Engel değil erişilebilir kamu istiyorlar

Engelsiz Eğitim-Sen yaptığı açıklama ile taleplerini dile getirdi. Açıklamada yapılan düzenlemelerle her ne kadar iyileştirme olsa da engellilerin kamuya erişimindeki sorunlara dair çözümler sıralandı.

3 Aralık günü, 1992 yılında Birleşmiş Milletler tarafından “Uluslararası Engelliler Günü” olarak kabul edildi. Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme ise 2008 yılında Türkiye’de yürürlüğe kondu. Engellilerle ilgili konuların anlaşılmasını ve engelli hakları konusunda farkındalık oluşturmayı amaçlayan bugün de Engelsiz Eğitim-Sen, engellilerin taleplerini ilgilendiren açıklamalarda bulundu.

Açıklamada, kamuda çalışan engelli sayısının 60 binlere ulaştığı günümüzde her ne kadar engelli bireylerin çalışma hayatının içine dahil edilmesi, toplumda katma değer üreten insanlar hâline gelinmesi amacıyla çabalar harcansa da hali hazırdaki sorunların buna engel olduğu vurgulandı. Açıklamada çözümlere ilişkin 8 noktaya dikkat çekildi:

ENGELLİ ÖĞRETMENLERE ATAMA YAPILSIN

1. Son yapılan 750 engelli öğretmen sayısının artırılarak atama bekleyen tüm engelli öğretmenlerimizin atamalarının yapılması.

2. “Engelli kamu personelinin üst düzey ve yönetici kadrolarında görevlendirilmesi” ile ilgili liyakat sahibi engelli kamu personelinin yönetici kadrolarındaki sayısı ivedilikle arttırılmalı.

3600 EK GÖSTERGE TALEBİ

3. Kamuda çalışan öğretmen, polis, hemşire ve din görevlilerine verilmesi planlanan 3600 ek göstergenin, kamuda çalışan engellilerin de bu planlamaya dahil edilmesi gerekmekte.

4. Erişilebilirlikle ilgili konularda; bakanlıklar ve tüm devlet kurumları arasındaki iş birliğini ve eş güdümü sağlamak, erişilebilirlik ile ilgili çalışmaların tek elden yürütülmesinin sağlanması amacıyla “Cumhur Başkanlığı Erişilebilirlik Ofisi” kurulmalı.

AYRIMCILIĞA

KARŞI FARKINDALIK

5. Devlet kadrolarında; engelli kamu personeline karşı engelinden dolayı görev ve sorumluluk vermeme, atıl bırakma, rencide etme gibi hak ihlalleri ve ayrımcılık vakalarının önlenmesi için kurum yöneticilerine yönelik hizmet içi eğitimler düzenlenmek suretiyle farkındalık oluşturulmalı ve insan kaynaklarının verimli kullanılması sağlanmalı.

6. Yardımcı hizmetler kadrosunda çalışan engelli bireylerin görev tanımına ilişkin belirsizlikten kaynaklanan sorunların çözülmesi hususunda yasal düzenlemeler yapılmalı, bu minvalde yaşanmakta olan sorunlara çözüm üretilmeli.

‘KAMU ERİŞİLEBİLİR OLMALI’

7. Ülkemizde kamu tarafından sunulan ürün ve hizmetlerde erişilebilirlik standartlarına uygunluk şartı aranmadığı için açık alanlar, yol ve kaldırımlar, bina ve eklentileri, sosyal donatı alanları ve kent mobilyaları, park ve oyun alanları, spor tesisleri, internet siteleri ve mobil uygulamaları ile daha pek çok ürün ve hizmet engelliler için erişilebilir değil. Tüm kamu kurum ve kuruluşları için bağlayıcı nitelikte olan 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun “Şartnameler” başlıklı 12’inci Maddesinde değişiklik yapılarak, temin ve tedarik edilecek tüm ürün ve hizmetler ile inşaat ve yapı işlerinin erişilebilirlik standartlarına uygun olarak yapılması için ihaleye çıkılması ya da doğrudan temin ile gerçekleştirilmeleri zorunlu hale getirilmelidir.

8. Engelli bireylerin hayatını kolaylaştıran ve engelli olmayan bireylerle aradaki fırsat eşitliğini sağlayan teknolojilere olan ihtiyacını karşılamak için araç-gereçlerin temini noktasında finansal destek sağlanması artık bir gerekliliktir. Vatandaşların temin etmekte zorlandıkları yüksek maliyetli elektronik cihazların satın alınmasında kredi desteğine fazlasıyla ihtiyaç vardır.

GELİRLERİNE GÖRE YARDIM TALEBİ

Altınokta Körlere Hizmet Vakfı Başkanı Turhan İçli, hane içinde fert başına düşen gelire göre değil, engellinin kendi gelirine göre aylık bağlanması gerektiğini söyledi. İçli, en önemli sorunlardan birinin, 2022 sayılı yasaya göre verilen muhtaçlık aylığı ve 2828 sayılı yasaya göre bakım hizmetleri karşılığı ödenen paraların kriterleri olduğunu dile getirdi. Hane içinde fert başına düşen gelirin asgari ücretin üçte birin altında olması halinde muhtaçlık aylığı verilebildiğini aktaran İçli, hane içinde fert başına asgari ücretin 3'te 2'sinin altında geliri olanların da bakım hizmetlerinden yararlanabildiğini ifade etti. Bu kriterlerin doğru olmadığını düşündüklerini vurgulayan İçli, şöyle devam etti: "Hane içerisinde engellinin kendi geliri olmadığı halde ailenin diğer bireylerinin geliri bölünerek sanki ona harcanıyormuş gibi, engellinin geliri gibi muamele edilmesi sanal bir durum yaratıyor, gerçek bir durum değil. Bu da engellinin bağımsızlığını önlüyor, onu aile içinde görünmez hale getiriyor, aileye bağımlı hale getiriyor. Onun için biz hane içinde fert başına düşen gelire göre değil, engellinin kendi gelirine bakılarak bu kriterin uygulanması, ona göre aylık bağlanması gerektiğini düşünüyoruz.”

Sonraki Haber