Erdoğan'dan Budapeşte'de terörle mücadele mesajı

Cumhurbaşkanı Erdoğan: PKK terör örgütüyle mücadelede Avrupalı ortaklarımızdan somut işbirliği görmek istiyoruz. FETÖ'nün etkin varlık gösterdiği Avrupa ülkelerinden adli ve idari işbirliği taleplerimizin karşılanmasını bekliyoruz.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Macaristan'ın başkenti Budapeşte'de, Avrupa Siyasi Topluluğu Beşinci Zirvesi Genel Oturumu'nda konuştu. Sözlerine Macaristan Başbakanı Viktor Orban'a teşekkür ederek başlayan Erdoğan, “Bugün burada Avrupa'nın yüzleştiği çok boyutlu güvenlik sınamalarını ele almak üzere toplanmış bulunuyoruz” dedi.

Güvenlik sınamalarının yalnızca askeri tehditler, terörist saldırılar ve hibrit savaş taktiklerinden ibaret olmaktan çıktığını belirten Erdoğan, enerji arzından siber saldırılara, göç hareketlerinden salgınlara, uluslararası hukukun sistematik ihlallerinden savaşlara kadar geniş bir yelpazeye yayılan meydan okumaların herkesi etkilediğini bildirdi.

"Huzurumuza, istikrarımıza ve refahımıza kasteden tehditlerin önemli bir kısmı tek başımıza üstesinden gelemeyeceğimiz boyutlara varmıştır" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Avrupa Siyasi Topluluğu'nu, kıtamıza yönelik ortak tehditleri samimi bir ortamda ele aldığımız bir platform olarak görüyoruz. Türkiye, civar bölgelerle yakın kültürel bağları, güçlü ordusu, köklü devlet tecrübesi, ilkeli dış politikası ve yetişmiş insan kaynağıyla bir istikrar adası vazifesi görmeye devam edecektir. Avrupa coğrafyasında maalesef savaşın üçüncü yılını geride bırakıyoruz. Ukrayna'daki savaşın yol açtığı olumsuzluklar her geçen gün daha da derinleşiyor. Savaşın uzaması diplomasiye giderek daha az alan bırakıyor. Biz, en başından beri her iki tarafın da masada olduğu bir müzakere sürecini ve devamında kalıcı, adil bir barışa ulaşılmasını savunduk."

UKRAYNA İÇİN DİPLOMASİ ÇAĞRISI

Geçen hafta Kazan'da Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüştüğünü belirten Erdoğan, bu görüşmeden önce de Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrii Sybiha'yı Ankara'da kabul ettiğini hatırlattı.

Erdoğan, her iki görüşmede de diplomasiye alan açılması yönündeki mesajlarını bir kez daha taraflara ilettiğini, barışın tesisi için üzerlerine düşen ne varsa yapmaya hazır olduklarını ve çözüme yönelik çabalara desteklerinin süreceğini ifade ettiklerini bildirdi.

Diğer yandan, yol açtığı yıkım ve sivil zayiat bakımından Ukrayna'daki savaştan çok daha büyük bir insanlık trajedisinin Ortadoğu'da yaşandığını belirten Erdoğan, şunları söyledi:

"Gazze'de bir yıldır süren soykırım tüm insanlığın ortak utancıdır. Buna son dönemde Batı Şeria ve Lübnan'a gerçekleştirilen gayriahlaki ve gayrihukuki saldırılar da eklenmiştir. Şunu vicdan sahibi herkes görüyor, kabul ve ikrar ediyor, 50 bine yaklaşan can kaybı dikkate alındığında ateşkesin ivedilikle sağlanması, kesintisiz ve yeterli miktarda insani yardımın bölgeye ulaşması için İsrail'e her boyutta baskı yapılması elzemdir. İsrail'in saldırganlığına kayıtsız şartsız destek verenler, işlenen suçların da ortağı haline geldiklerini bilmelidirler."

