında gönüllü olarak destek verdiği dernek binlerce çocuğa umut oldu. “Hasanlar Hans Olmasın” kampanyaları ile çocuklara sahip çıkan derneğin yeni hedefi bir sığınma evi kurmak. Gençlik Dairesinin el koyduğu çocukları ve çalışmalarını Dernek Başkanı Abdülkadir Bağcı ile konuştuk. “Umut Yıldızı Derneği bağımsız ve tarafsız bir kurumdur. Bizler sadece çocuklarımız için çalışıyoruz” diyen Bağcı “Çocuklarımıza sahip çıkarak alınmasına izin vermeyelim. Ailelerimizle birlikte yan yana durarak binlerce çocuğun alınmasına izin vermedik” dedi.

‘TÜRK ÇOCUKLARI AĞIRLIKTA’

El koyulan ne kadar Türk kökenli çocuk var?

Bu konuda tam olarak resmi bir rakam yok. Almanya’nın şu an açıkladığı 37 bin 880 rakamı bir daha ailelerine verilmeyenlerin sayısı. Bu çocuklar yurtlarda ya da koruyucu ailelerde kalıyor. 2022 yılı için 13 bin civarında yabancı kökenli çocuğa el konulduğu açıklandı.

Bize gelen bilgilere, yaptığımız araştırmaya göre 5 bin civarında Türk çocuğuna el konulduğunu öngörüyoruz. Türkler Almanya’da 4 milyon gibi bir rakamla en fazla nüfusa sahip yabancılardan. El koyulanların içerinde Türk çocukların ağırlıkta olduğunu düşünebiliriz. Şöyle söyleyeyim önceden hafta da bir aile ‘çocuğumu aldılar’ diye gelirken şuan 4 aileden başvuru alıyoruz.

Nasıl mağduriyetlerle karşılaşıyorsunuz?

Almanya’da Gençlik Daireleri belediyelere bağlı. Almanya’da bazı durumlarda Gençlik Dairesi olaya müdahil oluyor. Aile de şiddet varsa, çiftler boşanma aşamasındaysa, çocuğa şiddet uygulanıyorsa, ya da aile çocuklarının bakımını ihmal ediyorsa bu durumlar araştırılıyor. 10 çocuktan 6’sının ihmal edildiği ortaya çıkıyor. Tabiî ki bunların içerisinde gerçek olmayan ya da çocuğun beyanları da olabiliyor. Almanya’da kanunlar ortada çocuğun ihmal edildiği durumlarda korumaya alınıyor.

‘GENÇLİK DAİRELERİ GÖZDEN GEÇİRİLMELİ’

Gençlik Dairesi kaynaklı mağduriyetler oluyor mu?

Kurallara uyulmadığı için kapatılan Gençlik Daireleri de var. Örneğin koruyucu aile yanında kalan Müslüman bir çocuk 3 yaşına gelmiş. Anaokuluna gitmiyor. Gençlik Dairesi takibini yapmamış. Aylarca uğramamış bile. Ya da bazı durumlarda çocuklar koruyucu aileye veriliyor ancak ailedeki bireyler madde bağımlısı olabiliyor. Almanya’da Gençlik Daireleri tekrar gözden geçirilmeli.

Koruyucu ailede yaşanan sıkıntılardan öne çıkan ise Türk ve Müslüman bir çocuğun yabancı aileye verilmesi. Kendi kültürüne ve değerlerine uzak bir aile çocuğun verilmesi.

Çocuklarla ilgili ne çalışmalar yaptınız?

Bizler Gençlik Dairesini protesto ettik. Çadır kurduk. Ama ne zamanki kanunları okuduk araştırdık inceledik masada yerimizi aldık. O zaman çocuklara daha iyi sahip çıkma fırsatı yakaladık. Çocuklarla ilgili çeşitli faaliyetler yürüttük.

Projelerimizden birincisi eve dönüş projesi. Hukukçularımızla da beraber çocukların eve dönmesi için çalışmalar yaptık.


Umut Yıldızı Derneği 'Hasanlar Hans Olmasın' diyerek kampanyalar yürüttü

‘HASANLAR HANS OLMASIN’

İkincisi koruyucu aile olunması. 600 civarında koruyucu ailemiz var. Bu konuda çeşitli etkinlikler ve çağrılar yaptık. ‘Hasanlar Hans Olmasın’ sloganıyla kampanyalarım oldu. Türk ve Müslüman çocukların kendi kimlik ve kültürlerine uygun ailelere verilmesini istedik. Ne yazık ki Türk toplumu bu konuda gerektiği kadar duyarlı değil. Bazılarının eşi kabul etmiyor. Bazılarının yaşadığını yer ev uygun olmaya biliyor.

Üçüncü çalışmamız da; ‘Vasim olur musun?’ kampanyası. Çocuğun haklarını savunabilmek için vasilik projesini gerçekleştirdik. 20 civarında vasimiz var. Bir vasi 50 çocuğun vasisi olabiliyor.

