Erdoğan'la Kılıçdaroğlu arasında normalleşme kavgası

Siyasetteki 'normalleşme' rüzgarı ipleri germeye devam ediyor. Erdoğan'ın 'Gölge etmeyin başka ihsan istemiyoruz' paylaşımına Kılıçdaroğlu 'Hadi başka kapıya!' yanıtını verdi

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in TBMM'nin açılışı sırasında milletvekillerine Erdoğan geldiğinde ayağa kalkın talimatı vermesi tartışılmaya devam ediyor.

Özel, normalleşme ile ilgili çok sayıda tepki aldığını anlattığı bir youtube kanalında “CHP seçmeninin desteğinde azalma olabilir. Çok kötü aksettiriliyor” diye konuştu.

GÖLGE ETMEYİN!

Cumhurbaşkanı Erdoğan da yapılan eleştirilere sosyal medya hesabından tepki gösterdi. Erdoğan şunları söyledi: “Biz iktidar ve muhalefet arasındaki diyaloğu genişletmek için uğraştıkça yıllarca gerilimden beslenenler buna engel olmak için ellerinden geleni yapıyor. Onlara şunu söylemek isterim: 'Türkiye’ye bir hayrım dokunsun' diyorsanız gölge etmeyin, sizden başka ihsan istemiyoruz.”

“14-28 Mayıs seçimlerinde sandıkta yaşadıkları toplu hezimeti unuttular, 31 Mart gecesinden bu yana yaklaşık 4 yıl sonra yapılacak seçimler için şimdiden birbirleriyle kavgaya tutuştular” diyen Erdoğan “Ne millete ve şehirlerine hizmet gibi dertleri var ne de vatandaşa meydanlarda verdikleri sözleri yerine getirme gibi bir hassasiyetleri var. Geçen sene koltuğundan tardedilen eski genel başkan ise bir köşeye atılmanın hıncıyla sosyal medyadan sürekli sağa sola sataşıyor. Partisinin başında olduğu dönemlerde yaptığı gibi milleti kutuplaştırarak, siyasi iklimi gererek kendini gündemde tutmaya çalışıyor. Bölgemizin dört bir tarafından çatışma seslerinin geldiği bir dönemde, zehirli dili ve söylemleriyle Türkiye’nin siyasi atmosferinin yumuşamasına, normalleşmesine, tansiyonun düşmesine bir türlü müsaade etmiyor. Biz bunlara aldırmadan millete hizmet mücadelemizi azimle sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.

KILIÇDAROĞLU'NDAN SERT YANIT

Son olarak tartışmaya eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da katıldı. Kılıçdaroğlu sosyal medya hesabından Erdoğan'ın paylaşıma yanıt vererek şunları kaydetti: “Biz seni, Kıbrıs'ta toprak verme niyetinden tanırız. Biz seni, Büyük Ortadoğu Projesinin Eş Başkanlığından tanırız. Irak'a giren Amerikan askerlerinin selameti için nasıl dua ettiğin hala hafızamızda… Sahte ve montaj videolarla seçim sürecinden milletimizi aldattığını dahi gördük.

"Bitsin bu hasret..." yalvarışlarından, 'Oğlum paraları sıfırla.' talimatlarından, Büyükelçi yaptığın rüşvetçi bakanlarından, 'Parmağındaki yüzükten' biliyoruz seni...

“Yandaşlarına peşkeş çektiğin 418 milyar dolar paramızdan, halkımızı soydurduğun 5'li çetelerden, uyuşturucu ve mafya baronlarının vatanı mesken yapmasından biliyoruz seni. Milyonlarca sığınmacıyı ülkemize doldurmandan, okutup yetiştirdiğimiz binlerce evladımıza 'giderlerse gitsinler' demenden biliyoruz, senin ne olduğunu.

'BAŞKA KAPIYA'

“Katledilen kadınlarımız, umutsuz gençlerimiz, geçinemeyen insanlarımız, tedavi olamayan hastalarımız, taciz ve tecavüze uğramış katledilen çocuklarımız, yokluktan intihar eden insanlarımız, hep unutkan! Babalarımız ve her zaman tok! Annelerimiz için, Bu ülkenin her bir vatandaşı için, Hakk için Halk için yumuşamayacağız ve normalleşmeyeceğiz.

“Numan Kurtulmuş ile birlikte Has Parti'yi, Süleyman Soylu ile dönemin Demokrat Partisini, Devlet Bahçeli ile MHP'yi, Meral Akşener'i, Sinan Ogan'ı ve daha birçok kişiyi değiştirdin ve dönüştürdün. Şunu iyi bil; Cumhuriyet Halk Partisi, teslim alınamaz son kale olarak hep karşında ve iktidar yolunda olacaktır. Hadi başka kapıya!”

