Üreticinin maliyet baskısı azaltılmalı

Raflardaki fiyat artışlarının sürüyor olmasının nedeni operasyon maliyetlerinden çok üretici enflasyonunun yüksek seyretmesinden kaynaklı.

'Maliyet baskısını dengelemek için eski fiyatla üretilen ürünü eski fiyattan satmak lazım' diyen İSTİB Meclis Üyesi Şemsettin Memiş, 'Yarını bugünden satmaya çalışıyorlar.' eleştirisi yaptı.

Yurt-içi üretici enflasyonu Nisan 2020'de yüzde 1.28'tü. Bu oran geçen yılın aynı ayında yüzde 4.34 ve bu yıl da yüzde 7.67 olarak hesaplandı. Üretici enflasyonunda yıllara sair kademeli bir artış söz konusu. Fakat baharla birlikte bir miktar yumuşama oldu. Ocakta 10.45 olan üretici enflasyonu şubatta 7.22'ye indi. Mart'ta yüzde 9.19 olan enflasyon geçen ay da şubat oranının üzerinde seyretti.
İSO İmalat PMI raporunda yer alan on ayrı sektör incelemesine göre, maliyet baskıları nisan ayında güçlü seyrini korudu. Ancak girdi fiyatları enflasyonu, üst üste dördüncü ay azaldı ve geçen yılın eylül ayından bu yana en düşük düzeyde kaydedildi. Anket katılımcılarına göre, Türk lirasındaki değer kaybı ve Ukrayna’daki savaş maliyet yüklerini artırırken petrol, doğal gaz ve deniz taşımacılığı fiyatları yükseldi. Bunun sonucu olarak, imalatçılar nihai ürün fiyatlarını belirgin şekilde artırmak durumunda kaldı. Yedi sektörde girdi maliyetlerindeki artış hız keserken yine aynı sayıdaki sektörde nihai ürün fiyatları enflasyonu geriledi. Her iki göstergede de en hızlı yükseliş metalik olmayan mineral ürünler sektöründe ölçüldü.

CİDDİ MALİYET BASKISI VAR

Tera Yatırım Baş Ekonomisti Enver Erkan, "ÜFE’nin bu ortamda yükselişini devam ettiriyor olması, ciddi maliyet baskısı altında kalmaya devam ettiğimizi ve mayıs ayında da TÜFE’nin yükselmeye devam edeceğini ortaya koymaktadır. Bu da enflasyon patikasının birkaç ay boyunca yüzde 70 oranı üzerinde şekillenebileceği anlamına gelmektedir. Olası fiyat gelişmelerine bağlı olarak, çok kanallı beslenen enflasyon unsurları mevcut patikaya dair risklerin de yukarı yönlü olduğunu göstermektedir." dedi.

Tüketici Birliği Federasyonu (TBF) Market Endeksi Çalışma Grubu Başkanı Aygül Öner, 2022 Nisan ayı Market Endeksi verilerini açıkladı. Öner yazılı açıklamasında, “Ufukta ürün sıkıntısı görünüyor.” dedi. Açıklamada şu bilgiler yer aldı: “Tüketici Birliği Federasyonu tarafından Eylül 2021’de, 'Market Enflasyonu' ismiyle başlatılan ve bir market ve 13 ürün üzerinden yapılan çalışmanın test aşaması sona ermiştir. Bu çalışma; Ocak 2022’den itibaren, üç farklı ilde, altı ayrı markette ve 178 ürün üzerinden, 'Market Endeksi' ismiyle genişletilerek, devam ettirilmektedir. Elde edilen veriler, çalışmanın temel ilkeleri ve kıstasları, alt kırılımlarının olduğu dosya halinde kamuoyuna açık olarak yayınlanmaktadır. Edinilen veriler ışığında; 1-Market sepetindeki ürünlerin fiyatları, 1 Nisan 2022 – 5 Mayıs 2022 döneminde yüzde 5.79 oranında artmıştır. 2- Fiyatlardaki artış hızı bir önceki aya göre azalmış olsa da, yüksek enflasyon süreci devam etmektedir. Market raflarında etiket olduğu halde ilgili ürünün bulunmadığı, ürün olduğunda da, etiketinin bulunmadığına ilişkin tespitlerimizde yoğunlaşma görülmektedir. Bu durum ürün tedarikinde daralmanın habercisi olarak değerlendirilmelidir.”

