Emin Çölaşan'ın sevgili okurları..

Çok sayın yazarınız,

Aştığı sandığı çölün ortasından,

Gördüğü serap ile sipariş üzerine bir yazı kaleme aldı.

Daha doğrusu;

Kalemine doldurulan mürekkep ile acil bir yazıya döşendi...

Durum acildi;

Tele-1

Halk TV,

KRT..

Bunlar aidatlarını ödeyemezken,

Ulusal Kanal,

Nasıl olmuş da, Digitürk’e giriyormuş…

Yazı o kadar acil istenmiş ki kendisinden,

Bir paragraflık yazıda bir ton ikiyüz kilo çelişki var..

İsteyen 3 Mart günlü yazısına baksın.

Bak şimdi:

Vatan Partisi’nin Türk siyasetinde hiçbir ağırlığının olmadığını iddia ettiği satırları bitirip okuyucuya bir nefes aldırmadan,

Bu kez diyor ki;

AKP ve MHP’nin en büyük yandaşı!

Hani hiçbir ağırlığı yoktu..

Muhalefete muhalefet ediyormuş..

Hemi de..

CHP, İyi Parti ve HDP’ye!

Bunlar bizim muhalefet partilerimiz oluyormuş.

Deva'yı, Gelecek'i ve Saadet'i sizin izanınıza bırakıyor.

Dedem de biliyor ki acante açılır gibi açıldı bunlar.

Sayın yazarınıza göre;

Bu partilere söz söylemek olmazmış!

Sayın Çölaşan’ın Sevgili Okurları;

Siz de pekala biliyorsunuz ki,

Kılıçdaroğlu ve ekibi olmasa,

Türkiye’de devrim olacak..

Aydın kitle gerçek CHP’yi yaratacak..

Siz şimdi çölü aştığını sandığınız adamı boşverin,

O’nun sevgili okurları

Ben size anlatayım durumu;

Şu Pentagon mentagon,

Ne bileyim Baydın falan,

Çok şaşkınlar.

Bu paranın nasıl toplandığına akıl erdiremediler.

Yazının aceleye geldiği her satırından akıyor.

Mesela acele etmeseydi Çölü Aşan;

Bu Kanalın değil Türkiye’de,

Dünyada bir ikinci örneğinin olmadığını aklına getirirdi;

Mesela..

Bu Kanal’ın onyedi bin, rakamla 17.000 gönüllüsünün olduğunu,

Bin yedi yüz, 1700 ortağının olduğunu,

Bu ortakların ve gönüllerinin hiçbirinin maddi bir beklentisinin olmadığını,

Kârını sormadığını,

İhtiyaç olduğunda, zarar ettiğinde,

Yüzüğünü satandan, kredi çekenden, emekli maaşını bağışlayandan tutun da,

Tarlasını, evini,

Zeytin ağaçlarını, fındık bağlarını satıp verdiklerini bilmesi gerekirdi.

“Maaşlarını alamıyor çalışanlar” diyor.

Bak bu doğru bir gazetecilik.

Bunu bildi.

Kimse istemiyor ki,

Olduğunda bölüşüyorlar.

Çalışanlar açık tütün sarıyor.

Bir kravatla beş kişi yayına çıkıyor.

Kravat yok.. “tanınır” diye

Halil Nebiler takmıyor mesela, aynı kravatı.

Ben mesela..

Kendi kameramı kendim satın aldım.

17 yıldır program yapıyorum.

17 lira almadım.

Kars’tan gönderdiğim her programa 17 lira kargo parası veriyorum, sevgili okurları.

Çölü Aşan’ın Sevgili Okurları;

Şimdi diyor ki:

“Bu 500 bin doları Ulusal Kanal’a örtülü ödenekten ödediler iddiası var”

Kaldı ki 500 bin dolar da değil.

Dil alışkanlığı olsa gerek..

Bak şimdi..

Böyle bir gazetecilik var mı ?

“Biri de çıkıp dese ki,

Çölü Aşan ağbimizde PKK’nın kenevir menevir işinde parmağı varmış iddiası var”

Her aklına iddiası gelenin haberi yapılsaydı,

Gazeteler iddia eki çıkarırdı ki, asıl gazeteden daha çok sayfası olurdu.

Sonra..

Sonra sevgili okurları,

Vatan Partisi Çin’e çok yakınmış,

Adeta, Türkiye temsilcisi ve sözcüsü gibiymiş,

Peki..

Kime yakın olsa iyiydi?

PKK’ya 200 bin tır silah gönderen Amerika ile çok yakın olsa daha mı iyiydi?!

