Eylem Tok'un sinsi planı

Boston Türkleri Derneği Kurucusu Esat Gök, Eylem Tok ve oğlu T.C.'nin davasına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Gök, Eylem Tok'un planlı bir şekilde hareket ettiğini ve yakalanmadığını aslında kendini yakalattırdığını söyledi. Gök, yakalandıkları yerin de bilinçli seçildiğini ifade etti

CNN Türk Ana Haber'e katılan Boston Türkleri Derneği Kurucusu İşadamı Esat Gök, Oğuz Murat Aci'nin ölümüne sebep olduktan sonra ABD'ye kaçan T.C. ve annesi Eylem Tok'un olayının artık Amerika'nın basınında da yer aldığını söyledi. Gök, “Bu olay artık Amerikan gündeminde de, basında da yer almaya başladı. Türkiye'de de bu gerçekten çok önemli bir yer tutuyor. Bütün haber sitelerinde, bültenlerde bu olay konuşuluyor. Bizler de bu olayı yakinen takip ettik. Bizler için de çok önemli bir olay ve ben de o mahkeme salonunda olan kişilerden bir tanesiydim. Hatta mahkeme salonundaki diğer Türkleri de davet eden kişilerden birisiyim. Orada yoğun ve kalabalık olduğumuzu gösterebilmek ve bu konuya sahip çıktığımızı, adaleti aradığımızı herkese, başta hakime göstermek amacıyla bu şekilde yaptık” dedi.

Tok'un Hollywood filmlerindeki gibi turuncu bir tulumla hakim karşısına çıktığını dile getiren Gök, “Turuncu elbiseleriyle elleri kelepçeli bir şekilde içeri geldi. Polisle birlikte içeri girdi. Ve sonrasında da kalabalığı görünce açıkçası şaşırdı. Çünkü bu kadar bir ilgi muhtemelen beklemiyordu. İnsanlar yüzeysel olarak bu konuya merak gösterir ama ciddi manada bir ilgi olacağını zannetmiyorum diye düşündü muhtemelen. Fakat bizi görünce çok şaşırdı. Saçları yapılı, tırnakları gayet güzel, makyajı yerindeydi. Kendinden emindi. Ama içeri girerken ve duruşma salonunu terk ederkenki halleri çok farklıydı. İçeri girerken daha özgüvenli, 'Sayın hakim merhabalar, bakın ben bir anneyim' modunda girdi. Fakat çıkarken yüzü düşüktü. Oradaki insanların ona nefret dolu gözlerle bakmasından dolayı çok rahatsız oldu. Ben kendisine birkaç defa göz göze geldim” diye konuştu.

'KATİL ANNESİ OLMAK NASIL BİR DUYGU?'

Gök, Eylem Tok'la arasında geçen diyaloğu da anlattı: “Direkt hakaret etmek istemedim ama en kibar yoluyla içimdeki ve milyonların içerisindeki duygu belki bu şekilde ifade edilebilir diye 'Katil annesi olmak nasıl bir duygu?' diye sordum. O da 'Allahu Ekber' dedi ve yürüdü gitti. Yani orada bir alaycı bir tavır vardı. O zaten öyle söyledikten sonra hemen içeri girdi, kapı kapandı, çıktı gitti. İçeridekiler 'Tüh yazıklar olsun sana, terbiyesiz bir de böyle konuşuyor, alay mı ediyorsun sen bizimle' diye daha da sinirlendi. Provokatif bir cevap verdi ama tabi bu mahkeme sonuçlarından sonra o alaycı tavrı nasıl olacak hep beraber bekleyip göreceğiz.”

'DİL OKULUNA KAYDEDERKEN YAKALANDI'

