Erdoğan FETÖ için ne dedi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Devlet olarak FETÖ tamamen tasfiye oluncaya kadar mücadelemizi kararlılıkla devam ettireceğiz. Devletimizin tüm kurumlarının nefesi, ister yurt dışında ister dünyanın en ücra köşesinde olsun FETÖ'cü sırtlan sürüsünün ensesinde muhakkak olacağız

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu. Erdoğan'ın gündemin Fetullah Gülen'in ölümü, İsrail'in bölgede savaşı yayma çabaları ve sağlık sisteminde yaşananlar vardı.

Erdoğan sözlerine “Hamdolsun bugüne kadar milletimize mahcup olacak hiçbir iş yapmadık. Gün oldu milli iradeye kasteden darbecilere meydan okuduk. Gün oldu eli kanlı terör örgütlerine karşı canımızı ortaya koyduk. Gün oldu kendini ülkenin sahibi gören elitlerin karşısına dikildik. Gün oldu bürokratik oligarşiyle mücadele ettik. Gün oldu emperyalistlere ve taşeronlarına bu ülkenin sahipsiz olmadığını gösterdik. Vesayete, mafyaya, çetelere, terör örgütlerine, haksızlığa, hukuksuzluğa, statükonun bekçiliğine soyunan antidemokratik güç odaklarına hiçbir zaman baş eğmedik” diyerek başladı.

GÜLEN'İN ÖLÜMÜ

“Milletin çocuklarını 'hizmet' diyerek 'himmet' diyerek mankurtlaştıranların sonu, tarihteki diğer insan kılıklı iblisler gibi onursuz bir ölüm olmuştur” diyen Erdoğan “Bu hainler tüm uğraşlarımıza rağmen maalesef emrinde oldukları ağababalarının eteğine yapışarak Türk adaletinden kaçmayı başardılar. Bu dünyadan işledikleri suçların, hakkına girdikleri insanların, ifsat ettikleri körpe beyinlerin ve döktükleri şehit kanlarının hesabını vermeden gittiler ama ilahi adaletten kaçamayacaklardır. Biliyor ve inanıyoruz ki Allah'ın cezalandırması çetindir. Rabb'imiz, bu ülke ve bu millete yaptığı kötülüklerin ve verdiği zararların hesabını bu hainlerden tek tek soracaktır. Biz de devlet olarak FETÖ tamamen tasfiye oluncaya kadar mücadelemizi kararlılıkla devam ettireceğiz. Devletimizin tüm kurumlarının nefesi, ister yurt dışında ister dünyanın en ücra köşesinde olsun FETÖ'cü sırtlan sürüsünün ensesinde muhakkak olacağız" ifadelerini kullandı.

SAĞLIK SİSTEMİNDEKİ GELİŞMELER

Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin millet için ve millete hizmet için var olduğunu, devletin görevinin güvenlik, adalet, eğitim ve sağlık alanlarında vatandaşlarına imkanlar dahilinde en iyi hizmeti sunmak olduğunu kaydetti.

Söz konusu temel konularda zafiyeti olan bir devletin vazifesini hakkıyla yerine getiremeyeceğini dile getiren Erdoğan, 2002'de ülkeyi yönetme mesuliyetini üstlendiklerinde öncelikli hizmet alanlarını, sağlık, eğitim, adalet ve emniyet olarak belirlediklerini bildirdi.

"Bugüne kadar da bu hassasiyetimizden kesinlikle taviz vermedik" ifadelerini kullanan Erdoğan, bilhassa sağlık alanında kötü bir Türkiye tablosu devraldıklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Hastane bulunsa doktor bulunmuyor, doktor bulunsa ilaç bulunmuyordu. Hadi bir şekilde ilaç buldunuz, bu sefer satın alacak para bulunmuyordu. Yaşı 40'ın üzerinde olan kardeşlerim eski Türkiye'nin sağlık sisteminin nasıl bir sorunlar yumağı olduğunu gayet net hatırlamaktadır. Son 22 yılda bu alanda tam anlamıyla bir devrim gerçekleştirdik. Sağlık sistemini vatandaş odaklı değiştirirken yeni hastaneler, yeni sağlık ocakları inşa ederek, mevcutları ıslah ederek, altyapıyı modernleştirdik. 2002'de hastane yatak sayımız 18 bini nitelikli olmak üzere toplam 164 binken şu an 182 bini nitelikli toplam 270 bin yatağımız var. Hepsi en modern cihazlarla donatılmış otel konforunda odalarda 36 bin 508 yatak kapasitesine sahip 25 şehir hastanesini hizmete açtık. Hastanelerimizi fiziki olarak yenileme yanında en modern aletlerle, cihazlarla, yeterli sayıda personelle teçhiz ettik. Tomografi, MR, diyaliz cihazı, ambulans gibi geniş bir alanda çok önemli başarılara imza attık. Örneğin ambulans sayısı 618'den 5 bin 746'ya, 112 istasyonlarının sayısı ise 481'den 2 bin 990'a ulaştı. Türkiye'yi helikopter ve uçak ambulans sistemiyle ilk kez tanıştıran biz olduk."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sağlık çalışanı sayısının 2002'den bu yana 378 binden 1 milyon 462 bine çıktığını, uzman hekim sayısının ise 45 binden 108 bine yükseldiğini bildirdi. Dünyanın en kapsayıcı sosyal güvenlik sisteminin Türkiye'ye kazandırıldığını belirten Erdoğan, memurun, işçinin, pek çok kurumda çalışanın ayrı hastanesinin olduğu, bunların diğer hastaneye gidemediği parçalı yapının rafa kaldırıldığını kaydetti.

