Faizciye değil üreticiye destek

Amerikan Merkez Bankası, faizi artırmadı. Çin ve Rusya faiz indirim sürecine girdi. Türkiye ise Mehmet Şimşek'in başa gelmesiyle tersi bir yola girdi. Faizciye yüksek kazanç sunan değil üretimi artıran adımlar atılmalı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, “Hazine ve Maliye Bakanımızın adımlarını süratle, rahatlıkla Merkez Bankası'yla atmasını kabullendik. Enflasyonu tek haneye düşürme kararlılığımızı bildirdik." mesajları sıcak para merkezlerinde beklentiye neden oldu. Cumhurbaşkanı'nın faiz konusundaki ilkesi belli iken yeni ekonomi yönetiminin atacağı adımlar konusunda ikna olduğu mesajını vermesi önümüzdeki hafta yapılacak Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantısında ilk faiz artışının yapılma olasılığını artırdı. Burada faizin oranının ne olacağı kadar, faiz adımlarının nereye kadar devam edeceği ve bu süreçte hangi ek araçların kullanılacağı önemli.

O İKİ MESAJA DİKKAT

Basında yer alan kulislere bakarsak, “nasyolleşşeme”den “rasyonelleşme”ye geçiş yapılacağı algısı var. Oysa Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın iki mesajı çok önemli. İlki daha önce de bu sayfalarda aktardığımız TOBB Genel Kurulu'nda dile getirdiği yeni dönemde ekonomideki beş ilkeden biri olan “cari fazla vererek büyüme.”

İkincisi ise önceki gün Azerbaycan ve KKTC ziyaretleri dönüşü uçakta verdiği şu mesajlar: “Cumhurbaşkanı faiz politikalarında ciddi bir değişime mi gidiyor' gibi bir yanılgının içine düşmesin. Ben burada aynıyım. Ama Hazine ve Maliye Bakanımızın şu andaki düşüncesi noktasında, biz tabii kendisine burada atacağı adımları süratle, rahatlıkla Merkez Bankası ile atmasını kabullendik, hayırlı olsun dedik ve bu şekilde de enflasyonu tek haneye düşürmekteki kararlılığımızı da bildirdik. Biz o zaman 'düşük faiz, düşük enflasyon' teorisiyle çalıştık. Şimdi de aynı anlayışla çalışıyorum, aynı düşüncedeyim ve bu şekilde bunu başarabiliriz diye inanıyorum.”

ŞAHİN Mİ OLACAK,GÜVERCİN Mİ?

Bu mesajlardan anlaşıldığı üzere Türkiye ekonomisi cari fazla veren bir noktaya giderken, gündeme gelen ödemeler dengesi krizinin tehlikesinin aşılması ve kısa vadede dış finansman ihtiyacının karşılanması için faiz silahı bu kez ters yönlü kullanılacak. Faizin oranı ise bu noktada önemli olacak. Mayıs itibarıyla yüzde 40'ın altına çekilen tüketici enflasyonu için Merkez Bankası Enflasyon Raporu'nda yıl sonu için yüzde 22.3 olarak öngörülüyor. Halihazırda piyasada işlem gören iki yıllık gösterge tahvilin faizi yüzde 16-17 bandında. Bu noktada önümüzdeki hafta toplanacak Kurul'un yüzde 8.5'teki politika faizini yüzde 15'in üzerine çekmesi beklenebilir. Şayet şahin bir politika izlenirse faiz artışlarının kademeli olarak sürdürülüp yıl sonu enfalsyon tahmininin üst bandı olan yüzde 26.5'e yakın bir düzeye çekilmesi, güvercin olunması durumunda ise alt bant olan yüzde 18'lerde tutulması beklenebilir. Merkez Bankası EVDS sisteminden baktığımızda şunu görüyoruz; TL ticari kredi faizleri yüzde 14-15 aralığında, TL mevduat faiz oranları ise 3 aya kadar yüzde 37'nin, 1 aya kadar yüzde 24'ün üzerinde toplamda ise yüzde 25'i bulan bir mevduat faizi söz konusu.

