Esad gazeteci ve akademisyenlerle buluştu: Kapalı toplantıda Türkiye mesajı

Aydınlık'ın Şam'daki kaynaklardan edindiği bilgiye göre Esad, 'Suriye ile Türkiye’nin bir an önce masaya oturması ve istihbarat düzeyindeki görüşmelerin siyasi bir güç birliğine dönmesinin önemli olduğunu' ifade etti

Türkiye-Suriye ilişkilerinin normalleşmesi konusunda açıklamalar peş peşe geliyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın “Haziran'dan sonra sil baştan olabilir” diye işaret ettiği sürece ilişkin Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad da yeniden yeşil ışık yaktı. Daha önce ülkesinin menfaati için yaşanmış sorunlara rağmen Erdoğan'la görüşebileceğini belirten Esad geçen gün katıldığı bir toplantıda da 'ilişkilerin siyasi düzeye gelmesi gerektiğini' söyledi.

'BİR AN ÖNCE MASAYA OTURULMALI'

Aydınlık'ın Suriye'deki kaynaklarından edindiği bilgilere göre, Beşar Esad üç gün önce Suriye’nin önde gelen aydınlarıyla bir toplantı yaptı. Basına kapalı toplantıda öne çıkan konulardan biri Türkiye-Suriye ilişkileri oldu. Esad'a, son zamanlarda Türkiye'den yapılan açıklamalar hatırlatılarak bu konuda soru yöneltildi. Suriye’nin tutumunu aktaran Esad bölgedeki emperyalist müdahalelere ve teröre dikkat çekti. Esad bunların çözümü olarak ilişkilerin düzelmesi gerektiğini belirtti. Esad, 'Suriye ile Türkiye’nin bir an önce masaya oturması ve istihbarat düzeyindeki görüşmelerin siyasi bir işbirliği ve güç birliğine dönmesinin önemli olduğunu' ifade etti.

SEÇİM SONRASINA BIRAKTI

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da geçen gün G20 Zirvesi için gittiği Endonezya'da gazetecilerin sorularını yanıtlamış ve Esad'la görüşme ihtimali hakkında “Siyasette ebedi olarak dargınlık, kırgınlık, küslük olmaz. Vakti, zamanı geldiği anda oturur, değerlendirir, ona göre de bir yenilemeyi yapabilirsiniz.” demişti. Ancak Erdoğan bu aşamaya geçmek için Haziran 2023 seçimleri sonrasına işaret etmişti: “Şu anda Türkiye olarak bu konularda sıkıntılı olduğumuz ülkelerle ilişkileri yeniden ele alabiliriz. Hele hele Haziran seçiminden sonra bir sil baştan yapabiliriz. Ve buna göre de yolumuza inşallah o şekilde devam edebiliriz.”

'GÖRÜŞME ERTELENMEMELİ'

Şam Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Yuva, Erdoğan'ın açıklamalarını Aydınlık'a değerlendirdi, önemli bulduğunu belirtti. Türkiye ve Suriye'nin zaman kaybetmeden işbirliğine başlaması gerektiğini vurgulayan Yuva “Peygamberimiz demişti ki; Erteleyen helak olur. Birçok konu ertelenebilir. Programlar, görüşler ertelenebilir. Ama Suriye ile görüşmenin ertelenmesini bu kapsamda mıdır? Değildir.” ifadelerini kullandı.

İKİ ÜLKEDE DE TERÖR TEHDİDİ VAR

15 Temmuz 2016’dan sonra ilişkileri düzeltmek için çok uygun koşullar oluştuğuna dikkat çeken Yuva “Milletin ve toplumun beklentileri ile hükümetin adımları örtüşmüyor.” dedi.

Yuva sözlerini şöyle sürdürdü: “Neden Haziran ayını bekliyoruz? Sadece Suriye değil, Türkiye de terör saldırısı altında... Türkiye gazetesinin haberine göre 4 yılda 897 terör saldırısı önlenmiş. Türkiye 2015’ten bu yana 17 büyük terör eylemi yaşadı.”

