Eymür söyledi İsrail katletti

Filistin, Kahramanmaraş merkezli depremden hemen sonra, arama-kurtarma ekibini Türkiye’ye yolladı. Onları ülkelerine alkışlarla yolcu ettiğimiz bugünler, bizim de Bora Gözen ve arkadaşlarını Filistin'de şehit vermemizin 50. yıldönümüne denk geliyor...

21 Şubat 1973 günü, Lübnan'ın Trablus şehrindeki Nahr-el Bared Filistin kampına İsrail komandolarının baskını sonucu; Bora Gözen (32), Cafer Topçu (24), Kerim Öztürk (24), Gürol İlban (25), Şükrü Öktü (23), Yücel Özbek (25), Ali Kiraz (24) ve Ahmet Özdemir (27) şehit oldu.

Saatlerce süren çatışmada kurşunu biten Gözen süngülendi. İlk vurulan, nöbetçi Ali Kiraz oldu. 6 kişi ise henüz silahsızken, makineli tüfeği kurmaya çalışırken katledildi. Ali Ergun ve Hüseyin Tüysüz yaralı olarak kurtuldu. Yanlarında gazeteci Cengiz Çandar da vardı. Çatışma öncesi kuşkulu bir şekilde ortadan kayboldu. Faik Bulut ise esir edilerek İsrail'e götürüldü. 7.5 yıl hapis yattı.

AĞITLAR DEĞİL, SENFONİLER YAZILIR

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Vatan Partisi (o zamanki adıyla Türkiye İhtilalci İşçi Köylü Partisi-TİİKP) Merkez Komite Üyesi Bora Gözen ve yedi parti üyesi için "Dokuz Şehit İçin" şiirini, Yunus Emre'nin "Geldi Geçti Ömrüm Benim" şiirine nazire yaparak yazmıştı.

Perinçek, partili arkadaşı Bora Gözen'i şöyle anlatır; “Bora, emekçilerin devrim davasını her şeyin üzerinde tutmuştur. Onun 'kendi' meselesi, hayatı, her şeyi budur. 1968'de Deniz Gezmiş'le birlikte Sultanahmet Cezaevi'nde tutuklu iken, ona görüşe gitmiştim. Daha 'Merhaba' demeden günün devrimci meselelerini konuşmaya başladık. Görüş bitti. Çıktım. Karısı Engin, Bora'ya söylemem için birçok şey tembih etmişti. Hiçbirini anlatmaya fırsat vermemişti. Sakin, ağır başlıydı, abartısızdı, ölçülüydü, badikti, ikna ediciydi. Ne yaptığını bilirdi. Davranışları kararlıydı. Hafifliklere kapılmazdı. Sözünü tartarak söylerdi. Ve iri gözleri, ışıltılı bakışları, sıcak gülüşüyle çok güzel bir insandı. Bora'yı daima sakin görenler, onun aynı zamanda kitleleri harekete geçiren iyi bir ajitatör olduğunu belki tahmin edemezler. Bora, arkasından ağıt yazılacak bir sınıfın değil, senfonilerle anlatılabilen bir sınıfın, partili devrimcisidir." (Fahriye Gözen, Bora İçin Şiirler, Kora Yayın, İstanbul, 1998, s.10-11.)

FİLİSTİN MÜCADELESİNE DESTEK İÇİN GİTTİLER

Vatan Merkez Karar Kurulu ve Merkez Yönetim üyesi Ferit İlsever, Filistin’e sol adına gidenlerin çoğunun; “Gidelim orada silahlı mücadeleyi öğrenelim, orada aldığımız eğitimle Türkiye’ye gelip mücadele edelim” anlayışında olduğunu belirtiyor ve ekliyor; “Mahirlerin, Denizlerin esas olarak amaçları buydu. Bizim amacımız bu değildi. Biz daha çok Filistin Kurtuluş Örgütü’yle ve Filistin mücadelesiyle dayanışma amacıyla oraya gittik. Bizim Türkiye’ye gelip savaş çıkarmak diye bir politikamız yoktu. Ama Filistin’le dayanışma bizim için önemliydi.”

EYMÜR İTİRAF ETTİ

Vatan Partisi Merkez Disiplin Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ercan Enç, mide rahatsızlığı nedeniyle Gözenlerle yola çıkamadı ve hemen ardından bulunduğu ev polis tarafından basıldı. Enç, 1973 Şubat’ında Mamak Cezaevi'nde tutukluyken, sekiz Aydınlıkçının ölüm haberini aldıklarını belirtiyor: “Bir süre sonra Mehmet Eymür, MİT'in Filistin'deki Aydınlıkçılarla ilgili elde ettiği bilgiyi MOSSAD'A bizzat kendisinin verdiğini söyledi. Eymür, tanık olarak katıldığı Ergenekon Davası'nda da aynı sözleri tekrar etti.”

GLADYO PEŞLERİNDEYDİ

Dönemin Türkiye İhtilalci İşçi Köylü Partisi yani bugünkü Vatan Partisi mensupları partili mücadelenin her aşamasında Gladyo'nun tertip ve saldırılarına maruz kaldı. Özellikle Amerikancı darbe dönemlerinde. 12 Mart ve 12 Eylül'de... Karşılaştıkları tertip ve saldırıların hemen hepsinin arkasında Gladyo'nun has elemanları Mehmet Eymür ve Hiram Abas başrollerdeydi.

Sonraki Haber