Emekçi en yüce değerin sahibidir

Zerrin ÖZTÜRK

Büyük insanlığın tarih süreçlerinde içine girdiği değişimleri göze alanların yolculuğu, bir anlamda yalnızlıkla iç içedir. Bu onların öncü kimliklerinin bir göstergesidir. Bu atılım evrelerinde kadınların değiştirme güdüsü inanılmaz güçlüdür.

Nobel Ödüllü Gabriel Garcia Marquez’in Yüzyıllık Yalnızlık romanındaki Ursula Bundia gibi güçlü kadın kahramanlar, yalnızlıklarını sindire sindire ama tavizsiz dik duruşlarıyla yol alırlar. Bugün de o kadınlar sahadalar. İyi ki varlar.

BATI ASYA KADINLARI EMEK CEPHESİNDE

Dünya, öğrenmek için uçsuz bucaksız bilgiler barındırıyor. Kadınların yaratıcılığı ve dayanıklılığı bu bilgilerin arasında her zaman bulunacak, yaşamı daha anlamlı ve kadını daha vazgeçilmez kılacak.

Savaşlar, ekonomik eşitsizlikler, baskılayan, ezen töreler-anlayışlar, insanoğlunun uzun yürüyüşünde kaçınılmaz olarak ortadan kalkacak ve kadın da sonsuza dek tümüyle özgürleşecektir.

Bölgemiz Batı Asya kadınları on yıllardır dayanıyor, emek cephesinde mücadele ediyor. Çekilmez acılara, katlanılmaz yok oluşlara ve yıkıma her şeyiyle direniyor. İnsanlık adına da büyük bedeller ödeniyor orada.

Ulus devletleri ve milletleri, etnik ve mezhepsel olarak bölüp parçalayan savaşların sonunda üç komşumuz Irak, Filistin, Suriye’nin başına gelenler hepimize büyük derstir. Eşkıyalığa girişen emperyalist devletler ve onların teröristleri, tarihin çarkını geriye döndürmeye çalışıyorlar. Döner mi hiç!

YASALAR EMEKÇİYİ KORUMALIDIR

Geçim derdi hangi kesimden olursa olsun her insanımızı girdabına çekiyor. Yabancı işveren, işçimizin Anayasa’da düzenlenmiş sendikalı olma hakkına karşı çıkıyor, onları sokağa atıyor. Anayasa ve Türk Hukuk Sistemi ne güne duruyor? Ceza kesmekten başka yaptırımlar olmalıdır. O zaman, Anayasa’ya uymayanın üretimi durdurulsun, kalifiye olmayan işçi çalıştırmanın cezası işyerinin kapatılması olsun.

Bina sakinlerinden biri diğer sakinlere sürekli rahatsızlık veriyorsa, yasal olarak kiracı ise kiralanan yerden çıkarılması, mal sahibi ise taşınmazının satılması ile karşı karşıya kalıyor. Aynı şekilde, Anayasa’ya ve yasalara uymayan işverene benzer yaptırımın uygulanması için acilen gerekli düzenlemenin yapılması iş barışı açısından bir zorunluluk olarak ortaya çıkmaktadır.

Sendikal güvence işçinin anayasal hakkıdır. Emekçinin zaten emeğinin karşılığını alamadığı bir çalışma ortamında sendikası ve devleti ona sahip çıkmalıdır. Türk İş Konfederasyonu ve Tek Gıda İş Sendikası, Polonez Gıda işçilerimizin yanındadır.

DEVLET EMEKTEN YANA OLMALI

Devletimizin cezai yaptırımla dahi yasayı uygulamayan, işçileri tekrar işe almayan yabancı işverenin, işyeri ruhsatının iptali de mümkün olmak gerekir. Devletimizin, ilgili Bakanlıklarımızın, Meclisimizin “İşçilerin ekmeğine, geçimine, sağlığına, insanca yaşama ve çalışma koşullarına kavuşmasına” yönelik gerekli yasal yaptırımları düzenlemesi ve uygulaması, toplumsal yaşamın istikrarı açısından da hayatidir.

Şu anda, Ankara’ya doğru sesini devletimize ve yetkililere duyurmak üzere yollara düşen, o alnı pak çoğunluğu kadın, kahraman işçi kardeşlerimizi, tek tek alınlarından öpüyoruz.

Bindallı olarak sonuna kadar yanınızdayız. Neylerse güzel eyleyenlerin yolundasınız. İşçilerimiz, emekçilerimiz, yaratan elleriniz, dayanan yürekleriniz var olsun! Emekçi, topluma sunduğu insan emeğiyle en yüce değere layıktır.

Sonraki Haber