“NATO’nun Türkiye’ye yönelik tavırları, Türkiye’nin maruz kaldığı terör eylemleri... ABD ve BOP’un en önemli amacı olan etnik ve mezhepsel temelde Suriye’nin bölünmesi tehdidi ve tehlikesi Türkiye’yi de tehdit eder. Suriye'de terör bataklığı yaratılması, devletsiz otoritenin inşa edilmesi Türkiye'ye tehdittir.

'TEK YOL BARIŞMAK'

“Aydınlık’ın 'ABD’nin Suriye’deki bomba üsleri' haberi çok önemli. Bütün bu unsurların Suriye’den geldiğini zaten devlet kendisi resmi olarak ifade etti. Böyle bir ortamda Suriye’de yaratılan bu tablonun ortadan kalkması, mülteci sorunun çözümü, sınır bölgelerinde ekonomik krizin üstesinden gelinmesi, bütün bunların sağlanabilmesi için tek geçerli çözüm Suriye devleti ile barışmak.”

Askeri-siyasi işbirliğinin terör örgütlerini besleyen, eğiten, koruyan güçlerin Türkiye-Suriye sahasından temizlenmesini beraberinde getireceğini vurgulayan Yuva “Bu takdirde komşudaki istikrar ve huzur bizim ülkemize de yansıyacak. Bunu gören, bilen devlet aklı, nasıl olur da Haziran ayını bekler? KKTC’nin tanınması, Doğu Akdeniz’deki menfaatlerimiz, terörün kurutulması, ekonomik büyüme, huzur ve istikrar... Bunlar ertelenemez. Haziran ayı beklenmez.”

'ASTANA SÜRECİ HIZLANDIRABİLİR'

Yuva 21 Kasım'da yapılacak Astana toplantısının süreci hızlandırabileceğini belirterek “Türkiye den duyduğumuz bu açıklamaların eyleme dönüşmesinin kapısını aralayacak. Devlet aklı bunu gerektiriyor. Bunun dışında beklemek, ertelemek, ötelemek eğer sadece bir taktiksel manevra için kullanılıyorsa bu bölgeye çok büyük zarar verir.” dedi.

Yuva Suriye Dışişleri Bakanlığının, İstiklal Caddesindeki terör eylemini kınadığını da hatırlatarak “Ve bütün terör eylemlerinin kınanması yönünde bir ifade kullanıldı. Bu ilk defa oldu.” bilgisini verdi.

FAYSAL MİKDAT: TERÖR NEREDE OLURSA OLSUN KINIYORUZ

Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdat, Taksim'deki terör saldırını kınadı. El Vatan'daki habere göre Mikdat, “Suriye’nin her nerede olursa olsun terörü kınadığını” vurguladı.

Mikdat “Suriye her nerede olursa olsun terörü kınar. İstanbul’daki olayla ilgili şu ana kadar herhangi bir malumat yok.” dedi.

Suriye'ye operasyon iddialarını da değerlendiren Mikdat, Türkiye'nin bu gerekçeyle harekete geçip 'Suriye’deki durumu daha karmaşık hale getirecek adımlar atmaması' gerektiğini söyledi.

'İKİSİ DE TEHDİTLERİN FARKINDA'

ALİ ERDEM KÖZ

Erdoğan'ın açıklamalarını Gaziantep Üniversitesi'nden Doç. Dr. Ali Fuat Gökçe'ye sorduk. Suriye'deki PKK ve DEAŞ varlığının Türkiye ve Suriye'nin yanısıra Irak ve İran’ı da tehdit ettiğini belirten Gökçe “Dolayısıyla buradaki terör örgütlerinin varlığının sonlandırılabilmesi için bu bölgedeki ülkelerin bir arada hareket etmesi gerekiyor.” dedi.