Tartışmaya Uçum da dahil oldu

Cumhurbaşkanı Başdanışmanlarından Mehmet Uçum da yazılı bir açıklama yaparak 'Cumhurbaşkanına saygı' başlığını kullandı.

Uçum “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçildiğinde parlamenter sistemden farklı olarak Cumhurbaşkanı sadece 'Devletin başı' olarak tanımlanmadı. Cumhurbaşkanına devlet başkanı sıfatı da verildi. Yani başkanlık sistemlerinin genel bir özelliği olarak yürütme görevini halkın doğrudan seçimiyle üstlenen başkana devlet başkanı sıfatı verilmesi ilkesi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi açısından da benimsendi” dedi.

Uçum düzenlemenin nasıl yapıldığını da şu sözlerle anlattı: “Cumhurbaşkanı devletin başıdır. Yürütme yetkisi Cumhurbaşkanına aittir. Cumhurbaşkanı, devlet başkanı sıfatıyla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder; Anayasanın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını temin eder (Anayasa Madde 104). Yani eski sistemden farklı olarak Cumhurbaşkanı sadece devletin başı değil, devlet başkanıdır. Özcesi Cumhurbaşkanı hem Halkın (Cumhurun) Başkanıdır hem de Devletin Başkanıdır. Diğer deyişle ‘Halkın İradesi Devlete Egemen’ olmuştur. Bunun sonucu Anayasa tarafından tüm devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını temin etme görevi Cumhurbaşkanına verilmiştir. Eskiden sadece 'gözetme' başka bir ifadeyle nezaret etme görevi varken şimdi 'temin etme' yani icrai bir görev söz konusudur.”

Uçum “Bütün bunlar şunu ortaya koymaktadır: Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, yürütme görevinin yanı sıra yasamaya da yargıya da düzenli ve uyumlu çalışma konusunda perspektif sunma görevine ve dolayısıyla yetkisine sahiptir. Görüldüğü üzere zaman zaman ifade ettiğimiz Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ülke Liderliği rolünün anayasal dayanağı bu hükümlerdir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan sonra da Cumhurbaşkanı seçilenler sadece bir mecranın siyasi lideri ve devletin yürütme organının görevlisi ve yetkilisi değil Ülke Lideri olma sorumluluğunu da üstlenecektir. Çünkü anayasal olarak Devlet Başkanı olmanın hukuki, siyasi ve sosyal sonuçlarından biri de belki de en önemlisi Ülke Lideri sorumluluğuyla hareket etmektir” ifadelerini kullandı.

Uçum açıklamasına şöyle devam etti: “Bu durumda Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bütün organlarını anayasal sınırlar içerisinde yönlendirebilme yetkisi olan, halkın yüzde elliden fazla oyuyla seçilmiş ve Ülke Liderliği sorumluluğuna da sahip Cumhurbaşkanına TBMM’nin yeni yasama yılında ayağa kalkarak saygı gösterilmesi:

“Birincisi halkın genel iradesi olan milli iradeye saygıdır. İkincisi halkın demokratik iradesi olan seçmen iradesine saygıdır. Üçüncüsü Devlete saygıdır. Dördüncüsü bundan sonra hangi mecradan seçilirse seçilsin Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı görevini üstleneceklere saygıdır. Beşincisi ve en önemlisi Anayasal Düzene uymanın bir gereğidir.

“Bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına TBMM’de ayağa kalkarak gösterilen saygıyı aktüel siyasetin iç çekişmeleri üzerinden değil ‘Devletin Genel İşleyişi’ üzerinden değerlendirmek ve bu saygıyı heryerde göstermek gerekir.

“Dolayısıyla TBMM’nin 1 Ekim 2024 günlü yeni yasama yılı açılışında gerek hükümeti destekleyen gerek muhalif olan ama Devletin Genel İşleyişine ve İlkelerine uygun şekilde Cumhurbaşkanı’mızın Meclise girişinde ayağa kalkarak saygı gösteren partilerin milletvekili yöneticileri ve diğer milletvekilleri elbette doğrusunu yapmıştır.

“Bu doğruyu iç siyasi hesaplarla tartışma konusu yapıp gölgemeye çalışanların günlük çekişmelerle genel bir doğruya zarar verdikleri aşikardır. Asıl üzerine gidilmesi gereken doğru davrananlar değil bu doğruya ısrarla direnenlerdir. İnanıyoruz ki TBMM, güçlü gelenekler oluşturarak bu dirençleri ortadan kaldıracağı zamanlara da ulaşacaktır.”

Sonraki Haber