Eski İsrail Başbakanı Ehud Barak: HAMAS'ı bitirmek mümkün değil

HAMAS’ın tümüyle bitirilemeyeceğine dikkat çeken Eski Başbakan, olayların sorumlusunun Netanyahu olduğunu söyledi. Öte yandan İsrail basını, Başbakanlık ofisindeki zayıflığa mercek tuttu.

İsrail'in eski başbakanı Ehud Barak pazar günü FRANCE 24'e röportaj verdi. Barak, olası kara harekâtını değerlendirirken İsrail’in iç cephede zayıf olduğuna dikkat çekti. Barak, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun “ne İsrail halkının ne de ordusunun güvenine sahip olduğunu” ifade etti. Gazze'nin karadan işgalinin haftalar hatta belki de birkaç ay süreceğini belirten Barak, Gazze’nin kontrolünün kademeli olarak Filistin Yönetimi’ne devredilmesini önerdi. Eski Başbakan İsrail'in Gazze'nin tam bir kuşatma altında olduğu yönünde BM'den gelen eleştirileri bir kenara bırakarak, bölge sakinlerini hedef alınan bölgeden ayrılmaları konusunda uyarmaya özen gösterilmesi gerektiğini söyledi.

EN BÜYÜK BAŞARISIZLIK

‘Aksa Tufanı’ operasyonunu da değerlendiren Eski Başbakan hem İsrail'in saldırıyı önleyememesi hem de İsrail vatandaşlarını korumak için güneye asker göndermekte gecikmesi nedeniyle “İsrail Devleti tarihindeki en büyük başarısızlık” olarak nitelendirdi.

Barak, İsrail'de kurulan savaş kabinesine iki eski üst düzey askeri yetkilinin (Benny Gantz ve Gadi Eizenkot) atanmasının kendisini rahatlattığını ve karar alma sürecine deneyim ve tutarlılık getireceklerine inandığını söyledi. Bu atamaların çok önemli olduğuna vurgu yapan Barak şöyle konuştu: “Çünkü Başbakan Binyamin Netanyahu, halkın, katledilenlerin, ailelerinin ve sahadaki komutanların, askerlerin güvenine sahip değil”.

ABD Başkanı Joe Biden'ın İsrail'in Gazze'yi işgal etmesinin “büyük bir hata” olacağı yönündeki yorumlarını da değerlendiren Barak, ABD'nin güçlü desteğinin İsrail'de büyük takdir gördüğünü ancak strateji söz konusu olduğunda ABD’nin tavsiyelerine ihtiyaç olmadığını savundu.

HAMAS’I TÜMÜYLE BİTİRMEK MÜMKÜN DEĞİL

Eski İsrail Başbakanı Ehud Barak, Yedioth Ahronoth gazetesi bünyesindeki haber portalına da konuştu. İsrail'in abluka altındaki Gazze Şeridi'ne yönelik ilan ettiği savaşın hedeflerine ilişkin Barak, “HAMAS’ı tümüyle bitirmek mümkün değildir. HAMAS bir ideolojidir, o insanların hayallerinde, gönüllerinde ve zihinlerinde var olan bir şeydir.” dedi.

Gazze'ye yönelik savaşta HAMAS'ın operasyonel gücünün bitirilmesi gerektiğini savunan Barak, bunun zor bir görev olduğu ve buna odaklanması gerektiğini ifade etti.

“Kuzeyde yeni bir cephe açmak yerine Gazze'ye odaklanma politikasının sürdürülmesi gerektiğini” savunan Barak, “HAMAS'ı bitirmek istiyorsunuz. HAMAS da kuzeyde değil, Gazze'dedir.” diye konuştu.

DEVLET SİSTEMİNİN ÇÖKÜŞÜ

Öte yandan İsrail'in en eski günlük gazetesi Hadashot Ha'aretz’in pazar günü yayınlanan başyazısında İsrail Başbakanlık ofisindeki zafiyete mercek tutuldu. Haaretz’deki habere göre, Başbakanlık Ofisi Genel Müdürü Yossi Shelley, Channel 12 televizyonunda yaptığı konuşmada, Kibbutz Re'im'deki festivale katılan herkesin başlarına gelen felaketin sorumlusu olduğunu ima etti. Shelley ayrıca polisin kurban tespit merkezindeki iş yükünü süparmarket kasasına benzetti. Haaretz konuşmayı “utanç verici” olarak nitelendirdi.

