Emperyalizme meydan okuyan festival tamamlandı: ‘Film festivaliyle bir direniş türü örgütledik’
17. Uluslararası Direniş Film Festivali, emperyalizm ve siyonizme karşı mücadele kararlılığıyla son buldu. Kapanış töreni, Basra Körfezi açıklarında İran donanmasına ait savaş gemisinin üzerinde yapıldı.
İran’ın ev sahipliğinde düzenlenen 17. Uluslararası Direniş Film Festivali için 9 Mart’ta görkemli bir kapanış töreni yapıldı. İran’ın Buşehr Eyaletine bağlı Eseluye kentinde 3 Mart’ta başlayan 6 günlük festival, Kudüs’ün bağımsızlığına adandı. İran Devrim Muhafızları Ordusu Deniz Kuvvetleri Komutanlığına ait Şehit Rudeki savaş gemisi üzerinde Basra Körfezi açıklarında yapılan kapanış töreninde, ABD emperyalizmi ve İsrail siyonizmine karşı mücadelenin kararlılıkla sürdürüleceği vurgulandı. Aydınlık gazetesinin yerinde takip ettiği festivalin kapanışına İran Devrim Muhafızları Ordusu Genel Komutanı Tümgeneral Hüseyin Selami ile birlikte kuvvet komutanları, Filistin İslami Direniş Hareketi’nin Tahran Temsilcisi Nasır Ebu Şerif ve Türkiye, Azerbaycan, Irak, Suriye, Lübnan, Filistin, Nijerya, Tunus gibi ülkelerden sinemacılar katıldı.
İRAN’IN PETROLÜ MİLLİLEŞTİRİLMESİNE ÖZEL VURGU
İran milli bayrağının göndere çekilmesiyle başlayan törende, yöresel kıyafet giyen bir müzik grubu şarkılar söyledi. ABD’nin çöküşünü, Şehit Kasım Süleymani’yi, İslam İnkılabını, direniş kadınlarını, Suriye, Irak, Lübnan ve Filistin’i konu edinen filmlerden öne çıkanların yönetmenleri ve oyuncuları ödüllendirildi. Sıralanan konuların yanı sıra İran’ın petrolü millileştirmesi ve bu alandaki çalışmalarını konu edinen kısa ve uzun metrajlı filmler de festivale damgasını vurdu. Bu alanda yapılan çok sayıda film büyük takdir topladı.
‘SİYONİST REJİM GERÇEK YÜZÜNÜ DEĞİŞTİRİYOR’
Festivalin onur konuklarından Filistin İslami Direniş Hareketi’nin Tahran Temsilcisi Nasır Ebu Şerif, Aydınlık’a özel değerlendirmeler yaptı. Medyanın İsrail’e karşı direnişte kullanılabilecek önemli bir silah olduğunu belirten Şerif, “Ne yazık ki Siyonist rejim ve Siyonist lobi küresel bilgi ve propaganda makinesinin 3’te ikisine hala sahip. Hem içerik açısından hem de aslında yönetim ve diğer konular açısından kontrol sahibidir. Bununla gerçek yüzünü değiştirip istediği yalanları gerçeğe dönüştüren ve gerçekmiş gibi gösteren durumdadır.” dedi.
Son dönemde Filistin’in de bu alanda ilerleme kaydettiğini bildiren Şerif, “Bu silahla aslında savaşların ömrünü kısaltmaya başladık. Medya, 2014 ve 2021’de Siyonist rejimin Gazze’ye karşı yaptığı savaşta başarısız olmasında önemli bir rol oynadı. Siyonist rejimin bu dünyadaki tek demokrasi gücü olduğu propagandasının yalan ve tamamen yanlış olduğu da artık anlaşılmaya başlıyor. Bu tür festivaller geçmişte de oldu. Biz aslında Siyonist rejimin propaganda makinesine karşı yumuşak direnişi ve bu rejimin işlediği suçları dünyaya yaymak için bir direniş türü örgütledik.” ifadelerini kullandı.
‘FARS KÖRFEZİ İRAN’IN DİRENİŞ ÜSSÜDÜR’
Festival yöneticilerinden Dr. Muhsin Refi-i de Basra Körfezi’ni neden etkinliğin bu yıl merkezi olarak seçtiklerini anlattı. “Fars Körfezi, en az son 500 yıldır İran ve İranlılar için her zaman direniş üslerinden biri olmuştur.” ifadeleriyle sözlerine başlayan Refi-i, “Birinci Dünya Savaşı ve hatta İkinci Dünya Savaşı'nda Portekiz hareketinden İngiliz hareketine ve İran ile Irak arasında 8 yıllık savaşa kadar Fars Körfezi her zaman İran halkının direniş merkezi olmuştur. Bu yılın temasını desteklemek için Fars Körfezi’ni seçtik ve direnişin anlamına lâyık oldu. Festival yıllık bir festival haline geldi ve her yıl inşallah, festivalin kapanışı, İran halkının sömürgecilere karşı direnişinin simgesi olan bölgelerden birinde yapılacak.” diye konuştu.
‘BURASI DİRENİŞ CEPHESİDİR’
Kutsal Savunma Sineması Derneği Başkanı Dr. Seyid Muhammed Hüseyni de festivalin Basra Körfezi’nde yapılmasının tarihsel ve günümüz koşulları açısından önemli olduğunu vurguladı. İran’ın bu bölgede petrolü millileştirme adımlarını attığını belirten Hüseyni, “Tarihsel olarak Fars Körfezi sömürgeciliğin sonu olmuştur. Portekiz sömürgeciliği ilk kez burada başarısızlığa uğradı. İngilizlerin sömürgeciliği de öyle oldu. Petrol endüstrisinin millileştirilmesinde İran deneyim kazandı. Bugün de Amerika'nın başını çektiği küresel emperyalizme karşı direniş cephesinin en önemli yerlerinden birisi Fars Körfezi'dir. Bu nedenle festivalin ve direniş meselesinin konuşulacağı en önemli ve en iyi yer Fars Körfezi idi.” değerlendirmesi yaptı.