RUSYA FAİZİ YÜZDE 7.5'TE TUTUYOR

Amerikan Merkez Bankası FED, önceki gün aldığı kararla faizi artırmadı. FED böylece on ay sonra sıkılaşmaya gitmemiş oldu. ABD'de enflasyon halihazırda mayısta yıllık yüzde 4 oldu. FED faizi haziranda yüzde 5.25'te tuttu. Çin Merkez Bankası ise, bazı finansal kurumlara verilen 237 milyar yuan (33 milyar dolar) bir yıllık orta vadeli borç verme tesisi (MLF) kredilerinin oranını 10 baz puan indirerek yüzde 2.75'ten yüzde 2.65'e düşürdü. Rusya Merkez Bankası da haziranda faizi yüzde 7.5'te sabit tuttu. Rusya Merkez Bankası, batılı ülkelerin yaptırımları nedeniyle politika faiz oranını Şubat 2022’de yüzde 9.5’ten 20’ye çıkarmasının ardından faiz indirim sürecine girdi. Bu süreçte Rusya bir takım sermaye kontrollerini de devreye aldı. Rusya'da yıllık enflasyon ise yüzde 10.3 düzeyinde. Rus Merkez Bankası'nın yıl hedefi enflasyon yüzde 4.5-6.5 seviyesine çekmek.

CARİ AÇIK ENGEL OLMAKTAN ÇIKACAK

Dün yapılan Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) toplantısının ardından açıklama yapan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın mesajları ekonomide izlenecek yola ilişkin bir öngörü sundu. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Ticaret Bakanı Ömer Bolat ve Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan'ın da katıldığı toplantının ardından Yılmaz şunları söyledi: “Serbest piyasa kuralları içinde ekonomimizin rekabet gücünü ve verimliliğini arttırmaya dönük adımlara kararlılıkla devam edeceğiz. İstikrar ve güven içinde büyümek, istihdamı arttırmak, büyümenin nimetlerini adaletle paylaşmak her zaman olduğu gibi temel amaçtır. Bu amaçlara dönük olarak yatırım, istihdam, üretim ve ihracat hedeflerimizi gerçekleştirirken, cari açığı sürdürülebilir büyümenin önünde bir engel olmaktan çıkarmaya kararlıyız. Bu doğrultuda teknolojik atılımlarımızı devam ettirecek, katma değeri yüksek ürün ve hizmetlerle ihracat ve turizm gelirlerimizi arttıracağız."

Yılmaz ayrıca, 12'nci Kalkınma Planını ekim ayında TBMM'nin takdirine sunmayı planladıklarını anlatarak, "Eylül ayında kamuoyu ile paylaşacağımız Orta Vadeli Program'la kamu politikaları ve uygulamalarını gözden geçirecek ve kaynak tahsisini bu çerçevede yönlendireceğiz." dedi.

EKONOMİ YÖNETİMİNİN ZOR SINAVI

Yılmaz'ın vurguları ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın mesajları dikkate alındığında faiz artışının, sadece kısa vadede dış finansman ihtiyacını gidermek için değil ekonomiyi bir miktar soğutarak dengeli büyüme patikasına girmek için yapılacağı görülüyor. Çünkü cari açığa kısa vadede başka türlü çözüm bulmak zor. Bunun yanında önceki dönemde atılan adımların önümüzdeki dönemde kazanım olarak cari dengeyi toparlayacağını, Şahap Kavcıoğlu'nun yılın İkinci Enflasyon raporunda yaptığı sunumu dikkate alarak söyleyebiliriz.

Elbette burada faizde oranın ne olacağı, KOBİ'lerin finansman zorluğu yaşamaması için ayrı bir özel finansman paketi olup olmayacağı, gelen sıcak paranın piyasaya bankalar eliyle verilerek genişlemeci politikaya devam edilip edilmeyeceği veya tam tersi sıcak paranın piyasadan toplanarak rezervlerin tahkim edilip edilmeyeceği önemli belirleyici olacak. Dünya faizde terse dönerken Türkiye'nin faiz artırım dönemine girmesi sıcak paraya kazanç sunan bir pazar profili çiziyor. Faizciye yüksek kazanç sunan değil piyasayı düzenlerken üretimi de destekleyen bir “rasyonel” faiz oranının belirlenmesi yeni ekonomi yönetiminin sınavında kriter olacak.

Sonraki Haber