İSRAİL'E TEPKİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail'e silah ve mühimmat transferinin durdurulmasını sağlamaya yönelik Birleşmiş Milletler'de bir girişim başlattıklarını, 50'yi aşkın ülke ve uluslararası kuruluşun imzasını taşıyan mektubu BM Genel Sekreteri'ne, BM Güvenlik Konseyi Kasım Ayı Dönem Başkanı Birleşik Krallık'a ve BM Genel Kurul Başkanı'na ilettiklerini belirtti.

Bir diğer önemli hususun da Filistin'in devlet olarak tanınması olduğunu vurgulayan Erdoğan, "İrlanda, Norveç, İspanya ve Slovenya'nın bu yönde attıkları adımları takdirle karşılıyor, kendilerini ülkem ve milletim adına tebrik ediyorum. Bu tanıma kararlarının, bölgede barış isteyen Avrupalı devletler için de bir emsal teşkil ettiğine inanıyorum. Küresel adalete ve barışa katkı vermeleri için Filistin'i henüz tanımayan tüm ülkelere bunu yapmaları çağrısında bulunuyorum" ifadesini kullandı.

PKK VE FETÖ ÇIKIŞI

Terörizme karşı işbirliği ve dayanışma halinde, terör örgütleri arasında fark gözetmeksizin mücadelenin herkesin sorumluluğu olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"PKK terör örgütüyle mücadelede Avrupalı ortaklarımızdan somut işbirliği görmek istiyoruz. FETÖ'nün etkin varlık gösterdiği Avrupa ülkelerinden adli ve idari işbirliği taleplerimizin karşılanmasını bekliyoruz. DEAŞ, ülkemizin de önemli katkılarıyla Suriye ve Irak'ta toprak hakimiyetini kaybetmiş olsa da küresel ölçekte güvenliği tehdit ediyor. Örgütün odağının kaymaya başladığı Batı Afrika ve Orta Asya'daki yabancı terörist savaşçı hareketliliğinin dikkatle takip edilmesini ve bu alanda işbirliğini önemsiyoruz."

BARIŞ REFAH İSTİKRAR

Erdoğan, Türkiye'nin, Avrupa-Atlantik bölgesinde barış, refah ve istikrar için bugüne kadar en çok katkı veren ülkeler arasında yer aldığına işaret ederek, "NATO'nun en önde gelen müttefiklerinden biri olarak, Asya-Pasifik'ten Kuzey Afrika'ya uzanan geniş coğrafyadaki ortaklarımızla istişareleri ve işbirliğimizi sürdürüyoruz" diye konuştu.

"AB'nin savunma alanındaki gayretlerine Türkiye'nin tam olarak dahil edilmesi Avrupa'nın barış ve güvenliği için olmazsa olmazdır" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Avrupa Savunma Ajansına ve Avrupa Daimi Yapılandırılmış İşbirliği kapsamındaki projelere katılımımızın gecikmeksizin önünün açılmasını bekliyoruz. Avrupa'yı ve ötesini etkileyen geniş çaplı sorunlara çözüm bulunabilmesi için Türkiye'nin desteği şarttır. Avrupa'da nefret, İslam karşıtlığı ve ırkçılık, sosyal uyumu ve istikrarı zedeliyor. Müslümanlar başta olmak üzere göçmenlere karşı artan ötekileştirme, ırkçılığın yeni bir yüzü olarak karşımıza çıkıyor. Yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığının yalnızca Müslümanları ve göçmenleri değil, toplumun tamamının huzur ve güvenliğini tehdit eden bir temel insan hakları sorunu olduğu artık kabullenilmelidir. Küresel dengelerin yeniden kurulduğu böylesine belirsiz bir dönemde, hemen her alanda yeni ve etkin politikalar geliştirmemiz elzemdir. Daha derin işbirliği tesis etmemizin önündeki siyasi engellerin, ön yargılı birtakım tutumların artık geride bırakılması gerekiyor. Aksi takdirde, Avrupa'nın ihtiyaç duyduğu fikri ve ekonomik dönüşümleri yakalaması mümkün olamayacaktır."

