Emekli askeri hâkim: Teğmenlere kınama bile vermezdim
Albay Cemil Kayılıoğlu, teğmenlerin yemininin ardından konunun çekildiği noktayı eleştirdi. Olası bir ihraç kararının, Erdoğan’ın vurguladığı ‘iç cepheye’ zarar vereceğini söyledi. ‘Uyarı’ ve ‘kınama’ cezasının bile fazla olduğunu belirtti
Ulusal Kanal’da yapım ve sunumunu üstlendiğim Ankara Gündemi programının bu haftaki konuğu emekli Askeri Hâkim Albay Cemil Kayılıoğlu idi. 2014 yılında Askeri Yargıtay 3. Daire Başkanlığı’ndan emekli olan Kayılıoğlu, 1979 Harp Okulu ve 1987 Hukuk Fakültesi mezunu.
Türk Silahlı Kuvvetlerinde (TSK) bölük ve kıta komutanlığı da yapan Kayılıoğlu, 1989 yılında askeri hakimliğe başlamış. Kayılıoğlu’nun 3. Daire Başkanlığı öncesinde 14 yıl da Askeri Yargıtay Üyeliği bulunuyor.
Kayılıoğlu ile kılıç çatma töreni sonrasında talimatnamedeki eski yemini okudukları için haklarında soruşturma yürütülen ve ihraçları konuşulan teğmenler konusunu ele aldık.
Emekli Askeri Hâkim Cemil Kayılıoğlu, bir süredir ülke gündeminde yerini koruyan konuyu askeri, hukuki, insani ve siyasi olarak değerlendirdi.
‘TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN PROGRAMI’
TSK 6413 sayılı Disiplin Kanunu’na dayanarak görüşlerini aktaran Kayılıoğlu, “Cezası uyarıdır, kınamadır. Ben aslında uyarı veya kınamayı bile fazla görürüm buna.” dedi. 1999’da talimatnameye giren 2022’de çıkarılan yemin metninin “Türkiye Cumhuriyeti’nin programı” olduğunu söyledi. “Sadece teğmenlerin, subayların değil; bütün halkımızın, ‘Ben Türk’üm’ diyen herkesin yeminidir.” ifadelerini ekledi.
‘DARBEYİ ABD YAPAR’
Meselede darbe ve darbe hevesi aramanın yanlış ve gerçek dışı olduğunu belirten Kayılıoğlu, “Türkiye’de darbelerin arkasında Amerika vardır.” notunu düştü. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “İç cephede birlik!” vurgusuna atıf yapan Kayılıoğlu, “Gencecik çocukların ihraç edilmesi toplumda çatlaklar yaratır, iç cephenin sağlamlaştırılmasına hizmet etmez.” dedi. Askeri disiplinin üste itaat kadar astın hukukuna riayet olduğunu hatırlattı.
‘HEYECANI YAŞAMADAN ANLATMAK ZOR’
- Efendim merhaba. Teğmenler gündemi malumunuz. Nasıl değerlendiriyorsunuz?
1979 yılında biz de o törenin coşkusunu yaşadık. Yıllardır beklenen bir an geliyor, mezun oluyorsunuz, rütbelerinizi takıyorsunuz, aileleriniz orada; çok büyük bir gururdur. TSK’nın komuta kademesine terfi ediliyor. Belki 15-20 gün o heyecan yaşanır. Yaşamadan anlatmak ve anlamak zor. Çok mutlu, heyecanlı ve gururlu bir atmosfer vardır.
Teğmenlerin videolarını tekrar izledim. 29 Ocak 1999’da Mezuniyet Töreni Talimatnamesi’ne girmiş. İçeriğine baktım. Bir de ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz!’ diye slogan var. Bizim zamanımızda bu yemin yoktu ama hepimiz bu yeminin neferleriydik. Aslında bu yemin, Türkiye Cumhuriyeti’nin programıdır yani. Sadece teğmenlerin, subayların değil; bütün halkımızın, ‘Ben Türk’üm’ diyen herkesin yeminidir. Çok onurlu bir söylem.
‘FETÖ GERÇEĞİ YAŞADIK’
Bunu devlet uygun görmüş, talimatına sokmuş. Sonra da kaldırmış. Sokma gerekçesini anlıyorum ama kaldırma gerekçesi nedir bilmiyorum. Olayın özüne gelince; tören bitiyor, misafirler gidiyor. Bu MSB’nin açıklamasında da var. MSB açıklamasında, ‘Aileler gönderilmesine rağmen basın mensupları çağrıldı.’ deniyor. Teğmenlerin avukatları ‘Asla basının çağrılması yok.’ diyorlar.
- Sizce niçin bu noktaya gelinmiş olabilir?
Bu eylem ilk olduğunda Cumhurbaşkanı ve AK Parti sözcüleri olumlu şeyler söylemişti. Daha sonra her ne olduysa olay cunta meselesine getirildi. Belirli grupların bunu yapmasının amaçlı olduğunu düşünüyorum. Bir FETÖ gerçeği yaşadık. Eften püften sebeplerle TSK’nın seçkin mensupları hapislere atıldı. Ona benzer olabilir. Hepsinin kurgu olduğu ortaya çıktı.
FETÖ’nün temizlenmesiyle TSK daha da kendine geldi. Gerçek bir ordu kimliğine yeniden büründü. Şimdi de cumhuriyete bağlılık yeminlerini sanki FETÖ’cü bir kadro yapıyormuş imajı verdiler. Ben burada iyi niyetli bir tavır düşünmüyorum.
