Cezanın gerekçesi görevinin gereklerine aykırı hareket

Ali Demir'e görevi kötüye kullanma suçundan verilen 1 yıl 15 gün hapis cezasının gerekçesi açıklandı. Eski ÖSYM Başkanının mahkumiyetiyle ilgili gerekçeli kararda, Demir'in görevinin gereklerine aykırı hareket etmek şeklinde görevini kötüye kullandığı kaydedildi

Eski Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Ali Demir’in yargılandığı dava Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmüştü. FETÖ üyeliği suçundan beraat eden Demir'e görevi kötüye kullanma suçundan 1 yıl 15 gün hapis cezası verilmişti. Mahkeme ayrıca hükmün açıklanmasının da geri bırakılmasına karar vermişti. Mahkemenin verdiği kararın gerekçesi de belli oldu.

'KESİN VE İNANDIRICI DELİL YOK'

Mahkeme, örgüt üyeliği suçundan verdiği beraat kararının gerekçesinde, sanık hakkında UYAP örgütlü suçlar bilgi bankasından yapılan araştırmalarda dosya harici yeni bir delil bulunamadığı belirtildi. Kararda şöyle denildi:

"Sanığın örgüt tarafından kullanılan haberleşme aracı olan Bylock programını kullanmadığının tespit edildiği, Ankara İl Emniyet Müdürlüğünün cevabi yazısında sanık hakkında terör örgütü ile irtibatına dair herhangi bir beyan veya teşhis bulunulmadığının bildirildiği, örgüt tarafından ÖSYM'ye yerleştirilen ve sınav sorularının çalınarak örgüte teslim edilmesine yönelik faaliyet gösteren ve Ankara 21. Ağır Ceza Mahkemesinin dosyasında yargılanan Mehmet Dönmez, M. Emin Akçelik, İbrahim Cem İlhan ve İbrahim Pektaş'ın beyanlarında sanığın sınav sorularının çalınmasına ve bu şahısların ÖSYM'ye yerleştirilmesine yönelik bir eylemi olduğuna ilişkin herhangi bir anlatımlarının olmadığı yine ilgili dosya içerisinde buna yönelik bir tespitin bulunmadığı, sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün bir üyesi olduğunu gösteren her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı bir iddia ya da delil bulunmadığı ve böylece atılı suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmadığından sanığın oy birliği ile beraatine karar vermek gerekmiştir."

'İMHANIN DURDURULMASINA YÖNELİK İŞLEM YAPMADI'

Görevi kötüye kullanma suçundan verilen cezanın gerekçesinde ise şu ifadeler yer aldı:

"2010 KPSS sınavından sonra ÖSYM'nin yaptığı neredeyse tüm sınav sorularının çalındığına dair şaibe olduğu kamuoyunda sıkça gündeme getirilmesine rağmen, o dönem ÖSYM başkanı olan sanık Ali Demir'in bütün şaibe iddialarını yalanlar nitelikte beyanatlar verdiği, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca soruşturmaya başlanmasına rağmen sanığın 2010 KPSS ve diğer birçok KPSS sınav sorularının imhasına neden olduğu, Demir'in 2012, 2013-ALS soru kitapçıklarının imhasına Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığının hazırlık soruşturmasına başlamadan önce karar verdiği, bu durumda 2012, 2013-ALS soru kitapçıklarının, konuyla ilgili hukuksal süreç başlamadan önce imhasına karar verildiği anlaşılmıştır.

"Bu süreçte imha işlemlerinin yürütülmesine yönelik görevi gereği herhangi bir denetimde bulunmadığı gibi imha işlemlerinin durdurulmasına yönelik bir talimat da vermediği, yine Demir'in makam odasında bulunan 2013-ALS soru kitapçıkları üzerinde bilirkişi tarafından yapılan tespitten de anlaşılacağı üzere soru kitapçıklarının, delil niteliğinde olduğu böylece sanık Demir'in, hukuksal sürece giren konuyla ilgili olarak sınav soru kitapçıklarının imhasının durdurulmasına yönelik işlem yapmadığı da anlaşılmıştır."

'GÖREVİNİN GEREKLERİNE AYKIRI HAREKET ETTİ'

Ali Demir'in, söz konusu sınavlarla ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca ve Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatılmasına ve konuyla ilişkin müşteki Ömer Koçak'ın yazılı ve sözlü ihbarda bulunmasına rağmen, hukuksal sürece girmiş konuya ilişkin sınav soru kitapçıklarının imhasına karar verdiği kaydedilen gerekçede şu hususlara yer verildi:

"Sanığın böylece görevinin gereklerine aykırı hareket etmek şeklinde görevini kötüye kullandığı anlaşılmıştır. Örgüt tarafından ÖSYM'ye sızdırılan Mehmet Dönmez, M. Emin Akçelik, İbrahim Cem İlhan ve İbrahim Pektaş'ın sınav sorularını çalma eylemlerinde ve soruların çalınması eylemini gerçekleştiren bu kişilerin örgüt tarafından ÖSYM'ye sızdırılmalarında sanığın bir eylemi olduğu hususunda herhangi bir delil tespit edilemediği, yine söz konusu kişilerin beyanlarında da bu yönde sanığın aleyhine bir anlatım olmadığı, ayrıca dosya kapsamında dinlenen diğer tanıkların beyanlarında da sanığın örgüt ile irtibat ve iltisakını ortaya koyar sınav sorularının çalınmasında ve soru kitapçıklarının sanık tarafından örgütün talimatı veya bilgisi dahilinde imha edildiğine ilişkin bir anlatım olmadığı gibi bu yönde bir delil de bulunmadığı anlaşılmıştır. Böylece bir dönem ÖSYM başkanı olarak görev yapan sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçundan beraatine karar verildiği yine sanığın soru kitapçıklarının imhasına yönelik eylemlerinde örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme kastıyla hareket ettiğine dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunamadığı sanığın eylemlerinin bir bütün olarak görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu kanaatine varılmıştır."

'FETÖ'NÜN İŞTAHININ OLDUĞUNU BİLİYORDUM'

Ali Demir, mahkemede yaptığı esasa ilişkin savunmasında şunları söyledi:

"Savcının mütalaasını şaşkınlıkla okudum. Böyle bir mütalaa beni şaşırttı. 2010 yılı eylül ayında ÖSYM'ye geldiğimizde buranın 36 yıllık bir geçmişi vardı. Kişisel ilişkilerle yönetilmekteydi burası. Bir akademisyen olarak sınavların eşitlik içinde olması en hassas olduğum konulardan birisiydi. İlk günümden son günüme kadar bütün önceliğim sınav güvenliğiydi. Sınav güvenliğine ilişkin sayısız çalışmam var. Hiçbir sınav evrakını imha etmedim.

"Savcı, benim FETÖ üyeliğinden cezalandırılmamı istiyor. Bu korkunç bir iddiadır. Dinlenen tanıklar hiçbir zaman benim FETÖ'cü olduğuma dair beyanda bulunmamıştır. Ancak ÖSYM üzerinde FETÖ'nün nasıl bir iştahının olduğunu biliyordum. Bu nedenle de sınavlara ilişkin sayısız tedbir aldım."

Sonraki Haber