F-16'lar için ABD'de seçim ‘temennisi’

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, CNN TÜRK ekranlarında Hande Fırat'ın sunduğu Gece Görüşü programında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Karadeniz'deki tahıl koridorunun yeniden işlerlik kazanmasına ilişkin süreci anlatan İbrahim Kalın, tahıl koridoru faaliyetiyle milyonlarca tonluk bir tahıl operasyonunun yapıldığını, bunun durmasının, maliyetleri çok ciddi artıracağını söyledi. Sevkiyatın durduğu sürede dünya gıda fiyatlarının yüzde dört buçuk oranında arttığını vurgulayan Kalın, süreç uzasaydı fiyatların yükselmeye devam edeceğine işaret etti. Kalın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da açıkladığı gibi, ihtiyaç duyan Somali, Cibuti gibi Afrika ülkelerine tahıl sevkiyatı konusunun Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından da dile getirildiğini belirtti.

Rusya-Ukrayna savaşıyla ilgili tarafların müzakere masasına nasıl getirileceğinin tartışılması gerektiğini, bunu Batılı ülkelere ilettiklerini söyleyen Kalın, “Sadece Türkiye'ye teşekkür etmeniz yeterli değil, savaşı sonlandıracak farklı bir jeopolitik, stratejik bakış açısını işleme sokalım.” dedi.

'BİDEN İLE G20'DE GÖRÜŞECEKLER'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, tahıl koridorunun yeniden faaliyete geçmesi konusunda Putin'i nasıl ikna ettiğini önce ABD Başkanı Joe Biden'a anlatacağını söylediğinin hatırlatılması ve görüşmenin nasıl olacağına ilişkin soruya karşılık İbrahim Kalın, şunları kaydetti: “G20'de görüşecekler. Orada muhtemelen yüz yüze bunu anlatacak. Ama dediğiniz gibi bence ironi ya da ironiden daha fazla bir şey de yaptı, 'Liderlik diplomasisiyle kriz böyle çözülür.' demiş oldu. Çünkü herkesin alarm olduğu bir noktada, Cumhurbaşkanımız çok sakin bir şekilde, 'Sayın Putin'le bir görüşelim bakalım' dedi ve neticeyi de hepimiz gördük.”

'F-16'DA İHTİMAL YÜKSEK'

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, “ABD Türkiye'ye F-16'ları verecek mi?” sorusu üzerine, şu anda sürecin devam ettiğini, ABD'de 8 Kasım'da yapılacak seçim sonrası yeni yapılanmanın ortaya çıkacağını söyledi. İbrahim Kalın, “Tam bir tahminde bulunmak çok kolay değil ama önümüzdeki bir iki ay içerisinde bu sürecin tamamlama ihtimali yüksek görünüyor. Bu olduğu zaman da F-16 meselesi, hem modernizasyon hem de yeni F-16'ların alınması anlamında çözüme kavuşur.” ifadelerini kullandı.

Amerikalılar, 8 Kasım'daki ara seçimlerde, bulundukları eyaletlerdeki valilik ve diğer yerel pozisyonların yanı sıra Kongrenin Temsilciler Meclisindeki 435 sandalyenin tamamı, Senatodaki 100 sandalyenin de 35'i için sandığa gidecek.

ABD'NİN EGE TEHDİDİNİ GÖRMEZDEN GELDİ

Kalın, Ege'de ABD ve Yunanistan'ın askeri yığınağına değindi. “ABD'liler bunların Türkiye'ye karşı olmadığını, Rusya'ya karşı bu kaydırmaları yaptıklarını söylediler.” dedi, Yunanistan'ın ise Türkiye'yi tehdit edecek gücü olmadığını söyleyerek iki aktörü de görmezden geldi. Konuyu basit bir kışkırtma olarak ele alan Kalın şöyle sürdürdü: “Bizim Yunanistan ile gerilim gibi bir gündemimiz yok. En önemli konu, Yunanistan'ın gayrı askeri statüdeki adaları silahlandırmasıdır çünkü bu uluslararası hukukun açıkça ihlalidir. Daha ileri giderlerse de buna hukuksal zeminde ve diğer alanlarda cevap vermeye devam ederiz. Adalardan Türkiye'ye yönelik bir tehdit oluşturamazlar buna izin vermeyiz. Yunanistan da ABD de bunu çok iyi biliyor. Zaman zaman Yunan mevkidaşlarımız bile gelip bize şikayetçi oluyorlar 'bu bizim bakış açımız' değil diye. Yunanistan'daki iç kavgaya bizi çekmeye çalışıyorlar. Yunan hükümeti Batı'da zaman zaman Türkiye karşı oluşan dalganın üzerinde yükselmeye çalışıyor.”

'TÜRKİYE OLMADAN BÖLGESEL STRATEJİ MÜMKÜN DEĞİL'

Suudi Arabistan'la normalleşmeyle ilgili Kalın şöyle konuştu: “Suudi Arabistan'la Kaşıkçı olayı yaşadık. Biz önümüzde daha küresel sınamalar var, gelin bunu halledelim. 15 Temmuz sürecinin öncesinde, sonrasında yine bir şeyler yaşadık. Olabilir. Burada önemli olan mutlak sınırlar çizip yahut bunları ortadan kaldırıp bir politika izleyemeyeceğini takip etmektir. Bu ülkelerde şunu gördüler. Doğu Akdeniz'den Kafkasya'ya, Türkiye'nin olmadığı bölgesel stratejiyi kurmak mümkün değil. Bütün ülkelerle normalleşmenin yaşandığı bir dönemdeyiz.

BAE ile gerildiğimiz noktalardan biri Katar'a ambargo uygulamalarıydı. Sonra kendi aralarında bu sorunu çözdüler. Bunun olacağını biliyorduk ama net bir duruş ortaya koyduk. Mesela Ermenistan meselesi, aramızdaki sorun Karabağ'ın işgaliydi. İşgal sona erdi, bu sorun paralel olarak ortadan kalktı. İkisi de daha olumlu, daha ümit var çerçevede ilerliyor.

'BİR KAOS DÖNEMİNE GİRECEĞİZ'

“İlk defa küresel sistemin temel parametrelerinin sarsılmasıyla karşı karşıya olduğumuz bir sürecin içerisindeyiz. Biz soğuk savaş 2.0'u yaşamaya başlamış olacağız. Bir kaos dönemine gireceğiz. 3. Dünya Savaşı'nın mahiyetini şöyle eksik bulurum. Amacı değişti. Daha asimetrik, daha akışkan, daha dinamik, daha kontrolsüz, dijital bir sürü unsurları olan bir savaş olacak. Böyle bir dönem yaşama riskimiz çok fazla olacak.

Sonraki Haber