‘En azından yoksul olmak istiyoruz!’

Sayıları 600 bini bulan ve 2018 yılında taşerondan belediye şirketlerine geçirilen belediye şirket işçileri, 17 Aralık’ta “Kadrolu ve Güvenceli Çalışma Hakkı” için İstanbul, Kadıköy İskele Meydanı’nda toplanacak.

Taşeron Belediye Şirket İşçileri Birliği (TABİB)’nden belediye şirket işçisi Yılmaz Şengül, 17 Aralık’ta hangi taleplerle bir araya geleceklerini ve buluşmanın hazırlıklarını Aydınlık’a anlattı. Türkiye’de sendikalara olan güvenin azaldığını, 17 Aralık’taki buluşmanın ise direkt olarak işçilerden başlayan bir hareket olduğu için yoğun ilgi gördüğünü dile getiren Şengül, eylem hazırlıklarına ilişkin şu ifadeleri kullandı:

İŞ YERLERİNDEN DOĞAN BİR HAREKET

“17 Aralık hem sendikalardan bağımsız işleyen hem de doğrudan işçilerin bulunduğu ve çalıştığı iş yerinden başlayarak bir gelen bir hareket. Bu nedenle çok önemli. Belediyelerde, yapacağımız basın açıklamasıyla ilgili giriş ve çıkış saatlerinde bildiri dağıtıyoruz. Tüm Türkiye'deki belediyelerde çalışan şirket personellerinin yaşadığı problemleri ve taşeron işçilerle alakalı problemleri dile getiriyoruz. Sosyal medya çalışmalarımız devam ediyor. İstanbul başta olmak üzere birçok ilde arkadaşlarımız alanda çalışıyor.

“Türkiye'de uzun süredir hem siyasete hem de sendikalara güvenin neredeyse yerle yeksan olduğu zamanlar yaşıyoruz. Doğal olarak kendi içlerinden sorumluluk alan insanlar olmamız, doğrudan bir ayna görevi görüyor. Kendisini görüyor insanlar. Doğal olarak da hem belediye şirket işçilerinde hem de halkta bir karşılık buluyor tabii ki. Uzun süredir Türkiye'de hem gençlikte hem de iş hayatında ciddi anlamda bir reddediş yoktu. Sesini duyurmak için kendisini sokağa çıkarabilecek kitlesel bir hareket yoktu. 17 Aralık, bir araya gelen işçilerin kitleselleşerek sesini daha güçlü bir şekilde çıkaracağı bir gün olarak karşılık buluyor.”

GERÇEK KADROLU İSTİHDAM

Belediye şirket işçileri olarak öncelikle Türkiye'deki her işçinin olduğu gibi insanca yaşama ve çalışma koşullarına sahip olmak istediklerini belirten Şengül, taleplerini şöyle sıraladı:

• 2018’de çıkan 696 sayılı kanun hükmünde kararname gibi ucube bir belediye şirket işçiliği değil gerçek bir kadrolu istihdam istiyoruz.

• İş mahkemelerinin, işe iade verip belediyelerin bütçesinden karşılanan dört yıllık, altı yıllık kıdem tazminatlarını ödeyerek tekrar işe almadığı güvencesizlik ortamından çıkarak, devlet memurluğunda olduğu gibi bölge idare mahkemelerin kati ve kesin bir şekilde işe iade sürecinin işlemesini bekliyoruz. Bu güvenceli iş için önceliğimiz.

• Kamu işi yaptığımızı biliyoruz. Belediyelerde yaptığımız her iş, kamunun hem sağlığını hem de kültürel açıdan zenginleşmesini sağlayabilecek işler. Bu nedenle kamunun işini yapan işçiler olarak, kamu işçilerine ödenen 52 günlük ilave tediyenin bize de ödenmesini istiyoruz.

• Vergi oranları üzerimizde ciddi bir yük. Ocak ayında yüzde 10’la başlayan doğrudan vergi oranın haziran ayında yüzde 27’lere çıktığını görüyoruz. Dolaylı ödediğimiz vergileri de düşünürseniz, aldığımız maaşın yüzde 60’lık kısmı vergilere gidiyor. Bu da barınma, giyinme gibi temel ihtiyaçları karşılamayacak bir paranın elimize geçmesi demek oluyor.

• Enflasyon nedeniyle alım gücümüzde ciddi bir gerileme var. Her altı ayda bir belediye yönetiminden ek protokolünün talep etmek istemiyoruz. Bu nedenle üç ayda bir, gerçek enflasyon oranlarında güncellenecek artış istiyoruz.

• Taban ücretlerinin, yoksulluk sınırında ve üzerinde olmasını istiyoruz. En garip durumumuz da bu. 30 gün emeğimi satan ve bu 30 günün karşılığında en azından yoksul olmak isteyen işçileriz.

• Belediye şirket işçiliği, ölüm sayısı en yüksek dördüncü iş kolu olarak geçiyor. İş güvenliği ve iş sağlığı önlemlerinin artırılmasını kaybediyoruz.

• Taşeron işçiler ise 4D kadro istiyor. 2018 yılında 450 bin sağlık personeli ile beraber birçok merkezi idareye bağlı iş yeri 4D kadro almıştı. Taşeron çalışan arkadaşlarımız da kendilerinin bundan muaf tutulduğunu, kendilerine de aynı şekilde verilmesini istiyorlar.