‘ABD ENGELLEMEK İSTİYOR’

ABD'nin buna engel olmak istediğini belirten Gökçe, Tahran’daki Astana zirvesinin ardından Irak'ın kuzeyindeki Zaho’da düzenlenen saldırıya dikkat çekti. Saldırının PKK tarafından yapıldığını ancak Türkiye’nin üstüne yıkılmak istendiğini anlatan Gökçe “Bir şekilde bu bölge ülkelerinin birlikte hareket etmesi engellenmesi gerekiyordu.” diye konuştu.

'BİRLİKTE HAREKET EDİLMELİ'

“Tehdit belli. Terörü destekleyen ülke belli. Türkiye ve Suriye’nin birlikte hareket etmesi terör örgütlerinin sonu anlamına gelmektedir.” diyen Gökçe şöyle sürdürdü: “PKK ve DEAŞ Suriye’de adeta iç içe geçmiş durumda. Hatta bazı kanal ve sitelerde, birçok DEAŞ’lının PKK/YPG safına geçtiği de belirtilmektedir. Bu da bize ABD’nin PKK/YPG’nin daha da güçlenmesini istediğini gösteriyor. Dolayısıyla Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ve Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın bütün bu tehditleri görmezden gelmeleri imkânsız. Biraz önce belirttiğim gibi tehdit belli. Tehdidi koruyan ve kollayan ülke belli. O zaman buna karşı birlikte hareket etmeleri gerekiyor.”

Erdoğan'ın “siyasette dargınlık, küskünlük olmaz” sözlerine katıldığını söyleyen Gökçe “Ülkeler arası menfaat söz konusudur. Türkiye ve Suriye’nin barışı sağladıktan sonra, ticari, iktisadi menfaatler oluşur. Her iki ülkenin kazanabilmesi için mutlaka bölgedeki terörün bitmesi gerekir. Şu anda istihbarat birimleri görüşmeler yapıyor. Ardından Dışişleri Bakanlığı seviyesinde ve ardından da liderler seviyesinde görüşme yapılması elzemdir, bölgesel barışın sağlanması açısından.”

'ORTAK OPERASYON OLABİLİR'

Erdoğan'ın Haziran sonrasını gösteren sözlerini Gökçe şöyle değerlendirdi:

“Eğer Suriye'de bir operasyon yapılacaksa, Suriye ile konuşulup anlaşılıp bir karar verilecekse, yaz aylarında olması gerekiyor. Suriye ile yapılacak görüşmeler içerisinde operasyon seçeneğinin olduğunu düşünmüyorum. Her iki ülkenin silahlı kuvvetleri birlikte PKK’ya karşı operasyon düzenler mi? Olabilir. Suriye’nin ya da Türkiye’nin tek başına bir operasyonu söz konusu olamaz. İki ülke PKK’yı bitirebilmek için müşterek bir operasyon yapabilir. Bunun için yaz ayları önemlidir. Artı seçimden sonra olması, Cumhurbaşkanı'nın seçimlerde başarılı olduktan sonra daha da fazla güç tazeleyerek bu şekilde terörle mücadele yoluna gireceğini gösteriyor.”

MUHALEFETİN DURUMU

Suriye Milli Ordusu (SMO)'nun Şam hükümeti ile aralarındaki çatışmanın sonlanmasının da gerektiğijni belirten Gökçe şöyle konuştu:

“Suriye Hükümetinin bu konuda açık ve net garantiler vermesi gerekiyor. İkincisi Suriye’yi terk etmiş olan mültecilerin Suriye’ye geri dönüşlerinde, tutuklanmalarının ya da gözaltına alınmaları ile ilgili korkularının da giderilmesi gerekiyor. Türkiye ile Suriye arasındaki görüşmeyi de akamete uğratmak amacıyla farklı bir şekilde gelişmeler yaşanabilir. Taraflar dengeleri görüyordur. Suriye Hükümeti ile SMO’nun, mültecilerin bir şekilde ikna edilmesi gerekiyor.”

Sonraki Haber