Bütün kamu hastanelerinin aynı çatı altında birleştirilerek sağlık hizmetlerinin erişilebilir hale getirildiğini ifade eden Erdoğan, "Böylece kamu, özel ayırmadan Türkiye'nin sağlık imkanlarının tamamını tüm vatandaşlarımızın istifadesine sunduk." diye konuştu.

Özel sağlık kuruluşlarının kapılarının halka açılmasıyla vatandaşların sağlık hizmetlerine erişiminin daha da kolay hale geldiğini aktaran Erdoğan, "Yine bu süreçte özel sağlık kuruluşlarının acil haller ve özellikli bazı hizmetlerden fark ücreti almadan hizmet vermesini temin ettik." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yoğun bakımdan yanık tedavisine, kanser tedavisinden yenidoğana verilen sağlık hizmetlerine, organ, doku ve kök hücre nakillerinden doğumsal anomaller için yapılan cerrahi işlemlere, hemodiyaliz tedavilerinden kalp damar cerrahisi ile ilgili işlemlere kadar pek çok başlıkta ilave ücret ödemeden özel sağlık kuruluşlarından vatandaşların hizmet almasının önünün açıldığını ifade etti.

Yapılan tüm bu işlemlerdeki gayeyi "millete en iyi sağlık hizmetinin sağlanması" olarak niteleyen Erdoğan, "İlk defa bizim uygulamaya aldığımız evde sağlık hizmetleriyle bugün 2,6 milyon vatandaşımızın ayağına sağlık hizmeti götürüyoruz." dedi.

Erdoğan, sağlık alanında yapılan daha birçok düzenlemeyle zengin fakir ayrımı yapmadan herkesin birinci sınıf sağlık hizmeti almasının temin edildiğini belirtti.

Kovid-19 salgını döneminde şehir hastanelerinin büyük bir yükü omuzladığını vurgulayan Erdoğan, "Türkiye son asrın en büyük sağlık krizini güçlü sağlık altyapısı sayesinde en rahat atlatan ülkelerden biri olmuştur. Sağlık alanında hayata geçirdiğimiz reformlar dünyaya örnek olacak düzeydedir." diye konuştu.

KILIÇDAROĞLU'NA TEPKİ

Nereden bakılırsa bakılsın büyük başarı hikayesi görüldüğünü, bunun da en yakın şahidinin vatandaşların bizatihi kendisi olduğunu kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu:

"Vatandaşa hizmet yarışında esamesi okunmayanların konu iftira atmaya, karalama, çarpıtma, hakaret etmeye gelince ön saflarda yer almalarını aziz milletimizin basiret ve ferasetine havale ediyorum. Bürokratik kariyerinde SSK'yi batırmak dışında hiçbir başarısı olmayan bir çapsızın sosyal medyadan savurduğu hakaretleri ise buradan kendisine aynen iade ediyorum. Bu ülkede sağlık hizmetleriyle ilgili konuşacak en son kişi CHP'nin devrik Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'dur. CHP'nin sadece eski genel başkanı değil, yeni lideri de bu konuda bize laf söyleyemez, hele hele eleştiride bulunamaz. Millet koronavirüs salgınıyla boğuşurken Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesinin bağlantı yollarını dahi yapmaktan aciz olan zihniyete, şayet biraz utanma duyguları varsa, bu süreçte susmak düşer."

YENİDOĞAN ÇETESİ

"Son günlerde hepimizi derinden sarsan, üzen, müessir eden, insan olan herkesin vicdanını kanatan bir çete operasyonu gündemde." ifadesini kullanan Erdoğan, her ne kadar bu çete operasyonu ülke gündemine yeni gelmiş olsa da soruşturmanın başlama tarihinin 1 buçuk sene öncesine uzandığını bildirdi.

Erdoğan, şikayet üzerine Sağlık Bakanlığı ve İstanbul İl Sağlık Müdürlüğünün hemen harekete geçtiğini kaydederek, sağlık, emniyet ve yargı birimlerinin yakın işbirliğiyle çetenin teknik ve fiziki takibe alındığını söyledi.

