‘En temel’ beceri yokluğu OECD’nin üzerinde

PISA 2022'nin bulgularına göre Türkiye'de 15 yaş grubu öğrencilerin en temel beceri yokluğunun OECD ortalaması üzerinde olduğu ortaya çıktı.

PISA 2022 bulguları OECD ülkelerindeki 15 yaş grubu öğrencilerin tüm alanlardaki ortalama performansında genel bir düşüş eğilimi olduğunu, düşüşün Kovid-19 öncesi dönemde başladığını ortaya koyuyor.

Dünya Bankası, UNESCO, UNICEF ve ortakları tarafından hazırlanan bir raporda ‘eğitim ve öğrenmeye yönelik tarihte yaşanan en büyük şok’ olarak tanımlanan bu süreç ‘öğrenme yoksulluğu’ kavramıyla birlikte ele alınıyor. Öğrenme yoksulluğu, çocukların 10 yaşına geldiklerinde basit bir metni okuyup anlayamamaları olarak tanımlanıyor. Bu rapora göre salgından önce düşük ve orta gelirli ülkelerde yüzde 57 olan öğrenme yoksulluğu oranı salgın ile daha da derinleşerek yüzde 70’e yükseldi.

Türkiye, son 10 yılda çoğu alanda iyileşme gösteren az sayıda ülkeden biri olarak nitelendiriliyor. Ortalama performanstaki iyileşmeye karşın Türkiye hâlâ OECD ortalamasını yakalayabilmiş değil.

Türkiye’nin PISA 2022 performansı fen alanında 8 puan arttı (476), matematik alanında benzer düzeyde kaldı (453), okuma alanında ise 10 puan (456) azaldı. Çoğu ülkenin özellikle matematik performansındaki düşüşe karşın Türkiye, 2018 yılına kıyasla matematik performansında anlamlı bir değişim olmayan sınırlı sayıda ülkeden biri oldu.

Fen alanında ise bugüne kadarki en yüksek ortalama puan elde edildi. Her üç alanda Türkiye’nin ülkeler arası sıralamalardaki yeri kısmen yükseldi.

TEMEL YETERLİK ‘TUZAĞI’

Ancak Türkiye’nin üç alanda da performansı hâlâ OECD ortalamasının altında. OECD ortalaması ile kıyaslandığında fen bilimlerinde 9 puan, matematikte 19 puan ve okumada 20 puanlık fark söz konusu.

Fen, matematik ve okuma alanlarının her birinde altı farklı yeterlik düzeyi bulunuyor ve bu düzeylere karşılık gelen puan aralıkları var. Türkiye, 2003 yılından bu yana katıldığı PISA’da fen alanında 424-476, matematik alanında 420-454 ve okuma alanında 428-466 arasında değişen ortalama puana sahip. Bu puan aralıkları her üç alanda da temel yeterlik seviyesi olan ikinci düzeye karşılık geliyor.

TEDMEM raporunda bu durum şöyle değerlendiriliyor: “Buna göre Türkiye, 2003 yılından bu yana her üç alanda da ikinci yeterlik düzeyinin üzerine çıkamadı. Bu durum daha geniş bir perspektiften ele alındığında ise ekonomide yıllarca orta gelir tuzağına takılan Türkiye’nin eğitimde de hayata etkin katılım için gereken asgari beceri seviyesinde takılıp kaldığı söylenebilir. Tüm sistemlerin hızla dönüşüme ayak uydurmak zorunda kaldığı bu çağda, ülkenin geleceğini şekillendirecek nesillerin beceri seviyesi ortalamasının yükseltilmesi ülkenin kalkınma planları doğrultusunda öncelikli hale getirilmelidir.”

TEMEL YETERLİKLERDE DÜŞÜK PERFORMANS

PISA’da bireylerin hayata etkin katılımı için gerekli olan okuduğunu anlama, dört işlem yapma gibi en temel becerileri kapsayan ikinci yeterlik düzeyi ve analiz, sentez gibi daha üst düzey düşünme becerilerini kapsayan beşinci yeterlik düzeyleri, birer eşik olarak kabul ediliyor. PISA 2022 bulgularına göre Türkiye’de her 10 öğrenciden dördü matematikte, her 10 öğrenciden üçü okumada, her dört öğrenciden biri ise fen alanında temel yeterlik düzeyinin altında performans gösteriyor. Türkiye’de her beş öğrenciden biri hem okuduğunu anlamada hem basit matematik işlemleri yapmada hem de bilimsel süreç becerileri konusunda sorunlar yaşıyor. Bu negatif oranlar OECD ortalamasının üzerinde.

MİLLİ GELİR DEĞİL TERCİHLER BELİRLİYOR

PISA 2022 sonuçlarına göre bir ülkenin eğitimdeki başarısını milli geliri değil, kaynakları nereye aktardığı belirliyor. TEDMEM Raporunda şu satırlara yer veriliyor:

“PISA 2022 sonuçlarına göre kişi başı daha yüksek milli gelire sahip ülkeler daha yüksek puan alma eğilimindedir. OECD ülkelerinin ortalama puanlarındaki değişkenliğin yüzde 47’si kişi başına düşen milli gelirle ilişkilidir. Ancak bu ilişki doğrusal değildir ve yalnızca eğitim için harcanabilecek potansiyel kaynaklar hakkında fikir vermektedir. Asıl farkı yaratan; ülkelerin mevcut kaynaklarını nasıl kullandığıdır.

“Kişi başına düşen milli geliri 100 bin doların üzerinde olan iki farklı ülke örneği bu durumu açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Kişi başına düşen milli geliri 116 bin 486 dolar olan Singapur 575 matematik puanı ortalamasıyla ülke sıralamasında ilk sırada yer alırken, kişi başına düşen milli geliri 102 bin 18 dolar olan Katar 414 matematik puanı ile 51.sırada yer almaktadır.”

TAMAMINDA DÜZEY YÜKSEK

PISA’da yüksek başarı elde eden Singapur, Macao (Çin), Hong Kong (Çin), Kore ve Japonya gibi ülke örnekleri incelendiğinde bu ülkelerde yalnızca üst düzey yeterlik gösteren öğrenci oranlarının yüksek olmadığı sonucuna varılıyor. Söz konusu ülkelerde aynı zamanda öğrencilerin büyük bir kısmının (yüzde 90’dan fazlası) alt yeterlik düzeyinin de üzerinde olduğuna dikkat çekiliyor.

AKADEMİK ÇALIŞMAYLA ENGELLER BELİRLENMELİ

TEDMEM, “Türkiye’de benzer bir tabloya ulaşılabilmesi için tüm öğrencilerin hayata etkin katılım için gerekli olan asgari yeterlik ve beceri düzeyine ulaşabilmelerini önceliklendirecek politikalar hayata geçirilmelidir” diyor, “Bunun için üst düzey yeterlik gösteren öğrencilerin performanslarına etki eden değişkenler ve temel yeterlik düzeyinin altında kalan öğrenciler için öğrenmenin önündeki engeller akademik çalışmalar yoluyla belirlenmelidir. Böylece hem temel yeterlik düzeyinin altında kalan öğrenciler için neler yapılabileceği hem de üst düzey yeterliğe sahip olan öğrenci oranlarının nasıl geliştirilebileceğine ilişkin ipuçları sağlanabilir.”

YARIN: TEDMEM’İN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Sonraki Haber