Festivaller için ihtiyacımız toplumsal sorumluluk duygusu

60. Antalya Altın Portakal Film Festivali, KHK ile görevine son verilen devlet memurlarını anlatan bir belgeselin birden fazla kez seçkiden çıkarılmasının ardından iptal edildi.

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, son olarak festivali bu yıl düzenlemekte kararlı olduklarını ifade etti. Festivalin hangi yönetimle ve jüriyle, nasıl gerçekleşeceği merak konusu. Ülkemizdeki film festivallerinin toplumla ilişkisi ve festivallerin sağlıklı biçimde düzenlenmesi hakkında Uluslararası Sinema Derneği Başkanı İhsan Kabil, Aydınlık’ın sorularını yanıtladı. 

  • Film festivallerinin bu tip sansasyonlardan uzak bir şekilde, sizin de belirttiğiniz gibi sinemanın konuşulduğu ve yaşatıldığı şenlikler olarak düzenlenebilmesi için sanatçılara, devlet kurumlarına ve sanatseverlere hangi görevler düşüyor?

Film festivalleri aslında sinema sanatında o gün gelinen noktayı öne çıkartan, seyirci arasında ortak bir dil kurulmasını öngören, genç sinemacılara yeni bakış açıları kazandırması gereken ortamlar olmak durumundadır. Bu bağlamda, sanatçıların sinemanın form ve içerik anlamında estetik ve moral değerleri gözetir bir tarz geliştirmeleri elzem olmalıdır. Devlet kurumlarının her bakımdan bu yöndeki çalışmaların önünü açmaları beklenirken, özellikle filmlerin seyirciye iletimi hususunda korumacı bir tavır sergilemeleri iletişimin sağlıklı olması bakımından önem kazanmaktadır. Sanatseverler ise seçici bir algılama geliştirerek, önlerine çıkan sanat eserlerini daha iyi değerlendirmeli, bu tavırla filmleri eleştirel bir bakış açısıyla seyretme gücünü ortaya koyabilmelidirler. 

  • "Sansür" kavramı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Sansür, genel itibariyle problemli bir yaklaşımdır. Onun yerine, yönetmenlerin sorumluluk duygusuyla hareket ettiği, toplumun sahip olduğu değerlere saygı duyduğu, film-seyirci ilişkisinde bir vicdan duygusunu gözettiği, dolayısıyla belli bir otokontrol geliştirdiği bir yönseme önemlidir. Bu anlamda, şiddet ve açıklığın yer verilmediği eski Sovyetler Birliği, Çin ve şimdiki İran sinemasının insan haysiyetine yaraşır dikkat mekanizmaları, sinema ve toplum ilişkisi için sahici bir önem arz etmektedir.

TÜRK DÜNYASI İLE İŞBİRLİĞİ

  •  Sanatçıların eserlerinin Batı'dan dayatılan kültürün etkisinden çok kendi ülkemizin gerçeklerine dayanarak üretilmesi için hangi çalışmalar ve işbirlikleri yapılabilir?

Kendi toplum ve kültürümüze dayalı çalışmalar ortaya koymak, başta Batı'nın bizden beklediği kendi kendini oryantalize etme tarzından beri durarak gerçekleşecektir. Ayrıca toplumun yaşadığı sorunları gerçekçiliğin zayıf cazibesine kapılmadan yansıtmanın yanı sıra, insani hasletler ve toplumsal değerler anlamında taşıdığımız belli özellikleri de öne çıkarmaktan geri kalmamalıdır. Dolayısıyla imgelemede hakkaniyetli ve yol izlenmelidir. İşbirliği çerçevesinde, artık Türk sinemasının bir parçası olduğunu düşündüğüm Türk Dünyası sinemasıyla mutlaka ortakyapım, dağıtım ve film market manasında güç birliği yapılmalıdır.

  • Sizce Altın Portakal krizi çözülmüş oldu mu? Herkes zararlı çıkmış gibi görünüyor.

  • Antalya Altın Portakal Film Festivali ve genel olarak ülkemizdeki diğer festivaller, toplumun geniş kesimlerinin temsiliyeti temelinde, ön juri ve ana jurilerde daha geniş düşüncelerin okunduğu, toplum değerlerini gözeten bir yapılanma içinde olmalıdır. Siyasetin sinema sanatının önüne geçmediği, seyircinin sinema kültürünü yükseltici, estetik ve genel moral değerlerin dikkate alındığı soylu bir imgeleme çabasının hakim olduğu bir festival anlayışı hükümferma olmalıdır.

Sonraki Haber