Enver Altaylı davasında karar 8 Kasım'da

Eski istihbaratçı Enver Altaylı’nın, "FETÖ yöneticiliği" ve "Siyasi ve askeri casusluk" suçlarından yargılandığı davada, mahkeme kararı 8 Kasım'da açıklanacak. Duruşmada son sözünü söyleyen Altaylı, "Aleyhimde bir karar verilirse, bu karar muhalif olmamdan dolayı verilmiş bir karar olacaktır. Muhaliflerin casuslukla suçlanıp mahkûm edilmesi Nazi diktatörlüğü uygulamasıdır.” dedi.

Altaylı'nın da aralarında bulunduğu üç sanıklı davaya dün devam edildi. Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, sanıklar Enver Altaylı ve Mehmet Barıner tutuklu bulundukları cezaevinden SEGBİS sistemiyle katıldı. Sanık avukatları ise duruşma salonunda yer aldı.

Cumhuriyet savcısı, daha önce sunduğu esas hakkındaki mütalaasını duruşmada tekrarladı. Ardından sanıklardan Mehmet Barıner son sözünde, "Bu dosyanın başlangıcı, yani hakkımda başlatılan soruşturma münferit bir tanık beyanına dayanmaktadır. Bu tanık da kaçırılma/zorla kaybedilme ve üç ay boyunca illegal olarak tutulmanın mağduru olduktan sonra işkence ve kötü muamele altında bu beyanların kendisinden zorla alındığını huzurda ifade etmiştir. Eski bir MİT mensubu olmam nedeniyle, hakkımda soruşturma için Cumhurbaşkanı izni gereklidir. İddianame, gözaltına alınmamdan yaklaşık 30 ay sonra hazırlanabilmiştir. Soruşturma savcısı iki defa değiştirilmiştir" ifadelerini kullandı.

‘AMERİKA İLE İLİŞKİLERİN DÜZELMESİNİ SÖYLEDİM'

Enver Altaylı ise son sözünde özetle şunları söyledi:

"Casusluk ve terör örgütü yöneticiliği yaptığım suçlamaları ile mahkûm edilmem hukuka vurulmuş ağır bir darbe olacaktır. Casusluk kastını ortaya koyan tek bir delil yoktur. Örgüt üyesi ve yöneticisi olduğumu gösterecek tek bir delil yoktur. Örgüt ile hiçbir irtibatım yok. Suçlamalar yalan ve sahte belgeler. Rusya'nın Türkiye'ye yönelik eylem planına ilişkin belge, iddia makamı tarafından casusluğun en önemli kanıtı olduğu belirtiliyor. Böyle bir belgeyi devletin bütün kurumlarına vermem, benim Türk casusu olduğumu gösterir. Savcı beyin de Türk savcısı değil Rus savcısı gibi hareket ettiğini gösterir. General Flyn benim arkadaşım. FETÖ yöneticisi olsam Fetullah Gülen'i orada tutmaları gerektiğini söylerdim. Ben yalnızca Türkiye - Amerika ilişkilerinin düzgün olması gerektiğini, Fetullah Gülen ve PYD probleminin halledilmesi gerektiğini söyledim."

RUS İSTİHBARATI TUTUKLATMIŞ

Rusya’nın Türkiye'ye ilişkin eylem planının kendisiyle paylaşıldığını belirten Altaylı, "Bunu ben Çankaya'da teslim ettim. Başbakan vasıtasıyla MİT'e gönderilmiş. Rus istihbaratının, bu raporu öğrenir öğrenmez ülkemizdeki ajanlarını harekete geçirip beni tutuklatmış olabileceklerini düşünüyorum. Bu belgede yazılanlar gerçekleşti.” dedi.

ÜLKEYE HİZMET ETTİĞİNİ SAVUNDU

"Aleyhimde bir karar verilirse bu karar muhalif olmamdan dolayı verilmiş bir karar olacaktır" diyen Altaylı, "Muhaliflerin casuslukla suçlanıp mahkûm edilmesi Nazi diktatörlüğü uygulamasıdır. Sizler sonu felaket olacak bir karar verirseniz bir yol açmış olacaksınız. Lütfen ülkeyi, milleti, kendi çocuklarınızı düşünün, böyle bir karar vermeyin.” ifadelerini kullandı. Tutuksuz yargılanan sanık Seda Chamatzoglou’nun avukatı da müvekkili adına son sözü söyleyerek beraat talep etti. Mahkeme Başkanı, kararın 8 Kasım'da açıklanacağını belirterek duruşmayı erteledi.

Sonraki Haber