Eski MİT Müsteşarı’ndan Rusya ve Çin’e dayanaksız suçlama: 14 Mayıs’a müdahale edebilirlermiş

Eski MİT Müsteşarı Sönmez Köksal, 13 Nisan’da Yetkin Port haber sitesindeki yazısında 14 Mayıs Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimlerine Rusya ve Çin’in müdahale edeceğini öne sürdü.

Sönmez Köksal

Eski MİT Müsteşarı Sönmez Köksal, 13 Nisan’da Yetkin Port haber sitesindeki yazısında 14 Mayıs Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimlerine Rusya ve Çin’in müdahale edeceğini öne sürdü. Yazıda iddiasını destekleyecek herhangi bir delili olmadığını da belirten Köksal, seçimlere yönelik dış müdahaleye karşı uyarıda bulundu. Köksal, Türkiye’de iktidarı değiştireceğini açıklayan ve Türkiye’yi kan banyosuna çevireceğini ifade eden ABD’nin açıklamalarını ise görmezden geldi.

Köksal, “Bu kısa tur önümüzdeki 14 Mayıs seçimlerinin de bazı dış müdahalelerin hedefi olabileceğini gösteriyor. İster Rusya’nın ister bir başka ülkenin olsun bu ihtimalin sürekli olarak gündemimizde tutulması yararlı olur. Bu ihtimal gerçekleştiğinde, egemenlik hakkımızın ihlal edilmesi ve iç işlerimize karışılması anlamına geleceğinin bilincinde olmalıyız.” ifadelerini kullandı.

Eski diplomat da olan Köksal, “Rusya’nın ya da başka ülkelerin seçime müdahalesine dikkat” başlıklı yazında Rusya’nın 2016’daki ABD Başkanlık Seçimleri’ne müdahale ettiğini iddia etti. ABD merkezli raporlara referans vererek iddiasını temellendiren Köksal, Rusya’nın resmi makamlarından yapılan yalanlamaya ise yer vermedi.

RUSYA’NIN MÜDAHALESİ NETLİK KAZANMIŞ

2016’daki ABD Başkanlık Seçimleri’nde Rusya’nın sosyal medya platformları üzerinden Amerikan vatandaşları yönlendirdiği ve Donald Trump’ın Hillary Clinton’a karşı yarışı kazanmasını sağladığını öne süren Köksal şunları söyledi:
“ABD’de Trump’ın seçilmesinde dış müdahalelerin etkisi olduğuna dair bazı ipuçları ortaya çıktı. Derinleşen kuşkular üzerine ciddiyetle eğilen Amerikan Kongresi ve güvenlik kuruluşlarının yaptıkları incelemeler, Rusya’nın dolaylı müdahalesine netlik kazandırdı. Konuya eğilen Amerikan istihbarat camiası da müdahalenin boyutlarını çok sonra ortaya çıkarabildi. Trump’ı ABD Başkanı olarak kendi çıkarlarına daha uygun gören Moskova’nın, diğer aday Hillary Clinton’u facebook, twitter, instagram ve youtube mecralarında hedef haline getirip çeşitli tekniklerle yıpratarak seçimlere müdahale ettiği anlaşıldı. Wikileaks belgelerinden Clinton aleyhine olanlarının sızdırılması, daha sonra yasaklanan Today Russia’nın yayınları, seçmen kayıtlarına sızma, hatta Demokrat Parti yönetimini de hedef almak gibi yollarla 2016 seçimlerinde Trump’ın seçilmesine yardımda bulunduğu ve bir bakıma böylece amacına ulaştığı öğrenildi.”

‘TROLLER’ SEÇİMİ KAZANDIRMIŞ

Köksal, kaynağını belirtmediği bir “araştırma” üzerinden Rusya’yı suçlu göstererek “2016’da yapılan bir araştırmaya göre, Amerikalı seçmenin yüzde 64’ü Hillary Clinton hakkında kampanya döneminde yayılan yalan yanlış haberlerin zihinlerini çok karıştırdığını ifade etti. Senato’da açıklama yapan Facebook yöneticilerine göre 2015 Haziran - 2017 Ağustos döneminde IRA 126 milyon Amerikalıya erişen 80.000 mesaj atmış. Twitter’e gelince, 1 Eylül - 15 Kasım 2016 arası Rusya’nın kontrolündeki 36.000 otomatik hesap 288 milyon kez RT edilen 1,4 milyon mesaj atmış.” ifadelerini kullandı.

İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılması konusunda da Rusya’yı suçlu bulan Köksal şöyle devam etti:
“Zamanla Rusya’nın bu tür müdahalelerinin ABD seçimleriyle sınırlı kalmadığı ortaya çıktı. Avrupa Birliğini zayıflatması yanında, İngiltere’nin AB üyeliğinden ayrılmasıyla sonuçlanan 2016 Brexit referandumuna, son yapılan Avrupa Parlamentosu, Danimarka ve Fransa seçimlerinin siber alanda benzeri müdahalelere hedef olduğu ortaya çıktı. Demokratik ülkelerdeki kamuoylarının kutuplaşmaya yatkınlaştığı zemin ve dönemlerde bu tür siber müdahalelere daha açık hale geldiğini, etkileşim ve manipülasyonun daha da kolaylaştığını yaşanan deneyimler gösteriyor.

SAHTE BELGELER ÜRETİLEBİLİRMİŞ

Eski diplomat da olan Köksal, “Rusya’nın ya da başka ülkelerin seçime müdahalesine dikkat” başlıklı yazında Rusya’nın 2016’daki ABD Başkanlık Seçimleri’ne müdahale ettiğini iddia etti. ABD merkezli raporlara referans vererek iddiasını temellendiren Köksal, Rusya’nın resmi makamlarından yapılan yalanlamaya ise yer vermedi.

İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılması konusunda da Rusya’yı suçlu bulan Köksal, yaklaşan 14 Mayıs Seçimleri’nde Türkiye’ye dışarıdan müdahale olabileceğine dikkat çekti. Köksal sahte belgelerin ortaya atılabileceğini öne sürerek, “Rusya’nın siber dünyaya hulûl etmek için kullandığı belli başlı teknikler arasında sahte belge üretmek, seçim sistemini hedeflemek, sosyal medya reklamları, trol ve botlarla medya tartışmalarını tetiklemek ve etkilemek, çalınan bilgilerin sızdırılması, taraftar adaya destek karşı adayı gözden düşürmek geliyor. Batı’da Rusya’nın bu amaçla zaman zaman dezenformasyon amacıyla Russia Today ve Sputnik’i kullandığı öne sürülüyor.” dedi.

Türkiye’de yalan haberlerle Türk milletini hedef gösteren ABD destekli FETÖ, yayın organlarıyla çok sayıda uydurma belgeyi servis etmişti. Öte yandan Batı merkezli Foreign Affairs, Foreign Policy, The Economist gibi yayın organları, bir süredir kara propaganda amaçlı yayınladığı makale ve raporlarıyla Türkiye’de kaos kışkırtması yapıyor.

KANITSIZ ŞÜPHE!

Köksal, “Çin’in Rusya’nın yaptığı gibi Batı dünyasındaki seçimlere müdahale ettiğine dair henüz önemli bir bulgu yok. Ancak Çin’in siber alana çok daha geniş bir ufukla ve uzun vadede baktığı biliniyor.” diyerek Çin’e yönelik asılsız ve delilsiz şüphe yaratmaya çalıştı.

ABD’NİN ‘KAN BANYOSU’ TEHDİDİ

Önce ABD’li Foreign Policy dergisi, 1 Ocak 2023 tarihli yazısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın büyük bir seçim yenilgisiyle “indirileceğini” yazmış, bu süreçte ülkenin “kan banyosu”na döneceğini ifade ederek açıktan sopa göstermişti. Ardından finans kapitalin sesi The Economist dergisi, 21 Ocak 2023 tarihli kapağına Erdoğan'ın fotoğrafını basarak “Türkiye'nin yaklaşan diktatörlüğü” manşetiyle çıktı. Birkaç gün sonra da Bloomberg, Türkiye'yi NATO'ya “kafa tutan ülke” olarak niteleyerek, buna izin verilmemesi çağrısında bulundu.

Stern dergisi, Türkiye'deki seçimle ilgili hazırladığı analizine 10 sayfa ayırdı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef alan dergi, “Kundakçı (Brandstifter) Erdoğan” kapağı ile çıktı. Kapak yazısının içerideki başlığı ise “Erdoğan iktidarda kalabilmek için vicdansızca çatışmalar çıkarıyor: Kendi ülkesinde, Suriye'de ve ayrıca Almanya'da” oldu.

2020 ABD Başkanlık Seçimleri’nde Demokrat Parti’nin adayı olan Joe Biden, seçim çalışmaları sırasında Türkiye’de iktidarı seçim yoluyla değiştireceklerini, bunun için de muhalefeti destekleyeceklerini açıklamıştı.

Sonraki Haber