Gök, sosyal medyada Eylem Tok ve oğlunun Türk motokuryenin yemek getirirken kendisini teşhis etmesiyle ihbar edildiği iddiasının doğru olmadığını söyledi. Elinde polis tutanağı olduğunu belirten Gök, Eylem Tok ve oğlunun yakalanmasına ilişkin soru işaretleri olduğunu dile getirdi ve şunları kaydetti: “Kendisi oğlunu bir dil okuluna yazdırdığı esnada yakalanıyor. Okul bahçesinde yakalanıyor. Benim elimde polis raporu var. Polis raporunda hangi saatte nerede ne yaparken tutuklandığı detaylı olarak yazıyor. Okulun bahçesinde bekçi kulübesi gibi bir yerde otururken yani aslında polisi beklerken kendisini yakalattırıyor. Bakın şimdi burada olay biraz daha derinleşiyor. Ama kurye yakalatmadı. Okulun bahçesinde, dil kursunun bahçesinde yakalandı büyük bir kampüs burası. Oğlunu kayıt ettirmeye götürmüş. Yıllık ortalama 50 bin dolar civarından başlıyor dil öğrenimi ücreti. Zaten ailecek herhangi bir maddi sıkıntılar olmadığını biliyoruz. Bu olay maalesef bir iki duruşmada çözülecek bir olay değil. Şu anda yıllar boyu sürecek bir sürecin ilk günlerini yaşıyoruz. Dünkü duruşma hakimin olayı sadece bir tanıma amaçlı, bu konu neymiş bakalım deme amaçlı bir şeydi. Ön bir denemeydi, öyle söyleyeyim ben size. Yani bir duruşmada hemen anında karar verileceği zannetmiyorum. Şimdi Eylem Hanım'ın mahkemesinin 27'sine ertelendi. Bu zaman zarfı içerisinde hakim konuyla ilgili araştırma yapacak. Fakat bakın ben çok kritik bir şey söylüyorum. Bu olay sadece bir Türkiye'de gerçekleşen bir vurkaç olayı, Amerika'ya kaçan bir insanın Türkiye'ye iade edilmesi olayından ibaret değil. Bu olay aslında bir diplomatik krizin ön sinyalleri. Yani şöyle söyleyebilirim ben size... Nasıl ki geçtiğimiz dönemlerde Amerika'dan birçok kırmızı bültenle aranan kişiyi istedik. Amerika vermedi. Rıza Zarrab'ı istedik, vermedi. Enes Kanter'i istiyoruz, vermiyor. Onun gibi binlerce FETÖ'cü kaçak var. Terörist onları veriyor mu? Vermiyor. Yani acaba burada da Eylem Hanım'ı verir mi? Bilemiyoruz.”

GÖÇMENLERİ SEVEN DEMOKRATLARIN KALESİ

Gök şöyle devam etti: “Ben Eylem Hanım üzerinden yoğunlaşıyorum. Çünkü oğlu tamam bir suç işledi kaçtı gitti ama çocuk Amerikan vatandaşı olduğu için burada zaten bir avantajı var. Yani Amerika diyor ki bu benim vatandaşım. Bunun gerekli cezasını ben nasıl uygun görürsem o şekilde takdir ederim diyor zaten. Fakat biz burada öncelikle Eylem hanımı almaya çalışıyoruz. Burada da bakın şöyle bir tezgah var. Ya da şöyle bir kurgu var. Birileri ciddi manada, profesyonel manada bu anne ve oğluna yardımcı oluyor. Şöyle anlatayım ben size. Önce Mısır'a kaçıyorlar. Oradan Amerika'ya gidiyorlar. Amerika'da beş farklı şehri geziyor. Ve en son Boston'a geliyorlar. Soru şu, neden Boston'a geliyor? Yani Amerika'da birçok eyalet var. Massachusetts neden tercih edildi? Bir kere önce bunu soralım ve cevabını verelim. İki, dil kursunda ne işi vardı? Yani bu çocuk İngilizce bilmediği için mi kursa gönderildi? Veya efendim neden oraya gitmek istiyor? Üç, Eylem Hanım ev tuttu, neden ev tuttu? Kaçak bir insan neden yerleşmeye çalışsın, ev tutmaya çalışsın, bilgilerini ifşa etmeye çalışsın? Şimdi normal şartlarda, biliyoruz ki aile varlıklı bir aile. Normalde isteseler Amerika'nın orta eyaletlerinde herhangi bir kasabada bambaşka bir kimlikle anne oğlu olarak hayatlarını devam edebilirler. Bakın, Massachusetts, demokratların kalesidir. Massachusetts, Amerikan devletine birçok Amerikan başkanı kazandırmıştır. Dolayısıyla, Demokratların da en sevdiği, en takip ettiği konulardan bir tanesi de göçmenlerin ve yabancıların haklarını savunma, onlara da eşit haklar verebilme mücadelesidir. O yüzden Massachusetts seçildi. Şimdi bakın bu federal bir mahkeme. Yani güçlü bir mahkemede, güçlü bir eyaletin mahkemesinde duruşmanız görülsün. Siz bundan zaten minimum zararla kurtulursunuz. Bir plan yapılmış. Bu benim öngörüm. Bu plan çerçevesinde kendilerini yakalatıyorlar. Bakın, yakalanmıyorlar. Teslim oluyorlar bir nevi. Ben öyle görüyorum. Çünkü bakın, Amerika 300 milyon nüfuslu, çok büyük bir ülke. Koskocaman bir kıta. Yani burada karanlık kalabalığın içerisinde kaybolmak çok kolay olur. Yani bunun bir sürü farklı yolları var.”

Sonraki Haber