Çin'in bize bir zararının olduğunu duydunuz mu hiç, sayın okurları..

Mesela..

Maarrem “fişekleyin” dediğinde

Atm’lerin önünde kuyruk oluşturanlara inanıyor sizinki;

Ama..

“Eksik var mı, tamamlandı mı, öteki evimi de satacağım” diyenlere inanmıyor adam..

Aslında..

Bu büyük başarı sonrası,

Biz kırığın nerede olacağını biliyorduk,

Sesin nereden geleceğini de..

Ama..

Sesin çölün ortasından geleceğini açıkça; ben beklemiyordum.

Ulusal Kanal’ın ilk beşe girmesi,

Birinci sıraya aday olması,

Öyle korkutmuş ki,

Sıçan deliğini satın alacak duruma gelmişler.

Mesela..

Aydınlık Gazetesi’nden bahsetmiş hazret..

Zaman Gazetesi de zamanında 900 bin basıyordu.

Üzerinde tahin helvası, zeytin yenirdi.

Burada da büyük panik ve korku var.

Aydınlık,

Gez’i, gözü, arpacığı ayarlayıp hedefi göz bebeğinden vuruyor.

Mesela diyor ki muhalefete;

Sizin ne işiniz var,

Abdullah Gül’ün peşinde,

Neden Davutoğlu kürsüsündesin,

Neden Babacan’ın Genel Merkezindesin,

Neden, Akşener ile birliktesin,

Neden, oylarını HDP’ye verdirtiyorsun,

Neden, çikolata gönderir gibi vekil ikram ediyorsun,

Neden, Mısır’dan adam getirtiyorsun,

Neden, Atatürkçüleri tırpanlıyorsun,

Neden, Karamollaoğlu ile iş tutuyorsun,

Sevgili Çölü Aşan’ın okurları

Aha bunları bi sorun sayın yazarınıza,

Bunları neden sormaz,

Soranı neden “ Muhalefeti eleştiriyorsunuz” diye yakınır?

Çölü Aşan’ın Sevgili okurları,

Şöyle düşünün lütfen;

Ulusal Kanal’ın 6 milyon üyeli Digitürk’te olması

Kimi sevindirir, kimi üzer…

Ulusal Kanal,

Bu ülkenin vicdanı, ortak aklı, ortak emeği, ortak malı değil mi..

Bu ülkenin medyadaki yüz akı, sigortasıdır.

Eğer..

Ulusal Kanal olmasaydı

16 Temmuz sabahı Fetullah Gülen ekibi baştaydı.

Aydınlık ve Ulusal Kanal olmasın,

İnanın Fetullah Gülen meftasını getirip atacaklar ülkenin orta yerine;

Siz o zaman bakın asıl sözcülerine, gözcülerine,

Mendilinden medet umanlarına..

“Vatanında son nefesini verdi”

“Mübarek vücudu ülke toprağını istedi.”

“Gözünün feri vatanında söndü”

Daha neler neler..

Yaa… Sevgili okurları,

Şimdi yarın,

Ulusal Kanal, dekontları, belgeleri fakslarsa hangi santralleri, hangi sayfaları yetecek?

Yazısının son düzlüğünde de şirinlik yapıyor;

Doğu Perinçek’in yıllarca hapiste yatmış olduğuna üzülmüş görüntüsü verip eşinin de sınıf arkadaşı olduğunu, kendisinin de “Doğu” diyecek kadar yakın olduğunu söylüyor ve…

Filozofun, giyotin altında cellada bakarak

“Yazık üç ekmek parası için bu işi yapıyor”

dediğini unutarak arsızlaşıyor.

Ve biliyor olması lazım yazarınızın,

Filozof;

“Dünya dönmeye devam edecek” demişti!

O'nun işi nasıl acildiyse,

Hukukçu eşine dahi sormadan, aceleyle işini suç işlediğini dahi düşünmeden yaptıysa,

Görevini yerine getirdiyse,

Vatan sevdalılarının da işi acildi.

Yeni bir cephe açmak lazımdı

Yeni taarruz mevzileri gerekirdi

O sipere tüm gövdeyle girildi.

Ah!

Şu bağımsız başı dik onurlu yaşama isteği yok mu,

Şu sade namuslu yaşama isteği yok mu,

Düşman kurşununa göğüs açtırır..

Düşman cephesine girenler bile

Böyle iştahlı bir ölüm isterler aslında

Ve şaşırırlar

Sanırlar ki

Tanrı onlara örtülü gücünden yedek can vermiş..

Sonraki Haber