RUSYA'NIN YANSIMASI OLMALI

Kur Koruması sayesinde nispeten yatay seyirde kalan TL'nin değeri, üreticilere ilave yük gelmesini önlese de küresel enerji krizi, Ukrayna savaşı ve tedarikteki bozulma kaynaklı fiyat artışlarının etkisi stoklar nedeniyle kademeli yansıyor. Konuştuğumuz imalatçılar, her ne kadar enerji tarafında bir miktar sübvansiyon olsa da son bir yılda peş peşe gelen zamların etkisinin büyük olduğunu, ilave enerji zammının önüne geçilmesi için dışardan ucuz enerji tedariği konusunda girişimler beklediklerini aktardılar. Bazı iş insanları Suudi Arabistan ile ilişkilerin normalleştirilmesinin de bu kapsamda olabileceğini belirtirken, özellikle bu süreçte Rusya ile ilişkilerin korunmasının ve Rusya'nın hassasiyetlerinin Türkiye tarafından gözetiliyor olmasının da enerji ticareti tarafında bir yansımasını görmek istediklerini belirtiyorlar.

İLAVE ZAMLAR YOLDA...

Enerji maliyetlerinin yanında özellikle buğday, mısır gibi hububatların fiyatının rekor kırması yüzünden yem fiyatları katlandı. Önceki yıllarda bir çuval yemi 70-80 liraya alan üretici artık yemin çuvalına 250-300 lira öder hale geldi. Ulusal Süt Konseyi 15 Mayıs 2022 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere soğutulmuş çiğ süt tavsiye satış fiyatı (çiğ süt destek primi hariç) 7.50 TL/litre olarak belirledi. Söz konusu dönemde süt üretim miktarı azaldığından fiyatlar da yukarı çekiliyor. Önceki yıllara baktığımızda 2021 Mayıs-Haziran döneminde çiğ süt fiyatı 2.90 TL olarak belirlenmişti. 2020'de fiyat 2.30 TL'ydi. 2019'da ise çiğ sütün litresi 2 TL idi. Halihazırda sanayiye giden süt 5.70 TL, yukarıda aktardık 15 Mayıs'tan sonra 7.50 TL olacak. Böylece birçok süt ve süt ürününe yeni zam kapısı aralanacak. Taşradaki üreticinin çevresine perakende sattığı sütün fiyatı ise şu günlerde 8-9 TL. Bu şehirlerdeki pazarlarda 10-12 TL'yi buluyor. 2019'daki fiyatı esas aldığımızda 15 Mayıs'ta gelecek zam öncesi fiyata göre çiğ sütün litresi yüzde 185 zamlandı. TÜİK veri sistemine göre 2019 Nisan ayında 4 lira olan perakende sütün fiyatı geçen ay 10.4 lira oldu. Yüzde 159'luk bir zam söz konusu. Son üç yılda beyaz peynirde yüzde 112, kaşarda yüzde 145, tereyağda yüzde 95'lik zam gözleniyor. Çiğ süt fiyatındaki artışa oranla nihai ürün zamları düşük. Ham maddenin zamlanması ile ilave fiyat artışı gelecek.

'POLİSİYE DEĞİL VİCDANİ ÖNLEM DE GEREK'

İstanbul Ticaret Borsası (İSTİB) Meclis Üyesi, İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İHBİR) Yönetim Kurulu Üyesi Şemsettin Memiş, ürün fiyatlarındaki artışın yüzde 50'sinin olumsuz beklentilerden kaynaklandığını dile getirdi. Çeltik fiyatı üzerinden örnek veren Memiş, şunları söyledi: “Eylül ayında çeltiğin maliyeti 3 liraydı. Üretici bunu 4'e sattı. Kiloda bir lira kazandı. Elinde stok yapanlar şimdi kilosunu 9 liradan satıyorlar. Yani 3 liraya ürettiği ürünü 9 liradan satıyor. Esas problem burada eski ürünü yeni maliyetlere göre fiyatlandırıp satıyorlar. Burada polisiye tedbir de olmaz vicdani önlem lazım. İnsanların vicdanlı olması lazım. Sen hele bir tarlaya gir yeni ürünü ek, biç ondan sonra onu satarken yeni fiyatla satarsın. Üreticiden tüketiciye kadar enflasyonla mücadelede herkese görev düşüyor bu sadece devletle olacak iş değil. Bu vicdansız fiyatlamanın içinde kamu da çıkamaz.”

