Erenel: NATO bölgede hâkimiyet kurma peşinde
ABD, HAMAS sonrası Gazze planını açıkladı. Konuyu değerlendiren Emekli Tuğgeneral Prof. Dr. Fahri Erenel, bölgenin NATO’nun harekât alanı haline gelebileceğine dikkat çekerken, Prof. Dr. Hasan Köni de bölge ülkelerinin diplomatik ilişkileri kesme gibi sert adımlar atmadığını belirtti
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Gazze'deki savaş sona erdikten sonra, Mahmud Abbas yönetimindeki Filistin Hükümeti’nin bölgeyi devralması gerektiğini söyledi. Blinken, Senato'ya bağlı Ödeme Komitesi'nde önceki gün yaptığı konuşmada ABD’nin bölgedeki planlarını aktardı, Blinken planı özetle şöyle tarif etti:
1-HAMAS kesinlikle Gazze’yi yönetemez.
2-Gazze’yi İsrail de yönetmeyecek.
3-Yönetim ve güvenlik Filistin yönetimine verilecek.
4-Uluslararası koalisyon kurularak bir barış gücü oluşturulacak ve asayiş sağlayacak.
Öte yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisinden yapılan açıklamada, Gazze'nin savaş sonrasında Filistin Hükümetine devredilmesine dair üçüncü taraflarla herhangi bir resmi görüşme yapılmadığı bildirildi.
‘REHİNELER SİLAHTAN DAHA ETKİLİ BİR GÜÇ’
Prof. Dr. Fahri Erenel, böyle bir planın uygulanması için öncelikle bölgede bir ateşkesin oluşması gerektiğini belirtti. Erenel, sahada kuvvet dengelerinin henüz değişmediğine dikkat çekerek, şu yorumlarda bulundu: “Rehineler, HAMAS için elindeki silahlardan daha etkili bir güç. HAMAS, elinde rehineler olduğu müddetçe ateşkese olumlu yaklaşmayacaktır. Öte yandan İsrail’in saldırganlığı da Batı kamuoyunda ve kendi iç kamuoyunda daha olumsuz bir safhaya evirilmedikçe ateşkese rıza göstermez.” Ateşkesin HAMAS için yenilgi ve geri dönülmesi çok zor bir aşama olacağını ifade eden Emekli Tuğgeneral, böyle bir kararın HAMAS’ı Filistin davasının dışına itebileceğini belirtti. Ateşkes için İsrail’in aracılardan talep edeceği bazı garantiler olabileceğini söyleyen Erenel şu ifadeleri kullandı:
“İsrail’in siyasi hedefi ve askeri hedefi kesişiyor. İsrail, HAMAS’ı ayağa kalkamayacak şekilde yok etmek istiyor. İsrail’in Gazze’de oluşturmayı hedeflediği geniş tampon bölgesinin ve altındaki tünellerin tam güvenliğini sağlamadan ateşkese rıza göstermeyecektir.”
“Ateşkes ilan edilse bile İsrail’in en ufak bir ihlale misli ile mukabelede bulunduğunu daha önceki eylemlerden biliyoruz” diyen Erenel, ateşkesin İsrail saldırılarını durdurmayacağını fakat daha kontrollü olmasını sağlayabileceğini vurguladı.
HAMAS’ın bir devlet olmadığına dikkat çeken Emekli Tuğgeneral, ateşkes şartlarında tarafların kim olacağı sorununun olduğunu da işaret etti: “Ateşkes şartları kiminle konuşulacak. Muhatap Filistin yönetimi mi yoksa HAMAS mı olacak? Filistin yönetimi ateşkesi bu kadar can ve mal kaybı varken nasıl kabul edebilecektir?
Uluslararası koalisyonun oluşturulması için hukuki dayanak hangi kurum olacaktır? Ya BM’den karar çıkarılacak ve bir uluslararası koalisyon kurulacak ki bu tür bir koalisyonun kurulması ve bölgede görev alması zaman gerektirecektir, ya da NATO inisiyatif üstlenerek bu tür bir görevi yapmak isteyecektir.”
‘NATO’NUN HAREKAT ALANI HALİNE GELİR’
Erenel, bölgenin NATO’nun harekât alanı dışında olduğunu vurguladı. “Görevlendirilecek unsurların yapısı ve görev icra şekilleri Türkiye’nin talepleri ile uyumlu olmadığı sürece Türkiye bu görevlendirmeye onay vermeyecektir.” diyen Emekli Tuğgeneral, bölgede oluşabilecek ABD hakimiyetine de dikkat çekerek şunları söyledi:
“Eğer bu onay verilirse kalıcı olabileceği ve artık Orta Doğu’nun ABD’nin istediği şekilde NATO harekât alanı haline gelebileceği düşünülmelidir.”
ÇİN FAKTÖRÜ
Uluslararası koalisyonların bugüne kadar gittikleri bölgelerde çatışmaları engelleyemediklerine dikkat çeken Erenel, bu koalisyonların ateşkesi sürekli tesis edemediklerini söyledi.
“BM’den karar çıkabilmesi için Rusya ve Çin’in de ikna edilmesi gerekmektedir.” diyen Erenel, olası bir koalisyonda Türkiye’nin de rolünü değerlendirdi. Emekli Tuğgeneral şöyle konuştu:
“Özellikle Çin’in bölge üzerinde son yıllardaki girişimleri dikkate alındığında bu ülke etkin bir rol oynayabilir. Hala her iki tarafla en etkin teması sağlayabilen tek ülke Çin’dir.
