Eski Bakan Hüseyin Çelik, DEM Parti’yi savundu: Ben oldum olası kayyıma karşıyım
PKK/KCK yapılanmasında üst düzey görev almak gibi suçlardan gözaltına alınan DEM Partili Hakkari Belediye Eş Başkanı Mehmet Sıddık Akış'ın yerine Hakkari Belediyesi'ne kayyım atandı. Eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, ‘Ben oldum olası kayyıma karşıyım’ diyerek DEM Parti'ye destek verdi.
PKK/KCK yapılanmasında üst düzey görev almak ve küçük yaştaki çocukları kandırarak örgüte katılımını sağlamak gibi suçlardan yargılanan ve önceki gün gözaltına alınan DEM Partili Hakkari Belediye Eş Başkanı Mehmet Sıddık Akış’ın yerine Hakkari Valisi Ali Çelik kayyım olarak atandı. Ana muhalefet partisi CHP duruma tepki gösterip Hakkari’ye gitme kararı alırken, eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, ‘Ben oldum olası kayyıma karşıyım’ diyerek DEM Parti’yi destek verdi.
‘DEMOKRATİK BİR YAKLAŞIM DEĞİL’
Eski Bakan Çelik, “Türkiye’de yumuşama olsun ama DEM Parti ve ona oy verenler hariç gibi bir ifade var. Demokratik bir yaklaşım değil. Uygulamalarınızla bunu ortaya koyarsanız ötekileştirme devam eder.” dedi.
Çelik, şöyle devam etti:
“Demokrasi kimsenin kendisini öteki hissetmediği sistemdir. Bahçeli’nin kayyum sözleri itiraf niteliğinde. MHP, DEM Parti’nin hukukunu savunması lazım. DEM Parti MHP’nin hukukunu savunması lazım. Alevi’nin Sünni’yi, Sünni’nin Alevi’yi; Türk’ün Kürt’ü, Kürt’ün Türk’ü savunması lazım. Aksi takdirde biz gerçek manada medeni toplum olamayız. Hakkari’de görevden alınan kişi hakkında 2014’te bir dava var. 10 yıl kadar bu sonuçlanmamış. Onunla birlikte yargılananlar ciddi cezalar almışlar.
"İki taraftan bakalım. DEM Partililer böyle bir sıkıntısı varsa adamı niye aday yapıyorsunuz? Bu yanlış. İl, İlçe Seçim Kurulu bunun adaylığına niye onay verdiniz? Demokratik kurallar çerçevesinde seçimleri yapmakla mükellefsiniz. Vanlı olan olay hakkında da benzer tepkim olmuştu. Ben oldum olası kayyıma karşıyım. Kayyumla sonuç alacağını zannediyorlarsa kesinlikle yanılıyorlar. AK Parti kayyım atanan yerde 13 puan artırdı. Kayyım işe yarıyor gibi düşünebilirler fakat uzaktan yakından alakası yok. Buradaki olay İsmet Ölmez faktörüdür. Aday olur olmaz bütün vatandaşların belediyeye olan su borcunu cebinden ödedi. Toplu taşımayı bedava hale getirdi. Karar çıkana kadar beklenmeliydi. Hüküm giyerse onu zaten orada tutamazsınız. Siz mevcut Belediye Başkanı’nı görevden aldınız.
"DEM Parti’nin 13 AK Parti’nin 9 meclis üyesi var orada. Bunlar toplanırlar, kendi aralarından birini Belediye Başkan vekili seçerler seçim yenilenene kadar. Siz bu 9 meclis üyesini de suçlu kabul ediyorsunuz. Kayyım belediye meclisini devre dışı bırakıyor. Bu olacak şey değil. DEM Parti’nin PKK’ya arasına mesafe koyma konusunda ciddi çıkmazları olduğunu herkes biliyor. Hüküm giymesi muhtemel olan kişileri aday yaparak yanlış yapıyorlar. Onlarda rahatsız oluyor, Türkiye’de rahatsız oluyor. Onların yanlışta ısrar etmesi bizim devletimizin yanlış yapacağı anlamına gelmez. DEM Partililere de Kürtler demek doğru olmaz. Kürtler AK Parti’ye de CHP’ye de oy veriyor.” dedi.
‘GEÇMİŞİMİZLE HESAPLAŞMALIYIZ’
Devletin tek partili dönemde gayrimüslimlere, Kürtlere ve Alevilere zulüm ettiğini iddia eden Çelik, “Bunun binlerce örneğini ortaya koyabiliriz. Biz geçmişimizle hesaplaşmazsak, bir öz eleştiri yapmazsak bunun bir anlamı kalmaz. Yanlışa yanlış demezsek bugün de doğru yapamayız. Cumhuriyet kurulurken İstanbul’da 100 bin Rum vardı. Bugün İstanbul’da Rum 1000 kalmış. Mübadele dışında onlar. Peki niye gitiler? Rum Patriği bana defalarca geldi. “Bazı okullarımız öğrenci olmadığı için kapatılamıyor bunları kapatmanızı istiyoruz. Ruhban Okulu’nu da açmanızı istiyoruz.”dedi. Niye kapatın dediklerini kapatmıyoruz? Öğrencisi yok faturasını da Rumlar ödüyor. “Biz bunu kapatırsak emsal gösterirler, Batı Trakya’daki Türk okullarını kapatırlar o yüzden kapatmıyoruz” diyorlar. Bunun kanunda adı nedir? Elbette bu konularda devlet Yunan hükümetini zorlamalıdır. Türklerin haklarını savunmalıdır ama yapmadı diye de bunu gerekçe olarak sunmamız doğru değildir. Ruhban Okulu’nun açılması doğru karar olur.”