KRİZ YOK PAHALILIK VAR

“Dolar bugün 15 lira ama 18-20 liraya göre fiyatlama yapılıyor.” diyen Memiş, “Herkes fırsatçı olmuş. Bunun önüne geçilmesi lazım. Maliyet baskısını dengelemek için eski fiyatla üretilen ürünü eski fiyattan satmak lazım. Yeni maliyetlerle üretilen ürünü yeni fiyatla satmak lazım. Kamunun bu algı yönetimini yapması lazım. Herkese görev düşüyor sadece devlete değil. Bu iş tüketiciden başlıyor. Bunu yapmadığımız sürece kendimizi fakirleştiriyoruz. Ülkede kriz yok pahalılık var.” mesajı verdi. Piyasadaki vicdansızlık olayına değinen Memiş, “Bu tüketiciden üreticiye kadar. Üç liraya mal ettiği ürünü bugün 9'dan kabul etmiyor. Şu anda alım için geldim. Yarını bugünden satmaya çalışıyorlar. Bu fiyatların yüzde 70 enflasyonun yarısı vicdansızlıktan bence.” ifadelerini kullandı.

BAKLİYATTA SIKINTI OLMAYACAK

Küresel ürün fiyatlarındaki artışa ilişkin sorumuzu yanıtlayan Şemsettin Memiş, “Rusya aslında bahaneydi. Onun da etkisi var. Ama çarpan etkisi fazla oldu. Sezon yeni başlıyor. Yeni yeni oralarda tarlalara giriyorlar. Rusya-Ukrayna'Da ekinleri biçebilecekler mi, tarlalar çalışabilecek mi? Yüzde 30-35 bandından mısır, buğday, ayçiçeği rekoltesinin az olacağı öngörülüyor. Fiyatların artışı bundan kaynaklı. Esasen piyasada bir karşılığı da yok. Spekülatif beklentiler paralelinde fiyatlama oluyor. Bizim sektörde sürekli olan bir şey. O fiyata alım satım oluyor mu emin değilim!” dedi.
Mayıs sonu haziran gibi Türkiye'de yeni sezonun başlayacağını ve her şeyin normal göründüğünü aktaran Memiş, “Bizde her şey normal, tarlaları da gezdik. Her şey iyi. Çoğu ürünün de ihracatı yasaklandı. Kendi kendimize yeteriz gibi. Bakliyattan söz ediyorum tabi. Yem bitkilerinde durum başka olur. 3-4 ay sıkıntı yok gibi. Bundan sonra işler normale dönerse sanki iki ay sonra net fotoğraf çıkar. Türkiye'de herhangi bir sıkıntı yok gibi.” diye konuştu.

FİYAT ARTIŞLARI DURULACAK

Kamunun verdiği desteklerin çok karmaşık ve dağınık olduğunu ifade eden Şemsettin Memiş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Neye ne kadar veriyor. Mazot, gübre vs. Tarım Bakanlığı sadeleştirme yapacağını duyurdu. Aslında üretici ürünü ekmeden devletin avans vermesi lazım. Sonra çıkan ürüne göre de destek verilmeli. Fiziki ürün görmeden teşvik verilmemesi lazım. Buğday bulamazsak nohut, kuru fasulye var. Ürün çeşitliliğimiz fazla. Biz kendi kendimize yetiyoruz. Dünyanın bir numaralı un, ayva, makarna, bulgur ihracatçısıyız. Sen Arjantin'in Rus'un Hindistan'ın merhametine kalırsan yandın. 200 dolarlık malı 500 dolara satmaya çalışıyorlar. Millet de azar azar alacak azar azar tüketecek. Gıda krizi olacak son ülkeyiz. Biraz sabırlı olmamız lazım. Pahalılık pik oldu aşağı doğru inmeye başlar. Temel gıdada sona geldik en azından fiyat yükselişi durulacak.”

Sonraki Haber