En acil tehdit: Çin ve Rusya

ABD Dışişleri Bakanı Blinken, NATO karargâhında yaptığı açıklamalarda Rusya ve Çin’i dünya düzenine en büyük tehdit olarak nitelendirdi.

NATO’nun Brüksel’deki Genel Merkezi’nde açıklama yapan ABD Dışişleri Bakanı Antony J. Blinken, NATO müttefiklerinin yeniden işbirliği yapması için yeni adımlardan ve acil tehditlerden bahsetti.

Amerikan halkına sunacağımız en önemli yol, dünya çapındaki ittifaklarımızı ve ortaklıklarımızı yeniden teyit etmek ve yeniden canlandırmak açıklamasında bulunan Blinken, dünyanın iklim değişikliği, Kovid-19 salgını, ekonomik eşitsizlik ve giderek daha iddialı hale gelen bir Çin gibi tehlikelerle karşı karşıya geldiğini söyledi. Dünyanın karşı karşıya geldiği en acil 3 tehdit sıralamasında ilk sıraya Çin ve Rusya’yı koyan Blinken, NATO müttefiklerinin hiç olmadığı kadar birlikte hareket etme ihtiyacını hissettiğini ifade etti.

ASKERİ TEHDİTLER

Diğer ülkelerden gelen askeri tehditleri açıklayan Blinken, Çin’in Güney Çin Denizini militarize ettiğini ve bölgedeki askeri hareketliliğinin gerginlik yarattığını vurguladı. Pekin’in askeri emellerinin her geçen yıl arttığını da söyleyen Blinken, modern teknolojinin gerçekleriyle birleştiğinde, bir zamanlar dünyanın yarısı gibi görünen zorluklar artık uzak değil diyerek soğuk savaş vurgusu yaptı:

“Bunu, Rusya’nın ittifaklarımıza meydan okumak ve kolektif güvenliğimizi sağlayan kurallara dayalı düzeni baltalamak için geliştirdiği yeni askeri yetenek ve stratejilerde de görüyoruz. Bunlar arasında Moskova’nın Ukrayna’nın doğusundaki saldırganlığı; Baltık, Karadeniz, Doğu Akdeniz ve Kuzey’de güç birikimi, büyük ölçekli tatbikatlar ve sindirme eylemleri, nükleer teknolojinin modernizasyonu ve NATO topraklarındaki karşıtlarına karşı kimyasal silah kullanımı var.” Blinken ayrıca, “Çin ve Rusya’nın ötesinde, İran ve Kuzey Kore gibi bölgesel aktörler, ABD müttefiklerini ve ortaklarını tehdit eden nükleer ve füze geliştirmeleri yapıyor” dedi.

EKONOMİK VE TEKNOLOJİK TEHDİTLER

İkinci olarak, Rusya ve Çin’den gelen askeri olmayan tehditleri ekonomik ve teknolojik tehditler olarak belirten Blinken, bu tehditler arasında “demokrasilerimizdeki güvensizliği körüklemek için dezenformasyon kampanyalarını ve silahlı yolsuzluğun kullanımı, altyapımızı hedef alan ve fikri mülkiyetimizi çalan siber saldırılar yer alıyor” açıklamasını yaptı. “Çin’in Avustralya’ya uyguladığı ekonomik baskısından, Rusya’nın seçimlere ve etkili aşılara olan güveni zayıflatmak için dezenformasyon kullanımına kadar, bu agresif eylemler sadece ülkelerimizi değil, aynı zamanda ortak değerlerimizi de tehdit ediyor.” diyen Blinken Rusya ve Çin’e karşı ortak mücadele çağrısında bulundu.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE KOVİD-19

İklim değişikliği ve Kovid-19’u üçüncü önemli tehdit olarak belirten Blinken, “Bunlar belirli hükümetlerin yarattığı tehditler değil, küreseldir. Daha yüksek sıcaklıklar, yükselen deniz seviyeleri ve daha yoğun fırtınalar, insan göçünden gıda güvenliğine kadar her şeyi etkiler. Kovid-19 salgınının açıkça gösterdiği gibi, sağlık güvenliğimiz iç içe geçmiş ve sadece en zayıf halkamız kadar güçlü hale gelmiştir.” dedi.

SAVUNMADA KALMAMALIYIZ

Blinken, sıraladığı tehditlere karşı müttefiklerin sadece savunmada kalmamasını vurguladı.

Tehditlere karşı NATO’nun güçlü, askeri caydırıcılığının kullanılması gerektiğini söyleyerek şöyle devam etti:

“Örneğin, stratejik nükleer caydırıcılığımızın, özellikle Rusya’nın modernizasyonuna karşı güvenli ve etkili kalmasını sağlamalıyız. Bu, müttefiklerimize olan taahhütlerimizi güçlü ve güvenilir tutmak için kritik öneme sahiptir. Ayrıca, bölgedeki çok çeşitli karmaşık güvenlik sorunlarını çözmek için Hint-Pasifik’teki müttefiklerimizle birlikte çalışacağız.” dedi.

Pekin ve Moskova’nın müttefiklerimize baskı yapmak ve aramızdaki engelleri sürdürmek için kritik kaynaklara, pazarlara ve teknolojilere erişimi giderek daha fazla kullandığını gördüğünü söyleyen Blinken, “Tabii ki her devletin kararı kendi başına, ancak ekonomik baskıyı diğer baskı biçimlerinden ayırmamalıyız. Birimiz zorlandığında, müttefikler olarak cevap vermeli ve ekonomilerimizin ana rakiplerimizden daha fazla birbirlerine uyum sağlayarak savunmasızlığımızı azaltmak için birlikte çalışmalıyız” açıklamasında bulundu.

Sonraki Haber