‘21 YAŞINDA TEĞMEN DARBE YAPAMAZ?’
- Oradan bir darbe çıkar mıydı?
Teğmenin cuntasından ne olur? Teğmen dediğiniz 21 yaşında, yeni mezun, takım komutanı olarak göreve başlayacak olan kişi. Darbe falan yapamaz.
Avukatların açıklamasına göre bir gün önce de aynı amirlerin huzurunda koğuşta okumuşlar. Burada Harbiyeliler arasında okuyalım, okumayalım tartışması olacağını da sanmıyorum.
Siyasilerin sert açıklamaları geldi, iş değişti. Belki öyle olmasa olay açılmayacaktı. Şimdi disiplin soruşturması başladı. Başlasın. Disiplin, TSK’nın temelidir. Disiplin olmadan olmaz. Hiçbir disiplinsizlik affedilemez ama bunların kanunlarda yeri var.
TSK’nın 6413 Sayılı Disiplin Kanunu var. Soruşturma buradan yapılacak. Her disiplinsizliğin karşılığı olan cezalar yazıyor. Her bir eylemle ilgili cezalar gösterilmiş, yani hangi eyleme hangi cezanın verileceği.
6413 SAYILI DİSİPLİN KANUNU
- Kanun ne diyor bu işe?
Mesleğim olduğu için bütününe hakimim. 15. madde, ‘Uyarma’ diyor. Yazmış işte: ‘Emre mütalaa etmek, görevde kayıtsızlık, israf vs. uyarı cezasını gerektirir.’ İhracın istendiği söyleniyor. O madde ‘Silahlı Kuvvetlerden Ayırma Cezasını Gerektiren Disiplinsizlikler’ başlığıyla 20. madde. Gerekçeler aşırı borçlanmak ve borçlarını ödeyememek, ahlaki zayıflık, hizmete engel davranışlarda bulunmak vs...
Hizmete engelin açıklamasında da ‘Devletin ve TSK’nın itibarına zarar verecek nitelikte tutum ve davranışlarda veya ağır suç veya disiplinsizlik teşkil eden fiillerde’ deniyor. Arkasından b fıkrası: ‘İdeolojik veya siyasi amaçlı faaliyetlere katılmak.’ Yani disiplinsizlik vardır ancak teğmenlerin yemin okuması bunların hiçbirine girmez.
‘METİN EMPERYALİZME KARŞI BİR ANT’
- Hükûmet’e yakın çevrelerde ‘Bunların aklında darbe var, şimdi değil ama sonra yaparlar’ görüşü hâkim...
‘Harp Okulu’na giren her öğrencinin aklında mutlaka darbe fikri vardır.’ bakışı yanlıştır. Çünkü öyle bir şey yoktur. Türkiye’de darbelerin arkasında Amerika vardır. Dört yıl Harp Okulu’nda okudum, hiç öyle bir darbe zihniyeti ile yetiştirilmedim. Ama vatan endişesi vardır. Şu yemin metni aslında emperyalizme karşı bir ant.
Disiplinsiz dediğiniz de insandır. Her subay, her asker hata yapabilir. Amir onu yeri gelir uyarır, yeri gelir mahkemeye verir. Emre itaatsizlik var, itaatsizlikte ısrar var. Bunların hiçbiri atılmayı gerektirmiyor. Bir de bu kişinin devre birincisi olması da önemli. Böyle bir subayın darbe heveslisi olduğunu iddia etmek çok büyük bir yanlış olur.
DİSİPLİNİN TAM TANIMINI HATIRLATTI
- Eklemek istediğiniz başka bir husus var mı?
Kanunumuzda disiplin, ‘Kanunlara, nizamlara ve amirlere mutlak bir itaat ve astının ve üstünün hukukuna riayet etmek’ şeklinde tanımlanıyor. Yani disiplin amire itaat kadar astın hukukuna riayetten de geçiyor. Bunu da hatırlatırım. Bu teğmenlere ve ailelerine yazık etmesinler. Ben buna ihraç cezası verilmeyeceğine inanıyorum.
- Teşekkürler.
Ben de teşekkür ederim.
‘İHRAÇ ÇOK YANLIŞ OLUR’
- Siz olsanız ne karar verirsiniz?
Disiplinsizlik varsa bunun cezası uyarıdır, kınamadır. Bunları atmaya kalkarsanız orduda subay bırakmazsınız. Bu eylemde hiçbir suç yok. ‘Çocuklar içinizden geldi, istediniz, yaptınız ama bakın bir daha yapmayın’ dersiniz. Ben aslında uyarı veya kınamayı bile fazla görürüm buna.
Sayın Cumhurbaşkanı Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı sorunlara atıfla iç cephe vurgusu yapıyor. Çok doğrudur. Bu subayların, gencecik çocukların ihraç edilmesi toplumda çatlaklar yaratan bir şey olur. İç cephenin sağlamlaştırılmasına hizmet etmez. İhraç çok yanlış olur.
İŞTE O YEMİN METNİ:
And içeriz ki:
Laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığına,
Ülkenin bölünmez bütünlüğüne,
Yüce Türk ulusunun namus ve şerefine,
Aziz vatanın bir karış toprağına;
Uzanan eller karşısında bizi bulacak.
Ve kılıçlarımız daima keskin ve hazır olacaktır.
Bizler Türk istikbalinin evlatlarıyız.
Şerefimizle doğduk, şerefimizle yaşayacak ve şerefimizle öleceğiz.
Ne mutlu Türk’üm diyene!