“Netanyahu'nun yaptığı kötü atamalara” dikkat çeken Haaretz gazetesi, İsrail Başbakanlık Ofisi’nin sorumluluklarını ve olaylar esnasındaki zaafını şöyle yorumladı: “Başbakanlık Ofisi'nin genel müdürü olan Shelley'nin savaş zamanında iç cepheden sorumlu kişi olması gerekiyordu (Başbakanlık Ofisi, diğer tüm bakanlıklara emir veren kurumdur.) Ancak daha önce Netanyahu'nun partisi Likud'un genel müdürü olarak görev yapan Shelley'nin bu konuda hiçbir niteliği olmadığı gibi Başbakanlık'ta kendisine yardımcı olacak profesyonel bir kadrosu da yok. Atadığı iki genel müdür yardımcısı da Likud ile bağları olan ancak konuyla ilgili deneyimi olmayan kişiler.”

KADRO YOK

Liyakatsiz atamalar sonucu “Başbakanlık ofisinin çalışmadığını” belirten Haaretz değerlendirmelerine şöyle devam etti:

“Bunun sonucu olarak da diğer tüm bakanlıklar işlevlerini yerine getirmekte zorlanıyor. Shelley onları harekete geçiremiyor ve çoğu zaman da harekete geçirebileceği kimse yok. Şu anda en az altı bakanlık genel müdürsüz çalışıyor ve bunlardan beşi kriz zamanlarında en kritik bakanlıklardan (ulusal güvenlik, eğitim, kamu diplomasisi, istihbarat ve kültür). Bunların çoğunda genel müdür ya kovuldu ya da istifa etti. İstihbarat Bakanlığı başlangıçta bir genel müdür atama zahmetine hiç girmedi.”

ÇÖZÜM ÜRETEMEYEN SİSTEM

Sadece Başbakanlık Ofisi’nin değil, diğer bakanlıklarında da atamaların liyakatsiz yapıldığını belirten Haaretz’de şu ifadelere yer verildi: “Genel müdürleri olan bakanlıklar da var ama Shelley gibi onlar da bakanların siyasi danışmanları oldukları için seçildiler. Ulaştırma ve Tarım Bakanlıkları gibi kilit bakanlıklarda durum böyle. Sonuç olarak, tüm bu bakanlıkların tarihinin en kötü krizinde tüm ülke için çözüm üretmekte zorlanması şaşırtıcı değil. Göreve geldiği ilk günden itibaren bu aşırı sağcı hükümet, kapı bekçilerine, profesyonel memurlara, hukukun üstünlüğüne ve iyi yönetime karşı açtığı savaşla meşgul oldu. Profesyoneller, sırf devlet adamı tavrını sürdürmeye ve profesyonel görüşlerini savunmaya cesaret ettikleri için düşman haline getirildiler. Birçoğu yıkıldı ve istifa etti; diğerleri ise görevden alındı. Bunun sonucunda ortaya çıkan çaresizlik ve işlevsizlik, özellikle de böylesine büyük bir felaket karşısında hükümetin halka vermesi gereken temel hizmetleri sunmasını imkânsız hale getirmiştir.”

‘NETANYAHU ULUSAL BİR SORUN’

Yeni bir füze saldırısına karşı hazırlıklı mıyız sorusunu soran Haaretz gazetesi, Netanyahu’nun İsrail için ulusal bir sorun olduğunu belirtti: “Gazze sınır bölgesindeki kurbanların ailelerine geç ve kısmi yanıt verilmesi, ulaşımın felç olması, Gazze Şeridi yakınlarındaki toplulukların yavaş ve kekeleyerek tahliye edilmesi - tüm bunlar hükümetin başarısızlığının kanıtıdır. Ve henüz öğrenemediğimiz tüm yıkım ve ihmalleri hayal etmek korkutucu. Ulusal altyapımız füze saldırılarına karşı hazırlıklı mı? Acil durum stoklarımızda yeterince var mı? Gazze yakınlarındaki toplulukların tahliyesinden alınan dersler kuzeydeki topluluklara uygulanıyor mu? Bu soruların hiçbirine yanıtımız yok. Kesin olan tek bir şey var: Netanyahu hükümeti ulusal bir felakettir.”

Sonraki Haber