Belirtilen nedenlerle bir güç oluşturulmasının zor olabileceğinin altını çizen Erenel, “Oluşturulsa bile riskin çok fazla olduğu bir coğrafyaya kara gücü görevlendirilmesi konusunda ülkelerin olumlu yaklaşmayacağı ihtimali de dikkate alınmalıdır.” dedi. Türkiye’nin bu tür bir koalisyonun oluşması halinde katılım göstermesi gerektiğini söyleyen Emekli Tuğgeneral, “Ancak sayın Cumhurbaşkanının son söylemleri ile Türkiye, tarafını seçtiği için başta İsrail olmak üzere ABD, İngiltere ve Fransa gibi birçok ülke buna karşı çıkacaktır. Bu aşamadan sonra Türkiye’nin garantör veya muhtemel bir koalisyonun bir parçası olması oldukça zor görünmektedir.” değerlendirmesinde bulundu.
‘HAMAS’I YOK ETMEK MÜMKÜN DEĞİL’
HAMAS’ın tamamen yok edilmesinin mümkün olmadığını söyleyen Erenel, HAMAS’sız Gazze yönetiminin olamayacağını söyledi. Erenel sözlerini şöyle bitirdi:
“Uzun yıllar içinde Gazzeliler tek yönetim olarak Filistin yönetimini değil HAMAS yönetimini gördüler. Gazze’deki Filistinlilerin en son ferdi yok edilmeden HAMAS bitirilemez. İsrail ve onu destekleyen ülkeleri baskı altına almadan ateşkesin zor olacağını belirten Erenel, bunun için şu maddeleri sıraladı:
-
İsrail ile barış için İbrahim anlaşmalarını imzalayan ülkelerin anlaşmaları iptal etmesi
-
Suudi Arabistan’ın, İsrail ile her türlü yakınlaşma çabalarını bıraktığını duyurması
-
Zengin Arap devletlerinin Batı ülkelerindeki yatırımlarını askıya alarak, ortaklıklardan çıkarma gibi ekonomik yaptırımlarla başlayacak bir yol haritasını ortaya koyması
-
Türkiye’nin, İsrail’i tanıyan yasayı geri çektiğini ve artık devlet olarak tanımadığını duyurması
‘NETANYAHU’NUN İSTİFA ETMESİ GEREKİYOR’
Prof. Dr. Hasan Köni, bölgedeki en önemli sorunun şu anda “İsrail sorunu” olduğuna vurgu yaptı. Köni bölgenin tamamen İsrail’e geçmesinin artık mümkün olmadığına dikkat çekerek, ABD’nin hesaplarını şöyle değerlendirdi:
“Gazze’de HAMAS, İsrail’in varlığını kabul etmiyor. Bu yüzden ABD bir barış gücü oluşturup, bir yönetim şekli getirip, Mahmut Abbas yönetimine devredecek. Tabi belli bir süre bölgede büyük devletlerin bulunması gerekiyor, yani Amerika’nın. Bir takım değişiklikler de olacaktır. Netanyahu hükümeti aşırı sağcı bir hükümet. İktidardan düşmesi veya istifa etmesi gerekiyor. Filistin’de bir devlet yapısının da istikrar sağlanması için oluşturulması gerekiyor. Bu bölgenin tamamen İsrail’e geçmesi artık hiç mümkün değil. Halkta büyük ayaklanmalar oldu, büyük acılar çekildi. İnsanlık suçları işlendi. Şimdi bölgenin yeniden düzenlenip Mahmut Abbas gruplarına yani İsrail'in varlığını tanıyan Filistinlilere verilmesi hesaplanıyor.”
Türkiye’nin kurulması planlanan uluslararası koalisyona dahil olup olmamasını yorumlayan Hasan Köni şöyle konuştu:
“Biden’ın gelip sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesi gerekiyor. Bu koalisyonda Katar, Mısır ve Arabistan rol oynayabilir. Ayrıca Avrupa’dan tarafsız güç olarak İsveç, Norveç gibi ülkeler de bu barış gücüne katılabilir. Olay çözülürse bundan sona Filistin bir otoriteye devredilebilir. Çünkü Filistin otoritesi BM’de temsil ediliyor. Gözlemci olarak Filistin toplantılara katılabiliyor.”
‘ARAP ÜLKELERİ YATIRIMA MUHTAÇ’
Bölgede Arap ülkelerinin meşguliyetinin farklı olduğunu belirten Köni, Mısır ve Suudi Arabistan’ın uzun vadeli plan yaptıklarını belirterek, bu ülkelerin Batı yatırımlarına ihtiyaçları olduğunu ifade etti.
Mısır’ın Nil nehri olmadan yaşayamayacağını vurgulayan Köni, “Bu bölgede Kahire’nin bir projesi var. Ayrıca çölde bir şehir kurmaya çalışıyor. Suudi Arabistan da aynı şekilde Batı yatırımlarına ihtiyaç duyuyor. Özellikle 2030’dan sonra petrol ve gaz kullanımının da sona ereceği Orta Doğu’da bu ülkeler yeni arayışlar içerisinde.”
‘İSRAİL İLE DİPLOMATİK İLİŞKİLER KESİLMELİ’
Gazze’deki olayın HAMAS’tan ibaret olmadığını vurgulayan Köni, bunun Filistin sorunu olduğunu söyledi: “US AID yardım kurumları, Katar, Suudi Arabistan para vererek sulh ortamı sağlamaya çalışıyordu. Aşırı sağcı yönetim gelince İsrail topraklarını genişletti, yerleşimciler Filistinlilerin topaklarını aldı. Filistinliler de en son intihar girişimi yaptı. Bu olayda ses duyurmak için kendilerini feda ettiler.” Köni bölgede savaşı önleyecek somut sert adımların atılmadığını belirterek o adımları şöyle sıraladı: l İsrail ile ilişkileri kesmek l Ticaret anlaşmalarını durdurmak l Askeri anlaşmaları durdurmak