Dördüncü olarak da ‘Yalnız değilsin’ kampanyası yaptık. 18 yaşına girenler kaldıkları yerden ayrılıyor. Bu çocuklarımıza da sahip çıktık.

Beşinci olarak da kadın ve çocuk sığınma evi açmak istiyoruz.

Bizler dernek olarak bir dizi etkinlik ve kampanyalar yaptık. Koruyucu aile. Vasilik gibi. Ancak esas çocuklarımıza sahip çıkarak alınmasına izin vermeyelim. Ailelerimizle birlikte yan yana durarak binlerce çocuğun alınmasına izin vermedik.


'Vasim olur musun' etkinliğiyle çocuklara el uzatıldı

Çocuğun aileden aniden alınmasının sonucu: Şok ve travma

Çocuk ve ergen alanında çalışmalar yürüten Klinik Psikolog Kübra Keçeci, anne ve babasından ayrılan çocukların ruhsal durumunu değerlendirdi. Keçeci, Aydınlık Avrupa’ya yaptığı açıklamalarda yaşanan travmaların çeşitlerini açıkladı.

ÇOCUKLUK ÇAĞI TRAVMALARI

Ebeveynlerinden haksız bir şekilde alınan çocuklar neler hissediyor?

Çocukların yaşamış olduğu bu durumu biz çocukluk çağı travmaları başlığı altında değerlendirebiliriz. Ebeveynde koparılma, ayrı kalma, boşanma gibi durumlar için çocukluk çağına ait travmalar diyebiliriz. Travmalar sonrası görülen stres bozukluğu psikolojik rahatsızlık kişiden kişiye değişebilir. Herkeste görülmeye bilir. Ancak yaşamış oldukları durum o kadar ağır ki bu kişide ya da çocukta; çocukluk çağı travmasının ötesinde stres bozukluğu psikolojik rahatsızlar görülebilir. Burada önemli olan noktalardan bir tanesi çocukların ailelerden aniden koparılmasıdır. Aslında bir şoku da beraberinde getirir. Çocuk kayıpla beraber bir keder yaşar. Bu keder de bize bir yas sürecini işaret eder. Çocuğu odasından ayrılmak, eşyalarından ayrılmak, ailesinden ayrılmak bir yas sürecini beraberinde getirir. Örneğin yas süreçlerinde bazen çocuk çok durgun olabilir. Veya öfke aşamasında, öfke nöbetlerine girebilir. Travmanın birden fazla çeşidi yaşanabilir. Çocuğun nasıl bir aileye verileceği o süreçte neler yaşadığı? Bunlar da tabii ki ayrı travma faktörü olarak karşımıza çıkıyor.


Klinik Psikolog Kübra Keçeci

‘ŞİDDETE UĞRAYAN GÜVENLİ ORTAMA ALINMALI’

Cinsel istismara ve şiddete uğrayan çocuklar için neler söylemek istersiniz?

İstismara, şiddete uğramış olan çocuklar yaşları küçükse tam olarak yaşadıklarını algılamıyorlar. Bu çocukların o ortamdan çıkması; uygun bir ortama verilmesini biz psikologlar olarak doğru buluyoruz. Cinsel istismar veya şiddet ortamlarından çocuk güvenli bir ortama alınmalı. O noktadan sonra da yine nasıl bir destek alacağı önemli. Hangi aileye verilebileceği önemli. Örneğin Türk aileden alınmış şiddet gören çocuk yabancı bir aile verildiğinde yeni travmalar yaşayabilir.

Çocuk mahkemelerinde çalıştığım dönemde de gözlemlediğim bir durum vardı. En saldırgan çocuğun gözünde bile o aile sevgisine olan muhtaçlığı görüyordum. “Suçlu çocuk, hırsız çocuk” diye etiketlenenlerin aslında içinde kocaman bir sevgi eksikliği olduğunu gördüm.

‘ÇOCUKLARLA İLETİŞİM ÖNEMLİ’

Çocukların 3-4 yaş civarında hayal güçleri çok güçlüdür. Bir çocuk belki dikkat çekmek için, bir eksikliği gidermek için olmayan bir şeyi söylüyor olabilir. Farkındaysanız burada yalan demiyorum. Genel olarak ailelerin tepkileri çocuklara karşı yalan söylüyorsun ya da yok öyle bir şey şeklinde olur. Yani burada ailelerin dinleyebilmesi, çocukla gelişim döneminin özelliklerine göre iletişim kurabilmesi çok önemli.

Çocukluk çağı travmaları nasıl seyrediyor? Uzun yıllar kapanmadığı doğru mu?

Sonuçlar sadece travmayla ya da travma sonrası stres bozukluğuyla kalmayabilir. Daha sonraki zamanlarda psikosomatik rahatsızlık, bedensel ağrılar ve yakınmalar olarak kendisini dışarıya vurabilir. İlerideki bu çocukların yine aynı şekilde suça suçlu sürüklenme oranları da yüksek olabilir. Alkol, madde bağımlılığı veya herhangi bir bağımlılığa sürüklenme de olabilir.

Sonraki Haber