AB'NİN GENİŞLEME POLİTİKASI

Bu vesileyle Avrupa kıtasının güvenlik ve istikrarı için AB'nin genişleme politikasının önemine de dikkati çekmek istediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hakkaniyetli bir genişleme politikasının Birliğin en önemli jeopolitik aracı olduğu açıktır" değerlendirmesinde bulundu.

Erdoğan, "Türkiye gibi kıtanın refahı ve güvenliğine önemli katkılar sunan bir aday ülkenin katılım sürecinin yıllardır engellenmesinin makul bir izahı yoktur. Mevcut jeopolitik konjonktürde üyelik perspektifimizin güçlendirilmesinin, hem Avrupa'nın hem yakın coğrafyamızın yararına olacağı açıktır. Türkiye olarak, AB ile ilişkilerimizin sağlıklı bir zeminde ilerletilmesi için diyalog ve işbirliğine hazırız" dedi.

Vucic'ten AB'ye eleştiri

Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, AB'nin Sırbistan ve Batı Balkanlara yönelik stratejisini değiştirmesi gerektiğini söyleyen Vucic, "Genişleme söz konusu olduğunda da stratejik kararlar alınmalı" dedi.

Vucic, Romanya ve Bulgaristan'ın AB üyesi olmasını "siyasi karar" şeklinde değerlendirerek, "Bu ülkelerin üye olması AB'nin stratejik kararlar aldığı zamanlardaydı. Yani en azından biz öyle düşünüyoruz" diye konuştu.

Sırbistan'ın Batı Balkanlar'da en gelişmiş ekonomiye sahip olduğuna işaret eden Vucic, "Ancak Sırbistan Rusya'ya yaptırım uygulamadığı ya da başka bir nedenden ötürü 'lazım değil' deniyor. Şunu da bilmeniz gerekir ki sadece Sırbistan'ın sorunları yok ve bu sorunları da kendisi yapmadı" ifadelerini kullandı.

Vucic, ülkesinin AB üyelik sürecine odaklanmaya devam edeceğini ancak AB'nin de stratejik görüşmelere ihtiyaç duyduğunu belirtti.

AB'NİN TRUMP GÜNDEMİ

Avrupa Birliği (AB) liderleri, ABD'nin 47. Başkanı seçilen Donald Trump'la birlikte çalışarak, transatlantik bağı güçlendirirken AB'nin stratejik gündemini sürdürme mesajı verdi.

AB Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen, "Bence önemli olan, ortak çıkarlarımızın ne olduğunu birlikte analiz etmemiz ve bunun için çalışmamız" değerlendirmesini yaptı.

AST zirvesinde ele alınacaklar arasında AB için öncelikli olanların rekabetçiliği, dijitalleşmeyi ve karbonsuz bir ekonomiye ulaşma üzerine yapılacak tartışmalar olduğunu belirten von der Leyen, Almanya'daki hükümet kriziyle ilgili yorum yapmaktan kaçındı.

AB Konseyi Başkanı Charles Michel de AST'nin arka planına değinerek şunları kaydetti: "Bu yeni platformu başlatmaya karar verdiğimizde, Avrupa kıtası içindeki küresel diyaloğu güçlendirmeye ne kadar ihtiyaç duyduğumuzu hatırlıyorum. Çünkü bir kıtayı paylaşıyoruz ve aynı hedefleri, aynı amaçları paylaşıyoruz. Daha fazla barış, daha fazla istikrar, daha fazla güvenlik istiyoruz."

Michel, gündemin önemli maddelerinden birinin ABD seçimlerinin sonuçları olduğuna değinerek "Bu kesinlikle açık ki, ABD ile transatlantik hatları derinleştirmek istiyoruz. Ancak istikrarlı ve daha müreffeh bir AB için bir planımız var. Bu plana 'stratejik gündem' diyoruz ve bunu uygulamamız gerekiyor." ifadelerini kullandı.

Sonraki Haber