Dosya kapsamındaki 47 şüpheliden 22'sinin cezaevinde olduğunu aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:

"Soruşturmanın adli boyutunda bunlar yaşanırken Sağlık Bakanlığımız, Tekirdağ'da bir hastaneyi kapatıyor, İstanbul'daki 9 hastanenin de ruhsatı iptal ediliyor. Yani 12 masum sabinin hayatını kaybetmesine yol açan kim varsa, hangi sağlık kuruluşu varsa hepsiyle ilgili adli ve idari işlemler gecikmeksizin yapılıyor. Hal böyleyken muhalefetin ve muhalif medyanın, Türk ordusuna kimyasal silah kullandığı iftirası atan tabipler odasıyla el ele verip utanmadan bizi, bakanlıklarımızı, sağlık sistemimizi, hatta topyekun sağlık çalışanlarımızı hedef alması ülkemiz siyaseti ve basını adına büyük bir şuursuzluktur."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Masum bebeklerin cenazesi ve ailelerinin acısı üzerinden siyaset yapmak, vicdan tutulmasından başka bir şey değildir. Bir avuç haysiyetsiz sebebiyle doktoru, hemşiresi, ebesi, hasta bakıcısı, teknikeri, asistanı, hocasıyla yaklaşık 1 buçuk milyon insanımızın çalıştığı sağlık ordumuzu kimse töhmet altında bırakamaz." dedi.

Salgın döneminde sağlık personelinin kendi canlarını riske atma, ailelerinden haftalarca uzakta kalma pahasına nasıl gayret gösterdiklerini muhalefet unutmuş olsa da kendilerinin hiçbir zaman unutmayacağını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Birkaç çürük elma yüzünden sağlık camiamızın hırpalanmasına da göz yummayız. Ortada para hırsıyla 12 evladımızın canına kasteden insanlık müsveddesi bir çete vardır. Bölücü terör örgütü sempatizanlarının da içinde olduğu bu çete, devletimizin vatandaşlarımıza daha kaliteli ve erişilebilir sağlık hizmeti sunmak amacıyla sağladığı imkanları istismar ederek böyle alçakça bir vahşeti gerçekleştirmiştir. Devletimiz de ilk andan itibaren harekete geçmiş, gereken her türlü adımı atmıştır. Şunu da söylemek isterim ki böyle bir barbarlığı yapanlardan işledikleri suçların hesabı en ağır biçimde hukuk önünde sorulacaktır. Maddi menfaat temin etmek gayesiyle masum bebeklerin hayatıyla oynayan bu canilerin bir daha gün yüzü görmemesi için Cumhurbaşkanı olarak ben de konunun bizzat takipçisi olmaya devam edeceğim. Sağlık ve Adalet Bakanlarımızla yaptığım görüşmede kendilerine gerekli talimatları çok net biçimde verdim."

Evlatlarını kaybeden ailelere başsağlığı dileyen Erdoğan, Allah'tan kimseye böyle acılar yaşatmamasını diledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: "Burada şunun da bilinmesinde fayda görüyorum. Son dönemde özel sağlık kuruluşlarımızın ücretlendirme politikalarıyla ilgili vatandaşlarımızdan çok sık şikayetler alıyoruz. Ayrıca artık tamamen eski Türkiye'de kaldığını düşündüğümüz ve sağlık sistemimize zarar veren kimi kötü alışkanlıkların yeniden nüksetmeye başladığına dair hasta yakınlarımızdan serzenişler duyuyoruz. Bunların da üzerine kararlılıkla gideceğimizin bilinmesini istiyorum. Vatandaşlarımız müsterih olsun. Türkiye gerek kapsayıcılık gerekse erişilebilirlik noktasında dünyanın en iyi sağlık sistemlerinden birine sahiptir. Hükümetimiz, sağlık sistemimizin etkinliğinin artması için de elinden geleni yapmaktadır. Gözünü para hırsı bürümüş fırsatçıların içeriden veya dışarıdan sistemi sabote etmesine izin vermeyeceğiz."

KAZAN'DAKİ BRICS ZİRVESİ

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in daveti üzerine yarın Tataristan'ın Kazan şehrine gideceklerini ve BRICS Zirvesi kapsamında düzenlenecek Genişletilmiş Liderler Oturumu'na iştirak edeceklerini anımsatan Erdoğan, "Önemli kısmı Türkiye gibi G20 üyesi BRICS ülkeleri, dünya yüz ölçümünün yaklaşık yüzde 30'unu, nüfusunun ise yüzde 45'ini ihtiva ediyor. Ayrıca dünya petrol üretiminin yüzde 40'ı, mal ihracatının yüzde 25'i, küresel ticaretin ise 5'te 2'si bu ülkeler tarafından gerçekleştiriliyor. Sadece bu veriler bile BRICS platformunun önemini ortaya koymaktadır. Türkiye olarak BRICS ile işbirliğimizi samimi bir şekilde geliştirmek istiyoruz. İnşallah Kazan Zirvesi'nin buna vesile olacağına inanıyorum." diye konuştu.

Sonraki Haber